20 Eylül 2024 Cuma

Distopik Film : Uglies

 Herkese merhabalar efenim,

Netflix e yeni gelmiş olan ama benim daha önceden kitabının ismini duyduğum bir yapımdı.Bence konusu oldukça güzelmiş okumasam da izlemiş oldum.Distopya evrenleri her zaman benim dikkatimi çeker tabiki ki hiç biri ilk olan Açlık Oyunlarının tadını vermese de bir aralar müthiş popüler bir konuydu hatta hala yazarlar tarafından tüketilen bir konu olduğunu söyleyebilirim.Eğer kitap ya da film farketmez farklı yerden işleniyorsa izlemeye ya da okumaya değer diye düşünüyorum.

Scott Westerfeld'in Uglies adlı romanından uyarlanan filmin konusu, insanların 16 yaşında kapsamlı bir estetik ameliyat geçirerek "güzel" olana kadar "çirkin" olarak kabul edildiği gelecekteki bir kıyamet sonrası distopik toplum etrafında dönmektedir.



Kişisel - Blogum 11 Yaşında !

 Herkese merhabalar efenim,

18 Eylül geçti ama anca doğum günü postu düzenleyebildim iş yoğunluğumdan.Blogum 11 yaşına girdi.Tam tamanı 11 yıldır aralıksız bu platformda yazmaya ve var olmaya devam ediyorum.Burası blogtan çok benim hayatıma ve geçmişime dair bir günlük bir arşiv gibi.Benim için dalgalanıp durulduğum bir yıl oldu.Evlilikle başladığım yılda 1 aya kalmadan boşandım ve hayatımın yeni evresine başladım.Aşktan yana bu zamana kadar zaten hiç gülmedi yüzüm derken evlilikten yana da hiç gülmedi.Sanırım benim kaderimde bireysellik var.6 yılın ardında bir kolejde iş buldum ve asıl hayalim olan okulda çalışmaya başladım hatta çalıştığım okulda bu yıl 2.yılım.İşte şimdi gerçekten mesleğimi yaptığımı anlayabiliyorum.Adam gibi tatil yapabiliyorum , ailemin yanına geri döndüğüm için kazandığım para da bana kalıyor ve gezilerime ve diğer hobilerime rahatça zaman ve para ayırabiliyorum.Benim yolum sanırım buymuş hayatımın hiç bir noktasında erkeklerden yarar geldiğini görmedim sanırım göremeyecek gibiyim de bu yaşımdan sonra ,bilemiyorum hayat bize neler getirir.



1-Evlendim ve 1 ay sonra boşandım :(

2-İlk defa okulda çalışmaya başladım !

3-29.Yaşımı Kutladım !

4-Ordu Gezisi

5-Bafra / Kızılırmak Deltası Gezisi

6-Marmaris Gezisi

7-Skolyozum için fizyoterapiye başladım

8-Vezirköprü Gezisi

9-Kocaeli Gezisi

10-Trabzon Gezisi

11-İlk defa doğa yürüyüşüne katıldım (Amasya Köseler Şelalesi)


Kaç Kitap Okudum ? (50)

Kaç Dizi İzledim ? (37)

Kaç Film İzledim ? (70)



19 Eylül 2024 Perşembe

Kitap - Ve Sen Kuş Olur Gidersin Tarık Tufan

Herkese merhabalar efenim,

Tarık Tufandan okuduğum son deneme kitabı olacak artık bu.Bir de utanmadan şu türe roman yazıp durmayın vallahi artık sinirim bozuldu.Bir şey de demek istemiyorum artık.

Tarık Tufan varoluşsal yalnızlığımızın peşine düşüyor.

Genç bir adam, kafası karışık, âşık, toplum denilen çemberin yavaş yavaş dışına çıkıyor. Sorular soruyor hayata, yaşamın önüne çıkardığı bilgeleri yüreğiyle dinliyor…

“Seni saklıyorum, parmaklarını, ellerini saklıyorum, gülümserken kıvrılan dudaklarını saklıyorum, hoşça kallarını saklıyorum, bembeyaz yüzüne bir anda dolan şaşkınlıklarını saklıyorum. Sırf bu yüzden kalbim bir gün paramparça olacak.”



17 Eylül 2024 Salı

Kitap - Kekeme Çocuklar Korosu Tarık Tufan

 Herkese merhabalar efenim,

Elimdeki son kalan diğer Tarık Tufan kitaplarını da bitirdikten sonra bir daha almayacağım.Bu da güya roman diyor ama yine bir önceki kitabın aynısı.Hayattan denemeler tadında ne başı var ne sonu sadece şiirsel yakarışlar hatta diğer kitaptan benzer şeylerde var.

“Her acı çekene hayatın devam ettiğini hatırlatmalarından nefret diyorum. O anlarda hayat devam etmiyor aslında. Sen durduğun anda hayat da duruyor. Ama sen yitirmeye devam ediyorsun.”

Bir radyo istasyonunda gece programları yapan genç bir adam. Mikrofonun başında gece yarılarına kadar hayat hakkında savrulan karanlık ve öfkeli sözler. Fonda doksanlı yıllar var ve bir yandan akıp duran da o yılların acılı, sancılı sesleri.  

Zamanın bulanıklaştığı gece yarısında radyo, şehrin farklı yanından yükselen hikâyelerle doluyor: Yaralı ve yalnız genç kadınların, işçi çocukların, mahcup adamların, çaresiz âşıkların hikâyeleri.

Genç bir insanın, karanlık çöktüğü anda başlayan kendisiyle ve hayatla amansız kavgası. Beklentiler, aşklar, hayal kırıklıkları, yüzleşmeler, düşüşler ve umut arayışı.    

Kekeme Çocuklar Korosu, yayınlandığı ilk günden itibaren okurun dünyasında derin izler bırakan kült bir ilk roman. Tarık Tufan’ın insanın iç dünyasına dokunan edebi diliyle tanıştığımız ilk ve unutulmaz eseri, bir kez daha okurlarıyla buluşuyor.



16 Eylül 2024 Pazartesi

Türk Dizisi : Pera Palas’ta Gece Yarısı 2.Sezon

 Herkese merhabalar efenim,

Pera Palasta Gece Yarısı dizisinin 2.sezonu geldi hemen geldiği gibi izleyip bitirdim elbette.Bence 1.sezon daha iyiydi.2.sezon biraz karışık ilerliyor ve farklı bir konu rotasında.Zamanı bükme olayları daha fazla baş karakterimizin annesini bulma yolculuğuna aşkta eşlik ediyor dizinin son bölümünden anlaşılacağı üzere 3.sezonda gelicek gibi göründü ben yine izlemeye devam ederim diye düşünüyorum çünkü bu tarz yerli fantastik yapımlar çok fazla olmuyor o yüzden değerini bilmek gerek.

Geçmişte yaşanan tehlikeli olayların içine yeniden dalan Esra, bu kez kendini 1940'larda bulur ve çaresizce annesini aramaya başlar.



Youtube - VLOG 93

 


13 Eylül 2024 Cuma

Kitap - Batak Andre Gide

 Herkese merhabalar efenim,

Kız kardeşiminde ben de görünce şaşırdığı ve bir çok kişi tarafından da sevilen bir yazar olan Andre Gide'den Amazon indiriminde merak edip bir kitap aldım.Kitabı okuyup bitirdim zaten 100 sayfa ancaydı herhalde tam hatırlamıyorum şimdi ama ne anladın derseniz hiç bir şey cevabını vereceğim.Sadece Batak adlı bir kitap yazan yazarımız var baş kahraman olarak kitabını yazarken ki kısa hikayesini okuyoruz ama şiirsel sözler dışında pek bir şey olduğu yok.Neden bu kadar popüler bir yazar hiç bilemedim ama bana göre biri olmadığı kesin.

Batak, yazar başkahramanın sanatsal üretiminin sancısına, eylemsizliğine odaklanır. Bu kahraman çırpınan fakat ilerleyemeyen bir kişinin hikâyesini merkeze aldığı “Batak” adlı romanına çalışmaktadır. Bir bakıma Vergilius’un Tityre’ini anlatır; onunkine benzer bir tarlaya sahip ana karakter oradan çıkmak yerine, orada kalmaktan mutludur. Başkahramansa, romanının anlatıcısının aksine, münzeviden başka her şeydir. Dostlarıyla vakit geçirmekten keyif alır, Paris edebiyat dünyasında yazdığı kitabı anlatır, onların düşüncelerini dinler –ki bu pek de gurur verici değildir ve elbette bunlar kitabın bir parçası haline gelir. André Gide bir bakıma yazma sanatını ve çelişkilerini de ortaya koyar.

Batak, André Gide’in kendini hicvettiği tek eser, güçlü ve nitelikli bir üstkurmaca çalışması…



Gerilim Filmi : The Substance

 Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...