7 Haziran 2023 Çarşamba

Türk Dizisi : Ayak İşleri

 Herkese merhabalar efenim,

Gibi dizisinden sonra ikili kişilerin bir takım maceralara atıldığı absürd komedi tarzında diziler çoğalmaya başladı.Bu dizi de Gain platformunda yayınlanan ve kardeşimin öneri üzerine beraber izlediğimiz bir dizi.Pazartesi gübü izin günümdü ve Samsun'u sel aldı evet Haziran ayında sel aldı buraları bir türlü yaz gelmiyor :(  Biz de dışarı çıkamadığımız için bütün günü evde birlikte geçirdik önce oyun oynadık yemek yedik sonra bu diziye sardık ve bir günde 1.sezonu bitirdik.Çağlar Çorumlu benim Güldür Güldür programından beri çok güldüğüm ve sevdiğim bir oyuncu diğer oyuncuyu da isim olarak tanımasam da yüz olarak dizilerde görmüştüm daha önce.Muhteşem bir ikili oluşturan bu ikili bir patronun ayak işlerine yani pis işlerine bakıyor.Absürd komedi olduğu kadar aksiyon sahneleri de çok iyi çekilmiş bir dizi.Yönetmeni Caner Özyurtlu.Kendisini Elveda Rumeli dizisinden beri tanırım ve kardeşimle birlikte çok severiz bu işinde yönetmeni olunca daha bi sevdik.Her bölüm 20 dk kadar sürüyor ve tam dizi tadında birbiri ile alakalı ve devamı olan bölümler Gibi dizisi gibi alakasız değil.

6 Haziran 2023 Salı

Kitap - Değişim Mo Yan

 Herkese merhabalar efenim,

Çin edebiyatının en çok bilinen ve çevirisi olna yazarlarından biri olan Mo Yan dan okuduğum ilk kitap olan Değişim kitabı var bugün kitap postumuzda.Mo Yan 'ı tanımak ve başlamak için bu kitap iyi bir kitap mı bilemiyorum daha çok anı tarzından bir kitaptı ve kısa bir kitap olmasına rağmen okurken sıkıldım açıkçası.Mo Yan 'ı çok duyduğum ve Nobel edebiyat ödülü aldığı için belki başka bir kitabına daha rast gelirsem ve alırsam bir şans daha veririm diye düşünüyorum :)

Çin'in en ünlü ve Nobel ödüllü yazarı Mo Yan, Değişim adlı uzun öyküsünde ülkesindeki toplumsal ve siyasal değişimleri dile getiriyor. Otobiyografi tarzında öykü ya da öykü tarzında otobiyografi diyebileceğimiz bu yapıt, Çin edebiyatındaki çoğunlukla siyasal olaylara odaklanan tarihsel anlatıların tersine, "insanlar"ın tarihini ele alıyor. Değişim bu niteliğiyle değişme sürecindeki bir ülkenin görünümünde tavandan aşağıya değil, tabandan yukarıya bakan bir yaklaşımın temsilcisi oluyor.

Mo Yan, anlatımında zaman içinde ileriye ve geriye dönüşler yapıyor; önemsiz olaylar ile sıradan insanların yaşamına yöneliyor. Gündelik yaşamın boyutlarını aşan büyük olayların sokaktaki insan üzerindeki etkisini aktararak tarihe insan sıcağının soluğunu katıyor.

3 Haziran 2023 Cumartesi

Türk Dizisi : Aktris

 Herkese merhabalar efenim,

Dün gece 8 bölümünü izleyip bitirdiğim Disney de yeni yayınlanmış olan Aktris dizisinden bahsedicem size bugün.Oyuncu kadrosu oldukça iyi ve bence oyunculuklar da oldukça iyidi.Hikaye arada sallanır gibi oldu ama sonuna kadar izletmeyi başaran bir yapım oldu bence.Kadın seri katil filmleri ve adalet arayışına farklı yönlerden bakan yapımları ben her zaman çok sevmişimdir.Baş rollerinde Pınar Deniz ve Uraz Kaygılaroğlu'nun olması da diziyi izlemek için ayrı bir teşvik bence :)

Yasemin Derin isimli ünlü bir isimin hayatına odaklanılıyor. Kendini şöhretiyle kamufle eden Yasemin'in bu hiç beklenmedik ikinci hayatı onu sırlarla dolu bir maceranın ortasına sürükler.

2 Haziran 2023 Cuma

Kitap - Nasıl Rahibe Oldum Cesar Aira

 Herkese merhabalar efenim,

Bir dondurma ile başlayan hikaye o kadar değişik yerlere varıyor ki ... Sanırım okuduğum ilk Arjantin edebiyatından bir eser diyebilirim bu kitap için.Yazarın bizzat kendi hayatından anılar anlattığı bir eser.Bir zamanlar bir siyanür furyası varmış.Yedikleri her şeyden insanlar zehirleniyormuş ve ölüyorlarmış özellikle de çocuklar o yedikleri şeyden zehirlendikten sonra çok fazla yaşayamıyorlarmış.Arjantinin hangi yılına denk geliyor bu zaman dilimi bilemiyorum elbette ama çok farklı hayatlar ve yerler görüyorum dünya edebiyatı okudukça.İnsan olmaya dair hikayeler ... Ayrıca kitap boyunca yazar kadın mı yoksa erkek mi onu bile anlayamadım en son yazarın fotoğrafına baktım internetten kendisi erkekmiş.Zaten babası hikayenin ilk başında" oğlum" diyordu bir yerde ama sonra yazar kendi kızım demeye başladı zaten bir şekilde rahibe oldu falan derken kitap bitiverdi ve ben en sonunda bile yazar kız mı yoksa erkek mi onu da anlayamadım :D İnternet olmasa anlayacağımda yoktu :D

Hikayem, yani "nasıl rahibe olduğumun" hikayesi, yaşamımın erken bir döneminde başladı; altı yaşımı daha yeni bitirmiştim. Bu başlangıç hafızama öyle bir kazındı ki hala en ince ayrıntısına kadar gözümde canlandırabiliyorum. Öncesine dair hiçbir şey hatırlamıyorum; sonrasındaysa her şey canlı ve uyku anlarını dahi kapsayan tek bir hatıraya dönüşüyor, en sonunda da rahibe giysisini sırtıma geçiriyorum.

Alegorik bir otobiyografi mi yoksa mistik bir edebiyat kılavuzu mu? Altı yaşındaki bir oğlanın (ya da kızın) hayatında ilk kez dondurma yemesiyle tetiklenen bu hayal gücü kasırgası, okuyucuyu Arjantin edebiyatının sarmal labirentlerine sürüklüyor. Nasıl Rahibe Oldum, Cesar Aira mitolojisinin en önemli parçalarından.

Kitap - İnsanlığımı Yitirirken Osamu Dazai

 Herkese merhabalar efenim,

Dün 8.sınıflarımızın mezuniyeti vardı onları da güzel bir törenle uğurladık.Sene sonu demek mezuniyet ve sınav vakti demek biliyorsunuz ki :) Şimdilik planlar şu şekilde : 11 Haziranda ara sınıfları da uğurlayacağız ve kurumu yaz kursuna kadar kapayacağız ama ben minik izinlerim haricinde çalışmaya devam edeceğim tercih ve kayıt işlemleri için.19 Haziran akşamı lise tarafının mezuniyet balosu var çok güzel bir etkinlik düzenlemişler ona katılacağım.Ardından 20 Haziran da ailecek arabayla İstanbul yollarına düşücez Sude'nin mezuniyet törenine katılıcaz.20-21-22 Haziran da İstanbul da olucaz 23'ünde geri dönücez.Ardından Kurban bayramı geliyor.Kurban bayramında nihayet bir senedir planladığım ve hayalini kurduğum geziye yani Doğu Karadeniz ve Batum gezisine katılıcam Allah kısmet ederse.İstanbul'un ve bu gezimin vlogu gelir elbette.Onun dışındaki zamanlarda genelde Samsun içinde olucam gibi duruyor eğer izin işini ayarlayabilirsem 15 Temmuz tatili gibi de 3 günlük kuzenimle bi Ankara ya gitme planımız var ama o kısım daha belli değil elbette bu arada arada 2023 Kpss ye de giricem biliyorsunuz ki PDR ye norm kadro verildi son anda o yüzden atanma ihtimalim daha da artmış durumunda.

Gelelim bugünün kitap postunda.Şu sıralar kitap fiyatları almış başını gidiyor.İyi ki Şubat ayında depolamamı yapmışım.Japon edebiyatının en ilginç ve popüler yazarlarından biri olan Dazai'nin en çok satan ve okunan kitaplarından biri olan " İnsanlığımı Yitirirlen" kitabını nihayet okudum.Kitabı okurken aklıma nedense Bukowski geldi.Aynı onda ki boşvermişlik ve dram dolu bir hayat hikayesi var bu kitapta da.Bu tarz insanların hikayelerini okuya okuya alıştım sanırım artık bu hikayelere beni çok fazla etkilememeye başladı.Dazai'nin bir gezisinde bir arkadaşının evinden bulduğu hatıratları anlatan bir hikaye aslında.Gerçek bir insana ait belli ki ama bu tarz hayatlar gerçek hayatta da var zaten Türkiye de de bunun bir çok örneğini görmek mümkün oluyor.

“… Ben hâlâ, ölmeyi bile becerememiş utanmaz, aptal bir hayaletten, ‘yaşayan bir cesetten’ başka bir şey değildim.” 

Yirminci yüzyıl Japon edebiyatının önde gelen yazarlarından, sıradışı hayatıyla da meşhur Osamu Dazai, intiharından hemen önce tamamladığı, Japonya’nın en çok okunan romanlarından İnsanlığımı Yitirirken’de topluma dahil olmayı beceremeyen, her şeyi eline yüzüne bulaştıran, çevresindeki herkesi hayal kırıklığına uğratmaya mahkûm bir ötekinin acıklı hikâyesini anlatıyor.

Dazai’nin yaşamıyla çokça paralellik taşıyan romanda, kendini çocukluğundan beri bir başarısızlık abidesi olarak gören, aristokrat bir ailenin oğlu Oba Yozo hem evde hem de okulda büründüğü “soytarı” rolüyle var olmaya çalışır. Bir itiraf niteliğindeki üç bölümden oluşan hatıratında alkolizmle, geyşalarla, sonuçsuz kalan intiharlarla dolu, “utanç” yüklü yaşamının günahını çıkarır.

İnsanlığımı Yitirirken, Osamu Dazai’nin uzun yıllara yayılan edebi intihar mektubunun son bölümü.


27 Mayıs 2023 Cumartesi

Kitap - Emanet Çocuk Claire Keegan

 Herkese merhabalar efenim,

Yine 1 günde okuduğum İrlanda edebiyatından olan bir kitaptan bahsedicem bugün size.Kısa bir roman olduğu için sanki yarıda bırakılmışlık hissi vardı içinde onun dışında akıp giden özlediğim doğayı içinde hissettiren pastoral bir romandı.Jaguar yayınevi bu tarz bilinmedik yazarlara ve eserlerine yayınevinde yer veriyor kapak tasarımları da o kadar güzel ki insanın sırf kapağı için bile alası geliyor :)

Artık yana devrilmekte olan güneşin ışıkları, suya yansıyan bizi eğri büğrü gösteriyor. Bir an korkuyorum. Buraya ilk geldiğimdeki o çingene çocuğu gibi değil de, şimdiki gibi temiz, başka giysiler içinde ve arkamdaki kadınla beraber olduğumu kabullenene kadar bekliyorum. Tası suya daldırıp dudaklarıma götürüyorum. Su daha önce hiç içmediğim kadar soğuk ve temiz: Babamın bırakıp gidişinin tadı var suda; hiç orada olmayışının, gittikten sonra bana ait hiçbir şeyin olmayışının tadı. Tası yeniden daldırıp güneşin suda yansıdığı yere kadar kaldırıyorum. Altı yudum içip, utancın ve sırların barınmadığı bu yerin, şimdilik, yuvam olmasını diliyorum. 

1980’lerin başında, İrlanda kırsalındayız. Küçük, isimsiz bir kız çocuğu, kendi ailesi tarafından daha önce hiç tanışmadığı çocuksuz Kinsella çiftine bırakılır. “Emanet çocuk”, yeni ve geçici evindeki ilk günlerinden itibaren kendi iç dünyası ve duygularını tanımanın yanı sıra, “aile” ve “ev” denilen şeylerin daha önce hiç tecrübe etmediği olanaklarını, özellikle de dalgalı yaşam denizindeki yol göstericiliğini ve iyileştirici yanlarını da keşfetmeye başlar. 

Çağdaş İrlanda edebiyatının en parlak isimlerinden Claire Keegan Emanet Çocuk’ta, bir kız çocuğunun gözünden İrlanda’nın yemyeşil vadileri ve parlak gökyüzüyle bezeli pastoral yaşamını, hırçın rüzgâr ve dalgalarla falezler misali yontulmuş taşra insanlarını son derece dokunaklı ve yalın bir dille anlatıyor.


26 Mayıs 2023 Cuma

Kitap - Babamı Kim Öldürdü Edouard Louis

 Herkese merhabalar efenim,

Ülkemizin siyaseti yetmiyormuş gibi bir de bu kitap sayesinde Fransız siyasetine düştüm.Yıl yıl babaya yazılmış bir günlük gibiydi bu kitap.Amazonda çok satanlarda görmüş ve hiç konusuna bile bakmadan sırf meraktan aldım.1 günde okudum zaten okuması kolay kısa bir günce diyebilirim bu kitap için."Erkek" olmanın ve "baba" olmanın kalıplarını irdeleyen bir kitap.Kendi içinde siyasete de girmiş elbette yazaramızın güncesi 2017 yılına kadar uzanıyor ve Macron'a son sayfalarda baya giydirmiş.Okurken "gel bir de sen bizim ülkeyi gör hele bi" dedim içimden elbette.

Birtakım iç hesaplaşmalar içindeki yazar uzun zaman sonra çocukluğunun geçtiği, küçük, çirkin bir Fransız kentinde yaşayan babasını ziyarete gider. Karşısında bulduğuysa, erkeklerin duygularını bastırması ve sert olması gerektiğini savunan, bugün "toksik erkeklik" denen kültürün içine doğmuş, kendisine rol model olan birçok erkek gibi erkenden okulu bırakıp işçiliği değişmez bir kader gibi sırtlanarak fabrikalarda çalışıp ellisinde yatağa mahkûm olmuş, zavallı bir adamdır.

Fransa'nın en etkili yazarlarından biri kabul edilen Édouard Louis bu kısa ve çarpıcı metinde mevcut düzenin grotesk gerçekliğini vurgularken, milyonlarca insanın hayatını etkileyip yöneten siyaset denen şeyin, siyasetçiler için aslında bir salon oyunundan başka bir şey olmadığını anlatıyor.

Gerilim Filmi : The Substance

 Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...