12 Aralık 2022 Pazartesi

Aksiyon Filmi : The Violence Action

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün kulağım açıldı çok şükür ama boğazım hala yutkunurken acıyor ve sesimde nazal şekilde çıkıyor.Yarın işe başlıcam artık ama yine bol bol sıvı tükeymeye ve ilaçlarımı içmeye devam edicem 1 hafta olucak artık ben hasta olalı genelde de benim bu tip hastalıklarım 1 haftayı buluyor :(

Bugün film postunda Netflix de yayınlanan hayatıma izlediğim en anime anime olan bir filmden bahsedicem.Zaten film bi mangadan beyaz perdeye uyarlanmış o çok belli de abartılı karakterler her yer kan gölü tarzı şeyleri seviyorsanız bu filmi izleyin yoksa pek size hitap etmeyebilir benden söylemesi :)

Arka sokaklardaki bir ramen dükkânı, olağanüstü öldürme becerilerine sahip pembe saçlı bir üniversite öğrencisiyle çalışan suikast ajansı tarafından paravan olarak kullanılır.



11 Aralık 2022 Pazar

Fantastik Film : Angel Falls Christmas

Herkese merhabalar efenim,

Dün nasılsam bugün de öyleyim.Bir kulağım tıkalı,sesim gitti ilaçlarımı içiyorum paso uyku veriyor zaten arada gözümü açıp çorbamı falan içiyorum enerji kazandıkça kitap okuyorum,film falan izliyorum filmi de mecbur son ses izliyorum bi kulağım duymuyor resmen :( Dünyanın en berbat şeyiymiş kulak tıkanıklığı resmen salı gününe kadar iyileşirim umarım ya evde paso yat yat hiç benlik değil iyileşip eski haraketli hayatıma dönmek istiyorum artık :(

Tabi bu arada beni yormayacak Netflix'den Christmas temalı filmler izlemeye devam ediyorum.Bu ikiliyi sanki daha önce bir film daha izlemiştim ama tam hatırlayamadım beynim bulanık zaten :/ 

 İşkolik bir doktor, Noel ruhundan anladığını eski erkek arkadaşına kanıtlamaya karar verir ve Noel listesiyle ilgili melek gibi bir baristadan yardım alır.


10 Aralık 2022 Cumartesi

Kitap - On Küçük Zenci Agatha Christie

 Herkese merhabalar efenim,

Bir haftadır buralarda olamayışımın yegane sebebi bir haftadır hastalıkla boğuşmam.Bu haftanın başında hastalanmaya başladım salı günü kolumu bile kaldıracak halde değildim iş yerinden 1 günlüğüne izin aldım dinlenip iyileşeyim diye daha sonraki günlerde işe gittim ama hala sesim kötü haldeydi boğazımda enfeksiyon vardı dün akşam iş yerindeyken boğazımdaki enfeksiyon durduk yere bam bam diye sol kulağıma ağrı olarak vurdu gözümü hastahanede açtım resmen acıdan gözümden yaş geliyordu artık baya kötü haldeydim ve sol kulağım tıkandı resmen doktor 2 günlük rapor verdi ve şimdi evdeyim boğazım acıyor,sesim gidik ve sol kulağım tıkalı... Aralık ayı benim için hiç iyi başlamadı resmen.Kış ayını çok seviyorum ama şu hastalık meselesi beni bitiriyor ayrıca şu sıra salgında var yine öğretmenler,öğrenciler derken sıra bana da geldi :( Salıya anca işe gidebilirim o zamana kadar iyileşirim inşallah hasta olmaktan nefret ediyorum :(

İlaçların izin verdiği kadar yatağımda kitap okuyarak geçiricem sanırım bu hastalığıda.Bir kitap bitti bile bu hafta hastalıkla uğraşırken.Hastalıktan başını anlamakta içine girmekte başta biraz zorlandım ama sonra içine aldı kitap beni ve sürüklemeye başladı sonuna kadar.Agatha Reisin en ünlü ve en çok satan kitabı ! Bu zamana kadar neden okumamış olduğumu ben de bilmiyorum ama kitabı okurken fena halde şu sıra yeni çıkan Devil In Me adlı oyun aklıma geldi ki bu romana benzer bir çok da film izledim.Bir kaç kişinin bir adada bir malikaneye hapis edilip sıra sıra öldürülmesi fikri ilk bu kitaptan geliyor demek ki Agatha tam bir ikon ! Yazdığı zamanlarda ırkçılık meselesi bu kadar reveaçta olmadığı için ilk kitabın ismi "On Küçük Zenci" olarak koyulmuş kitabın ismi kitapta yer alan bir tekerlemeden geliyor daha sonra Amerika'da ırkçılık olayları artınca kitabın ismi tepki almış ve "On Kişiydiler" olarak değiştirilmiş bizim "Negro" bisküvisi olayı gibi ...

Yıl 1939. Avrupa savaşın eşiğindedir. Her biri ürkütücü sırlar taşıyan on kişi, Devon kıyısında bulunan Asker Adası’ndaki ıssız bir malikâneye davet edilirler. Ancak malikâneye giden grubu bir sürpriz beklemektedir, zira ev sahibi Bay ve Bayan Owen ortalarda yoktur. Geçmişlerindeki karanlık sırlardan başka hiçbir şeyleri olmayan bu insanlar adada mahsur kalmışlardır. Konuklar bir süre sonra gizledikleri sırları birbirlerine anlatmaya ve teker teker ölmeye başlarlar...

2 Aralık 2022 Cuma

Kore Dizisi : Love Is for Suckers

 Herkese merhabalar efenim,

Bu diziyi uzun zamandır izlemeye sadece çabalıyorum ama normalde 16 bölüm olan ve yeni final yapmış olan bu diziyi 12.bölümde karakterler artık en sonunda kavuşunca yarım bıraktım çünkü bence daha fazla gitmiyor dizi ! Ya aslında oyuncu kadrosu çok güzel,Siwon Oppamız tüm tatlığı ile baş rolde ama senaryosu ve dizinin işlenişi güzel başlasa da ilk 2 bölüm iyi ama sonrası gerçekten saçma sapandı.Saçma sapan yerlere gitti karakterler iyice gıcık olmaya başladım hele de kadın karaktere.Aralarında sırf senaryodan dolayı bir simya varsa bile patladı bence.Yakın arkadaşlıktan sevgililiğe uzanan diziler özellikle çok güzel oluyor ama bu dizi bi olmamış ya bence bunun asıl nedeni de saçma sapan yerlere giden senaryo.Güzelim oyuncu kadrosunu mundar etmişler ay şimdi anlatırken bile bana fenalıklar geldi , hiç yükselemedim bu diziye tam bir hayalkırıklığı oldu benim için :(

Love is for Suckers, aşkın bazen tatlı bazen ise tuzlu olduğunu anlatan romantik komedi dramasıdır. Gerçek bir hikayeye dayanan dizi, 20 yıldır arkadaş olan Goo Yeo Reum ve Park Jae Hoon arasındaki ilişkiyi anlatmaktadır. Şu anda 30'lu yaşlarında olmalarına rağmen hiçbirinin sevgilisi veya flörtü bile yoktur.

Youtube - VLOG 77

 


1 Aralık 2022 Perşembe

Kitap - Rüya Dükkanı Mi Ye Lee

 Herkese merhabalar efenim,

Kore edebiyatından çok güzel şeyler yayınlanıyor şu sıra yakın takipteyim.Bu kitaplardan biri de Mi Ye Lee'nin Rüya Dükkanı kitabı oldu.Kitabın üzerinde 1 yazdığına göre devam kitabı gelecek diye yorumladım kitabı sevdim aslında büyük olasılıkla ikinci kitabı çıkarsa onu da alır okurum diye düşünüyorum.Fantastik bir evrende fantastik bir hikaye okuyoruz.Rüyaların sanki bir maddeymiş gibi yaratılıp mağazalarda satıldığı,değişik müşterilerin olduğu hatta o mağazalarda çalışılabilmek için sınavların yapıldığı bir dünya okuyoruz.Baş kahramanımız Penny rüyaların satıldığı mağaza da çalışmak isteyen genç bir kızımız sınava ve mülakata girip işi kapıyor ve sonrasında bu rüya mağazasının derinliklerine dalıyoruz.Her katında farklı türde rüyaların satıldığı,değişik,fantastik,sürükleyici bir roman.Bu türü sevenlerin bir bakması gerek diye düşünüyorum bu kitaba.

Sadece uyurken ziyaret edebildiğiniz gizemli bir kasabada bulunan Dollagoot Bey’in Rüya Dükkânı’na hoş geldiniz! Çocukluk anıları, lezzetli yemekler, sahil kenarında gezintiler ve kâbuslar gibi her katında çeşit çeşit rüyalar satılan bu dükkânın, dünyanın dört bir yanından gelen hem insan hem de hayvan birçok müşterisi bulunuyor. Ziyaret öncesi pijamalarını giymeyi unutan müşteriler için ise Noktilukalar iş başında!

Dollagoot Bey’in Rüya Dükkânı’nda işe yeni başlayan Penny ile birlikte birbirinden farklı görevlere koşturacak, uykulu müşterileri karşılayacak ve tecrübeli Dollagoot Bey’den rüyalarla ilgili çok ilginç şeyler öğreneceksiniz. Ayrıca Kick Slumber, Yasnuj Otra, Wawa Sleepland, Doje, Aganep Coco ve daha nice rüya yaratıcılarıyla tanışma fırsatı yakalayacaksınız. Acaba bu sene Yılın Rüyası Ödül Töreni’nde, en büyük ödülü rüya yaratıcılarından hangisi alacak?

Yayımlandıktan kısa bir süre sonra Güney Kore’nin çok satanlar listesine girmeyi başaran genç yazar Mi-ye Lee’nin bu fantastik romanı ister bir genç ister bir yetişkin olun, hayal gücünüzü farklı bir âleme götürecek ve içinizi ısıtacak!

29 Kasım 2022 Salı

Kitap - Koku Patrick Süskind

 Herkese merhabalar efenim,

Kardeşimin kütüphanesinden aldığım bir kitapla daha devam ediyoruz kitap postları serüvenimize."Bir Katilin Hikayesi" başlığıyla dikkat çeken ve bir çok kişinin filminden ,dizisinden bildiği bir hikaye aslında.Onları bu kitabı okuyana kadar izlemeyi reddettim.Kitap başlarda bi durgun başladı ama ortalarına doğru hikaye açılmaya ve okuyanı sürüklemeye başladı açıkçası.Koku duyumu hassas olan arkadaşlarım da olmuştu ben daha çok tatçıyım sanırım :D Parfümlerle de aram pek iyi olmadı bu zamana kadar o yüzden bu kitabın beni çok etkileyeceğini düşünmemiştim ama işin içine insanları öldürüp onlardan doğal ve mükemmeliyetçi bir koku yaratma fikri girince işte orda beni etkileyen bir tarafı oluşmuş oldu kitabın.

Alman asıllı yazar Patrick Süskind’in ilk romanı Koku, sıra dışı konusu ve akıl almaz sonu ile ilk yayımlandığı 1985 yılından bugüne okurlarını büyülemeye devam ediyor. Farklı kişiliği ve topluma karşı mesafeli yaklaşımı ile öne çıkan Süskind, Koku’da insanın toplum tarafından kabul edilme isteğini benzersiz bir tema etrafında ele alıyor. İnsanoğlunun kokulara karşı olan içgüdüsel ilgisini olağanüstü bir kurgu ile kaleme alan yazar, Koku ile sizi de duyusal yeti ve eğilimlerinizi sorgulamaya davet ediyor.

Kokusuz Olsaydınız, Hayatınız Nasıl Olurdu?

İyi veya kötü, her mekanın ve insanın bir kokusu vardır. Peki ya sizin olmasaydı? Etrafınızdaki kişiler size nasıl bir tepki verirdi? Ya da sizin farkınıza varabilirler miydi? Romanının başkahramanı olarak doğuştan kokusuz bir insanı konu edinen Süskind, kokunun toplumsal yaşamda ne denli önemli bir yere sahip olduğunu kanıtlamak için oldukça farklı bir yol izliyor. Kokusuz olmasından dolayı insanlar tarafından anlamlandırılamayan bir dışlanmaya maruz kalan başkahraman, roman boyunca sizin de aklınızda birçok soru işareti bırakacak. Ona bazen hak verecek, çoğu zaman da nefret duyacaksınız.


Kitap - Samsun Kitap Ağacı İle Aralık Ayı Kitabı Kul Seray Şahiner

 Herkese merhabalar efenim, Dün toplantımızı yaptık.İlk defa Seray Şahiner okudum bu vasıta ile.Dilini ve kadın dünyasını anlatmasını çok se...