Herkese merhabalar efenim,
Bugün 19 Mayıs ! Herkesin Gençlik ve Spor Bayramı Kutlu Olsun !
Bugün kitap postundan bahsedeceğiz.19 Mayıs'ın çılgın coşkularla kutlandığı o müthiş yıllar Cumhuriyet yıllarına götürüyor bizi Mina Urgan.Kendisinin daha önce çevirisini yaptığı bazı kitapları okumuştum o yüzden ismine aşinaydım kendi yazdığı bir anı bir de gezi kitabı varmış bunu da öğrenince geçtiğimiz aylarda yaptığım kitap alışverişlerinin birinde Urgan'nın bu iki kitabını da almıştım.Mina'yı gerçekten çok sevdim kendisi istemese de keşke daha çok yaşasaydı onun gibi bir duayenle tanışmayı çok isterdim ama maalesef ki milenyumun başında vefat etmiş kendisi.gerçi ülkenin şimdi ki halini görse zaten kalp krizinden giderdi kadıncağız.Kendisi solcu ve oldukça elit bir hanfendi.Tabi solculuk ve elitlik anlayışı da elbette kendisine özel :) Bu anı kitabını okuyunca bir çok yazarın edebiyat dışındaki özel yaşamlarında ki hallerine tanık olup hem de o güzelim yılların güzelliğine ve Türkiye'nin nasıl hazin bir şekilde değiştiğine şahit oluyorsunuz ...
İngiliz edebiyatı 'duayenimiz' Mina Urgan, bu kez anılarıyla, bir yaşama ustası olarak karşımızda.
Mina Urgan 'Bir Dinozorun Anıları"nda açık yürekli, yalın ve naif bir dille anlatıyor; kendini, çevresindekileri ve bir coğrafyada olan biteni... Halide Edip, Necip Fazıl, Abidin Dino, Neyzen Tevfik, Sait Faik, Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Atatürk ve başka pek çok isimle zenginleşmiş bir ömrü..."
Oğuz Atay'ı ayaküstü ve o kadar az gördüm ki, onunla ilgili ancak bir tek izlenim edindim: Koskocaman bir kediye benziyordu tıpkı. Çok kocaman ve çok güzel bir kediye, öyle benziyordu ki, ona elimi uzatınca 'miyaaav' diyeceğini sandım. Miyavlayacağı yerde 'tanıştığımıza memnunum' deyince şaşırıp kaldım."
Mina Urgan'ın anılarını bazen coşkuyla bazen buruklukla ama hep gülümseyerek okuyacaksınız.