26 Kasım 2020 Perşembe

Türk Dizisi : Bir Başkadır

 Herkese merhabalar efenim,

Yine online derslerle dolu ve yoğun bir gün.Bu online derslerin takibi beni yüz yüzeden daha çok yoruyor umarım tez zamanda şu lanet şeyden kurtulabilir ve yüzyüze eğitime geri dönebiliriz.İlk çıktığı zamanlarda izlediğim ama yazmak için biraz beklediğim bir dizi oldu benim için "Bir Başkadır."Çünkü bir anda çok popüler oldu ve her yerde görmeye başladık hatta çok fazla geyiği bile dönmeye başladı o yüzden ortalık biraz sakinleşince ben de fikirlerimi yazmak istedim.

Öncelikle Netflix de ki bence en iyi yerli yapım olmuş.Türkiye dijital çağa ayak uydurmaya başladı bence RTÜRK ün ve Türk izleyicisinin baskıları olmadan cesur bir dizi olmuş.Türk insanını bence oldukça güzel bir şekilde anlatmış bu kadar cesur bir yerli yapım daha önce izlemedim belki sinema filmi olarak izlemişimdir ama bu kadar aklımda kalıcı olmamıştır bence.Bir kere oyuncular rollerine cuk diye oturmuş her oyuncu rolünün hakkını vermiş kaliteli bir iş olduğu oyuncu kadrosundan bile belli oluyor bence ki ben Öykü Karayel'i pek sevmem ama bu dizi de cidden bütün yeteneklerini sergilemiş kadın ve onun hakkındaki fikirlerim bu diziyle değişiverdi.Dizi deki psikolog sahnelerini ilk defa bu kadar gerçekçi buldum bütün bilgiler her şey bence gerçeğe çok yakındı sadece bazı sahneler gereksiz yere uzatılmış gibi geldi bana o da nazarlık olsun :) Bence dizi ismi gibi bir başkaydı bütün bölümlerini bir günde hevesle izleyip bitirdim tavsiyemdir :)




25 Kasım 2020 Çarşamba

Gerilim Filmi : Rebecca

 Herkese merhabalar efenim,

İşler tüm yoğunluğu ile devam ederken pazar günü (izin günümde) izlediğim bir filmden bahsetmek istedim sizlere.Artık izin günüm pazar olduğu için her pazar 1 film seyretmeye karar verdim bu yıl çok fazla film izleyemediğimi hissediyorum.Bu filmlerden ilki Netflix yapımı olan Rebecca oldu.Ben baş roldeki kızın ismi sanarken aslında hiç görmediğimiz bir kadının ismi olduğunu anladım hatta baş roldeki kızın ismini bile filmin sonunda bilmediğimi farkettim.Başından sonuna gerilim,gizem tadında ilerleyen dönem kıyafetleri ve görüntüleriyle benim izlerken keyif aldığım bir film oldu.Lily James genç yeteneklerden biri ve filmlerde kendisini izlemeyi oldukça seviyorum buradaki rolüne de oldukça yakışmış :)

Genç ve saf bir kadın, Maxim de Winter isimli zengin bir adamla evlenir. Başlarda her şey yolunda gibi görünse de zamanla kocasının ve evdeki hizmetçilerinin kocasının ilk karısına karşı duyduğu bağlılığı görmeye başlar, evde yaşayan hiç kimse Rebecca'nın izlerini silememiştir

23 Kasım 2020 Pazartesi

Kitap - Bir Kuzey Macerası Jack London

 Herkese merhabalar efenim,

Uzun soluklu kitapları okumaya devam ederken araya bu tarz kısa novellalar sokmak oldukça iyi oluyor.Jack Londondan daha önce Demir Ökçe kitabını okumuştum ama beni tarzı pek sarmamıştı açıkçası.Bu kısa novellası da idare ederdi bence.

Jack London’ın 1900 yılında yayımladığı Kurdun Oğlu adlı derlemenin içinde yer alan Bir Kuzey Macerası, Homeros’un Odysseia destanını andıran, zorlu engellerle dolu, çetin ve “dönüştürücü” bir yolculuğun hikâyesidir. Aleut adalarındaki Akatan’da yaşayan kabile reisi Naass, evlendiği gün karısı Unga’yı denizden çıkıp gelen sarı saçlı beyaz bir adama kaptırır. İki metreyi aşan boyuyla bir devi andıran, “tanrıların dünyanın ilk dönemlerindeki erkekleri örnek alarak kalıba döktükleri” bu adam, Unga’yı sırtına vurduğu gibi gemisine atlayıp oradan uzaklaşmıştır.

Naass intikamını almak üzere azılı düşmanının peşinden yollara düşer. Dünyayı dolaşıp bilgi ve görgüsünü artıracağı, macera dolu yıllar beklemektedir onu...

Kitap - Tuhaf Kütüphane Haruki Murakami

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün güne oldukça hareketli başladık online dersin ilk günü olduğu için hepimiz de bir telaşe vardı ilk defa hem kurumdan çalışıp hem de online ders yapmaya başladık daha önce online ders yaparken hepimiz evden çalışıyorduk her şeyin bir ilki varmış demek ki sabahın 9 undan beri daha ancak nefeslenmeye vaktim oldu onun dışında durmadan çalıştım.İlk günün günahı olmaz derler :)

Bugün yine sizlere Murakaminin bir kitabından bahsedicem.Son olarak okuduğum illüstrasyonlu kitabı "Tuhaf Kütüphane" idi.Sanırım içlerinde en beğendiğim kitap bu olabilir.Diğerlerine nazaran daha ürkütücü ve fantastik bir yapısı olmasından dolayı olabilir elbette :) Ayrıca içinde Osmanlı ile bilgilerin geçmesi de bana Murakami'nin bilgisinin her alanda olduğunu bir kez daha hatırlattı ve daha da ona hayran bıraktı :)

Yalnız bir çocuk, gizemli bir kız ve Koyun Adam… Acaba korkunç yaşlı adamın onları hapsettiği ürkünç kütüphaneden kaçmayı başarabilecekler mi? Haruki Murakami'den büyükler için yazılmış, masal tadında bir öykü… Neden bunlar benim başıma gelmek zorundaydı ki? Oysa tek yaptığım, kitap ödünç almak için kütüphaneye gelmekti. "O kadar da canını sıkma" dedi Koyun Adam, beni avutmak için."Baksana Koyun Adam" dedim. "Neden o yaşlı adam benim beynimi yemek istiyor ki?" "Bilgiyle dolu beyin çok lezzetli olur çünkü. Yumuşacıktır. Aynı zamanda böyle topak topaktı

22 Kasım 2020 Pazar

Kitap - Zamansız Fırtına Linda Howard

Herkese merhabalar efenim,

Pazartesinden itibaren kurum olarak biz de online eğitime geçiyoruz artık pazar günleri izinli olduğum için bugün evdeyim.İzin günümü boşa harcamamak adına yine erken kalktım ve dün akşam başladığım kafamı yormayan çerezlik olarak aldığım bu kitabı okuyup bitirdim.

Gölge Kadın ve Sweeney gibi kitaplarını da daha önce okuduğum bir yazar olan Linda Howard dan kış temalı aksiyon /romantik tarzda bir kitap daha okudum.Kitabı 1.5 günde okuyup bitirdim kadın bence bu tarzın iyi yazarlarından yorgun olduğunuz zaman sizi daha fazla yormayacak ve kafanızı dağıtacak bir kitap arıyorsanız bu kitaba da bir şans verebilirsiniz :)

Otuzlu yaşlarında, kötü bir evliliği geride bırakmış bir kadın ile ordudaki görevinden ayrılmış, içine kapanık, sert ve çekici bir adamın yolları aynı kasabada av rehberliği yapan iki rakip olarak kesişir. Her şey Angie'nin, müşterilerini götürdüğü av sırasında görmemesi gereken bir cinayete tanık olmasıyla başlar. Genç kadın artık dolu bir silahın yanlış tarafındadır, onu bu beladan kurtaracak tek kişi ise rakibi Dare'dir. Kör edici fırtına patlak verdiğinde olaylar tahmin edilemez bir hızla gelişir. Tehlikenin doruklarına ulaşan bu kaçma kovalamaca, iki rakibi beklenmedik bir sona doğru sürükleyecektir. Gölge Kadın, Gözyaşlarını Sildiğim Gün ve Aşk Tuzağı'yla okurları kendine bağlayan Linda Howard, ateşli duygularıyla savaşmak zorunda kalan karakterleriyle tutkulu bir maceraya daha imza atıyor.

21 Kasım 2020 Cumartesi

Kitap - Fırın Saldırısı Haruki Murakami

 Merhabalar efenim,

Bir Murakami hayranı sadece bu kitapları satın alır ve okur bence onun dışında satın alıp okur mu bilemiyorum hem de fiyatı bu kadar pahalıyken ! Benim için Murakami okumak son kuruşuna kadar değen bir şey olduğu için azıcık bile indirimde bulsam hemen üzerine atlıyorum ve alıp okuyorum.Okumadığım bir kaç uzun romanıyla birlikte bu tarz illütrasyonlu hikaye kitapları kalmıştı onları da nihayet alıp okudum bunlardan ikinci okuduğum da "Fırın Saldırısı" kitabı oldu yine oldukça tuhaf anlam veremediğim durumların ve insanların hayatına dahil oldum ve okurken kısacık da olsa inanılmaz keyif aldım :)

Haruki Murakami’den açlık ve suçun doğası üzerine tuhaf, gizemli ve yer yer komik bir suç öyküsü…

Karnımız açtı. Hayır, açlık demek yetmezdi buna. Sanki uzay boşluğunu yutmuştuk. 

Nereden çıkmıştı bu açlık hissi? Elbette yiyeceğimizin olmamasından. Neden yiyeceğimiz yoktu? Çünkü yiyecek karşılığında verecek değerli bir şeyimiz yoktu. Neden değerli bir şeyimiz yoktu? Sanırım hayal gücümüzün eksikliğinden kaynaklanıyordu değerli bir şeyimizin olmaması. Hayır, değil, belki de karnımızın aç olmasının nedeni, doğrudan hayal gücü eksikliğimizdi. 

Tanrı, Marx ve John Lennon, hepsi ölmüştü. Karnımız açtı ve bu yüzden suç işleyecektik. “Ben artık sapıtmak üzereyim” dedi arkadaşım. Durumumuzu azıcık sözcükle ancak bu kadar güzel anlatabilirdi.

19 Kasım 2020 Perşembe

Kitap - Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde Olga Tokarczuk

Herkese merhabalar efenim,

Sanırım yakın zamanda bizde online derslere geçecek gibi görünüyoruz Mart ayına geri döndük her şeyi daha da kötü bir şekilde baştan aldık sanırım böyle zamanlarda beni tek teselli eden şey bol bol kitap okumak oluyor. Bir çok bloggerın tavsiyesi üzerine aldığım Timaş Yayınlarından çıkan ve yazarı 2018 Nobel Edebiyat Ödüllü olan "Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde" kitabını okuyup bitirdim dün akşam. Normal okuma hızımla giderek 3 gün içinde bitirdim kitabı tabi araya iş yerinde okuduğum bir çok kitabı da almış oldum. Ona rağmen bence tadı kaçmadan sonuna kadar okudum kitabı tabi ara ara sıkmalar oldu her kitapta olduğu gibi. Ben nedense üslup olarak "Kirpinin Zarafeti" kitabına benzettim sanırım ikisinde de baş kahramanın yaşlı çatlak bir kadın olması yönünden benzettim. İkisi de yaşına göre farklı fikirleri ve dünyaları olan kadınlardı bu tarz kadınların kafasının içindekileri okumak oldukça hoşuma gidiyor benim. Polonya edebiyatından böylece ilk romanımı da okumuş oldum. Son olarak kitabın kapak tasarımına bayıldığımı söylemem lazım :)

Janina, uzak bir Polonya köyünde, karanlık kış günlerini astroloji çalışarak, yıldız haritalarını inceleyerek, William Blake’in şiirlerini tercüme ederek ve varlıklı Varşova sakinlerinin yazlık evlerine göz kulak olarak geçirir. İnsanlar yerine hayvanlarla vakit geçirmeyi tercih eder, fazlasıyla tuhaf ve münzevi tavırları kimilerine göre “kaçık”lıktır. Bir gün komşusu Koca Ayak gizemli bir şekilde ölü bulunur. Gelecek günler daha da tuhaf ölümleri beraberinde getirir. Şüpheler ve soru işaretleri yükselirken Janina, tuhaf teorileriyle kendini soruşturmanın göbeğine yerleştirir. Birileri ona kulak verseydi her şey böyle mi olurdu oysa…

Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde tuhaf bir gerilim masalı, bir kara komedi, her şeyiyle kendine özgü bir hikâye. Akıl sağlığı ve çılgınlık, suç ve adalet, doğa ve insan arasındaki karanlık sınırların kışkırtıcı bir keşfi. Çağdaş Polonya edebiyatının en güçlü sesi, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Olga Tokarczuk’tan baş döndürücü bir roman.

Gerilim Filmi : The Substance

 Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...