8 Mart 2024 Cuma

Fantastik Film : Damsel

 Herkese merhabalar efenim,

Dün 8 Mart Dünya Kadınlar Günüydü ! Bütün kadınlarımızın Kadınlar gününü kutlarım ! Dün Netflix de sağolsun bize özel bol fantastik unsurlu artık prenses kadınların kurban olduğu,kaderine boyun eğdiği değilde bir savaşçı olduğu aksiyona doyurduğu (prenses aksiyonu elbette fiçu fiçu sürekli mermilerin sayıldığı değil) bir film olan Damsel'i yayınladı.Ben de pudingimi alıp yayıldım yatağıma ve harika bir akşam geçirdim.

Yakışıklı bir prensle evlenen genç bir kadın, ateş soluyan bir ejderhaya kurban olarak sunulunca kendisini zorlu bir ölüm kalım mücadelesinin içinde bulur.



Kitap - Şanzelize Düğün Salonu Tarık Tufan

 Herkese merhabalar efenim,

Tarık Tufan bizzat tanıştığım ve imzasını aldığım,yeni keşfettiğim ama her kitap alışverişimde en az 1 kitabına yer verdiğim ve nasip olursa tüm külliyatını okumak istediğim bir yazar.En ünlü kitabını okudum 2.kitabı olarak aynı zamanda çok da satan bir kitap sanırım dizisini de çektirler diye duydum bu kitabın yanılmıyorsam Blu Tv de olması lazım müsait olursam bi ara dizisine de bakmak istiyorum açıkçası.Uslubu,olayların akıcılığı ve tuhaflıkların birleşimiyle harika bir kitap daha okudum diyebilirim.Yeni yaşayan yazarlardan böyle kitaplar okumak beni çok mest ediyor açıkçası Türk edebiyatı hala popülerliğini ve değişik yazarlarla ihtişamını korumaya devam ediyor.

“Şeyh babamın vefatından hemen sonra, yeni şeyhin kim olacağını görebilmek için rüyayı bekleyen dervişler, rüyalarında aynı gece, aynı kişiyi görüp vaziyetin mahiyetini anlayabilmek için sabahın erken saatlerinde kapımı çaldıklarında, gece boyunca vücudumun her zerresine sirayet etmiş şarabın etkisinden henüz kurtulamamıştım.” Tarık Tufan’dan “hayat bu, her şey olur” diyen bir roman! Şanzelize Düğün Salonu’nun “isimsiz” kahramanı bir aşk için evinden çıkıp savrulmaya başlayınca, kendisini daha önce hiç yaşamadığı türden şaşırtıcı ve bir o kadar da tuhaf olayların içinde buluyor. Tarık Tufan sevilen üslubu, hakiki hayreti ve “acayip” kurgusuyla bizi ilgi çekici bir yolculuğa çıkarıyor. Kahramanın oradan oraya savrulmasıyla gelişen bu yolculuk bir yanıyla da insanın içine doğru uzanan bir arayış. “Aşk bize kefil oluyor bir yerde. Kalan borcumuzu temizliyor. Borç dediğim, hayata olan borcumuz; iyi insanlara, deftere yazan bakkallara, az isteyince de çok veren lokantacılara, yaptığı yemekten bir kap da sana getiren komşu kadınlara olan borcumuz. Kalan son canımızı kendi elimizle almamıza mâni oluyor. Tesellimiz oluyor. İyi tarafından bakalım. İnsanları masum olduğumuza inandırabiliriz. Ya da insanları boş verin; Allah’ı inandırırız. Âşık adamın kötülüğü de aşkı kadar aşikâr olur. Ne varsa yüzümüzde var. Başka da bir şey yok. Bu!”



6 Mart 2024 Çarşamba

Kitap - Tavan Arasındaki Buda Julie Otsuka

 Herkese merhabalar efenim,

Nihayet iyileştim sadece geriye bazen çok konuştuğumda kuru öksürüğüm oluyor o da olur zaten yine iyi atlattım sayılır bence.O arada okuduğum kitaplardan biri de Japon edebiyatından olan akıcı ve yer yer de ağlatan bir kitap olan " Tavan Arasındaki Buda" oldu.Gerçek tarihi bir olayı savaşın gölgesini belli bir baş kahraman olmadan çoğul dille anlatan akıcı bir kitaptı.Yazarın bende bir kitabı daha var onu da yakın zamanda okumayı istiyorum.

Japonya'dan San Francisco'ya giden gemiye bindiler hep birlikte ellerinde kocalarının birbirinden yakışıklı fotoğraflarıyla. Gelindi onlar yabancı topraklarda dükkan bağ bahçe sahibi kocalarıyla kuracakları refah yaşamın hayaline kapıldılar çünkü onlara bunun sözü verilmişti. Sonra kocalarını gördüler ilk şoku yaşadılar ilk geceyi atlattılar. Müstakbel kocalarının onlara yalan söylediğini evlerinin hanımı olmayacaklarını öğrendiler çok ama çok çalıştılar tarlalarda iki büklüm mahsül topladılar beyaz tenli uzun boylu kadınların yerlerini sildiler çamaşırlarını yıkadılar yemeklerini yaptılar erkeklerine hizmet ettiler. Çocuk doğurdular bir iki beş on. O çocuklar büyüyüp de kimliklerini reddettiğinde üzülmemeye çalıştılar. Yeni topraklar sonunda memleketleri oldu. Ve savaş gelip çattı bir gün yeni memleketlerinde düşman oldular.



4 Mart 2024 Pazartesi

Kitap - Afili Hafiye Murat Menteş

 Herkese merhabalar efenim,

Şu sıralar yine fena salgın var okullarda her yerde ! Bende nasibimi aldım elbette 3-4 gündür yatak döşek yatıyorum şu anda hafif iyileşir gibiyim inşallah daha kötüye gitmeden atlatırım.Hasta olduğumda genelde çok uyur ve çok kitap okurum.O arada bu kitabı da bitirmiş oldum.Murat Menteş benim çok sevdiğim yazarlardan biri ne yazdıysa alır mutlaka okurum hayranım kendisine üslubuna,zekasına her şeyine.Bu kitapta yine bol absürdlük ve tuhaf olaylar silsilesi içeren akıcı bir kitaptı.Diğer kitaplarına da bol bol göndermeler yapmıştı ayrıca tabi ki yine bol bol da sosyolojik göndermeler vardı tabiki anlayana !

Kusursuz cinayet işle sonsuz aşkı bul!

Alp Laçin O, Kayıp Şahıslar Bürosu’nda komiser.

Gizli görevdeyken, cazibeli bir kadına rastlar. Küçük bir maymun, kadının fotoğrafını çeker. Eski ‘hacker’ Merih Kızıl’a göre, kadın dünyadaki 1 milyar 800 milyon kameranın hiçbirine yakalanmamıştır:

“Komiserim, bu kadın dünyada var değil!” Namevcut Hatun’dan Alp’e aşk mektupları, hediyeler gelir. Derbeder dedektif, acayip belalardan kurtulup, meçhul sevgiliyi bulabilecek midir?..



27 Şubat 2024 Salı

Kitap - Samsun Kitap Ağacı İle Şubat Ayı Kitabı Sular Üstünde Gökler Altında Kaan Murat Yanık

 Herkese merhabalar efenim,

Kitap Ağacı kulübümüz ile hiç duymadığım yerli yazarları duymaya ve okumaya başladım ve tarih türünde de pek kitap okumam biliyorsunuz ki onu da okumaya başladım.Bu tarz kulüplerin beni bu tarz şeylere rastgele zorlamasını seviyorum şahsen.

Colomb'u eminim herkes duymuştur.Tarihte gerçek kişilerden yararlanarak kurmaca metin oluşturmak gerçekten ayrı bir yetenek diye düşünüyorum.Kitap tarihi kurgu olduğu halde mandela etkisi oldum resmen sanki gerçekten tarihte böyle bir karakter varmış gibi geldi bana.Bazı kısımlarını hele de final bölümünü biraz zorlama buldum onun dışında kendisini sonuna kadar okutan başları biraz sıkıcı olsa da (Osmanlı da geçen taraflarda çok fazla Osmanlıca kelime kullandığından kitabın akıcılığı bende sekteye uğradı.) sonrasın da devamını getirmeyi başardım.

Sular Üstünde Gökler Altında, okurunu bir zaman makinesi gibi alıp 15. yüzyılın son demlerine götürüyor. Bu sürükleyici macerada rengârenk kahramanlarla birlikte İstanbul’dan Kırım’a, İspanya’ya, oradan Güney Amerika’ya ve Kazablanka’ya doğru nefes kesen bir yolculuğa çıkarken kendinizi birbirinden esrarlı olayların içinde bulacaksınız.

Hem aşk derdinden kaçmak hem de babasının hayallerini gerçekleştirerek esaslı bir kâşif olmak için yola çıkan Kalender, âlemden âleme, zamandan zamana, halden hale savrulurken kendini derin çatışmaların ortasında bulacaktır. Kader rüzgârı onu Kristof Kolomb ile buluşturacak ve bu ikili o güne kadar hiçbir denizcinin açılmaya cesaret edemediği karanlık okyanuslara yelken açacaktır. Bakir topraklar üzerinde yol alırken öte yandan da birbirlerinin karanlıklarını ve kuyularını göreceklerdir. Tam dünyayı avuçlarında tuttuklarını sanırlarken işler bambaşka bir hale evrilecek ve tabiri caizse kızılca kıyamet kopacaktır.

Kaptanlar, korsanlar, papazlar, şövalyeler, haydutlar, ressamlar, deniz kızları, kurbanlar, gizemli yerliler ve daha nicesiyle dolu bu görkemli atmosfer, aynı zamanda dönemin ruhunu tüm çıplaklığıyla yansıtan şehirler, yapılar, şarkılar, kitaplar, haritalar, diller ve katmanlı psikoportrelerle baş döndürüyor.



21 Şubat 2024 Çarşamba

Gerilim Filmi : Sleep

 Herkese merhabalar efenim,

Lee Sun-gyun,bizim Şebbbbimiz,Kore'nin güzel sesli ajussisi uyuşturucu kullanımı söylentileri yüzünden intihar ederek hayatına son verdi yakın zamanda.Ölümünden sonra son filmi olan Sleep filmi yayınlandı.Oscar ödüllü bir oyuncu olsanda Kore de linç edilmek inanılmaz psikoloji bozan bir şey ve bizde ki gibi hemen öyle unutulmuyor.Bizde Çağatay Ulusoy'unda işin içinde bulunduğu bi sürrü herkesinde gördüğü uyuşturucu baskını falan olmuştu hatırlarsanız belkide sizde unutmuşsunuzdur ne oldu peki herkes hayatına ve işini yapmaya devam etti.Kore de işler böyle yürümüyor maalesef ki bir kere bir şeyden dolayı mimlendiğin zaman iftira dahi olsa işin bitiyor sektörden atıyorlar direkt emekli ediyorlar sosyal hayatta da çok fazla sıkıntı yaşıyorlardır eminim.Bir çok ünlünün psikolojisi kaldırmıyor maalesef ki ve bu şekilde intihar haberlerini alıyoruz.

Filme gelicek olursak oldukça gerilimli akan bir filmdi sadece finali biraz seyirciye bırakılmış gibi geldi bana ,  havada kaldı.

Hyun-su (Lee Sun-kyung) ve Soo-jin (Jeong Yoo-mi) yeni evli bir çifttir. Ancak bir gece, hiçbir uyarıcı olmadan, Hyun-su uykusunda konuşmaya başlar ve telaşla "içeride biri var" der. Bu korkutucu olayın ardından, her gece uyumaya çalıştığında Hyun-su, bir başkasına dönüşür ve bu anları uyandığında hiç hatırlamaz.




Gerilim Filmi : The Substance

 Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...