Harika bir 2.postla yani film postuyla sizinle tekrardan beraberim efenim!Film listeme aldığım ve çok beğenerek izlediğim ve evet itiraf ediyorum hüngür sümük ağladığım 1997 yapımı Life Is Beautiful yani Hayat Güzeldir filmi...Kesinlikle izlemeniz gereken bir film hele de erkeklerin gelecekte baba olacak ya da baba olanların bilhassa izlemesi gereken film..Başroldeki adamın oyunculuğuna bayıldım resmen tabi adamın oynadığı rolede bayıldım hem aşıkken hem de babayken harika bir karakterdi.Adamın oyunculuğu ne kadar harikayken kadının oyunculuğu o kadar vasattı diyebiliriz ayrıca kadın çokta yaşlı kalmış adamın yanında...Neyse gelelim izlerken aldığım notlara...
Eski film olduğu için midir nedir tam bilemiyorum ama arka fondaki sesler resmen diyalogları bastırmış sesler üst üste binmiş yani..
Adamın yola bakmadan arabayı ve direksiyonu kullanması Allah için o nasıl direksiyon kullanmak!
Film 2.dünya savaşını ve soykırımı anlatıyor gibi dursa da beni asıl etkileyen bir babanın gücüydü...
Ve son olarak filmde beni etkileyen replikler...
-Sessizlik en büyük çığlıktır.
-Bizden düğme ve sabun yapacaklarmış,bizi fırınlarda yakacaklarmış baba...
Konusu:Filmin ilk yarısı romantik ve slapstick türde olup, II. Dünya Savaşından birkaç yıl öncesinde geçmektedir. Guido Orefice (Roberto Benigni), Arezzo'dan gelen genç bir İtalyan Yahudisidir, amcasının çalıştığı otelde garson olarak işe başlayıp kitap evi açmayı planlamaktadır. Guido neşeli ve karizmatiktir, yerel bir okulda öğretmen olan Dora (gerçek hayatta eşi olan Nicoletta Braschi) adında birine aşık olmuştur.Dora zengin, aristokratik ve Yahudi olmayan bir ailenden gelmektedir. Dora'nın annesi kendisini hali vakti yerinde memurla evlendirmek istemektedir fakat Dora nişan töreninde kibirli ve zengin nişanlısını terk edip Guido ile atın üzerinde kaçmıştır. Bir kaç yıl geçer Guido ve Dora evlenir ve Giosuè (Giorgio Cantarini) adında bir de çocukları olur. Dora ve annesi (Marisa Paredes) arası bu evlilikten dolayı açılmıştır. Geçen zaman içinde Giosue'nin dördüncü doğum gününde tekrar birleşirler.Filmin ikinci yarısında ise, II. Dünya Savaşı başlamıştır. Guido, Eliseo Amca ve Giosue zorla trene bindirilip Giosue'nin doğum gününde toplama kampına götürülür. Yahudi olmamasına rağmen Dora ailesiyle birlikte aynı trene binmek ister ve farklı vagonlarda toplama kampına götürülürler. Kampta, Guido oğlunu Alman askerlerinden saklar ve ona gizlice yemekler verir. Oğluna kampta olup bitenleri oyun olduğunu eğer oyunu kazanırlarsa ödül olarak doğum gününde almasını istediği tankı vereceklerini söyler. Oyunun şartlarını, almanca bilmemesine rağmen Alman Nazi subayının kamptaki talimatları söylemek için "Almanca bilen var mı?" sorusuna "Almanca biliyorum" diyerek Alman subayının söylediklerini oğluna İtalyanca olarak çevirir ancak kamptaki talimatları değil kendi uydurduğu oğluna söylemek istediği şeyleri anlatır.Savaş bitip Amerikan askerleri kampı ele geçirince Giosue babasına söz verdiği gibi saklandığı dolaptan çıkar. Tank ile kampa gelen Amerikan askeri Giosue'yi kurtarır. Dora hayattadır fakat babası bir Alman askeri tarafından vurularak öldürülmüştür.
Her halta "Maydanoz" olan blog... Film,Dizi,Kitap,YouTube,Anime,Moda,Yemek,Gezi,Oyun,Eğitim,Makyaj,Alışveriş,Bakım,Tiyatro,Konser...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Kitap - Akra'da Bulunan Elyazması Paulo Coelho
Herkese merhabalar efenim, Paulo Coelho'nun Akra'da Bulunan Elyazması (orijinal adıyla The Manuscript Found in Accra), yazarın karak...
-
Herkese merhabalar efenim ... Hep iyi Çin dizilerinden bahsedecek değilim ya bir tane de izlediğime bin pişman olduğum ama yine de yarı da...
-
Herkese merhabalar efenim, Şu sıralar sizlere dizi diyarında tee Asya'nın farklı farklı yerlerine sürüklüyorum biliyorum :) Bu sefer Ja...
-
Herkese merhabalar efenim, Biliyorsunuz ki bu yazımı ALES ve YÖKDİL,YDS'ye hazırlanarak geçiricem.ALES'de matematik beni yorarken a...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder