15 Mayıs 2021 Cumartesi

Kore Dizisi : Oh My Ladylord

Herkese merhabalar efenim,

Oldukça eğlenceli ve güzel bir şekilde başlayan ama sonrasında aşırı saçmalayan ve hayal kırıklığı yaratan güncel bir Kore dizisinden bahsetmek istiyorum size.Nana'yı da Lee Min Ki'yi de oldukça severim ve bence oldukça yakışan bir çift olmuş.Nana enerjisi çok yüksek çok değişik bir yüz tipi olan bir kadın (en azından bana öyle geliyor) , Lee Min Ki genelde de olduğu gibi burda da çok soğuk bir adamı oynuyor (adamın gerçek halide böyleymiş gibi geliyor bana artık).Zıt kutupların kimyası da bence bu diziyi güzel hale getirdi derken dizi romantik komediden bi 10 bölüm sonra aşırı saçma bir şekilde drama bağlıyor ve aşırı da sıkıcılaşıyor :(

Konusu:

Dizi, romantik bir ilişkisi olmayan bir senarist ile romantik ilişkilerde beceriksiz olan popüler bir oyuncunun etrafında dönmektedir.

Karakterleri:

Lee Min-Ki dizide Güney Kore'deki en iyi gerilim senaristti olan Han Bi-Soo karakterini canlandırmaktadır.

Nana dizide popüler bir oyuncu olan Oh Joo-In karakterini canlandırmaktadır. Çoğunlukla romantik-komedi türündeki dizilerde rol almasına karşın kendi ilişkilerinde berbat birisidir.

14 Mayıs 2021 Cuma

Kitap - Kızların Suskunluğu Pat Barker

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün yine kitap postumuzla devam ediyoruz !

Yine kitap bloglarında ve çok satanlarda görüp konusuna hiç bakmadan aldığım bir kitap.Ben Kirke tarzında tamamen mitolojik karakterleri kurgu çerçevesinde birleştirip okuyucuya sunan bir kitap.Ben Kirke kitabında da aynı yorumu yapmıştım bu kitap hakkında da aynı yorumu yapıcam sanırım.Kitap okurken çok yormuyor akıcı bir kitap sonuna kadar kendini okutturuyor ama mitolojiyi aşırı seven biri değilim o yüzden çok dikkatimi çeken ya da severek okuduğum bir kitap olmadı sadece sonunu biran önce getirmek istedim o kadar.

Onu görmeden önce sesini duydum: Çığlığı surlarımızın içinde yankılanıyordu. Tanımak için onu görmenize gerek yoktu, şanı savaşacağı yerlere önceden gelirdi: Yüce ve zeki Akhilleus, tanrılara benzeyen Akhilleus… Ondan bahsederken bu isimlerin hiçbirini kullanmazdık. “Kasap” derdik biz ona.

Beni kendi şehrimden, tahtımdan kopardığı gün eski hayatıma dair her şey ardımda kaldı. Troya’yı almak üzere yola çıkmış bir ordunun kölesi, kardeşlerimi ve kocamı öldürmüş Akhilleus’un odalığıydım artık. Kim olduğunu önemsemediği bir ganimettim onun için, fazlası değil.

Neyi mi önemserdi peki? Şanını… çünkü pazarlık böyle yapılmıştı, hilekâr tanrıların ona verdiği söz buydu: Troya surları altında erken bir ölüme karşılık ebedi şan ve şeref. Ve ölümü yakındı, bunu biliyordu.

Ama bu hikâye savaşın nasıl şanlı olduğunu, erkeklerin ne kadar cesurca çarpıştığını anlatmayacak, o defalarca yapıldı. Hayır, bu tarihte unutulmaya zorlananların hikâyesi. Yine de unutulmayacağız, yıllar sonra bile anneler çocuklarına Troya şarkılarını söyleyecek, biz de onların rüyalarından eksik olmayacağız… kâbuslarından da.

Kızların Suskunluğu’nda Pat Barker, Troya Savaşı’nı Akhilleus, Odysseus ve Agamemnon gibi intikam peşindeki erkeklerin değil, onların gölgesinde kalan bir kadın olan Briseis’in gözünden anlatıyor ve İlyada destanına yepyeni bir bakış açısı getiriyor.

13 Mayıs 2021 Perşembe

Kitap - Beyaz Kitap Han Kang

 Herkese merhabalar efenim,

Herkese iyi bayramlar ! 

Bugün bayram şekeri olarak kitap postu var elbette ama biraz yerden yere vuracağım bir kitap olucak.Han Kang okumayı sevdiğim daha önce 2 kitabını okuduğum Koreli bir yazar.April yeni kitabını da Türkçe ye çevirince hemen aldım elbette güvendiğim bir iki kitap bloğu da bu kitabı beğendiklerini söylemişti kitabı alıp içini açınca benimle dalga geçtiklerini düşündüm !

Kitabı roman sandım ilk başta ama değil öykü kitabı daha doğrusu öykü bile denemez.Deneme yazısı ? Serbest çağrışım ? 

Yazar hayatında "beyaz" olarak nitelendirdiği nesneleri toplayıp onların hayatında ki anlamlarına göre hikayeler yazmış ama ne anlatmak istemiş cidden anlamadım çünkü hikayeler yarım yarım ne başı var ne sonu,hatta bazıları bir iki cümle şeklinde sonra 2 sayfa boşluk bırakılmış arada gereksiz kağıt israfı resmen.Vejetaryen gibi beni çok etkiliyen bir yazarın başka bir kitabı yok muydu da acaba bu kitabı çevirdiler çok merak ediyorum , resmen hayal kırıklığı oldu benim için.

Booker ödüllü, uluslararası çoksatan Vejetaryen ve Çocuk Geliyor’un yazarı Han Kang, uzun süredir beklenen son kitabında beyazı prizmadan geçiriyor, okuru rengarenk bir metinle sınıyor.

Beyaz şeylerle ilgili yazmaya karar verdiğim bahar, ilk yaptığım bir liste çıkarmak oldu.

Her bir sözcüğü yazarken tuhaftır, çok sarsıldım. 
Bu kitabı mutlaka tamamlamak istediğimi ve yazım sürecinin bir şeyleri değiştireceğini hissettim.
Yaraya sürülen beyaz merhem, üstüne sarılan beyaz sargı bezi gibi bir şeylerin gerekli olduğunu da.

Zamana dair duyuların keskinleştiği anlar vardır.
Böyle keskin zamanın kenarında, her saniye yenilenen şeffaf bir uçurumun ucunda ilerlemeye devam ederiz.
Cesur olduğumuzdan değil, başka bir çıkar yolu olmadığından.
 
Han Kang, hafızaya, geçmişe, kayıplara ve yeniden doğmaya dair epik bir anlatıya imza atıyor.
Beyaz köpek ve kesme şekerle, anne sütü ve pirinçle insanın büyük çaresizliğini anlatıyor.
Yıkıntılardan yeni hayatlar doğurmayı, acının coğrafyasını keşfetmeyi, kırılganlığı ve gücü, sıradan hayatın sıradan objeleriyle aktarıyor.

Beyazın evreninden dünyaya eşsiz bir masal fısıldıyor.

12 Mayıs 2021 Çarşamba

Romantik Film : Bow Then Kiss

 Herkese merhabalar efenim,

Biliyorsunuz ki bu yazımı ALES ve YÖKDİL,YDS'ye hazırlanarak geçiricem.ALES'de matematik beni yorarken akademik seviye de ingilizce çalışmak da daha doğrusu çalışamamakta beni mahvediyor şu sıra.Kelime ezberlemek cidden çok zor :/ O yüzden eskiden yaptığım gibi yine arada sırf ingilizce altyazılı filmler izliyorum onlardan biri de bu Japon filmi oldu.Japon dizileri ya da filmlerini çok çabuk tükettim maalesef çok fazla çeviri gelmiyor o yüzden bu tarz çok duyulmamışları direkt ingilizce alt yazı izliyorum.

Filme gelicek olursak , film romantik kategorisin de diyebiliriz.Bir geleneksel okçuluk okulunda bir aşk hikayesini anlatıyor diyebiliriz kısaca.Diyalogların ve olayların basit olmasına ingilizce alt yazılı izlediğim için özellikle dikkat ettim film olarak oldukça yavan bir romantik film diyebiliriz :)

11 Mayıs 2021 Salı

Tayland Dizisi : The Prince Who Turns into a Frog

 Herkese merhabalar efenim,

Uzun bir aradan sonra bir Tayland dizisi ile karşınızdayım.Bu diziyi sırf Will Wannarot baş rolünde olduğu için izlediğimi itiraf etmem gerekiyor ama baş rol adama da bayıldım izlerken.Will benim en sevdiğim Tay oyunculardan biri ama çok fazla dizisi çevrilmediği için onu özlemiştim bir dizi de izlemeyi kendisini ınstgramdan falan yakın takipteyim.

Diziye gelicek olursak bence bazı sahneleri ve bölümleri gereksiz uzatılmış ikilinin ilişkisini dizi boyunca sündüren en son bölümde kavuşması olan eski tip bir dizi.Eğlencesi bol bir dizi olduğu için bazı bölümleri atlaya atlaya izleyince bence dizinin gideri oluyor :)

Lookpat, memleketi Chuen Chiva'da yaşayan insanların birincil geliri olan düşmüş tatil işlerini kurtarmak için kurbağa hayaleti hakkında bir efsane uyduran akıllı bir kızdır. Lookpat ve diğerleri tarafından bilinmeyen arazi, çok soğukkanlı, sakin ve katı bir işadamı olan Kin tarafından yönetilen bir emlak şirketine ipotek edilmişti. Kin, kurbağa efsanesini ortaya çıkarmak ve birChuen Chiva'da lüks lüks tesis. Ancak beklenmedik bir kaza nedeniyle hafızasını kaybetti ve çok kibar ve sıcak kalpli oldu. Lookpat'ın annesi ve köy başkanı Kin'e, tatillerini kurtarmak için Lookpat'ın sevgilisi olduğu yalanını söyledi. Lookpat ona bakmaya başladı ve çok geçmeden aşık oldular. Ancak mutlulukları uzun sürmedi, Kin aniden tüm hafızasını geri kazanır. Öfkeyle dolu olan Kin köyü terk eder ve araziyi hemen almakla tehdit eder. Lookpat, Kin'in yalanları affetmesini sağlayabilir mi? Chuen Chiva'nın halkı kurtarılacak mı? Nihayetinde Kin ve Lookpat hak ettikleri bir sona ulaşabilecek mi?


10 Mayıs 2021 Pazartesi

Kitap - İzmir Kitap Kulübü İle Mayıs Ayı Kitabı Ve Ateş Bizi Tüketiyor Murat Gülsoy

 Herkese merhabalar efenim,

Dün Mayıs ayı toplantımız vardı bu ay ki yazar konuğumuz , Murat Gülsoy du ! Kendisiyle ve kitaplarıyla ilk defa bu kulüp sayesinde tanıştım.Başka romanları da varmış ama bizim okuduğumuz kitap "Ve Ateş Bizi Tüketiyor" kitabı oldu.Okurken nedense bi yerli Murakami havası aldım o belirsizlikler,sahne gibi gelen geçen olaylar,tekinsiz hava ,romanın sonu nereye bağlanacak orayı bilememenin yarattığı gizem ve merak ... 

Dün ki toplantıda Murakami havası olan bir ben değilmişim ki katılımcılardan biri de referans ya da ilham konusunda Murakami'nin ve David Lynch'in ismini geçirdiler yazar da ikisini de çok beğendiğini Murakami'nin kitaplarını okuduğunu bu kitabında havasının onun kitaplarına benzer yanlar olduğunu söyledi David Lynch 'in filmleini çok beğendiğini "bu kitap bir film olucaksa David Lynch 'in filme çekmesini isterdim." dedi.

İki isimde beim çok sevdiğim isimler olduğu için aklıma kalıcı olan ve bir solukta okuduğum bir kitap oldu yazarın diğer kitapları da bu havada mı bilemiyorum ama diğer kitaplarını da alıp okumayı çok istiyorum.

Sokak lambasının aydınlattığı girişte, gemi tarifesinin yanında asılı olan semt haritası dikkatimi çekti. Kırmızı bir noktanın yanında “Buradasınız” yazılıydı. Ağır ceza reisinin titreyen parmaklarıyla bu kırmızı noktaya dokunduğunu, “Buradayım ama burası neresi?” diye mırıldandığını duyar gibi oldum.

Mevsimlerin hızla değiştiği, hayatın akıp geçtiği bir kış gecesi kaybolan yaşlı komşusunu aramaya çıkan bir adam, yaşadığı mahallenin bildik sokaklarında tekinsiz bir yolculuğa sürüklenir. “78 Nova”nın kadife koltuklarından üniversitenin gizli dehlizlerine, zifirî karanlıktaki bir heykel sergisinden kendi filmini çekenlerin açık hava sinemasına, eski bir sarayın bahçesinden bağlar arasındaki hayal evine ve nihayet yeraltındaki metro inşaatından ölüm kuyularına uzanan bu yolculukta kahramanımız hem yol boyunca karşılaştığı insanların hikâyelerinin bir parçası olacak hem de yaşlı komşusunun kim olduğunu öğrenecektir.

Murat Gülsoy, sıradan hayatların ardına gizlenen karanlığı, on yıllarca saklanan derin korkuları, yaşlı kalplere gömülmüş hüzünlü aşkları, başkalarının aynasında kendi benliğiyle yüzleşmeyi fantastik, yer yer grotesk bir arayış hikâyesine sığdırırken sırlarla dolu geçmişin kapısını cesaretle aralıyor.

Ve Ateş Bizi Tüketiyor… Gecenin içinde dolananların, gecede kaybolanların romanı…

9 Mayıs 2021 Pazar

Çin Dizisi : Love Unexpected

Herkese merhabalar efenim,

Yine bir Çin dizisi ile karşınızdayım efenim ! Fantastik ve konusu bir kaç dizinin birleşimi gibi duran bir dizi gibi dursa da bence izlemesi keyifli bir yapımdı.Baş rolde güçlü,dövüşmeyi bilen baş rol kadınların olması her zaman daha çok hoşuma gidiyor.Baş roller arasındaki ruh değişimine alıştık ama duyuların değişimi oldukça farklı bir bakış açısı olmuş kızın acı duyusu ile adamın duyguları hissiyat olarak bir şekilde yer değiştiriyor.Kız kendi duyguları yanında adamın duygularını da hissetmeye adamsa kızın acı duyusunu hissetmeye başlıyor.Kadın adamın koruması olunca tabi dizi asıl bu noktada başlıyor :)

Üç yıl önce korkunç bir kaza annesinin hayatına mal olduğunda, Xu Nuo şoku hiçbir zaman tam olarak telafi edemedi. O günden beri Xu Nuo o kadar şiddetli bir duygusal bozuklukla yaşıyor ki, duygularıyla tüm bağını kaybetti. Gülmeyi, ağlamayı ve hatta sevmeyi beceremeyen Xu Nuo, başkalarıyla empati kurma yeteneğini kaybettiği için diğer insanlarla bağlantı kurmanın hiçbir yolu yoktur. AcizHerhangi bir suçluluk veya pişmanlık duygusu hissederek, kurumsal birleşme ve satın almalar söz konusu olduğunda acımasız bir uzman haline geldi. Bir işi yaptırmasıyla bilinmesine rağmen, vahşi teknikleri onu birkaç hoşnutsuz bireyin hedefi haline getirdi. Bir korumaya ihtiyaç duyulduğunda, Xu Nuo zorlu işe alma görevine başlar. Bu iş için yarışan pek çok başvuran arasında, gizlice profesyonel bir savaşçı olmayı hayal eden ekonomi uzmanı Ke Si Yi de var. İnanılmaz derecede bilenmiş duyuları ve yıldırım hızındaki refleksleri ile Si Yi işi kolayca halleder. Xu Nuo ekstra korumaya sahip olduğu için mutlu olsa da, Si Yi'nin şiddeti kullanmasının onu huzursuz eden kolay yolu hakkında bir şeyler var. Ancak Si Yi, kendi adına kendini tehlikeye attığında, başka bir şey hissetmeye başlar, ancak bunun ne olabileceğinden pek emin değildir. Koruyucu ve korunan arasındaki ilişki büyüdükçe, Xu Nuo'nun uzun zamandır kaybettiği duyguları yavaş yavaş geri dönmeye başlar ve bunlar olduğunda, yepyeni bir olasılıklar dünyası kendini göstermeye başlar. Ama bu yeni duygusal dünyada, Xu Nuo kendine sormalı, Si Yi için geliştirmiş gibi göründüğü duyguları kabul edebiliyor mu?

Kitap - Taş Kağıt Makas Alice Feeney

 Herkese merhabalar efenim, Şu sıra kız kardeşimle birlikte bu yazara aşık olduk resmen hemen Türkçeye çevrilmiş son kitabını da aldım ve bu...