Kitap - Samsun Kitap Ağacı İle Nisan Ayı Kitabı Kaplanın Sırtında Zülfü Livaneli

 Herkese merhabalar efenim,

Dün Ramazan Ayında verdiğimiz moladan sonra Kitap Ağacı grubumla tekrardan buluştum.Nisan ayı kitabımız olarak Livaneli'nin okumayı da çok istediğim Kaplanın Sırtında adlı biyografi/anı kitabını seçmiştik.Licaneli ve Abdülhamid birbirine zıt iki isim gibi dursa da Livaneli edebiyatçılık yönünü ortaya koyup oldukça objektif bir yönden ele almış kitabı tarih okumayı çok fazla sevmeyen insanları bile akıcı tarzı ile kendine hayran bırakacak ve okutacak bir kitap olmuş ben ve kulüpteki diğer arkadaşlarım oldukça sevdik.

“Kaplanın Sırtında Livaneli’nin edebiyat hayatında ilginç bir çıkış. Sultan II. Abdülhamid devrine aynanın öbür tarafından bir bakış… Sürgün Padişah’ın perspektifinden sürükleyici bir anlatım… Dikkat çekici bir üslup…”

İlber Ortaylı

“Kaplanın Sırtında, Abdülhamid rejimini alışılmış klişelerden kurtaran sürükleyici bir roman.”

Taner Timur

“Geçmişin ve geleceğin, devrimin ve çöküşün, büyük hayallerin ve hayal kırıklıklarının beraber yaşandığı yüklü ve zor bir dönemin anlatıldığı önyargısız bir roman...”

Ali Yaycıoğlu

Otuz üç yıl süren bir saltanat, ardından bir gece yarısı gelen Selanik sürgünü…

Tahttan indirilişinin üzerinden bir asırdan uzun bir zaman geçmiş olan II. Abdülhamid’in yaşamının en ilginç evresi Livaneli’nin çağdaş anlatısıyla gün yüzüne çıkıyor. Devrik padişahın, ihtilalci fikirlerin filizlendiği Selanik şehrindeki günleri hem bir vicdan muhasebesi hem de yoğun bir psikolojik gelgit dalgası.

Türk edebiyatının kuşak bağı Zülfü Livaneli, II. Abdülhamid’in tahtını kaybettikten sonra yaşadıklarına odaklanırken, bireyi, toplumu, devleti ve iktidarı sorguluyor. Selanik sürgünü boyunca Sultan’ın ve maiyetinin hususi doktoru olan Tabip Yüzbaşı Atıf Hüseyin Bey’in hatıratından hareketle vücut bulan bu tarihi romanda, iktidar kavramına çarpıcı bir bakış açısı sunuluyor.

Kitap - Garson Matias Faldbakken

 Herkese merhabalar efenim,

Norveç edebiyatı çok sevdiğim ya da takip ettiğim bir edebiyat değil açıkçası.Soğuk ve bence sıkıcı bir edebiyat türleri var.Bu kitabı da yazarına dahi bakmadan sadece kapak tasarımını çok sevdiğim için aldım açıkçası :D Kitap elit bir Norveç restoranında çalışan bir garsonu ve olayları anlatıyor.Olay derken öyle aman aman bir olay yok açıkçası daha çok durumlar desem daha doğru olur gibi.Timaş kapak tasarımı kadar kitabın puntosunu ve yazım şeklini de bence oldukça iyi yapmış,akıcı çeviri de bir artı elbette yoksa kitap pek bitecek gibi değil.

Hills isimli asırlık bir Avrupa restoranında, orta yaşlı bir garson işinin değişmez yönleriyle gurur duyuyor: Kusursuz bir üniforma, bir örnek masa örtüleri, müdavimleri ve düzenli akşam yemekleri. Hınzır ve onun kalburüstü konukları, alkolik aktör ve arkadaşları, bir sanat simsarı, Garson'un yegâne arkadaşı Edgar ve küçük kızı Anna. Ve tabii ki Şef Garson, Bar Sorumlusu, Aşçı. Bu kendi istikrarlı ritmiyle yaşayan evrende, masalar arasında herhangi bir temas yoktur... Ta ki güzel ve bakımlı bir genç kadın kapıdan içeri girip restoranın ve temsil ettiği her şeyin hassas dengesini bozana dek...Garson Avrupa'nın son yüzyılını, o büyük resmi tek mekân ve sakinleriyle özetleyen büyüleyici bir hikâye. Her şey olması gerektiği haliyle olması gerektiği yerdeyken -en azından Garson'a göre- bir şeyler değişmeye başladığında yükselen endişe, bütün düzeni altüst etmeye yetiyor. Aslında, koşullar göz önünde bulundurulduğunda, endişe belki de en mantıklı tepki...

Fantastik Film : V for Vengeance

 Herkese merhabalar efenim,

Bayramın ilk gününde annemler yengemlerle birlikte Amasyaya gitmişlerdi.Beni de kuzenimin evine bıraktılar.Biz de akşam kız kıza film gecesi yapalım dedik Netflix den.İkimizde iyi film izleyicisi olduğumuz için Netflix de ki bütün film içeriklerini tüketmiş bu filmi neden izlemeye karar verdik en son bilmiyorum sanırım artık film aramaktan sıkıldık ve bir şeyler izleyelim dedik ve nedense bu filmi de yarıda da bırakmadık ve sonuna kadar izledik.Vampirli aşırı vasat bir film :D Baş rollerde sırf kadın olduğu için sanırım bizi bi sardı izledik ama gerçekten aşırı vasat bir ve boş bir filmdi izlemeseniz de olur yani :)

Komedi Filmi : The Blackening

 Herkese merhabalar efenim,

Benim gibi ofansif Amerika mizahını biliyor ve seviyorsanız beğeneceğiniz bir film.Çok fazla Amerika mizah kültürüne referanslar var.Zaten filmin adında daha mizah olduğu için belli bir kesime hitap ediyor diyebilirim.Eğer sizinde çocukluğunuz benim ki gibi Korkunç Bir Film serisi ile geçtiyse bu filmi de beğeneceğinizi düşünüyorum.

Bir hafta sonu kaçamağı için yeniden bir araya gelen ve kendilerini sapkın bir katille ücra bir kabinde kapana kısılmış bulan bir grup arkadaşın hikayesini konu ediyor. Onun kurallarına göre oynamaya zorlanan arkadaşlar, çok geçmeden bunun bir lanet oyun olmadığını anlarlar.

Program : Love Like a K-Drama

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün bayramda izleyip bitirdiğim ve beni son bölüme kadar saran bir programdan bahsedicem.Program Netflix üzerinde de yer alıyor.4 Japon kadın oyuncu ile 4 erkek Koreli oyuncuyu aynı evin içine koyuyorlar.Aslında bu bir date programı ama teması diğer programlara göre bir tık daha farklı.Her bölüm çiftler belirleniyor ve bir dizi konusu verilip çiftlerden çalışılması isteniyor sahnelere.Çiftler çalışıp jüri önüne çıkıp sahneleri sergiliyorlar her bölümde kazanan çift 1 bölümlük mini dizi çekiyorlar.Çiftler seçilmelerine göre her bölüm değişiyor elbette.Afişin altında yarışmacıları verdim benim favorim kızım Rio idi.Ve bence kızların arasında en iyi oyunculuğu olan da oydu ama yanlış erkek seçimlerinden kaynaklı bir çok sahnede hakkını kaybetti.Erkeklerden de Ji Hyuk Oppayı beğenmiştim Rio ile de eşleştiler ilk başta ama sonradan Rio salaklık yapıp başka birine kaydı aklı neyse buralar spoiler olduğu için daha fazla bahsetmeyeceğim ama bence izlemesi keyifli bir program bir şans verilir :)

Kore Dizisi : The Worst of Evil

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün size hiç benlik olmayan (polisiye,uyuşturucu kaçakçılığı,aksiyon) ama sırf ikinci yan roldeki kadın için başladığım bir diziden bahsedicem ki baş roldeki adamlarda felfena.Biri Ji Chang-wook diğeri de Wi Ha-joon.Bu iki şaheser olan Oppalar bir yana dururken benim en sevdiğim kadın solo şarkıcılardan biri olan Bibi ikinci yan rol kadını oynuyor.Bu dizi kendisinin ilk oyunculuk deneyimi olmasına rağmen sırf onun için başladım ve sadece onun oynadığı sahneleri izleyip bitirdim diziyi.Dizi de zengin uyuşturucu kaçakçısı bir mafya kadını oynuyor.Bayıldım kendisine bu rolde tam da onun tarzında bir rol olmuş oyunculuğu da bence bir çok kadın oyuncuya göre çok daha iyi.Kendisini umarım daha çok bu tarz rollerde görürüz hatta My Name dizisinde ki gibi bir rolde görmeyi de çok isterim.

1995'te Kore, Çin ve Japonya'daki uyuşturucu kartellerini yok etmek için soruşturma başlatılır. Gizli görev icabı yükselişteki Gangnam Birliği'ne sızan taşralı dedektif Junmo, karısıyla çetenin patronu arasındaki karmaşık ilişkiden habersizdir. İç içe geçmiş kaderleri vahim durumlara yol açacaktır.

Kore Dizisi : Welcome to Samdal-ri

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün bahar tadında bir Kore dizimiz var.Eğer küçük kasabalarda geçen kalp ısıtan aşk Kore dizilerini seviyorsanız size göre bir dizi.Bu tarz dizilerin tek kötü yönü çok fazla kaos olmaz ve bir yerden sonra yan hikayeler daha çoğalmaya başladıkça baş rolleri adamakıllı yan yana görmemeye başlarız ve dizi sıkmaya başlar.Maalesef bu durum bu dizide de mevcuttu.

İtibarı yerle bir olan bir fotoğrafçı, memleketine dönüp orada çocukluk arkadaşına rastlayınca aralarındaki bitmemiş aşk, yeniden alevlenir.