28 Kasım 2016 Pazartesi

Maydanoz Time : Film - Fantastic Beats and Where to Find Them

Herkese merhabalar efenim ...

Sinema gündemini elbette yakından takipteyim ve çıkmasını nicedir beklediğim Fantastic Beasts nihayet çıktı ve nihayet gidebildim.O kadar güzeldi ki ! Harry Potter 'dan öncesi bir dönemde geçsede aynı ruhu bana hissettirdi hatta müzikler bile aynıydı ilk başta bi duygu seli yaşadım resmen bi küçüklüğüme gidip geldim Harry Potter dünyasını ne kadar özlediğimi farkettim.

Konusu tabi ki Harry Potter'dan biraz daha vasat kalsada çok güzel ayrı fantastik bir filmdi ayrıca dün Dr.Strange iyi diyordum ama bence bunun 3D 'si ve görsel efektleri daha iyiydi.Ayrıca oyuncu kadrosu beni benden aldı.The Danish Girl ' deki oyunculuğu ile beni büyülen ve Oscar'ı sonuna kadar hak ettiğini düşündüğüm Eddie Redmayne ,İspanyol filmlerinin karizmatik adamı ve bu filminde kötü karakteri olan Colin Farrell , Flash'ı oynayacağı belirlenen ve burada da kendini bir kez daha ispatlayan Ezra Miller ve bence filmin en güzel ayrıntısı komedinin odak noktası olan Dan Fogler.

Başrole ve Harry Potter serisine bir adam bu kadar yakışır ve bir adam bu kadar mı İngiliz olduğunu 100 m öteden belli eder :D O öne doğru gelen kıvırcık turuncuya kaçan saçları,alttan alttan utangaç utangaç bakan sessiz sakin kendi halinde tatlış tavırları,o bembeyaz ince ve kemikli yüz yapısıyla Redmayne cidden harikaydı adama sürekli olarak her sahnede "harika bu adam ya" demeden duramadım resmen :D 

İlk defa Harry Potter evreninde olan bir filme bu kadar güldüğümü hatırlıyorum cidden mizahi tarafları oldukça iyiydi ayrıca fantastik canavarlarda çok tatlış ve şapşiktiler filmin kısaca tadı tuzu yerindeydi şiddetle bilhassa sinemada izlemenizi tavsiye ediyorum !

Büyü-hayvanbilimci Newt Scamander (Eddie Redmayne) 1926 yılında, uzun süredir emek verdiği, dünyanın her yerinden farklı özellikleri olan büyülü canavarları bularak bunları çantasına toplayıp varlıklarını kanıtlamıştır. New York'a yaptığı kısa süreli ziyaret esnasında yanlışlıkla başka birinin çantasını alır ve bu çok güçlü canavarlardan bazıları serbest kalır. Newt burada kalarak canavarları yakalamak, cadı ve büyücüleri öldüren güçlerle savaşmak durumunda kalacaktır.




25 Kasım 2016 Cuma

Maydanoz Time : Film - Dr. Strange

Herkese merhabalar efenim ...

Dr.Strange çıkalı 2 hafta oldu neredeyse ve ben daha yeni sinemaya gidebildim en keskin alkışlar bana !

Neyse efenim Marvel yeni film çıkartırda ben geçte olsa güçte olsa gitmem mi hiç diyerekten nihayet gittim ve beklentimden daha bile iyiydi diyebilirim.Bi kere 3D ile izlenebilecek en iyi yapılmış filmlerden biriydi.Ayrıca Rachel Mcadams ve Tilda Swinton gibi muhteşem kadınlar vardı hele de Tilda ahh bu kadına ayrı bi bayılıyorum bütün Fantastik filmlere yakışan bi yüz yapısı yok mu koy oynat kadını her rolü oynar vallahi ! Bunların dışında tabiki de başrolde Benedict vardı ona da bir çoğumuz S. Holmes karakteri ile aşinayız.Sinemada izlenmesi gereken hakkını veren filmlerden biriydi.

Başarılı cerrah Stephen Vincent Strange, geçirdiği bir trafik kazası sonucunda elindeki sinirler zarar görünce artık mesleğini yapamaz hale gelir. Tüm yaraları iyileştirebilen, Tibet'te yaşamakta olan Ancient One adlı büyücünün varlığını öğrenmesi onun için yeni bir umut olur. Tibet'e giden cerrah sandığından çok daha büyük güçlerle karşılaşacaktır.


24 Kasım 2016 Perşembe

Çin Dizi - Prince Of Wolf

Herkese merhabalar efenim ...

Kışa ciddi ciddi giriş yaptık ya geleneği bozmayaraktan yine hasta oldum sabahı zor ettim vallahi ayrıca şu sıra internet problemimde olduğu için buraya pek vakit ayıramadım hatta bu postuda bir kafede yazıyorum :)

Uzun zamandır izlediğim bir Çin dizisinden bahsetmek istiyorum sizlere.Toplamda 18 bölüm sürdü aslında ama ben izlemeyi sürekli erteledim araya bol bol Kore dizileri soktum elbette.Bu diziye de aslında sırf başrolden dolayı başladım çünkü başroldeki adam resmen Çin malı Lee Dong Wook :D 

Evet Çin kendini o kadar geliştirmiş ki artık Koreli oyuncuların bile çakmasını yapmaya başlamış :D Tamam Wookiem tabi biraz daha yaşlı ve daha yakışıklı kalıyor elbette bu çocuğun yanında ama bence hele de yan profilden inanılmaz benziyorlar Wookemin yokluğunu bu çakma ile doldurdum diyebilirim ama Wookiemin yeni dizisi Goblin yolda :)




Sizce de çok benzemiyorlar mı ? Üstteki Derek altta ki Wookie :)



19 Kasım 2016 Cumartesi

Kore Dizi - Shopping King Louie

Herkese merhabalar efenim ...

Şu sıra bitirdiğim Kore dizilerini yazabiliyorum sadece affedin elimde şimdilik başka oluşturabileceğim bir post kalmadı maalesef :) Ama vizeler bittiğine göre bol etkinlikli hayatıma geri dönebilirim tabi hızla soğuyan havalar eğer müsade ederse.

Neyse efenim gelelim benim başlarda tontiş bulsam da sonrasında azcık izlemesi işkenceye dönüşen dizime.Bi kere bu dizi beni Seo In Guk gibi bir tatlış ile tanıştırdı.Allah'ım ne yedin ne içtinde bu kadar datlu bir çocuk oldun be yirim ben seni ! O kadar tontiş bir karakteri oynuyor ki zaten köpek yavrusu mu erkek mi ayıramadım ben bi ara :D Allah var kızı ilk başlarda hiç beğenmedim gözüme acayip çirkin geliyordu ama daha sonradan bi güzelleşti kızda adamın yanına yakıştırmaya başladım dizi daha da bi izlenir hal aldı derken bu sefer senaryo saçmalamaya başladı kısaca sonuna kadar ağzınımın tadıyla bi izleyemedim ayrıca rakipleri çok güçlü diziler oldu için biraz arkada kalan bir dizi oldu ...


18 Kasım 2016 Cuma

Kore Dizi - K2

Herkese merhabalar efenim ...

İzmir'den yazıyorum nihayet sizlere burada havalar Balıkesir' e oranla oldukça güzel ayrıca vizeleride verdim onun için pek bi mutlu ve huzurluyum artıkın :)

Kore dizileri yine bildiğiniz gibi biri bitiyor diğer başlıyor ehh bizde Kore dizi dünyasının her zaman sıkı takipçisiyiz :)

Benim yağuşuklu yarim Ji Chang Wook'un çok konuşulan dizisi başladı hatta bitti bile zaten 16 bölüm sürdü ama dizi maalesef hiç beklediğim gibi çıkmadı.Aslında Wook'tanda öyle Romantik-Komedi tarzında bir dizi beklemiyorduk tabiki adam dram adamı vurdulu kırdılıyı seviyor Wook'un aigoo yaptığını falan düşünsenize ben düşünemiyorum :D

Aslında hiç bana hitap etmeyen bir dizi olsada sırf Wookcuğum var diye sonuna kadar izledim.Romantiziden çok politik ve aksiyonla dolu bir diziydi sürekli dövüştüler,entrikalar döndü sırf politika üzerinden döndü dizi diyebilirim bu yüzden beni yer yer çok sıktı ayrıca başroldeki kadın resmen başrol değilde yan rol gibiydi romantik kısımlar çok çabuk geçildi hatta çok da azdı bu yüzden çok fazla romantik tarafından tat alamadık maalesef :/ 

İlk çekimleri Barcelona'da oldu daha sonrada Irak savaş bölgesinde bir sahne çekildi daha sonrasında çekimler yine Kore'de devam etti ama çok masraflı ve Amerikan tarzı bir dizi oldu.






17 Kasım 2016 Perşembe

Kore Dizi - Jealousy Incarnate

Herkese merhabalar efenim ...

2016 'nın bence en iyi Kore Romantik-Komedi dizisi diyebilirim bu dizi için ! İlk bölümünden son bölümüne kadar o kadar çok güldüm ki.Hayatımda izlediğim en samimi dizilerden biriydi kesinlikle.Konusu aslında ilk bakıldığında sıradanmış gibi görünse de bölümler ilerledikçe konunun işlenişi o kadar farklı ki,bi kere bakış açısı çok farklı ve neredeyse 100 tane Kore dizisi izlememe rağmen içlerinde konuyu bu kadar değişik işleyen bir dizi hiç olmamıştır.

Bi kere oyuncu kadrosu çok sağlam dizinin.Oh My Ghost dizisi ile gönüllere taht kuran Jo Jung Suk tatlışı ve benim Kore'de en sevdiğim oyuncu olan Gong Hyo Jin var.Zaten bi dizi de Hyo Jin varsa o dizi efsaneler arasına mutlaka girer Kore'nin Beren Saati gibi bir şey kısacası bu kadın ama uzmanlık alanı daha çok Romantik-Komediler.

Bu tarzı severler için şiddetle tavsiye ettiğim bir dizidir.Jung Suk'a bir kez daha aşık oldum resmen.Adam o kadar tatlı ki,mimikleri mi dersiniz,muhteşem oyunculuğumu neler neler ...

Toplamda bir çok dizinin aksine 24 bölüm sürdü ama her bölümde keyfile sürdü dolu dolu sürdü diyebilirim sonuç olarak mutlaka izleyin çingularım !







15 Kasım 2016 Salı

Maydanoz Time : Etkinlik - TOG ile Huzurevi Ziyareti !

Herkese merhabalar efenim ...

Balıkesir'de son günüm yarın İzmir yolcusuyum ! Eh vizelerinden son günü haliylen yarın sabah verip vınn gidiyorum haliylen.

Daha önce yapılan ancak daha yeni yazabildiğim bir Toplum Gönüllüleri Etkinliğinden bahsetmek istiyorum sizlere daha önce hiç huzurevine gitme fırsatım olmamıştı.TOG ile daha önce yapmak istediğim ama bir türlü yanıma yardakçılar bulup gidemediğim tek başıma da gitmeyi çekindiğim bir yerdi.Bandırma TOG ekibi ile de ortak bir çalışma yaptık hem onlarla kaynaştık hem de bi çalgı çengi ekibi de getirdik huzuevini resmen düğün yerine çevirdik :) Halaylar,horonlar,göbek atmalar hatta bi dede bize kaşık bile oynadı bi dede de eline aldı dümbeleği güzel havalar patlattı bizlere bi teyzede ortamıza geçip hepimize taş çıkardı vallahi.

Uzun zamandır hem insanları hem de kendimi bu kadar eğlendirdiğimi hatırlamıyorum.Onlar orada  kadar hasta,yaşlı ve yalnızlar ki.Çok komik ve eğlenceli geçirdiğimiz vakitlerin yanında hüzünlü zamanlarda geçirdik elbette hele de ben zaten çok duygusal bir insanım biri acıklı bir şey söyledi mi hiç durmama hemen ağlarım (nasıl psikolojik danışman olacaksam artık neyse hayırlısı bakalım).

Bi teyze ile muhabbet ederken aynen şöle dedi bana : "Anan var mı kızım?"
"Allah'a şükür var teyze."
"Aman aman sen sen ol ananı böyle bi yere atma sakın." dedi.İçin için döktüm resmen gözyaşlarımı odama gidince hemen anacağımı arayıp ağladım ve onu asla bi huzurevine göndermeyeceğimi söyledim :/ Canım anacağım benim ...

Aslında orada gayet iyi bakıyorlar hasta bakıcılar,staj yapan genç arkadaşlar,doktorlar,hemşireler hem bi psikolojik danışmanları da var.Oldukça iyi bakıldıklarına eminim ama onların istediği dostluk,iki muhabbet iki eğlence.Allah razı olsunlarla uğurlandık resmen ordan ve bu da bize yetti :)




12 Kasım 2016 Cumartesi

Maydanoz Time : Etkinlik - PiGençlik Zirve Toplantısı !

Herkese merhabalar efenim ...

Yağmurlu bir pazar günü.Yarın yine vizelerim son gaz devam ediyor ve ben bir kafede oturmuş pazar kahvaltısı keyfi yapıp blog yazıyor,Kore dizisi izliyorum :D Çünkü bende ki de böyle bi rahatlık :D

Neyse efenim gelelim bugün ki konumuza aslında yaklaşık 1 ay kadar olan bir etkinlikti ama yazmak için anca zaman bulabildim maalesef :/

Geçen dönem ilk toplantısına gittiğim Pi Gençlik Derneğinden sizlere biraz bahsetmiştim onun ikinci ve son basamağı olan zirve toplantısını gerçekleştirdik yine aynı yerde.Aslında diğerine göre oldukça kısa ve kısıtlı bir program oldu atölye çalışmalarından çok yapılan anketlerin sonuçlarına odaklanıldı hatta 4.gününde Bornova belediye başkanının,9 Eylül üniversitesinden bir profesörün ve bir iş adamının katıldığı bir panel düzenlendi sanırım toplantılar içinde en verimli olan bu paneldi.

Konumuz elbette Genç İşsizlik sorunları ve Mesleki Eğitime Bakıştı.Geleceğin psikolojik danışman adayı olaraktan bi ara elbette yine elime mikrofonu alıp mesleğimi sonuna kadar savundum çünkü bi ara eğitim sisteminin bozukluğundan çıkılıp,mesleki okullara yeterli yönlendirme yapılmamasından kısaca rehber öğretmenlere taş atıldı.Tabi haklılık payları da elbette vardı bu konuda fakat bizde elbette emir kuluyuz ve okullarda bizden istenilen,öğretilen şeyleri yapmak mecburiyetindeyiz ama bir çok psikolojik danışman umarım odalarında yan gelip yatmaz ve daha çok çalışırlar insanların hayatına dokunmak,onlara yön vemek bence çok kutsal bir şey.

Düşünsenize sizin doğru bir şekilde yönlendirdiğiniz kişi bir gün gelip sizin çocuklarınıza öğretmenlik yapabilir onları ya okuldan soğutabilir ya da okulu çok sevdirebilir ya da sanata yönlendirdiğiniz bir çocuk gün gelip belki de Türkiye'nin hatta dünyanın en ünlü ressamı olabilir.Ve bir gün dönüp sizi bulur ve teşekkür eder minneti söyler ne kadar güzel bir şey :)

Ek olarak Erasmus Plus seçenekleri ve tanımıyla da ilgili bir seminer aldık gerçekten benim için çok yararlı oldu çünkü Gönüllü Hizmetleri doğrultusunda eğer bir gün imkanım olursa yurt dışına -özellikle de Almanya'ya - açılmayı istiyorum.(Küçük bir not,tabi Kore olsa daha bi şık olurdu).








11 Kasım 2016 Cuma

Maydanoz Time : Dizi - Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo

Herkese merhabalar efenim ...

Vizeler hala devam ediyor sadece küçük bir hafta sonu kaçamağına girdik vizeler bittikten sonra yine oldukça yoğun bir zaman ben bekliyor olucak bazı planlarım var ama onarı gerçekleştirebilir miyim açıkçası pek bilemiyorum :/

Neyse efenim bir efsane dizinin daha sonuna geldik.Dönem dizileri son zamanlarda zirveye çıktı gibi bir şey oldu resmen gerçeği bir Japon draması olan Moon Lovers , günümüzden Goryeo dönemine ışınlanan bir kızın hayat mücalesini anlatıyor diyebiliriz dizi başlarda Fantastik gibi görünse de aslında Romantik Komedi ve Dram üzerine kurulmuş.Oyuncu kadrosu da oldukça iyi olunca Kore'de de Türkiye' de çok beğenildi , çok konuşuldu ve bence hikayeye göre biraz vasat kalan bir sonla bitti kimileri bittikten sonra 2.sezonun gelmesini istiyor ama hikaye çok saçma bir hal alabilirmiş gibime geldi benim öyle olursa ...

Bu arada ek olrak Harem türüne de giriyor olabilir 1 kız 8 prens :D Ve son olarakta ilk defa oyunculuk yapan Exo'dan Beakhyun'da izledik çok tatlı bir çocuk tam kendine yaraşır bir rolde oynamış kerata :D

Hikâye, Goryeo rejiminin erken dönemlerinde geçmektedir. Modern çağda yaşayan 25 yaşındaki Hae Soo (IU) tam güneş tutulması yaşandığı sırada zamanda geri gitmek suretiyle kendini Goryeo devrinde bulur ve Wang Hanesi'nin prensleri arasındaki çatışmalar ve mücadeleler arasında kapana kısılır. Orada diğer insanların korkudan titremesine sebep olan Wang So'ye âşık olacaktır.



9 Kasım 2016 Çarşamba

Maydanoz Time : Etkinlik - Horn Ensemble Jazz Konseri !

Herkese merhabalar efenim ...

Aslında geçen ayın sonunda yapılan bir etkinlik olmasına rağmen görsel materyallere daha yeni ulaştığım için haliylen yazmakta bu zamana kaldı ...

Size itiraf etmem gerekirse (aramızda kalsın) ilk defa jazz konserine gittim ! Daha önceden elbette jazz müziğe karşı ilgim vardı özelliklede Blues tarzına saksafon ve piyanonun müthiş uyumu hmm ... Cidden ruhsal bir terapi jazz , kulakları yormayan daha çok ruha hitap eden güzel bir senfoni mutlaka bir jazz konserine gitmenizi tavsiye ederim ...

Almanya'da gelen bir grup olduğu için daha çok yerel müzikleri çaldılar en sonunda da bizlere jest olsun diye de 10.yıl marşını çaldılar hep bir ağızdan coşkuyla söyledik oldukça güzeldi.





8 Kasım 2016 Salı

Maydanoz Time : Kitap - Havva'nın Üç Kızı Elif Şafak

Herkese merhabalar efenim ...

Vize haftasındayım ama yine kural tanımıyorum ve çılgınca kitap okumaya devam ediyorum elbette :D

Kesinlikle herkesin okumasını şiddetle tavsiye ettiğim bir Elif Şafak romanı ile karşınızdayım.İlk çıktığı zamandan bu yana inanılmaz derece de merak ediyordum çok övüldü,çok eleştirildi ve elbette çok konuşuldu ve ben kalemine,açık yürekliliğine korkusuzluğuna ve engin bilgisine,sorgulamalarına bir kez daha aşık oldum boşuna edebiyattaki ideolüm değil kadın :)

Diğer kitaplarına oranla çok farklı bir tarzda değildi aslında bana daha çok nedense Akilh Kohen'in tarzını anımsattı belli bir hikaye doğrultunda alt felsefik ve toplumsal mesajlar vermek ve Şafak bu romanında da oldukça güzel vermeyi bilmiş bunu.Akilah'tan farkı daha öz olması Akilah bilgi vermeyi cidden bazen abartıyordu insanı sıkılacak kıvama getiriyordu maalesef.Şafak bu konu da artık daha profesyönel elbette.

Havva'nın 3 kızı deyince ben 3 kızı farklı gözlerden anlatıyor sanmıştım ama beklediğim gibi değildi tek bir  karakter vardı ve onun etrafındaki olaylar üzerinden dönüyordu olaylar sıkı bir zaman gelgitleri vardı ama karmaşık bir şekilde verilmemişti bazı romanlar gibi ... Oldukça düzenli ve anlaşılır bir şekilde ilerliyordu.

Daha çok siyasete,toplumsal sorunlar,elbette kadının toplumdaki yerine bol bol zekice atıflarda bulunmuştu normalde çok nadir kitapların altını çizerim bunda bol bol çizme gereksinimi duydum ...

Üzerine daha çok durulmuş konu Şafak'ın tüm romanlarında hissettirdiği Tanrı sorgusuydu bu sorguda Oxford'da öğrenci olan 3 müslüman kızın etrafında dönerek anlatılıyordu.Müslüman ama müslümanlığı farklı şekilde benimseyen 3 kız ...

Romanın ana karakteri Peri'yi bir yere kadar kendimle acayip özdeşleştirdim ama spoiler vermek gibi olmasın ama bazı yaptıkları "bunu hayatta yapamazdım herhalde" dedirttirdi bana ve sonra anladım ki ben aslında bu 3 müslüman karakter kıza da uymuyorum sanırım ben çok daha farklı bir kategorideyim ...


7 Kasım 2016 Pazartesi

Maydanoz Time : Film - Miss Peregrine's Peculiar Children

Herkese merhabalar efenim ...

Geçen postta da söylediğim gibi malumunuz vize haftasındayım bu yüzden çok fazla vakit ayıramıyorum buraya ama arada böyle kaçamaklar yaptığımda mutlaka hazırladığım postlardan birini yayınlayacağım :)

Biraz geç olsa da nihayet uzun zamandır izlemek istediğim filmi izledim ve açıkçası biraz beklentimin altında kaldı kitaplarını çok duydum çok konuşuldu kitaplarını okumadığım için sadece filmi üzerinden yorum yapabileceğim bu yüzden.

Yönetmen ve yapımcının Tim Burton olması beni hiç şaşırtmadı çünkü tam da onun tarzında bir hikayeydi zaten bu.Başrolde benim oyunculuğunu da kendisini de çok beğendiğim Eva Green vardı ve aslında daha çok çocuk filmi gibi dursa da malmunuz Tin Burton filmlere hiçte çocuklara göre bir film değildir :) Bu da onlardan biriydi ...

İzlemesi elbette keyifliydi ama sanırım ben fazla bi beklenti içine girdim :/

Kısaca konusuna gelecek olursak :

Gizemli bir ada.Terk edilmiş bir yetimhane. Fazlasiyla tuhaf fotoğraflardan oluşan bir koleksiyon.

Tüm bunlar kurgu ile fotoğrafçılığı nefes kesici bir şekilde bir araya getiren ve unutulmaz bir okuma deneyimi sunan Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları romanında keşfedilmeyi bekliyor.

Yaşadığı korkunç aile trajedisi yüzünden Galler kıyılarındaki, dünyadan uzakta kalmış bir adaya yolculuk eden on altı yaşındaki Jacob, burada Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocuklar Yetimhanesi'nin yıkıntılarını keşfetmekle kalmayıp, Bayan Peregrine'in çocuklarının sadece tuhaf olmaktan çok daha fazlası olduğunun farkına varır.


6 Kasım 2016 Pazar

Maydanoz Time : Film - Nicolas Sparks Filmleri !

Herkese merhabalar efenim ...

Bugün pazar aslında Balıkesir'de böyle pekte eve kapanayım kahvemi alayım film-kitap yapayım tarzı bir hava olmasa da - daha çok dışarı çıkalacak çöyle bol oksiyenlisinden yürüyüş yapacak bir hava var - bugün ki postumda size 6 adet kitaplardan beyaz perdeye uyarlanmış Nicolas Sparks filmleri önermek istiyorum.

Elbette hepsinin konusu da aşk ve dram üzerine,tabi bu filmleri siz bi yere not alın bol yağmurlu gecelerde açar açar izlersiniz :D Ara da böyle şeyler yapmak ruh sağlığına yararlı ablanızı dinleyin :D

                                                             The Choice (2016)

Enerjik tıp öğrencisi Gabby Holland?ın, kadınların karşı koyamadığı Travis Shaw?a komşu olması, ikiliyi asla hayal edemeyecekleri romantik bir yolculuğa sürükler. Travis, oldum olası bir kadınla ciddi bir ilişki yaşamanın rahat hayat tarzını sınırlandıracağına inanmaktadır. Gabby ise uzun soluklu bir ilişki yaşamakta olduğu erkek arkadaşıyla hayatını birleştirmek üzeredir. Ta ki karşı koyulmaz bir istek, aykırı çiftin itinayla planlanmış hayatlarını alt üst edene dek? Fırtınalı bir flört evresinin ardından Gabby ve Travis evlenip, el ele yürüyen ve her kararı beraber alan bir aile kurar, bir gün içlerinden biri hayatlarının en ciddi seçimini tek başına yapmak zorunda kalana kadar?





The Longest Ride (2015) 

Luke, eskiden şampiyonlukları olan bir boğa matadorudur ve eski parlak günlerine geri dönme arzusundadır. Sophia ise New York’un sanat camiasında hayallerinin işini kovalayan bir üniversite öğrencisidir. Luke ve Sophie’nin yolları bir şekilde kesişir ve ikisi de ideallerine ulaşmaya çalışırken ilişkileri çetin bir sınavdan geçer...Aşk, bilgelik ve deneyim içeren bir kutu eski mektupla, sevginin anlamını ve gerçek değerleri yeniden keşfeden Luke ve Sophia’nın sıra dışı aşk hikayesini bize sunuyor...



The Last Song (2011)

Kariyeri uğruna ailesini yıllar önce terk etmiş olan bir baba (Greg Kinnear), yaz tatilini ergenlik çağındaki kızı (Miley Cyrus) ve küçük oğluyla (Bobby Coleman) geçirme şansına kavuşmuştur. Ancak New York'taki evinde olmayı tercih eden kızı iletişim kurma konusunda isteksizdir. İlk aşklarla ikinci şansların kolkola gittiği bu aile, arkadaşlık, sırlar ve kurtuluş hikayesinde baba, iletişim kurmak için çareyi kızıyla tek ortak paydaları olan müzikte bulacaktır.



Dear John (2010)

Gençliğinin en kızgın ve öfkeli dönemini geçiren 23 yaşındaki John başka ne yapacağını bilemediği için liseden hemen sonra askere yazılmıştır. Hayallerinin kadını Savannah ile karşılaştığı vakit kendini hayatında yeni ve temiz bir sayfa açmaya hazır hisseder. Aralarındaki çekim olgunlaşıp aşka dönüşünce Savannah da kendini görev turlarına çıkan John'u sabırsızca beklerken bulur. John ise bir an evvel kalbini çalan bu kızla evlenmek ve yerleşik bir hayata geçmek istiyordur zaten. Ancak 9/11 tüm planları altüst eder. John, askeri görevine tekrar dönmesi gerektiğini hisseder. Ve ne yazık ki, iki sevgilinin arasına giren uzun ayrılık döneminde Savannah bir başkası ile duygusal anlamda yakınlaşır. “Sevgili John,” diye başlayan bir mektup okunur ve bu iki kelimeyle bir kalp paramparça olur, iki hayat ise sonsuza dek değişir. Eve dönüşünde John'un acısı büyük olacaktır. Savannah, ki artık bir başkasıyla evlidir, hâlâ onun gerçek aşkıdır. Genç adam hayatının en güç kararı ile yüzleşmek durumunda kalır.


The NoteBook (2004)

http://maydanozsalatasi.blogspot.com.tr/2015/04/maydanoz-time-film-not-defteri.html



A Walk To Remember (2002)

http://maydanozsalatasi.blogspot.com.tr/2015/04/maydanoz-time-film-uzaktaki-anlar.html


5 Kasım 2016 Cumartesi

Kore Dizi - Go Ho’s Starry Night

Herkese merhabalar efenim ...

Kore dizi dünyası bildiğiniz gibi efenim , bi dizi bitiyor öteki başlıyor.2016 'ın ilk yarısında yine efsane sayılacak diziler izlemiştik diğer yarısında da yine efsane sayılmasını umduğumuz ve sabırsızlıkla beklediğimiz diziler olacak.

Uzun dizilerin yanında böyle şekerleme kıvamında yarım saatlik süren mini dizilerde oluyor şu sıralar onları da kaçırmamaya çalışıyorum elbette bu dizi de onlardan biri.Hele de konusu benim en bi sevdiğim "harem" türünde olursa :D Biliyorsunuz ki bizdeki kültürde harem anlayışı daha çok erkeklere özgüdür bir çok kadın 1 erkek çevresine dönerken asya kültüründe 1 kadın birden fazla erkek üzerinde döner :D Hele de bu erkeklerin hepsi çok ayrı tatlışlarsa hepsinin dene tarafını seç hesabı :D Sonunda elbette başroldeki erkeği seçer ve tek eşliliğe sonsuz aşka bağlanır ve dizer biter :D Bu da o tarz dizilerden elbette çok güzel ve iş hayatında da başarılı olmak isteyen bir kızın ofisinde ki (patronları dahil) karşısına çıkan erkeklere analiz yapmasını ve yıldız vermesini anlatıyor.

5 erkek ve 1 kız şeklinde asıl başrollerde 3 erkek var elbette ama asıl başrolde olan ve en gençlerini oynayan oppaları çok beğendim ben bize de böyle tatlı gülüşleri olan erkeklerden Allah'ım amin :D




4 Kasım 2016 Cuma

Maydanoz Time : Kitap - Benim Uzak Yıldızım Kaufman-Spooner

Herkese merhabalar efenim ...

Vize haftasına girmeden postlarımı düzenli olarak atmaya çalışacağım gerçi vize haftasında da kafam dağılsın diye belki yine post yazarken bulurum kendimi bilemiyorum :)

Neyse efenim gelelim 2 haftadan beri elimde dolandırdığım kitaba , nihayet bitirebildim.Aslında sürükleyici ve değişik bir kitap ama şu sıra birden fazla işe koşturup aynı zamanda derslerimde olduğu için haddinden fazla elimde sürüklendi kitapçağız :/ Tabi bunda 500 sayfa olmasının da suçu var ve bence yazar olayları gereksiz uzatmış maalesef ayrıca beklediğim tarzda bir finalde olmamış daha farklı şeyler beklerdim açıkçası sonu beni hayal kırıklığına uğrattı :(

Bilimkurgu olması ve olayların bir uzayda ve bir uzaygemisinin düşmesi üzerine ıssız bir gezegende geçmesi beni kendine çekmesinde etkili olmuştu ilk başlarda aslında bilimkurgudan çok romantik ağırlıklı bir kitaptı ama tam istediğim romantizmi bana verdi diyemicem maalesef bence anlatımların çift taraflı olması işin büyüsünü biraz bozuyor sadece kızın gözünden anlatılan kitapları daha çok seviyorum ben :D

O gezegenin en ünlü ve zengin iş adamlarından birinin şımarık kızı ile eski bir savaş kahramanı olan binbaşının bir baloda tanışmalarını ve bunun üzerine uzay gemisinin kaza yapmasını ve sadece ikisinin sağ kalmasını ve tuhaf bir gezegende hayatta kalma savaşlarını anlatıyor.Bu gezegen biraz dünyaya benzesede aslında insanların akıllarını oynatacak bir sırrı var fısıltılar bu sırra eşlik ediyor...





Gerilim Filmi : The Substance

 Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...