Herkese merhabalar efenim,
Kardeşimin kütüphanesinden aldığım bir kitapla daha devam ediyoruz kitap postları serüvenimize."Bir Katilin Hikayesi" başlığıyla dikkat çeken ve bir çok kişinin filminden ,dizisinden bildiği bir hikaye aslında.Onları bu kitabı okuyana kadar izlemeyi reddettim.Kitap başlarda bi durgun başladı ama ortalarına doğru hikaye açılmaya ve okuyanı sürüklemeye başladı açıkçası.Koku duyumu hassas olan arkadaşlarım da olmuştu ben daha çok tatçıyım sanırım :D Parfümlerle de aram pek iyi olmadı bu zamana kadar o yüzden bu kitabın beni çok etkileyeceğini düşünmemiştim ama işin içine insanları öldürüp onlardan doğal ve mükemmeliyetçi bir koku yaratma fikri girince işte orda beni etkileyen bir tarafı oluşmuş oldu kitabın.
Alman asıllı yazar Patrick Süskind’in ilk romanı Koku, sıra dışı konusu ve akıl almaz sonu ile ilk yayımlandığı 1985 yılından bugüne okurlarını büyülemeye devam ediyor. Farklı kişiliği ve topluma karşı mesafeli yaklaşımı ile öne çıkan Süskind, Koku’da insanın toplum tarafından kabul edilme isteğini benzersiz bir tema etrafında ele alıyor. İnsanoğlunun kokulara karşı olan içgüdüsel ilgisini olağanüstü bir kurgu ile kaleme alan yazar, Koku ile sizi de duyusal yeti ve eğilimlerinizi sorgulamaya davet ediyor.
Kokusuz Olsaydınız, Hayatınız Nasıl Olurdu?
İyi veya kötü, her mekanın ve insanın bir kokusu vardır. Peki ya sizin olmasaydı? Etrafınızdaki kişiler size nasıl bir tepki verirdi? Ya da sizin farkınıza varabilirler miydi? Romanının başkahramanı olarak doğuştan kokusuz bir insanı konu edinen Süskind, kokunun toplumsal yaşamda ne denli önemli bir yere sahip olduğunu kanıtlamak için oldukça farklı bir yol izliyor. Kokusuz olmasından dolayı insanlar tarafından anlamlandırılamayan bir dışlanmaya maruz kalan başkahraman, roman boyunca sizin de aklınızda birçok soru işareti bırakacak. Ona bazen hak verecek, çoğu zaman da nefret duyacaksınız.