Herkese merhabalar efenim,
Bendeniz nihayet bu postu Samsun'daki yeni evimizde yazıyorum.Evet o lanet günlerden sonra başka bir nakliye firması ile anlaşıp kendimizi ve eşyalarımızı hayırlısıyla Samsun'a atmayı başardık bugün evi baya baya toparladık sadece ince işler kaldı diyebilirim internet bile kuruldu :) Yarın da Sude ile birlikte CV dağıtmaya gidicez artık geriye sadece hayırlısı ile bir iş bulmak kaldı bakalım o da benim kısmetim artık :)
Bugün ki post kitap postu olsun istedim.Yabancı yayınlarından ilk defa okuduğum korku romanı oldu.İlk çıktığı zamanlarda çok bahsedilen bir kitaptı ama bence çok klişe sanki film senaryosu gibiymiş yazan vasat bir korku romanıydı.Seri şeklindeymiş kitap ama ben devamını alıp okumak istemiyorum açıkçası.
Alexis sorunlu lise yılları geçiren tipik bir öğrenci olduğunu düşünüyordu. Problemli evlilikleriyle uğraşan bir aile, oyuncak bebeklerine kafasını takmış on iki yaşında bir kız kardeş ve kendisinin anti-sosyal, anti-ponpon kız tutumu…
Kız kardeşlerin birbirine yakınlaşmasını sağlayan bir olay sonrasında Alexis, sorunlu hayatının tehlikeli sulara doğru hızla kaydığını fark etmişti. Kız kardeşi Kasey her zamankinden de tuhaf davranıyordu: Mavi gözleri bazen yeşeriyor, oldukça eski kelimeler kullanarak konuşuyor, hatta zaman zaman kendindent geçiyordu ve bu tuhaf davranışlarının farkında bile değildi. Oturdukları eski evde de garip şeyler oluyordu: kapılar kendi kendine açılıp kapanıyor, yanmayan ocakta duran su kaynıyor ve fişe dahi takılmamış havalandırma evi buz gibi yapıyordu.
Alexis tüm bunların kendi aklının bir oyunu olduğuna inanmak istiyordu ama basit yanılsamalar olarak düşündüğü bu olaylar giderek ailesi, kendisi ve öğrenci başkanıyla arasında tomurcuklanmaya başlayan ilişki için tehdit oluşturmaya başlamıştı. Alexis, Kasey'i durdurabilecek tek kişiydi ama ya, bu yeşil gözlü kız artık Kasey değilse?