6 Temmuz 2021 Salı

Japon Dizisi : Okane no Kireme ga Koi no Hajimari

  Herkese merhaba efenim,

5 günlük Marmaris tatilimden döndüm efenim.Covid önlemlerine dikkat ederek bol bol maske ve dezenfektanla geçen bir tatil oldu özellikle kapalı ve kalabalık ortamlara girmedik hep açık alandaydık Allah izniyle bir şey kapmadan geldiysek ne mutlu bize.

Bugün postlar her gün kaldığı yerden devam ediyor efenim.Bugün yine bir Japon dizisi var.Dizi yine mini bir Japon dizisi.Dizi inanılmaz tatlı bir şekilde başladı ve pat diye baş rol erkek oyuncusunun finalinde diziden çıkmasıyla diziyi bitirdiler.İlk defa böyle bir şey gördüm Asya dizilerinde genelde oyuncular diziyi tamamlar öyle ne yapacaklarsa yaparlar.Meğersem biraz araştırınca baş roldeki o tatlış adamın intihar edip öldüğünü öğrendim dizi de onun anısına adanmış.Ayy bi kötü oldum resmen :( Nasıl da tatlı ve yetenekli bir adam nasıl bir yaşantısı ya da psikolojisi vardı bilemiyorum elbette ama çok üzüldüm :(

Kuki Reiko, 27 yaşında bekar bir çocuk. Orta ölçekli bir oyuncak üreticisinin muhasebe departmanında çalışan. Geçmişinden gelen bir olay onu tutumlu bir hayat yaşatır, sadece ihtiyaçları satın alır. Bir yıl önce, hemen beğenilen ikinci el bir mağazada küçük tabaklar buldu. O zamandan beri, o dükkana geri dönüyor ve hala satın alıp almayacağını tartışıyor. Sonunda, 1680 yen yapmaya karar verdiğinde(15 $) satın aldığında, ikinci el mağazasına büyük bir beklentiyle girer, ancak bir çiftin bir hevesle küçük yemekleri satın aldığını gördüğünde paramparça olmasını sağlar. Patronunun oğlu Saruwatari Keita'yı tanıdığında yaşadığı şaşkınlığı hayal edin! Birkaç gün sonra Reiko işe gider ve sadece muhasebe bölümünde Keita'yı bulur. Babası savurganlığına sinirlendi ve onu paranın değerini öğrenmesi için oraya gönderdi. Tutumlu Reiko ona öğretmek için en uygun olduğu için, kendisini uygun bir öğrenci bulacaktır. Ama tavsiyesi sadece parayla ilgili olacak mı?

29 Haziran 2021 Salı

Avustralya Dizisi : Bump

  Herkese merhaba efenim,

Bugün dizi postumuzda ilk defa Avusyralya dizisi var.Gerçi ben izlerken diziyi Meksika dizisi falan sanmıştım ama değilmiş.Stan Originals diye bir platformda yayınlanan mini bir dizi.Liseli bir kızın hesapta yokken hamile kalması ve çocuğu doğurmasını anlatıyor.Tabi bu durumu o kadar cool karşılıyor ki herkes izlerken şok falan geçirdim sanırım :D Biz de olsa zorla evlendirirlerdi o çocukları ya da kızı namus meselesi diye öldürürlerdi herhalde bilmiyorum.Bazen dizi izlerken cidden kültür şoku yaşıyorum.O yüzden genelde Kore dizileri izliyorum çünkü kültürü bizimkine daha yakın :D

Sürpriz bir bebeği olan hırslı ve başarılı bir genç kız olan Oly; ve iki aile için ortaya çıkan zorluklar.

Kitap - İzmir Kitap Kulübü İle Haziran Ayı Kitabı Arkadaş Panait Istrati

  Herkese merhaba efenim,

Dünden önceki gün bu ayki kitabımızın toplantısı vardı bilin bakalım dizi izlerken toplantı saatini yine kim kaçırdı ? Online toplantılara hala alışamadım aradan 1.5 yıl geçti neredeyse :) Oysa benim hiç bir şeye geç kalma ya da saatini unutma gibi bir huyum yoktur hep beraber kafede toplanıp yaptığımız toplantıları özlüyorum sadece :(

Neyse efenim kitaba gelicek olursak bu ay Saraybosna Edebiyatı bizim temamızdı.Ben de ilk defa bu edebiyattan bir kitap okudum ama nedense okurken bir Rus Edebiyatı tadı aldım o yüzden kitaba aklımı veremedim maalesef ayrıca okurken de baya bi sıkıldım.Kitaptan tek anladığım cidden kadın,ev,aile ayırt etmeksizin "arkadaşlık" kavramını bambaşka bir yere koyan iki erkeğin hikayesini anlatıyor.Kitabın durup durup Türk kahvesini övmesi sadece hoşuma giden kısmı oldu herhalde :)

Istrati'nin birçok eserinde adı geçen o unutulmaz Mihail, bu romanın başlıca kahramanıdır. İstrati burada en büyük dostunu nasıl tanıdığını, bu eşsiz insanı niçin ve nasıl sevdiğini, Tuna kıyısında birlikte geçen serüvenlerini, o her zaman ki sürükleyici, büyülü üslubuyla anlatıyor. Istrati'ye hayran olanlar bu kitabı okuduktan sonra onu daha çok seveceklerdir. Çünkü Istrati, 'Mihail'le birlikte kendini, kendi dünya görüşünü en çok bu eserinde ortaya koymuştur.

27 Haziran 2021 Pazar

Kitap - Madenci Natsume Soseki

  Herkese merhaba efenim,

Yine oldukça övülen hatta Sonsözünü Murakami'nin yazdığı bir Japon edebiyatı klasiği ile karşınızdayım.Sanırım bu kitap hakkında beklentilerimi biraz fazla büyüttüm çünkü okurken nedense istediğim verimi ve akışkanlığı alamadım kitaptan.Daha farklı tuhaf şeyler bekliyordum herhalde maden temasından ama daha çok drama ve felsefe buldum diyebilirim bu yüzden okurken açıkçası bir tık sıktı beni ayrıca Amazon stokları da sürekli bitip duruyordu bir türlü denk gelemedim çok da satılan bir kitap yani :/

“Burası cehenneme açılan kapıdır. Girebilecek misin?”

Madenci’nin isimsiz anlatıcısı, kafasında tehlikeli düşünceler ve ayağında hasır sandaletlerle ormanda yürürken, hiç tanımadığı Çozo’nun “İş lazım mı genç adam?” çağrısına kulak verir. Bu sese niye karşılık verdiğini pek anlayamaz aslında, neden sonra “Ne tuhaftır ki insan ruhu sonsuzluğa sürüklenmeye hazır da olsa, birisi seslenince hâlâ bir yerlere bağlı olduğunu fark ediveriyor,” diyerek açıklar bu durumu. Fakat tuhaflıklar bununla sınırlı kalmaz ve kendisini

Çozo’nun ardından bakır madenine doğru giderken bulur. Tokyolu kibar bir ailenin iyi yetişmiş çocuğu, kir pas içindeki işçilerin yanında yaşamaya başlar artık. Ve sıra, maden ocağı ile tanışmaya gelir. 

1908’de yayımlandığında, hem konu hem de anlatım tekniği açısından zamanının oldukça ilerisinde bir roman olan Madenci, birçok edebiyat tarihçisine göre Beckett ve Joyce’un modernist ve absürt ögelerini fazlasıyla barındıran bir yapıt. Modern Japon edebiyatının kurucusu kabul edilen Natsume Soseki’nin bu öncü romanını, Sinan Ceylan’ın Japonca aslından çevirisi ve Haruki Murakami’nin son sözü ile sunuyoruz.

“Natsume Soseki, Japonya’nın en büyük modern romancısıdır. [...] Yüz yıldan fazla bir zaman önce yazılmış olan bu romanı, sanki bugün yazılmış gibi okuyabildiğimi bilmek ve bundan derinlemesine etkilenmek beni inanılmaz mutlu ediyor.” 

- Haruki Murakami -

26 Haziran 2021 Cumartesi

Japon Dizisi : One Page Love

  Herkese merhaba efenim,

Bugün içinizi sımsıcak yapacak mini bir Japon dizisi var.Sonlara doğru dizi biraz insana kahır çektirse de izlemesi keyifli çok tatlı bir dizi.

7 yaşındaki Minase Akari, Kyushu adasında ailesiyle birlikte tatil yapmaktadır. Ailesi ile beraber bir misafirhanede kalır ve misafirhanenin sahibinin oğlu Morita Ikumi ona aşık olur. İkisi birlikte vakit geçirir ve sonunda aralarında romantik bir bağ oluşur. Bir gece birlikte otururlar ve her dört yılda bir Kyushu gökyüzünün üzerinde gerçekleşen meteor yağmurunu izlerler. Yakında ayrılacaklarını bilen ikili, dört yıl sonra aynı meteor yağmurunun altında aynı noktada tekrar bir araya gelme sözü verir. Şimdi 20'li yaşlarının başında olan Minase Akari sözünü tutmak için geri dönüyor. Ama Morita Ikumi'den hiçbir iz yok. Perişan haldedir, ancak kendisi için üzülürken, Hoshino Aritoshi adlı genç bir fotoğrafçı, nadir görülen gök olayını yakalamaya hazır bir kamera ile ortaya çıkar.

Romantik Film : Sweet and Sour

  Herkese merhaba efenim,

Bugün Netflix'de de bulabileceğiniz baş rolünde Jang Ki Yong Oppamın olduğu finali ile şaşırtan ters köşe bir Kore filmi var.İlk izlediğimde de filmin sonunu hem anladım hem anlamadım o yüzden hemen bi yorumlara baktım , yorumları okuduktan sonra kafamda otutturmuş oldum filmi.Romantik bir film gibi geliyor insana ama sona doğru aslında farklı tatlar alıyorsunuz filmden unutmayın ki kimse masum değildir mesajı veriyor film :)

Jang-Hyeok (Jang Ki-Yong), hemşire olarak çalışan Da-Eun (Chae Soo-Bin) ile romantik bir ilişki içindedir. Çıkmaya ilk başladıklarında Jang-Hyeok, Da-Eun'un tatlı bir erkek arkadaşıydı, ama artık değildir. Bu sırada Jang-Hyeok, büyük bir şirkette geçici işçi olarak çalışmaya başlar. Şirkette kalıcı bir pozisyon almaya çalışır. Bu durum, Jang-Hyeok ve aynı işi isteyen Bo-Young'u (Krystal) rekabetçi bir konuma getirir. Jang-Hyeok ve Bo-Young da birbirleriyle işbirliği yaparlar ve birlikte çalışırken yakınlaşırlar.

25 Haziran 2021 Cuma

Kore Dizisi : Dear My Room

 Herkese merhaba efenim,

Bugün eskilerden gözümden kaçan bir Kore dizisinden bahsetmek istiyorum size.Aslında mini bir dizi ama daha önce 5'lik olanlardan değil.Bu diziler daha uzun ve kaliteli oluyor ama bölüm sayısı en fazla 12 oluyor.Korelilerin tek göz odada yaşaması çok meşhurdur çok fazla Kore dizisi izleyenler bilirler :) Ama o tek göz odaları öyle tatlı dekore ediyorlar ki o tek göz odada yaşamak insana hiç boğucuymuş gibi görünmüyor bu dizi de aslında kendi odasını dekore etmeye çalışan ve bunu artık bi iş haline getiren bir kızın hikayesini izliyoruz.En yakın erkek arkadaşı da ona yardım ediyor ve birbirlerine bu süreçte aşık olmaya başlıyorlar elbette.(Baş roldeki erkekten Allah her kıza nasip etsin adam hem çok becerikli hem de çok tatlı hem de çok iyi bir arkadaş puh mahşallah :D )

Serbest meslek sahibi bir kadın olan Shim Eun Joo’un (Ryu Hye Young), editoryal tasarımcı olarak büyük bir proje kazandıktan ve her konuda kendi başına mücadele ettikten sonra hayatını yeniden tanımlamaya çalışır.

Kitap - Samsun Kitap Ağacı İle Aralık Ayı Kitabı Kul Seray Şahiner

 Herkese merhabalar efenim, Dün toplantımızı yaptık.İlk defa Seray Şahiner okudum bu vasıta ile.Dilini ve kadın dünyasını anlatmasını çok se...