19 Aralık 2024 Perşembe

Gerilim Filmi : The Substance

 Herkese merhabalar efenim,

Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefiller tarafından her yerde övülüp bol bol da reklamlarını gördüğümüz filmi nihayet izledim ve övüldüğü kadar var bence.İçinde çok fazla çıplaklık var ama cinsellik anlamında değil ayrıca çok rahatsız edici ayrıntılı sahneler de var ben bile oraları atlayarak izledim bana da fazla rahatsız edici geldi onun dışında izleyen her kadının kendinden bir şeyler bulacağını ve oldukça beğeneceğini düşünüyorum.

Demi Moore'un başrolde olduğu The Substance, bir aerobik yıldızının yaşlanma kaygısı ve imaj baskısıyla başa çıkma hikayesini anlatıyor. Elisabeth Sparkle, 50. doğum gününde kovulunca umutsuzluğa kapılır.

Ancak gizemli bir laboratuvar, ona kendisini daha iyi bir versiyonuna dönüştürecek bir madde önerir. Yönetmen Coralie Fargeat'ın tarzı, David Cronenberg, John Carpenter, David Lynch ve Michael Haneke'den ilham alarak çağdaş bir zaman eleştirisi sunuyor. Film, kanlı ve dehşet verici sahnelerle birlikte zaman zaman komik bir dille ilerliyor. Demi Moore'un cesur performansıyla da dikkat çeken film, modern toplumun imaj ve yaşlanma baskısını etkileyici bir şekilde ele alıyor.



18 Aralık 2024 Çarşamba

Kitap - Stepford Kadınları Ira Levin

 Herkese merhabalar efenim,

Ira Levin’in Stepford Kadınları (orijinal adıyla The Stepford Wives), 1970’lerin feminist hareketiyle paralel bir şekilde, toplumsal cinsiyet rolleri ve kadın kimliği üzerine derinlemesine bir eleştiri sunan gerilim dolu bir psikolojik roman. New York’lu genç bir kadın olan Joanna Eberhart, ailesiyle birlikte Stepford adlı küçük bir kasabaya taşınır. Burada, kasaba kadınlarının inanılmaz derecede mükemmel, uysal ve hizmetkâr bir tavır sergilediğini fark eder. Zamanla, bu kadınların tuhaf davranışlarının ardında gizemli bir sır olduğunu keşfeder.

Levin, kasaba halkının ve özellikle kadınların mükemmeliyetçi yaşamlarını sorgularken, bu durumun ardındaki karanlık gücü ustaca işliyor. Stepford Kadınları, bireylerin özgür iradesinin nasıl yok sayılabileceğini ve toplumsal baskılarla şekillendirilen kimliklerin tehdit altına girmesini ele alır. Roman, yalnızca bir korku hikâyesi olmanın ötesinde, kadınların toplumda nasıl şekillendirildiğine dair güçlü bir alegori sunuyor.

Levin’in gerilim yaratma tarzı, sıradan bir kasaba hayatını tehditkar bir hale getiriyor, okuyucuyu her sayfada daha fazla tedirgin ediyor. Stepford Kadınları, hem psikolojik bir gerilim hem de toplumsal eleştiri açısından önemli bir eser olarak günümüzde de hâlâ büyük bir yankı uyandırıyor.



Kitap - Aşk Çıkmazı Ali Hazelwood

 Herkese merhabalar efenim,

Serinin okuduğum son kitabı olan Aşk Çıkmazında 3'lü arkadaş grubunun son aşk hikayesini de yine tek gecede bir heveste okuyup bitirdim bir daha ki aya belki yazarın diğer kitaplarını da alıp okuyabilirim ama şimdilik bu kadar başka türdeki kitaplara yönelmeyi düşünüyorum bence yeterince okumak anlamında aşka meşke doydum şimdilik :D

Mühendis olmak, özellikle de tüm zorluklarına rağmen kadın bir mühendis olmak, Sadie için bitmek bilmeyen mücadele anlamına geliyordu. Bununla birlikte, kalbini paramparça eden adamla küçücük bir asansörde –hem de saatlerce– mahsur kaldığında, bu savaştan sağ çıkabileceğinden emin değildi. Erik büyük hatası yüzünden istediği kadar özür dileyebilirdi; fakat genç kadın onu affetmemeye kararlıydı.

Sadie’nin en karmaşık batıl inançları bile böylesine garip bir kavuşmayı öngöremezdi. Erik, üşüdüğü için ceketini çıkarıp ona uzatırken ve bakışları yumuşarken bile tam bir çelişkiydi. Böylece genç kadının aklında önemli bir soru şekillendi:

Taş kalpli düşmanı göründüğünden daha fazlası olabilir miydi?



15 Aralık 2024 Pazar

Kitap - Sıfırın Altında Ali Hazelwood

 Herkese merhabalar efenim,

Ali Hazelwood’un Sıfırın Altında kitabı, romantizm ve bilim dünyasını bir araya getiren özgün hikayelerden biri olarak dikkat çekiyor. Kitap, Hazelwood’un bilimsel altyapı ve karakterlerin entelektüel derinliğiyle harmanladığı, modern ve eğlenceli bir romantik komedi olarak öne çıkıyor.

Hikaye, karakterlerin kişisel gelişimlerine, kariyer mücadelelerine ve aralarındaki güçlü kimyaya odaklanırken, feminist bir bakış açısını da vurguluyor. Bilim dünyasında yer alan kadınların karşılaştıkları zorluklar ve cinsiyetçi önyargılar, kitabın arka planında ustaca işleniyor. Hazelwood, mizahı ve duygusal anları dengeli bir şekilde kullanarak okuyucuyu bir yandan güldürürken bir yandan da düşündürmeyi başarıyor.

Sıfırın Altında, sade ve akıcı bir dile sahip olduğu için rahatça okunabilen bir kitap. Yazarın diğer eserlerinde olduğu gibi, karakterlerin samimi diyalogları ve gerçekçi hissettiren ilişkileri, hikayeyi sürükleyici kılıyor. Özellikle romantik komedi seven ve bilimle harmanlanmış hikayelere ilgi duyan okurlar için ideal bir tercih.

14 Aralık 2024 Cumartesi

Kitap - Aynı Çatı Altında Ali Hazelwood

 Herkese merhabalar efenim,

Eğlenceli bir kitap serisine başladım geçen hafta kitaplar aslında ayrı ayrı ama 3 kız arkadaşın aşk hayatlarını anlatıyor ve kızlar arkadaş olduğu için birbirine bir şekilde değiniyor kitaplar.Kısa novella tarzında +18 sahnelerinde yer aldığı hafta sonunda okunacak bir seri.

Çevre mühendisi olan Mara’ya, hiç beklemediği bir anda kocaman bir ev miras kalır. Çok sevdiği akıl hocası Helena, vasiyetinde Mara’ya da bir yer ayırmış ve evini ona bırakmıştır. Ancak asıl sürpriz daha sonra ortaya çıkar: Evin sadece yarısı Mara’ya kalmıştır. Diğer yarısı ise Helena’nın huysuz yeğeni

Liam Harding’e aittir.

Yeni ev arkadaşından ilk gördüğü anda etkilenen Mara, acı gerçeği kısa zamanda keşfeder: Liam, bir petrol firmasının avukatıdır ve Mara’nın çevre sevgisi ne kadar büyükse, Liam’ın çalıştığı şirketin çevreye duyarsızlığı da o kadar fazladır.

İlk tanışmalarının büyüsü bu gerçek altında ezilirken ne Mara ne de Liam evden vazgeçmeye isteklidir.  Böylece aynı çatı altında büyük bir çatışma başlar.

Sorun şudur ki biriyle aynı evde yaşamak, zamanla onu tanımak anlamına da gelir. Ve Mara, Liam hakkında ne kadar çok şey öğrenirse, ondan nefret etmek o kadar zorlaşır.

Âşık olmaksa çok daha kolaydır.



11 Aralık 2024 Çarşamba

İngiliz Dizisi: Sweatpea

 Herkese merhabalar efenim,

Çok güzel bir mini dizi bitirdim hafta sonu tatilimde sizinle de paylaşmak istedim.Baş roldeki kız bayıldım bence çok farklı bir güzelliği var.Okulda ve iş yerinde hatta hayatının her yerinde zorbalık gören özgüveni düşük ve benlik problemleri olan bir kızın babasının ölmesiyle birlikte katil olma sürecini ve bundan haz almaya başlayınca seri katil olmasını anlatıyor ama çok kadınca bir yöntemle anlatılmış bir dizi o yüzden bu yönünü çok sevdim hatta baş roldeki kızla çok fazla empati kurar hale gelip bi seri katili savunabiliyor insan ama ne yaşarsa yaşasın katil olduğunu değiştirmiyor.Dizi 6 bölüm ama son bölümünden anladığım kadarıyla 2.sezonu da gelir diye düşünüyorum zaten kitap uyarlamasıymış eğer kitap seri halindeyse 2.sezonda onaylanırsa izlerim diye düşünüyorum.



9 Aralık 2024 Pazartesi

Kore Dizisi : The Trunk

 Herkese merhabalar efenim,

Netflix de uzun bir süreden sonra Gong Yoo Bey'in yeni dizisini izledim.Kendisini dizilerde izlemeyi çok özlemişim.Mecburi evlilik temasıyla başlayıp farklı yerlere dokunan bir dizi.Dram olduğu için biraz ağır bir ilerleyişi var bu yüzden bir çok kişi diziyi sevmemiş ayrıca aynı evde yaşayan iki yabancı temasını da çok iyi verebildiklerini düşünmüyorum daha çok travmalara odaklanmış bir dizi diyebiliriz.

The Trunk, Kore yapımı bir gerilim ve dram dizisidir. Hikâye, karakterlerin geçmişleriyle yüzleşmelerini ve içsel çatışmalarını keşfederken, kayıplar ve kimlik arayışı gibi temalar etrafında şekillenir. Gizemli bir "bagaj" sembolü, dizinin ana odak noktalarından biridir.

Dizi, karanlık atmosferi, derin karakter portreleri ve sürükleyici anlatımıyla dikkat çeker. Her bir karakter, psikolojik olarak derinlemesine işlenmiş olup, izleyiciye sürekli bir gerilim hissi sunar. Yavaş ilerleyen temposu, sabırlı izleyiciler için daha tatmin edici olabilir.

Kısacası, The Trunk gizem ve dram severler için etkileyici bir yapım olarak öne çıkmaktadır.



8 Aralık 2024 Pazar

Korku Filmi : Smile 2

 Herkese merhabalar efenim,

Geçen yılın ve bu yılın kalitesi ve koku sahneleri oldukça iddalı ve iyi olan yapımlardan biri olan Smile filminin 2.filmini nihayet izledim.İlk filmi kadar ilgi çekici ve sürükleyiciydi.Bu tarz korku filmleri daha çok gelir umarım.Scarejumpdansa psikolojik korku ve gerilim filmleri bence daha iyi oluyor.

Skye, kısa sürede giderek daha korkunç ve açıklanamaz olaylar yaşamaya başlar. Artan dehşet ve şöhretin baskısından bunalan Skye, hayatının kontrolünü kaybetmeden önce karanlık geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır.



5 Aralık 2024 Perşembe

Kitap- Aşk Hipotezi Ali Hazelwood

 Herkese merhabalar efenim,

Aşırı güzel baya insanı saran ve kendine bağlayan genç yetişkin romantik komedi kitap önerisi ile geldim sizlere.Öncelikle içinde +18 kısımlar var onu belirtmem gerekiyor.Cinayet cinayet yoruldum ben de yılın tam da bu zamanında araya bi minnoşluk serpeyim dedim yazara ve kitaba aşık oldum resmen hemen yazarın diğer Türkçeye çevrilen kitaplarını da sipariş ettim.

Ali Hazelwood’un Aşk Hipotezi (The Love Hypothesis), 2021’de yayımlandığı günden bu yana romantik kurgu sevenler için büyük bir ilgiyle okunan, aynı zamanda bilime olan ilgisini edebiyatla birleştiren bir hikaye sunuyor. Hazelwood, bu romanında bilim dünyasında geçen bir aşk hikayesiyle okurunu hem eğlendiriyor hem de tatlı bir romantizmle sarıyor. Aşk Hipotezi, bir yandan güçlü, bağımsız ve tutkulu karakterler yaratırken, diğer yandan bilim dünyasının dinamiklerine dair mizahi ve sıcak bir bakış açısı sunuyor.

Romanın başkahramanı Olive Smith, genetik mühendisliği öğrencisi ve yüksek lisans tezini tamamlamak üzere olan bir bilim insanıdır. Olive, aynı zamanda sosyal ilişkilerde pek de rahat olmayan, işine adanmış bir kadındır. Bir gün, sevgilisiyle ilgili bir yalan uydurmak zorunda kaldığı bir durumla karşılaşır. Bu yalanı sürdürmek için, araştırma laboratuvarında tanıdığı, karizmatik ve biraz soğuk bir profesör olan Adam Carlsen ile anlaşmak zorunda kalır. Adam, başta Olive’in teklifine biraz mesafeli yaklaşsa da, zamanla bu yalanın içinde gelişen gerçek bir ilişki, ikisinin de hayatını değiştirecektir.

Aşk Hipotezi, bildiğimiz romantik kurgu kalıplarına modern bir dokunuş yaparak, hem bilimsel bağlamda geçer hem de klasik bir "en sevilen tür" olan opposites attract (zıtlar birbirini çeker) temasını işler. Olive ve Adam arasındaki ilişki, başta çıkar ilişkisi gibi görünse de, zamanla duygusal bir derinliğe bürünür. Hazelwood, karakterlerin aralarındaki kimyayı çok iyi bir şekilde kurgular. Başlangıçtaki çekişmeler, mizahi anlar ve çatışmalar, okuru merakta bırakırken, aynı zamanda onların daha derin ve gerçek bir bağ kurmalarını izlemek oldukça keyiflidir.

Romanın en önemli yönlerinden biri, bilimsel dünyayı ve akademik yaşamı aşk hikayesiyle harmanlayarak anlatmasıdır. Olive’in yüksek lisans çalışmaları ve Adam’ın profesörlük kariyerine dair detaylar, okura bilimsel bir ortamda geçen bir ilişkinin nasıl olabileceğini gösterirken, akademik dünyada karşılaşılan zorluklar ve zihinlerdeki önyargılar da vurgulanır. Hazelwood, bu dünyada kadının rolünü de ele alır ve karakterleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, başarı baskısı ve kariyer ile kişisel yaşam arasındaki dengeyi bulmaya çalışan insanlarmış gibi betimler.

Kitabın yazım tarzı oldukça eğlenceli ve mizahi unsurlarla bezeli. Olive’in iç monologları, onun biraz garip ama sevimli kişiliğini ve güven arayışını çok iyi yansıtır. Hazelwood, karakterlerin diyaloglarını doğal ve içten bir şekilde kurgular, bu da kitaba gerçek bir samimiyet katmaktadır. Okur, Olive’in ve Adam’ın hikayelerini sadece bir aşk öyküsü olarak değil, aynı zamanda iki insanın birbirlerini tanıma süreci olarak da deneyimler.

Aşk Hipotezi, özellikle romantizm ile bilimsel merakı birleştiren ve bu ikisi arasındaki zıtlıkları eğlenceli bir şekilde işlerken, aynı zamanda karakter gelişimine de büyük bir özen gösterir. Hazelwood, hem karakterlerin içsel çatışmalarına hem de aralarındaki ilişkinin evrilmesine yeterince yer verir. Okur, bu süreçte yalnızca bir aşk hikayesine tanıklık etmekle kalmaz, aynı zamanda karakterlerin kişisel dönüşümlerine de şahitlik eder.

Hazelwood’un bu eserinde, romantizmin yanı sıra, arkadaşlık, güven, kariyerle ilgili mücadeleler ve özgüven temaları da işleniyor. Özellikle genç kadınların bilimsel alanlarda kendilerini kabul ettirme çabası, Olive’in hikayesinde güçlü bir şekilde işlenir. Kitap, sadece aşkı değil, aynı zamanda bir kadının kariyerindeki başarısını ve kendi gücünü keşfetme yolculuğunu da anlatıyor.

Sonuç olarak, Aşk Hipotezi, romantizm severlerin ilgisini çekecek kadar tatlı, bilimsel dünyaya dair meraklı okurlar için ise eğitici bir hava taşıyan bir romandır. Hem romantik komedi unsurlarını hem de kadın karakterin kişisel gelişimini harmanlayan bu kitap, duygu dolu anların yanı sıra keyifli bir okuma deneyimi sunar. Bilimle aşkın buluştuğu bu modern romantik kurgu, okuruna neşe ve umut verirken, aynı zamanda kalp kırıklığı ve pişmanlık gibi duyguları da gerçekçi bir şekilde keşfeder.

Aşk Hipotezi, yalnızca romantizm arayanlar için değil, aynı zamanda bilimsel bir bağlamda insan ilişkilerini keşfetmek isteyenler için de ideal bir seçimdir.



3 Aralık 2024 Salı

Romantik Film : Our Little Secret

 Herkese merhabalar efenim,

2000'li yıllara gitmek isterseniz Netflix e  yeni gelen bu filme bi bakmalısınız.Şu anda 38 yaşında olan Ian Harding ve Lindsay Lohan baş rollerdi.Bu ikiliyi benim yaşlarımda olanlar oldukça iyi bilir.Romantik Komedi için iyi bir ikili olmuşlar.Bu tarz işleri izlemeyi özledik hele de yılın bu zamanında.

Our Little Secret, yeni partnerlerinin kardeş olduğunu öğrendikten sonra garip bir şekilde Noel'i birlikte geçirmek zorunda kalan iki kırgın eski sevgilinin hikayesini konu ediyor.



Türk Dizisi : Karşılaşmalar

 Herkese merhabalar efenim,

Prensin 3.sezonu gelene kadar Giray Altınok ağzıma bir parmak bal çaldı bu dizi ile.Exxen de yayınlanan ve kardeşimle keyifle tek oturuşta izlediğimiz bir dizi oldu.Her bölüm farklı bir hikayeyi anlatıyor oldukça ünlü oyuncular var en güzel bölümü en sona saklamışlar kara mizahı ve absürd komediyi çok iyi anlatan bir yapım olmuş.İzlemenizi şiddetle tavsiye ederim.



1 Aralık 2024 Pazar

Japon Dizisi : Beyond Goodbye

 Herkese merhabalar efenim,

Aralık ayına girdik ! Bu blogda bol bol kış dizileri,kitapları ve filmleri göreceğiniz anlamına gelir.Yılın en sevdiğim zamanlarından biri.

Beyond Goodbye, hayatının aşkı Yusuke'yi evlenme teklif ettiği gün geçirdiği bir kazada kaybeden Saeko'nun (Arimura) hikayesini anlatıyor. Naruse (Sakaguchi), Yusuke'nin kalbini bir nakil ile alır ve bu ona hayata yeniden başlama şansı verir.



Kitap - Buz Gibi Soğuk Tess Gerritsen

 Herkese merhabalar efenim,

Tess Gerritsen, tıp ve suç psikolojisi üzerine kurduğu derinlikli hikayelerle tanınan bir yazardır. Buz Gibi Soğuk (Ice Cold), yazarın gerilim ve psikolojik dramayı birleştiren en etkileyici eserlerinden biri olarak öne çıkar. Bu romanda, Gerritsen, soğuk, ürpertici bir atmosferin içinde, ölüm ve hayatta kalma arasındaki ince çizgiyi keşfederken, aynı zamanda insanların karanlık yönlerine dair de derinlemesine bir sorgulama yapar.

Buz Gibi Soğuk, başkahraman Dr. Maura Isles’in bir cinayet soruşturmasına katılmasıyla başlar. Isles, daha önceki eserlerden tanıdığımız, akılcı ve soğukkanlı bir adli tıp uzmanıdır. Ancak bu sefer, karşılaştığı olay sadece bir cinayet soruşturmasından daha fazlasıdır. Isles, dedektif Jane Rizzoli ile birlikte, bir dağ köyünde gerçekleşen bir dizi esrarengiz ölümün arkasındaki sırrı çözmeye çalışırken, bir yandan da kendi geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalacaktır.

Bir grup insan, lüks bir dağ tatili sırasında kaybolmuş ve arama kurtarma ekipleri onları bulduğunda, ölü bedenler, tıpkı bir kaza sonucu ölmüş gibi yerlerde yatmaktadır. Fakat Dr. Isles’in incelemeleri, bu ölümlerin ardında bir suçun yattığını ve hepsinin birbirine bağlanan karmaşık bir gizemin parçası olduğunu gösterir. Katil veya suçlu kimdir? Gerçekler ne kadar uzak olabilir? Maura ve Jane, bir yandan bu sorulara yanıt ararken, diğer yandan karanlık bir sırra doğru sürüklenirler.



29 Kasım 2024 Cuma

Fantastik Film : Hot Frosty

 Herkese merhabalar efenim,

Netflix'e bir sürrü yılbaşı temalı film gelmiş koşunn !!! Kasım'ın son günü yarın Aralık ayına giriyoruz ve yılbaşı teması artık her yeri sarıyor.Bu ayın özelliği olarak tabiki de kış ve yılbaşı temalı filmler izleyip kitaplar okumak 2025 yılı şimdiden bize sağlık ve şans getirir umarım :)

Cathy, kocasını kaybettikten iki yıl sonra sihirli bir şekilde güzel bir kardan adama hayat verir. Kardan adam, saflığıyla Cathy'nin gülmesine, hissetmesine ve yeniden sevmesine yardımcı olur. İkisi tam tatil zamanında ve ortalık erimeden önce birbirlerine aşık olurlar.



Kore Dizisi : Mr.Plankton

 Herkese merhabalar efenim,

Ağlamaktan gözümüzdeki yaşı kurutan çok güzel Netflix'de de yer alan Kore dizinden bahsedicem bugün sizlere.Artık eskisi kadar Kore dizilerine çok fazla bakamıyorum.Netflix'e gelenlere bi bakıp izleyip izlemeyeceğime karar veriyorum.Bu dizinin bölümlerinin hepsinin bir anda gelmesine çok sevindim sarınca bi oturuşta bitirdim resmen.İzlemesi çok keyifli hem ağlatan hem güldüren bir dizi oldu.

"Mr. Plankton" tam anlamıyla izlerken sizi içine çeken, düşündüren ve bazen de duygusal olarak zorlayan bir dizi. Başından sonuna kadar her şeyin bu kadar derin olacağını tahmin etmezsiniz, ama dizi ilerledikçe hem karakterlerin hem de hikayenin ne kadar katmanlı olduğunu fark ediyorsunuz. Spoiler vermemek için çok dikkatli olacağım ama, dizi gerçekten karakter odaklı ve her anı merakla izletiyor.

Mutlu olma şansı çok düşük olan bir adam ve son derece mutsuz bir gelin adayı olan eski sevgilisi, adamın hayatının son yolculuğunda birbirlerine eşlik etmek zorunda kalırlar.



27 Kasım 2024 Çarşamba

Gerilim Filmi : Don't Move

 Herkese merhabalar efenim,

Netflix de yer alan filmlerden biri de gerici atmosferiyle sonuna kadar kendini izlettirmeyi ve hayata ne kadar bağlı olduğunuzu size sorgulattıracak bir yapım olan Türkçe çevirisiyle Kıpırdama olan Don't Move filmden bahsedicem bugün sizlere.Havalar acayip soğuk şu sıra tam kar soğuğu o yüzden en güzeli işten eve gelince akşamları sıcacık kahvemi alıp yatağımda gerilim filmi izlemek :D

Yas tutan bir kadının ıssız bir ormanda karşılaştığı katil, kendisine felç edici bir ilaç enjekte eder. Vücudu işlevini kaybederken, kadının ölüm kalım mücadelesi başlar.



25 Kasım 2024 Pazartesi

İtalya Dizisi : The Law According to Lidia Poët

 Herkese merhabalar efenim,

Dün okul kar tatili verdiği için tüm gün evdeydim.Sıcacık yatağımda Netflix'e yeni gelmiş olan dizilere sardım genel olarak.Bunlardan ilki 2 sezondan oluşan bir İtalya dizisi idi.Dönem dizisi ama gerçek bir hayat hikayesi olduğu için biyografik olduğunu da söyleyebiliriz.İzlemesi keyifli kadın hakları için Atatürk'e bir kez daha teşekkürü borç bileceğiniz bir dizi.

1.Sezon

"The Law According to Lidia Poët", 2023 yapımı bir Netflix dizisi, Lidia Poët adlı tarihi bir figürün gerçek hikayesinden esinlenerek oluşturulmuş bir drama. Lidia Poët, 19. yüzyılın sonlarına doğru İtalya'da hukuk eğitimi almış ve hukuk dünyasında kadınların varlık gösterdiği nadir zamanlardan birinde bu alanda mücadele etmiş önemli bir figürdür. Dizi, Lidia Poët’in hukuk kariyerinin ve dönemin toplumsal baskılarının ışığında, hem kişisel hem de profesyonel yolculuğunu takip ediyor. 1. sezon, izleyiciye bu cesur kadının yaşamına dair etkileyici bir bakış açısı sunuyor.

Lidia Poët (interpretasyonunu Matilda De Angelis’in üstlendiği), 1880’lerin İtalya'sında kadınların hukuk dünyasında yer edinmesinin imkansız gibi görüldüğü bir dönemde, hukuk alanında üniversiteyi bitirip bir avukatlık pratiği yapmayı hayal etmektedir. Ancak, onun hukuki yetkinliği ve zekası, toplumun cinsiyetçi yapısı tarafından sürekli engellenir. Dizinin ilk sezonu, Lidia'nın karşılaştığı toplumsal ve hukuki engelleri aşma mücadelesini, aynı zamanda dönemin erkek egemen hukuk sistemine karşı verdiği savaşı anlatıyor.

Lidia Poët, Sicilya'dan Torino'ya taşınarak, burada farklı davalarla uğraşırken, yalnızca profesyonel becerilerini değil, aynı zamanda insan hakları, adaletin sağlanması ve kadınların hakları konusunda ne kadar kararlı olduğunu da gösteriyor. Lidia'nın hukuk dünyasında bir kadın olarak var olma çabası, ona farklı müttefikler ve düşmanlar kazandırıyor. Aynı zamanda, zeki ve idealist bir avukat olarak, etik değerlerine sadık kalarak yavaş yavaş kendine bir yer edinmeye çalışıyor.


2.Sezon

"The Law According to Lidia Poët" dizisinin 2. sezonu, 1. sezonun sonunda kurulan güçlü temel üzerine yükselerek, izleyiciyi bir kez daha 19. yüzyılın sonlarındaki İtalya’ya, hukuk dünyasında adalet arayan bir kadının zorlu yolculuğuna davet ediyor. Lidia Poët’in cesur mücadelesi, yalnızca profesyonel alanda değil, aynı zamanda kişisel hayatında da derin izler bırakmaya devam ediyor. Bu sezon, başrol Lidia Poët (Matilda De Angelis) ve Roy Pulsifer (Riccardo Scamarcio) gibi tanıdık karakterlerin yanı sıra, yeni katılan karakterlerle de zenginleşiyor ve Lidia'nın hukuk dünyasında daha derinlere inmeye başladığı bir hikaye sunuyor.

İlk sezonda Lidia, kadının yerinin olamayacağı bir hukuk alanında, toplumsal cinsiyet ayrımcılığına karşı verdiği savaşı vermek zorunda kalmıştı. 2. sezon, Lidia’nın bu mücadelede ne kadar ilerlediğini ve nasıl daha büyük engellerle karşılaştığını keşfederken, aynı zamanda Lidia'nın hukuk pratiğini güçlendirme ve toplumsal eşitsizliği çözme kararlılığını derinleştiriyor. Bu sezonun temel odağı, Lidia'nın profesyonel kariyerindeki atılımlar ile kişisel ilişkilerinin daha karmaşık hale gelmesidir.

Lidia, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile savaşırken, artık yalnızca kendi kariyerini değil, aynı zamanda hukuk dünyasında ve toplumda kadınların daha güçlü bir yer edinmesi için de daha büyük bir mücadeleye girmektedir. 2. sezonda, yeni davalar ve hukuk pratiği ile ilgili zorlukların yanı sıra, kişisel yaşamındaki değişim ve romantik ilişkiler de önemli bir tema haline gelir. Lidia ve Roy’un ilişkisi de derinleşirken, yeni karakterlerin girişi, Lidia’nın profesyonel ve duygusal çatışmalarını daha da karmaşıklaştırmaktadır.

Lidia, eski müttefiklerinden bazılarıyla yeni stratejiler geliştirmeye çalışırken, aynı zamanda bazı rakiplerle de yüzleşmek zorunda kalır. 2. sezonda, Lidia'nın işine olan tutkusu ve meslektaşlarıyla olan ilişkileri, yalnızca hukuk alanında değil, aynı zamanda toplumsal adalet ve kadın hakları üzerindeki etkisini de genişletiyor. Bu sezon, Lidia’nın içsel çatışmalarının daha belirgin olduğu ve kişisel sınırlarını zorladığı bir dönüm noktasına işaret eder.






Kitap-Yabancılarla Bir Yaz Taiçi Yamada

 Herkese merhabalar efenim,

Taiçi Yamada’nın Yabancılarla Bir Yaz (Summer with the Strangers), 2017’de yayımlanan ve Japon edebiyatının özgün seslerinden biri olarak dikkat çeken bir romandır. Yamada, bu eserinde insan ilişkilerinin derinliklerine inmeyi ve evrensel yalnızlık, aidiyet, kayıp ve bağ kurma temalarını işliyor. Yazar, sade ama etkileyici bir dil kullanarak okuru, kısa bir yaz tatilinin içindeki karmaşık duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Kitap, yalnızca bir yazın anlatısına dayalı gibi görünse de, alt metinlerinde hayatın farklı dönemlerinde karşımıza çıkan kırılmaların ve zorlukların izlerini sürüyor.

Yabancılarla Bir Yaz; iki ana karakterin etrafında şekillenen bir hikaye sunar. Ana karakter, genç bir adam olan Kazuo, hayatındaki eksiklikleri ve kayıpları sorgularken, yaz tatilinde tanıştığı yabancılarla bir araya gelir. Bu yeni insanlarla geçirdiği zaman, ona yalnızca zamanın nasıl geçtiğini değil, kendi yaşamına ve seçimlerine dair soruları da hatırlatır. Kazuo’nun çevresindeki insanlar, farklı geçmişlere sahip, farklı kişisel mücadelelerle yüzleşen ama bir şekilde hayatına dokunan figürlerdir. Kazuo’nun bu yaz boyunca yabancılarla kurduğu ilişkiler, ona kendisini keşfetme fırsatı sunar, fakat aynı zamanda bu kişilerle kurduğu bağların zayıflığının ve geçiciliğinin farkına varması onu hüzünlü bir içsel yolculuğa çıkarır.

Yamada, kitapta karakterlerin içsel dünyalarını detaylı bir şekilde inceleyerek, onların duygu durumlarını, korkularını, hayal kırıklıklarını ve umutlarını derinlemesine işler. Kazuo’nun yaşamındaki boşluğu ve yabancılarla kurduğu geçici ilişkilerin onun içsel dünyasında nasıl yankılar uyandırdığını gözler önüne serer. Yamada'nın bu temaları işlerken gösterdiği beceri, okuru yalnızca Kazuo’nun hayatına değil, kendi hayatına da dair sorgulamalar yapmaya sevk eder.

Kitap, karakterlerin yalnızlıkları ve diğer insanlarla kurdukları geçici bağlar üzerinden evrensel bir hikaye sunar. Ancak bu "yabancı" kelimesi yalnızca dışarıdan gelen kişilerle sınırlı değildir; aynı zamanda, Kazuo'nun içsel yabancılığına, yani kendisiyle olan uzaklığına da işaret eder. Kitap boyunca bu yabancılığın farklı boyutları sergilenir. Kazuo'nun geçmişi, ilişkileri ve yaşamına dair verdiği kararlar, ona yalnızca kendini bulma yolunda değil, aynı zamanda başkalarına ve çevresine nasıl yabancılaştığını da gösterir.

Yamada’nın dil kullanımı sade ama son derece etkileyicidir. Hikaye, yavaşça ilerlerken her bir anın, her bir detayın ve her bir karakterin içsel çatışmalarının üzerinde durulur. Yamada'nın bu tarzı, okuru sürekli olarak düşünmeye ve hikayenin katmanlarına inmeye teşvik eder. Hikayenin sonlarına doğru, Kazuo'nun yaşadığı duygusal çözülmeler, okuru derinden etkileyen bir şekilde ele alınır.

Yabancılarla Bir Yaz, bir yaz tatilinin içinde geçen basit bir hikayeden çok daha fazlasıdır. Kitap, insan ruhunun karmaşıklığı, başkalarıyla kurduğumuz bağlar ve yalnızlığımızla yüzleşme üzerine derin bir anlatıdır. Yamada, karakterlerini ve onların ilişkilerini öylesine ince bir şekilde dokur ki, her bir okur, farklı bir şekilde bağ kurabilir. Bu roman, geçici ilişkiler ve bağlantıların insanın içsel dünyasında ne kadar büyük yankılar uyandırabileceğine dair derin bir keşif sunar.

Kitabın en güçlü yönlerinden biri, Yamada’nın küçük bir yaz hikayesi üzerinden insanın içsel yolculuğunu evrensel bir çerçevede ele almasıdır. Yalnızlık, kayıp, zamanın geçici doğası gibi temalar, okuru hem duygusal hem de düşünsel anlamda derinleştirir. Yabancılarla Bir Yaz, hayatın kısa anlarında bile büyük anlamlar taşıyabileceğini gösterirken, okura insan olmanın ne demek olduğuna dair bir içsel yolculuğa çıkarır.

Sonuç olarak, Taiçi Yamada’nın Yabancılarla Bir Yaz adlı eseri, yalnızca bir yaz tatilinin ötesine geçer; insan ruhunun zenginliğine dair evrensel bir hikaye sunar. Gerçekten derin düşünmeye sevk eden ve okuru kendi yaşamı ile yüzleştiren bir roman arayanlar için son derece değerli bir okuma deneyimi sunar.



24 Kasım 2024 Pazar

Fantastik Filmler: R.I.P.D.

 Herkese merhabalar efenim,

R.I.P.D." (2013), Robert Schwentke'nin yönettiği, aksiyon, komedi ve fantastik unsurları harmanlayan bir yapım. Ryan Reynolds ve Jeff Bridges'in başrollerini paylaştığı film, özellikle polisiye ve doğaüstü öğelerle harmanlanmış eğlenceli bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. R.I.P.D., ölülerin dünyasında adalet sağlamakla görevli bir polis teşkilatını konu alırken, izleyiciye bolca aksiyon, mizah ve fantastik öğeler sunuyor. Ancak, film aynı zamanda klişelere ve tanıdık temalara da başvuruyor.

Film, Nick Walker (Ryan Reynolds) adlı bir polis memurunun, kendi ölümünden sonra R.I.P.D. (Rest in Peace Department) adlı bir teşkilat tarafından işe alınmasını konu alır. R.I.P.D., ölümden sonra dünyaya geri gönderilen ve suçluları cezalandırmaya çalışan bir tür “doğaüstü polis gücü”dür. Nick, burada Roy Pulsifer (Jeff Bridges) adında sert, eski bir polisle partner olur. İkili, ölülerin dünyasında görevlerini yerine getirirken, çok geçmeden büyük bir tehlike ile karşı karşıya gelirler.

Filmin teması, öteki dünyaya geçiş ve intikam üzerine kuruludur. Nick, öldükten sonra hayatta kaldığı dünyaya geri dönme şansına sahip olsa da, burada geçirdiği zaman içinde ölüler dünyasında suçları çözmeye çalışan bir dedektif olur. Partneri Roy ise, uzun yıllardır ölülerin dünyasında adalet arayan, tuhaf bir karakterdir.

R.I.P.D. ekibinin amacı, ölüler dünyasında suç işleyen ve dünyaya geri dönerek yaşama fırsatına sahip olan hayaletleri yakalamaktır. Ancak, işler her zaman planlandığı gibi gitmez. İkili, eski bir arkadaşının ihanetine uğrayacak ve geçmişleriyle yüzleşmek zorunda kalacaklardır.



22 Kasım 2024 Cuma

Kitap - Ruh Koleksiyoncusu Tess Gerritsen

 Herkese merhabalar efenim,

Seriye kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Tess Gerritsen, gerilim ve korku edebiyatında kendine sağlam bir yer edinmiş, özellikle de tıp ve suç dünyasına dair derinlemesine bilgisiyle tanınan bir yazardır. Ancak, Ruh Koleksiyoncusu (The Soul Collector) adlı eseri, yazarın edebi yeteneklerini yalnızca cinayet ve suç çözme ile sınırlı tutmayıp, aynı zamanda psikolojik gerilimle harmanlayarak daha geniş bir okur kitlesine hitap eden bir roman olarak öne çıkıyor.

Gerritsen, bu kitabında, korku ve gerilim temalarını psikolojik derinliklerle ve esrarengiz unsurlarla birleştiriyor. Ruh Koleksiyoncusu, yalnızca fiziksel bir tehdit değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal bir sınav olarak okurun karşısına çıkar. Gerilimli atmosferi, ürpertici olay örgüsü ve güçlü karakter yapıları ile Tess Gerritsen, okuru sayfalar boyunca sıkıca sarar.

Ruh Koleksiyoncusu, zorlu bir cinayet soruşturmasını konu alırken, bunun yanında ölüm, ruh ve kötülük gibi derin temaları da işler. Kitap, başkahraman Dr. Maura Isles ve Dedektif Jane Rizzoli karakterlerinin etrafında gelişir. Isles, bu sefer yalnızca bir adli tıp uzmanı olarak değil, aynı zamanda çok daha büyük bir korkunun ve tehlikenin ortasında kalan bir karakter olarak yer alır. Jane Rizzoli ise, kendisini tehlikeli bir olayı çözerken bulur, ancak bu kez yalnızca bir katil değil, çok daha gizemli bir kötülükle karşı karşıya olduklarını fark ederler.

Romanın başlangıcında, ilginç ve ürkütücü bir cinayetle başlarız. Bir dizi korkunç ölüm, bir şekilde birbirine bağlanır ve geriye yalnızca izler kalır. Bu cinayetlerin izini sürerken, katilin amacı ya da kimliği gibi temel sorulara ulaşmak giderek daha zor hale gelir. Kurbanların ortak bir özelliği vardır, ancak bunun ne anlama geldiğini çözmek, Rizzoli ve Isles için neredeyse imkansız görünmektedir. Zaman ilerledikçe, okur da karakterler gibi, ölümle ilgili farklı kavrayışlara ve ruhsal bir boşluğa doğru sürüklenir. Bu, sadece bir cinayet soruşturmasından çok, insan ruhunun karanlık yönlerine dair bir yolculuk gibidir.





Fantastik Film : Time Cut

 Herkese merhabalar efenim,

Netflix de yer alan fantastik ama sürükleyici bir filmden bahsedicem bugün sizlere.

"Time Cut" (2024), zaman yolculuğunun hem bilimsel hem de felsefi boyutlarını başarılı bir şekilde harmanlayan, aynı zamanda güçlü bir psikolojik gerilim ve dram barındıran bir film. Film, zamanı manipüle etmenin bireylerin hayatları üzerindeki etkisini derinlemesine işlerken, izleyiciyi seçimler ve sonuçlar üzerine düşündürmeye sevk ediyor. Zamanın kırılganlığı, ahde vefa, suçluluk ve kefaret temaları üzerinden, her bir karakterin kendi içsel yolculuğuna tanıklık ediyoruz.

Zaman yolculuğu, sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bir mücadeleye dönüşürken, Time Cut, izleyiciyi sürekli bir gerilim ve belirsizlik içinde tutuyor. Görsel anlatım ve atmosferiyle de zenginleşen bu film, bilim kurgu, dram ve gerilim severler için derinlemesine bir düşünme fırsatı sunuyor.

Zamanın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha vurgulayan Time Cut, yalnızca aksiyon sahneleriyle değil, aynı zamanda karakterlerin içsel yolculuklarıyla da izleyiciyi etkileyen bir yapım olarak dikkat çekiyor.

Time Cut, bir grup genç insanın, yanlışlıkla zamanın kesişim noktasına doğru çekilmesiyle başlar. Film, zamanın manipülasyonu ve geçmişin değiştirilmesiyle ilgili tehlikeli bir deneyi keşfeder. Bu deneyin etkisi, kahramanları geçmişin olaylarına müdahale etmeye ve kendilerini başka bir zamanda bulmaya zorlar. Ancak bu tür bir müdahale, zamanın dengesini bozar ve beklenmedik sonuçlara yol açar.

Karakterler, zamanın kontrol edilmesinin getirdiği sorumlulukları, ahlaki ikilemleri ve kişisel kayıpları deneyimlerken, izleyici de onların içsel çatışmalarına tanık olur. Film, sadece zaman yolculuğu üzerine değil, aynı zamanda fırsatlar, seçimler ve gerçeklik ile ilgili evrensel soruları gündeme getiriyor. Zamanı manipüle etmenin getirdiği potansiyel tehlikeler, filmdeki ana çatışmanın kalbinde yer alıyor.



20 Kasım 2024 Çarşamba

Gerilim Filmi : Immaculate

 Herkese merhabalar efenim,

Immaculate, 2022 yapımı bir psikolojik gerilim ve drama filmi olarak, izleyiciyi derin bir manevi yolculuğa çıkarırken, aynı zamanda insan doğasının karanlık yanlarını ve bireylerin içsel çatışmalarını keşfe davet ediyor. Film, din, suçluluk, aidiyet ve kişisel kırılmalar gibi evrensel temaları işliyor, ancak bunları oldukça benzersiz bir şekilde, psikolojik ve dramatik bir bağlamda ele alıyor. Immaculate, hem karakter odaklı hem de atmosferik bir film olarak dikkat çekiyor.

Immaculate, dindar bir inanç kadını olan Cecilia, mükemmel İtalyan kırsalında sıcak bir şekilde karşılanır ve kendisine ünlü bir manastırda yeni bir görev teklif edilir. Ancak Cecilia, yeni evinin karanlık ve dehşet verici sırlar barındırdığını anlar.



19 Kasım 2024 Salı

Amerika Dizisi : Agatha All ALong

 Herkese merhabalar efenim,

Agatha All Along, Marvel Sinematik Evreni (MCU) içinde oldukça ilginç bir yere sahip olan Agatha Harkness karakterinin derinliklerine inmeyi amaçlayan bir televizyon dizisidir. Dizi, özellikle Marvel'ın çok sevilen ve merakla beklenen yapımlarından biri olan WandaVision ile izleyici karşısına çıkmış ve o zamandan beri büyük bir ilgiyle takip edilmiştir.

Dizinin WandaVision'da gözler önüne serilen, tatlı ve komik komşu karakterinden çok daha fazlasını barındıran Agatha Harkness’ın geçmişini ve karanlık güçlerini keşfetmek isteyen izleyiciler için Agatha All Along, bu gizemi çözme fırsatı sunuyor. Ancak bu dizi, yalnızca Agatha’nın geçmişini ortaya koymakla kalmaz, aynı zamanda Marvel evrenindeki daha geniş tehditler ve karakterler için yeni bir bakış açısı getiriyor.

Dizi, WandaVision'da Agatha Harkness’ın Elizabeth Olsen tarafından canlandırılan Wanda Maximoff'un karşısında güçlü bir düşman olarak ortaya çıkmasının ardından, Kathryn Hahn'ın muazzam performansı ile popülerlik kazanmıştı. Agatha All Along, Agatha’nın geçmişine odaklanarak, bu güçlü ve gizemli cadının kim olduğunu, ne tür bir büyü gücüne sahip olduğunu ve karanlık geçmişindeki olayları keşfetmemizi sağlıyor.

Dizinin konusu, Agatha'nın geçmişine dair sıklıkla gizli kalan detayları açığa çıkarmayı amaçlar. Agatha, çok eski bir cadı olarak, büyü gücüne sahip olduğu gibi, onun bu gücü nasıl elde ettiğini, hangi karanlık sırlara sahip olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Ayrıca, dizi Agatha’nın karanlık tarafının yanı sıra, geçmişte yaşadığı olayların onu nasıl şekillendirdiğine dair detaylar sunar.

Birçok Marvel yapımında olduğu gibi, Agatha All Along yalnızca bir karakterin geçmişini değil, aynı zamanda toplum ve güç ilişkilerinin nasıl şekillendiğini de irdeler. Agatha’nın yaşadığı dünyada, kadınlar ve güç ilişkisi sıkça sorgulanan bir tema olarak öne çıkar. Harkness, derin ve karmaşık bir karakter olarak, izleyiciyi yalnızca bir kötü kadına dair klişe bir anlatıya yönlendirmez; aksine onun içindeki çatışmalar, seçimler ve motivasyonlar ön plana çıkar.


Romantik Film : A Brush With Christmas

 Herkese merhabalar efenim,

Yılın o dönemi geldi ! Sonbaharı ardımızda bırakıp Kasımın ikinci yarısı ve Aralık ayına yaklaşırken tabi ki Christmas filmleri de izlemeye başladım.Her yıl yaptığım geleneksel Hellmark filmlerinden birini daha film koleksiyonuma eklemiş bulunuyorum.

Hallmark Channel’ın tipik bir yılbaşı filmi olan, sıcak, neşeli ve romantik bir hikayeye sahip bir yapım. Yılbaşı atmosferiyle sarılmış, kalbinde sevgi, umut ve yeni başlangıçlarla dolu bir film arayan izleyiciler için ideal bir seçim. Hem göz alıcı sahneleriyle hem de içinde bulunduğu duygusal temalarla izleyiciyi sarıp sarmalayan bir film olma niteliğine sahip.

Film, başarılı bir sanat restorasyon uzmanı olan Holly’nin (Jessica Lowndes) hikayesini anlatıyor. Holly, yılbaşı tatili için memleketine dönmeye karar verir. Ancak, evine dönüşü, beklediğinden daha zorlu olur. Memleketinde, eski bir aile eseri olan bir tabloyu restore etmek için görevlendirilen Holly, burada geçmişiyle, özellikle de eski bir aşkı olan Brady ile yüzleşmek zorunda kalır. Bu süreç, Holly’nin hem iş dünyasındaki kariyerinde hem de özel hayatında önemli kararlar almasını gerektirecektir.

A Brush with Christmas, Holly’nin hem eski ilişkileriyle hem de ailesiyle yeniden bağ kurma çabalarını işlerken, aynı zamanda romantik bir hikaye sunar. Bu filmde, yeni yılın verdiği umut ve yenilikle birlikte, geçmişin yaralarıyla başa çıkma teması da ön plana çıkar. Holly, Brady ile arasındaki duygusal engelleri aşarken, kendi hayatında da gerçek mutluluğu bulmaya çalışacaktır.



14 Kasım 2024 Perşembe

Kitap - Akra'da Bulunan Elyazması Paulo Coelho

Herkese merhabalar efenim,

Paulo Coelho'nun Akra'da Bulunan Elyazması (orijinal adıyla The Manuscript Found in Accra), yazarın karakteristik felsefi derinliğiyle, insanın yaşamına dair evrensel soruları sorguladığı bir eserdir. 2012 yılında yayımlanan bu roman, Coelho’nun daha önceki işlerinden tanıdığımız mistik öğeleri, tarihsel bir arka planla birleştirerek okurla buluşturur.

Kitap, 1099 yılına, Haçlı Seferleri'nin patlak verdiği döneme, Kudüs'e yakın bir bölgede geçen bir olayın etrafında şekillenir. Bir grup insan, yaklaşan felakete karşı hazırlık yaparken, bir araya gelir ve çeşitli düşünürlerin, bilginlerin, liderlerin sorularına yanıtlar arar. Akra adlı antik bir şehirde bulunan el yazması, aslında okura bir felsefi sohbetin kapılarını aralar.

Coelho'nun bu eserindeki en dikkat çekici yönlerinden biri, geçmiş ile günümüz arasında kurduğu güçlü bağdır. Romanın formatı, bir tür diyalog veya monolog şeklinde ilerler. Okur, zaman zaman anonim bir bilge şahsiyetin perspektifinden düşündürücü öğretilerle karşılaşır. Bu öğretiler, insanın yaşam, ölüm, sevgi, korku, zorluklar ve başarı gibi temel temalarına dair derin iç görüler sunar.

Bir diğer önemli tema ise, insanın içsel huzuru ve dengeyi bulma çabasıdır. Coelho, bireylerin dış dünyadan ziyade içsel yolculuklarına odaklanmalarını salık verir. İnsan, bazen kaçınılmaz bir şekilde hayatındaki zorluklarla yüzleşmek zorunda kalabilir, ancak bu süreçte kalbini dinlemek ve gerçek benliğine ulaşmak esas olan yolculuk olacaktır.

Kitap, yalın bir dil ve anlaşılır bir üslup kullanarak, okuru derin düşüncelere sevk ederken, aynı zamanda yaşamın anlamını keşfetmek adına bir tür rehberlik sunar. Romanın diyalogları ve felsefi açıklamaları, okuyucunun kendi hayatındaki değerleri, inançları ve hedefleri yeniden gözden geçirmesine olanak tanır. Bunun yanı sıra, Coelho'nun tipik olarak kullandığı sembolizm ve metaforlar, hikayenin zenginliğine katkıda bulunur.

Akra'da Bulunan Elyazması, Coelho'nun insan ruhunun derinliklerine inmeyi sürdüren bir eseri olarak öne çıkar. Dışarıdan bakıldığında basit bir hikaye gibi görünse de, alt metinlerdeki felsefi öğretilerle çok katmanlı bir anlatıya dönüşür. Bu eser, okuru sadece okuma deneyimiyle değil, aynı zamanda düşünsel ve duygusal olarak da etkileyebilir. Özellikle felsefi ve mistik öğretilere ilgi duyan okuyucular için Coelho’nun bu kitabı önemli bir okuma deneyimi sunmaktadır.

Spoiler vermeden söylenebilecek en önemli şey, bu kitabın her yaştan okurun kendi içsel yolculuğunu keşfetmesi için bir fırsat sunduğudur. Akra'da bulunan el yazması, okuruna yalnızca geçmişe dair bir tarihsel anlatı sunmakla kalmaz, aynı zamanda bugüne dair derin bir içsel anlam arayışına da ışık tutar.



13 Kasım 2024 Çarşamba

Kitap - Mefisto Kulübü Tess Gerritsen

 Herkese merhabalar efenim,

Seriye hız kesmeden devam ediyorum.

Tess Gerritsen, dünya çapında tanınan bir gerilim yazarı olarak, özellikle tıp ve suç konularına odaklanan eserleriyle dikkat çekmiştir. Ancak Mefisto Kulübü (The Mephisto Club), yazarın alışılmışın dışında bir yolculuğa çıktığı ve daha fazla psikolojik gerilimle harmanlanmış bir romanıdır. Bu kitap, yalnızca suç ve gizem unsurlarıyla değil, aynı zamanda psikolojik derinlikleri ve felsefi temalarıyla da okuru etkileyen bir gerilim romanıdır.

Roman, Dr. Maura Isles ve Detective Jane Rizzoli karakterlerinin etrafında şekillenir. Bu ikili, Tess Gerritsen’in daha önceki eserlerinden tanıdığımız, karmaşık ve güçlü kadın karakterlerdir. Maura Isles, bir patolog olarak adli tıp dünyasında çalışan, mantıklı ve mesafeli bir profesyonelken; Jane Rizzoli, cesur bir dedektif olarak suç dünyasına dair derin bir içgörüye sahiptir. Bu ikili, geçmişte birlikte birçok vakayı çözmüş olsalar da, Mefisto Kulübü'nde, karşılarına çıkacak olan cinayetler onların sınırlarını zorlayacaktır.

Romanın merkezindeki gizem, özellikle bir dizi korkunç cinayet etrafında şekillenir. Cinayetlerin ardındaki sır, klasik bir "katil kim?" sorusundan daha fazlasını içerir. Her bir kurbanın ölümünün, bir tür sembolizm taşıdığı ve geride bıraktığı izlerin, daha derin bir anlam taşıdığı ortaya çıkar. Rizzoli ve Isles, her cinayetle birlikte bir adım daha derine inmeye çalışırken, karşılarında sadece bir katil değil, bir dizi entelektüel ve felsefi engel de bulurlar.



11 Kasım 2024 Pazartesi

Kitap - Bu Kitabı Çalın Murat Gülsoy

 Herkese merhabalar efenim,

Kitap okuma serüvenimize yine Murat Gülsoy'un öykü kitabı ile devam ediyoruz.2001 yılında Sait Faik Hikaye Armağanı almış bir kitap.İçinde Gülsoy'u Gülsoy yapacak olan tekinsiz hikayelerin başlangıçları var diyebiliriz.Murakamivari bulduğum bir yazar kendisi o yüzden eserlerini okumayı oldukça seviyorum Amazon indirimde gördükçe de almaya çalışıyorum.

Murat Gülsoy'un Bu Kitabı Çalın adlı öykü kitabı, edebiyatın ve yaşamın kesişim noktasında duran, okuru sürekli olarak sorgulayan ve düşündüren bir yapıt. Yazar, okuyucusunu yalnızca bir hikayenin peşinden sürüklemekle kalmıyor, aynı zamanda edebiyatın sınırlarını, kitapların gücünü ve bireysel kimliklerin arayışını sorgulayan bir yolculuğa çıkarıyor.

Öykülerin, sürükleyici ve çok katmanlı yapısı ile dikkat çekiyor. Gülsoy, karakterlerinin iç dünyalarını derinlemesine işlerken, bir yandan da anlatıdaki zaman ve mekan arasındaki geçişlerle okuru şaşırtmayı başarıyor. Bu Kitabı Çalın, klasik bir edebiyat romanı olmanın ötesinde, okuyucuya sürekli olarak anlam arayışı sunuyor. Bu anlam arayışı, hem metinlerin gücü hem de hayatın anlamı üzerine derinlemesine düşündürüyor.

Eser, edebiyatseverler için sadece bir okuma deneyimi değil, aynı zamanda kitapların ve hikayelerin ne kadar güçlü araçlar olduğuna dair bir meditasyon. Yazar, metinler arasındaki ilişkiyi ve okumanın çok yönlü etkilerini sorgularken, okurun kitaba yaklaşımını da şekillendiriyor.

Kitabın en ilginç yönlerinden biri, anlatımında sürekli bir merak unsuru barındırması. Gülsoy, okurun ilgisini sürekli taze tutarak, metni adeta bir bulmaca gibi sunuyor. Her sayfa, okuru yeni bir keşfe çıkarıyor, yeni sorular soruyor ve her bir adımda yeni anlamlar doğuruyor. Kitap, sadece hikaye anlatmakla kalmayıp, bir anlam evreni inşa ediyor.

Murat Gülsoy, dilin sınırlarını zorlayarak, insanın içsel dünyasındaki karmaşayı, boşlukları ve arayışları derinlemesine irdeliyor. Bu kitap, sadece bir edebiyat eseri değil, aynı zamanda bir düşünsel yolculuk. Bu Kitabı Çalın, düşündüren, sorgulayan ve son derece etkileyici bir roman olarak edebiyat dünyasında kendine sağlam bir yer ediniyor.

Geçtiğimiz yıl yayınlanan ilk öykü kitabı 'Oysa Herkes Kendisiyle Meşgul' ile dikkat çeken Murat Gülsoy, genç kuşak öykücüleri arasında yetkin üslubu, özgün konularıyla, kendisine yer açacağının işaretlerini vermişti...



9 Kasım 2024 Cumartesi

Kitap - Nisyan Murat Gülsoy

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün itibariyle Kasım ara tatiline girdim.9 gün evde olacağım ama 14'ünden itibaren GAP turuna çıkacağım Allah nasip kısmet ederse.Zaman çabuk geçiyor bir bakmışız diğer ara tatil bir bakmışız yıl bitmiş yaz tatiline girmişiz.Kasım demek aynı zamanda indirim zamanı olduğu için yine Amazondan yıllık stok yapacak kadar kitap satın aldım böyle tatillerde en çok sevdiğim şeylerden biri elbette kitap okumak.Kız kardeşimde artık evde olduğu için onunla ortak aktivite olarak bol bol kitap kitap okuma saati yapıyoruz.En son Tess Gerritsen'nın serisine taktım ve seriye 6.kitapla devam edeceğim elbette ama araya başka kitaplar da alıyorum diğer kitaba geçtikçe.Bunlardan biri de Murat Gülsoy'un bu Nisyan kitabı oldu.

Nisyanın anlamı unutmak,siliniş.Yaşlı bir adamın belliğinden silenen anıların kopuk kopuk duygusal bir şekilde yazı dökülmesi diyebilirim.Kolay okunan ve duygusal olarak iz bırakan bir kitap.Bu kitabı daha çok babaannemin dolabındaki elyaf kokusu gibi tanımlardım yaşlıların kendine ve evlerine ait bir koku olur ya illaki duymuşsunuzdur o kokuyu kitabı okurken aynı öyle bir koku aldım.

Hiç kimse kaybolmak istemiyor bu karanlık denizde, ama bu deniz son, hatta tek hakikat. Geminin sulara gömülmesinden önceki anların tasavvuru her zihnin kaçınılmaz meşguliyetidir. Sonucu belli bir meşguliyettir bu, bir gün bitecektir. Ama edebiyatta ölüme giden yolu, ölüm ânını ve ölümün kendisini düşünen karakterler ölümsüzlüğün ta kendisidir. Murat Gülsoy Nisyan'da bunu yapıyor, ölümü ölümsüzleştiriyor. Alışılmadık bir Gülsoy kitabı bu, müthiş çekici ve sarsıcı. Anbean karanlık denizin sularına batan, giderek parçalanan bir aklın girdaplarını ve karanlık denizi dalgalandıran sonu, edebî bir şiddet olarak gözlerimizin önüne seriyor. Doğduğumuz an o karanlık denize adım atmış olduğumuzu ve ömür denen geminin önünde sonunda sulara gömüleceğini biliyoruz. Murat Gülsoy bu bilgiyi edebiyatın doruğuna çıkarıyor.




7 Kasım 2024 Perşembe

Kitap - Rehine Tess Gerritsen

 Herkese merhabalar efenim,

Serinin 5.kitabı ile devam ediyoruz.Yine oldukça heyecanlı bir kitaptı.Bu sıralar hem kız kardeşim Almanya dan geldiği için hem de okulda işlerim müthiş yoğun olduğu için buralara pek uğrayamadım.Önümüzdeki hafta Kasım yarıyılı tatiline giricez o zaman her gün yazamadığım yazıları da yazar yayınlarım diye düşünüyorum.

Kimliği belirsiz, güzel bir kadın morgda, otopsi sırasını beklemektedir. Morgda duyduğu sesin nereden geldiğini bulmaya çalışan Adli Tabip Maura Isles, ceset torbasını açtığında dehşete düşer. Ceset gözlerini açmıştır. Acilen hastaneye yetiştirilen kadın, soğukkanlılıkla bir güvenlik görevlisini öldürüp altı kişiyi rehin alır. Rehinelerden biri doğum yapmak için hastanede olan hamile dedektif  Jane Rizzoli’dir.

Bu öfkeli kadın kimdir, neyin peşindedir? Jane’in kocası FBI ajanı Gabriel Dean ile Maura Isles güçlerini birleştirip gizemli kadının kimliğini öğrenmeye çalışırlar. Olay yerine aniden federal ajanlar doluştuğunda, bunun sadece basit bir rehine krizi olmadığı anlaşılır. Gizemi sadece silahlı kadının elindeki Jane çözebilir, tabii geceyi sağ salim atlatırsa…



2 Kasım 2024 Cumartesi

Kitap - İkiz Bedenler Tess Gerritsen

 Herkese merhabalar efenim,

Serinin 4.kitabı da bitti.Yine soluksuz okuduğum bir kitap oldu tabi bu hafta işlerim çok yoğun olduğu için 1 hafta da anca bitirebildim.Serinin diğer kitapları gibi yine oldukça akıcı ve çok sevdiğim bir kitap oldu.

Adli tabip Maura Isles’ın evinin önünde bulunan ceset, dedektif Jane Rizzoli dahil herkesi hayrete düşürür. Bir kurşunla öldürülen kadın, Maura’ya müthiş benzemektedir. DNA testi şaşırtıcı gerçeği doğrular: Ölen kadın gerçekten de Maura’nın ikiz kardeşidir. 

Bu tuhaf cinayet, geçmişin karanlık sırlarını açığa çıkaracak rahatsız edici bir soruşturmayı başlatır. Maura şoke edici gerçekleri hazmetmeye çalışırken hiç tanımadığı annesine, ona hayat veren buz gibi, korkutucu bir kadına ulaşır. Verdiği hayatı geri alabilecek bir kadına…



30 Ekim 2024 Çarşamba

Romantik Film : Lonely Planet

 Herkese merhabalar efenim,

3 günlük iznimde izlediğim yeni Netflix içeriklerinden biri de bu filmdi.Sanırım yönetmenimizin ya da senaristimizin canı yine genç erkek çekmiş diye yorumladım ben bu filmi :D Laura Dern tabiki de inanılmaz yaşlı kalmış Liamcığımın yanına.Baş rolü yazar olan ve seyahat temalı filmleri,kitapları sevdiğim için bir şans vermek istedim filme ama bir yere kadar iyi gidip sonrasında acayip saçma sonla bitti mutlu son yapıcam diye olayları ve duyguları basitleştirmeye hiç gerek yoktu bence :)

Sevgilisinden yeni ayrılmış bir roman yazarı, Fas'ta huzur dolu bir yazarlar kampında hayattaki seçimlerini gözden geçiren genç bir adamla beklenmedik bir bağ kurar. Senarist-yönetmen Susannah Grant ("Tatlı Bela") imzalı bu romantik dramada Laura Dern ve Liam Hemsworth başrolde.



Fantastik Film : Loups Garous

 Herkese merhabalar efenim,

3 günlük kısa bir tatil yapma fırsatı buldum o arada filmler izledim ve tabiki bol bol kitapta okuma vaktim oldu.Netflix e eyeni gelen içeriklerde gezinirken bu Fransız filmini gördüm ve konusunu eğlenceli bulup izleyeyim dedim cidden ailecek izlenecek eğlenceli komik fantastik bir film.Biraz fikir olarak jumanjiye benziyor ama onun daha farklı ve Fransız versiyonu diyebiliriz :D

Kurt Adamlar, keşfettikleri bir oyun nedeniyle tehlikeli kurt adamlarla savaşmak zorunda kalan bir ailenin hikayesini konu ediyor. Gizemli bir kart oyunu keşfeden bir aile, kendilerini Orta Çağ'daki bir köyde bulur ve her gece tehlikeli kurt adamlarla yüzleşmek zorunda kalır.



28 Ekim 2024 Pazartesi

Kitap - Günahkar Tess Gerritsen

 Herkese merhabalar efenim,

Muhteşem cinayet serimizin 3.kitabı ile devam ediyoruz.Bu kitapta artık Dr.Isles karakteri iyice dahil oldu hatta Rizzoliden çok Dr.Isles'ı okur olduk dahi denebilir onun geçmiş hayatını ve hayatındaki insanlara bol bol değinildi ve çevrelerinde gelişen bir cinayete tanık olduk.Seriler çok çabuk okunuyor bu yüzden çok seviyorum ama hiç süpriz bir katil çıkmıyor yani katil daha önceden verilen biri olmuyor maalesef bence serilerde ki tek eksik bu diye düşünüyorum.

Graystones Manastırı'nın dış dünyaya kapalı duvarları arasında bir felaket yaşanır. Genç rahibe Camille öldürülmüş, rahibe Ursula ise ağır yaralanmıştır. Manastırda yaşayan iki rahibenin neden öldüresiye dövüldüğü anlaşılamadığı gibi, katilin içeriye nasıl girdiği de bilinmez.




23 Ekim 2024 Çarşamba

Türk Dizisi : Erşan Kuneri 2 .Sezon

 Herkese merhabalar efenim,

Netflix'e yeni sezonu gelince bi bakayım dedim ama bence ilk sezonu daha komikti.Tamam bölümler kendini seyrettiriyor ama komik değildi kahkaha attığımı hiç hatırlamıyorum ilk sezon kadar.Bence o yüzden bu efsane artık tadında bırakılmalı diye düşünüyorum.



21 Ekim 2024 Pazartesi

Kitap - Samsun Kitap Ağacı İle Ekim Ayı Kitabı Auschwitz Kütüphanecisi Antonio G. Iturbe

 Herkese merhabalar efenim, 

Dün Kitap Ağacı kulübü ile toplandık nihayet uzun bir yaz molasından sonra.Aslında Eylül ayında da toplandılar ama o kitabı çok önceden okuduğum için katılmak istemedim açıkçası.Bu kitaba da çok gönlüm olmayarak katıldım çünkü artık 2.Dünya savaşı ya da Yahudi katliamı ile ilgili şeyleri o kadar çok izledim ve okudum ki ilgimi çekmiyor ve hep aynı şeyleri yapıyormuşum hissiyatı veriyor ve bu da benim canımı sıkıyor.Ayrıca bütün tarihlerini unutup güncel tarihte İsrail'in Filistin'e savaş açma hatta bildiğiniz soykırım yapma işi var o da çok ayrı bir boyut.Artık bu işe empatik bir yerden yaklaşamaz oldum.

14 yaşındaki Dita, Auschwitz’de Naziler tarafından esir alınan pek çok tutsaktan biridir. Anne babasıyla birlikte Prag’daki Terezin gettosundan alınan Dita, kampta rutin hayatın bir parçası haline gelen dehşet ve korkuya uyum sağlamaktadır. 

Çocuklar ve ailelerin bir arada kalmasına izin verilen 31. blokta mahkûmlar gizli bir okul kurmuştur fakat kitapların kesinlikle yasak olduğu kampta, attıkları her adıma dikkat etmeleri gerekir. Alman asıllı bir Yahudi olan blok sorumlusu Fredy Hirsch, bir gün Dita’ya mahkûmların muhafızlardan gizleyerek içeri soktukları kıymetli sekiz kitaptan bahseder ve ondan bu kitaplarla ilgilenmesini, onları korumasını ister. Daima sayfaların ve içinde barındırdıkları farklı hayatların büyüsüne kapılmış olan Dita bu teklifi hiç düşünmeden kabul eder ve Auschwitz’in kütüphanecisi olur. 

Şiddete, kötülüğe ve en önemlisi korkuya boyun eğmeyen, korkunç savaş ortamında tek silahı kitaplar olan insanların cesaretine, gücüne ve hiç kaybetmedikleri umuda dair bir direniş öyküsü. 



18 Ekim 2024 Cuma

Müzikal Film : Joker 2

 Herkese merhabalar efenim,

Çıktığı gibi sinemasına gittim ama hayal kırıklığı ile ayrıldım.Aslında filmi zaten en baştan müzikal olarak tanıttılar neden müzikal diye hayal kırıklığına uğradım bilmiyorum.La la land de müzikaldi ama bence bi ruhu vardı ve bu beyazperdeden izleyiciye geçiyordu.Bu filmi Phoenix den maddi şeylerden dolayı zorla yaptığını duymuştum.İşin içine Gaga girince daha farklı bir havası olur sanmıştım ama çok fıss kalmış maalesef istediğim o hissiyatı alamadım.

Joker: İkili Delilik, akıl hastane kaldırılan Arthur Fleck namı diğer Joker'in hikayesini konu ediyor. Arthur Fleck , kendini en kötü suçluların kaldığı bir psikiyatri kurumu olan Arkham Asylum'da bulur. Arthur, burada Joker olarak işlediği suçlardan dolayı yargılanmayı beklemektedir.





Kore Dizisi : Love Next Door

 Herkese merhabalar efenim,

Samsun bugün birden soğudu kış geldi resmen acayip üşüdüm bugün iş yerinde.Kore dizilerini artık eskiye nazaran çok az izler oldum Netflix'e falan gelirse ve gözüme takılırsa falan izliyorum.Arkadaşlıktan sevgililiğe giden diziler genelde çok eğlenceli ve izlemesi de çok rahat ve tatlı oluyor.

Hayatına yeni bir başlangıç yapmaya çalışan bir kadın, Kore'ye geri döner ve geçmişte karmaşık bir ilişki yaşadığı çocukluk arkadaşıyla yakınlaşır.



17 Ekim 2024 Perşembe

Kitap-Çırak Tess Gerritsen

 Herkese merhabalar efenim,

3 gündür okulun üniversite gezisi için Ankara-Eskişehir turundaydım acayip yoğun ve yorgundum dün sabah geldik o gün izinliydim ama o yorgulukla fizyoterapiye gittim bugünde yine 3 günün kalmış işleriyle yoğunluğum devam ederek geldi.Kısa bir mola verirken burayı da uzun zamandır ihmal ettiğim aklıma geldi ve yazmak istedim.Serinin 2.kitabıyla seri son hızla devam ediyor.İlk kitabındaki katilin kopyasını yapan yeni bir katilimiz var bu seri de ama bence ilk kitabında ki tat bir başkaydı gibi geliyor gerçi ilk kitabı çok beğendim hemen serinin diğer bütün kitaplarını aldım o yüzden okuyacağım devamını ama araya başka kitaplar da alacağım.

Boston’da boğucu bir yaz yaşanmaktadır. Kocalarının gözleri önünde saldırıya uğrayan

kadınlar kaçırılıp öldürülür. Cesetleri günler sonra bulunur.  

Katilin yöntemi, dedektif Jane Rizzoli’nin bir yıl önce hapse attırdığı seri katil Warren Hoyt’unkine çok benzemektedir.  Rizzoli’nin bu cinayetlerde Hoyt’tan izler görmesini yaşadığı travmaya bağlayanlar mı haklıdır, yoksa Warren Hoyt –Cerrah– kendisine bir çırak mı bulmuştur? 



9 Ekim 2024 Çarşamba

Amerika Dizisi : Nobody Want This

 Herkese merhabalar efenim,

Fleabag dizisindeki Hot Priest ten sonra bu sefer Adam Brody ile Yakışıklı Haham hayatımıza girdi.Netflix'e yeni gelen chill romantik komedi dizisinden bahsedicem bugün sizlere.Tek oturuşta ilk sezonu bitirdim anladığım kadarıyla 2.sezonu da gelicek gibi duruyor.Muhafazakar erkek ile seküler kadın aşkı yabancı dizilere de konu olmuş durumda.Bu konunun nirvanasını bence Andrew Scott'un muhteşem performansı ile Fleabag dizisinde görmüştük.

Nobody Wants This, cinsellik konulu yayınlar yapan agnostik bir podcast sunucusu ile sevgilisinden yeni ayrılmış bir haham arasındaki beklenmedik ilişkiye odaklanıyor. Farklı yaşamları ve ailelerine rağmen bu ilişkiyi sürdürmeyi başarabilecekler midir?



8 Ekim 2024 Salı

Kitap - Cerrah Tess Gerritsen

 Herkese merhabalar efenim,

Bu seriye başlamakta bi 10 sene kadar geç kaldım ama nihayet başlayabildim.Hatta dün Amazon indiriminin başlamasıyla serinin sanırım 5-6 kitabını aldım.Eğer aldığım son kitaptan sonrası içinde seriye devam etmek istersem yine bi indirim denk geldiğinde alırım ve seriyi tamamlarım diye düşünüyorum.Büyük bir hevesle başladım ve çok severek 2-3 günde bitirdim serinin ilk kitabı olan Cerrahı.Kadın cinayetlerinin de yoğunlaştığı şu günlerde bu tarz temalarda kitap okumam aslında psikolojik açıdan beni biraz yorsa da katilleri yakalayan karakterin yine bir kadın olması beni aşırı tatmin ediyor.

Aynı zamanda Tv dizisi olan Rizzoli & Isles serisinin uyarlandığı kitap serisi olduğunu belirtmem gerek.Isles karakteri ilk kitapta yok ve Rizzoli karakteri de çok fazla yer almıyor daha çok geçiş kitabı gibi olmuş ve karakterlerin erkek egemen dünyada kadın olarak yaşama savaşlarına yer vermiş.Şu an ikinci kitabını okuyorum ve Isles karakteri de eklendi Rizzoli ve Isles yavaştan ekip olmaya başladılar.

Bu romanın her satırından kan sızıyor... Kitaba adını veren, planlı ve kanlı katil Cerrah gerilimi her an ayakta tutuyor.

Dr. Catherine Cordell Savannah’da seri cinayetler işleyen bir katilin vahşi saldırısına uğramıştır. Saldırgandan onu silahla vurarak kurtulmayı başarmıştır. Şimdi Boston’dadır. Ancak başka bir katil bu kentte de gerilim yaratmaktadır. Kadınların rahimlerini kesip alan ve korkunç işkencelere tabi tutan adama Cerrah adı verilmektedir. Catherine Cordell birdenbire bu katilin de hedefi haline gelecektir. 

Çok satanlar listesinin müdavimlerinden Tess Gerritsen’in insan bedenini ve ruhunu en ince ayrıntısına kadar tarif ettiği tıbbî gerilim romanlarından beşincisi olan "Cerrah", inandırıcı kahramanları, sürükleyici diyalogları ve sürekli tırmanan gerilim duygusuyla bu türü sevenlerin hayran olacağı tarzda bir roman. 



7 Ekim 2024 Pazartesi

Kitap - Boksör Böcek Ned Beauman

Herkese merhabalar efenim,

Kapak tasarımını ve aldığı ödülleri görünce büyük bir umut ile almıştım kitabı ama bence tam bir hayalkırıklığı oldu.Hatta yarısını falan okuyup artık daha fazla beni sarmadığını düşünüp bırakma kararı aldım.Okulumuzdaki kütüphaneye bağışlamayı düşünüyorum.Kitaplığımda bu tarz beni aşırı sarmayan kitapları hep bağışladım seri şeklinde olan kitaplarım kaldı sadece.Kütüphaneminde belli bir kapasitesi olduğu için okula arada böyle bağışlar yapıp hem belki benlik olmayan kitapları başkaları okur sever diye niyet etmiş oluyorum hem de kütüphanemde yeni kitaplara yer açılıyor.Bugün Amazon indirimi bağışladı geçen de okulla birlikte Karadeniz Kitap Fuarına gittim ordan da baya bi kitap aldım şu sıralar kitap stokum oldukça fazla.

2011 Desmond Elliot Ödülü Finalisti

2011 V&A En iyi Kapak Tasarımı Ödülü

Nazi eşyaları koleksiyoneri genç bir adam. Bir elli boyunda, dokuz ayak parmaklı, eşcinsel ve yenilmez- bir Yahudi boksör. Üstün ırk yaratma çalışmaları saplantıya dönüşmüş bir aristokrat.

İngilterenin en iyi yeni yazarlarından Ned Beaumanın şaheseri BOKSÖR BÖCEK, Tarantinonun henüz çekmediği bir filmin karakterlerini alıp onlara belki de tüm zamanların en ürkütücü olmaya aday karakterini ekliyor: Üzerinde gamalı haç işareti olan bir böcek, bir Anophthalmus Hitleri.



30 Eylül 2024 Pazartesi

Romantik Film : Tam Bir Centilmen

 Herkese merhabalar efenim,

Hafta sonu felaket hastaydım yine daha yeni yeni iyileşiyorum sesim bile hala kısık durumda.Salgın var şu sıralar yine aman kendinizi dikkat edin dostlarım.Cumartesi günü izin aldım ve yattım tüm gün zaten kafamı kaldıracak bir şeyler yapacak halde hiç değildim pazar günü biraz daha iyi oldum o sırada Netflix e yeni gelen yapımları izledim.Çağatay Ulusoy'un içinde bulunduğu tüm yapımları izliyorum genelde bence oyunculuğunu zamanla geliştirmiş ve farklı rollerde oynamayı kendine hedef edinmiş yakışıklı ve başarılı bir aktör kendisi.Bu yapımını da ilk duyduğumdan beri hevesle bekliyordum çünkü jigolo rolünde olacakmış bence çok da iyi oynamış rolü.Ama sıl dikkatimi çeken 50 lili yaşlarda olmasına rağmen hala taş gibi olan Şenay Gürler oldu benim için.Kadının vücut bulmuş hali resmen mahşallah kendisine.Konu ilgi çekici omasına rağmen bence güzel işlenememiş gibi geldi bana hele de finali aşırı samimiyetsiz ve saçma olmuş.

Jigololuk yapan çekici bir adamın hayatı, bir kadına âşık olmaya başlamasıyla altüst olur. Artık gerçek isteklerini ve ihtiyaçlarını keşfetmesi gerekecektir. 



27 Eylül 2024 Cuma

Kitap - Güzel Dünya,Neredesin ? Sally Rooney

 Herkese merhabalar efenim,

Bir çok kişinin sevdiği bir yazar ve kitaptan bahsedicem size bugün.Daha önce yazarın Normal İnsanlar kitabını da okumuş ve çok karmaşık bulduğumu ve kitabın,hikayenin içine giremediğimden bahsetmiştim.Yine aynı şey söz konusu sanırım benim için.Yazarın bu kitabını da olayların içine de hiç giremedim.Zaten ortada öyle aman aman tartışılcak bir olay yok.İki sanal arkadaşın kendi hikayelerini ve dünyalarını birbirine anlattığı daha çok diyaloglardan oluşan bir kitap.Bilmiyorum yazarın tarzına hiç alışamadım sanırım.

Alice ve Eileen, farklı şehirlerde yaşayan, otuzlarına yaklaşan iki arkadaş. Roman yazarı Alice, flört uygulaması sayesinde bir depo işçisi olan Felix’le tanışıp yakınlaşır. Eileen ise sona eren ilişkisinin yaralarını sarmaya çabalarken bir yandan da çocukluk arkadaşı Simon’ın çekimine kapıldığını hisseder. Alice ve Eileen ilişkiler, sanat, edebiyat ve günbegün belirsizleşen gelecekleri hakkında yazışırken hem arkadaşlıklarını hem de hayata bakışlarını sorgulamaya başlarlar. Zira aşklarına, kalp kırıklıklarına, günü yaşamaya ve muhabbetlerine tepelerinden ayrılmak bilmeyen bir bulut eşlik eder. Karanlıktan önceki son durak mıdır bu? Güzel bir dünyanın varlığına inanmanın bir yolu var mıdır? Sally Rooney insan doğasını kavrayışındaki yeteneğini bir kez daha samimi ve yalın bir dille gözler önüne seriyor. “Güzel Dünya, Neredesin? Rooney’nin şimdiye dek yazdığı en iyi roman. Mizahi ve zeki diyaloglarıyla, birbirleriyle çaresizce bağ kurmaya çalışan karakterleriyle muhteşem bir eser.” Brandon Taylor, The New York Times Book Review “Yazarın yeteneğini gözler önüne seren bir eser. Diyaloglar asla aksamıyor, nesri sayfayı yakıp kül ediyor.” Anne Enright, The Guardian




20 Eylül 2024 Cuma

Distopik Film : Uglies

 Herkese merhabalar efenim,

Netflix e yeni gelmiş olan ama benim daha önceden kitabının ismini duyduğum bir yapımdı.Bence konusu oldukça güzelmiş okumasam da izlemiş oldum.Distopya evrenleri her zaman benim dikkatimi çeker tabiki ki hiç biri ilk olan Açlık Oyunlarının tadını vermese de bir aralar müthiş popüler bir konuydu hatta hala yazarlar tarafından tüketilen bir konu olduğunu söyleyebilirim.Eğer kitap ya da film farketmez farklı yerden işleniyorsa izlemeye ya da okumaya değer diye düşünüyorum.

Scott Westerfeld'in Uglies adlı romanından uyarlanan filmin konusu, insanların 16 yaşında kapsamlı bir estetik ameliyat geçirerek "güzel" olana kadar "çirkin" olarak kabul edildiği gelecekteki bir kıyamet sonrası distopik toplum etrafında dönmektedir.



Kişisel - Blogum 11 Yaşında !

 Herkese merhabalar efenim,

18 Eylül geçti ama anca doğum günü postu düzenleyebildim iş yoğunluğumdan.Blogum 11 yaşına girdi.Tam tamanı 11 yıldır aralıksız bu platformda yazmaya ve var olmaya devam ediyorum.Burası blogtan çok benim hayatıma ve geçmişime dair bir günlük bir arşiv gibi.Benim için dalgalanıp durulduğum bir yıl oldu.Evlilikle başladığım yılda 1 aya kalmadan boşandım ve hayatımın yeni evresine başladım.Aşktan yana bu zamana kadar zaten hiç gülmedi yüzüm derken evlilikten yana da hiç gülmedi.Sanırım benim kaderimde bireysellik var.6 yılın ardında bir kolejde iş buldum ve asıl hayalim olan okulda çalışmaya başladım hatta çalıştığım okulda bu yıl 2.yılım.İşte şimdi gerçekten mesleğimi yaptığımı anlayabiliyorum.Adam gibi tatil yapabiliyorum , ailemin yanına geri döndüğüm için kazandığım para da bana kalıyor ve gezilerime ve diğer hobilerime rahatça zaman ve para ayırabiliyorum.Benim yolum sanırım buymuş hayatımın hiç bir noktasında erkeklerden yarar geldiğini görmedim sanırım göremeyecek gibiyim de bu yaşımdan sonra ,bilemiyorum hayat bize neler getirir.



1-Evlendim ve 1 ay sonra boşandım :(

2-İlk defa okulda çalışmaya başladım !

3-29.Yaşımı Kutladım !

4-Ordu Gezisi

5-Bafra / Kızılırmak Deltası Gezisi

6-Marmaris Gezisi

7-Skolyozum için fizyoterapiye başladım

8-Vezirköprü Gezisi

9-Kocaeli Gezisi

10-Trabzon Gezisi

11-İlk defa doğa yürüyüşüne katıldım (Amasya Köseler Şelalesi)


Kaç Kitap Okudum ? (50)

Kaç Dizi İzledim ? (37)

Kaç Film İzledim ? (70)



19 Eylül 2024 Perşembe

Kitap - Ve Sen Kuş Olur Gidersin Tarık Tufan

Herkese merhabalar efenim,

Tarık Tufandan okuduğum son deneme kitabı olacak artık bu.Bir de utanmadan şu türe roman yazıp durmayın vallahi artık sinirim bozuldu.Bir şey de demek istemiyorum artık.

Tarık Tufan varoluşsal yalnızlığımızın peşine düşüyor.

Genç bir adam, kafası karışık, âşık, toplum denilen çemberin yavaş yavaş dışına çıkıyor. Sorular soruyor hayata, yaşamın önüne çıkardığı bilgeleri yüreğiyle dinliyor…

“Seni saklıyorum, parmaklarını, ellerini saklıyorum, gülümserken kıvrılan dudaklarını saklıyorum, hoşça kallarını saklıyorum, bembeyaz yüzüne bir anda dolan şaşkınlıklarını saklıyorum. Sırf bu yüzden kalbim bir gün paramparça olacak.”



17 Eylül 2024 Salı

Kitap - Kekeme Çocuklar Korosu Tarık Tufan

 Herkese merhabalar efenim,

Elimdeki son kalan diğer Tarık Tufan kitaplarını da bitirdikten sonra bir daha almayacağım.Bu da güya roman diyor ama yine bir önceki kitabın aynısı.Hayattan denemeler tadında ne başı var ne sonu sadece şiirsel yakarışlar hatta diğer kitaptan benzer şeylerde var.

“Her acı çekene hayatın devam ettiğini hatırlatmalarından nefret diyorum. O anlarda hayat devam etmiyor aslında. Sen durduğun anda hayat da duruyor. Ama sen yitirmeye devam ediyorsun.”

Bir radyo istasyonunda gece programları yapan genç bir adam. Mikrofonun başında gece yarılarına kadar hayat hakkında savrulan karanlık ve öfkeli sözler. Fonda doksanlı yıllar var ve bir yandan akıp duran da o yılların acılı, sancılı sesleri.  

Zamanın bulanıklaştığı gece yarısında radyo, şehrin farklı yanından yükselen hikâyelerle doluyor: Yaralı ve yalnız genç kadınların, işçi çocukların, mahcup adamların, çaresiz âşıkların hikâyeleri.

Genç bir insanın, karanlık çöktüğü anda başlayan kendisiyle ve hayatla amansız kavgası. Beklentiler, aşklar, hayal kırıklıkları, yüzleşmeler, düşüşler ve umut arayışı.    

Kekeme Çocuklar Korosu, yayınlandığı ilk günden itibaren okurun dünyasında derin izler bırakan kült bir ilk roman. Tarık Tufan’ın insanın iç dünyasına dokunan edebi diliyle tanıştığımız ilk ve unutulmaz eseri, bir kez daha okurlarıyla buluşuyor.



16 Eylül 2024 Pazartesi

Türk Dizisi : Pera Palas’ta Gece Yarısı 2.Sezon

 Herkese merhabalar efenim,

Pera Palasta Gece Yarısı dizisinin 2.sezonu geldi hemen geldiği gibi izleyip bitirdim elbette.Bence 1.sezon daha iyiydi.2.sezon biraz karışık ilerliyor ve farklı bir konu rotasında.Zamanı bükme olayları daha fazla baş karakterimizin annesini bulma yolculuğuna aşkta eşlik ediyor dizinin son bölümünden anlaşılacağı üzere 3.sezonda gelicek gibi göründü ben yine izlemeye devam ederim diye düşünüyorum çünkü bu tarz yerli fantastik yapımlar çok fazla olmuyor o yüzden değerini bilmek gerek.

Geçmişte yaşanan tehlikeli olayların içine yeniden dalan Esra, bu kez kendini 1940'larda bulur ve çaresizce annesini aramaya başlar.



Youtube - VLOG 93

 


13 Eylül 2024 Cuma

Kitap - Batak Andre Gide

 Herkese merhabalar efenim,

Kız kardeşiminde ben de görünce şaşırdığı ve bir çok kişi tarafından da sevilen bir yazar olan Andre Gide'den Amazon indiriminde merak edip bir kitap aldım.Kitabı okuyup bitirdim zaten 100 sayfa ancaydı herhalde tam hatırlamıyorum şimdi ama ne anladın derseniz hiç bir şey cevabını vereceğim.Sadece Batak adlı bir kitap yazan yazarımız var baş kahraman olarak kitabını yazarken ki kısa hikayesini okuyoruz ama şiirsel sözler dışında pek bir şey olduğu yok.Neden bu kadar popüler bir yazar hiç bilemedim ama bana göre biri olmadığı kesin.

Batak, yazar başkahramanın sanatsal üretiminin sancısına, eylemsizliğine odaklanır. Bu kahraman çırpınan fakat ilerleyemeyen bir kişinin hikâyesini merkeze aldığı “Batak” adlı romanına çalışmaktadır. Bir bakıma Vergilius’un Tityre’ini anlatır; onunkine benzer bir tarlaya sahip ana karakter oradan çıkmak yerine, orada kalmaktan mutludur. Başkahramansa, romanının anlatıcısının aksine, münzeviden başka her şeydir. Dostlarıyla vakit geçirmekten keyif alır, Paris edebiyat dünyasında yazdığı kitabı anlatır, onların düşüncelerini dinler –ki bu pek de gurur verici değildir ve elbette bunlar kitabın bir parçası haline gelir. André Gide bir bakıma yazma sanatını ve çelişkilerini de ortaya koyar.

Batak, André Gide’in kendini hicvettiği tek eser, güçlü ve nitelikli bir üstkurmaca çalışması…



Gerilim Filmi : The Substance

 Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...