Herkese merhabalar efenim,
Ülkemizin siyaseti yetmiyormuş gibi bir de bu kitap sayesinde Fransız siyasetine düştüm.Yıl yıl babaya yazılmış bir günlük gibiydi bu kitap.Amazonda çok satanlarda görmüş ve hiç konusuna bile bakmadan sırf meraktan aldım.1 günde okudum zaten okuması kolay kısa bir günce diyebilirim bu kitap için."Erkek" olmanın ve "baba" olmanın kalıplarını irdeleyen bir kitap.Kendi içinde siyasete de girmiş elbette yazaramızın güncesi 2017 yılına kadar uzanıyor ve Macron'a son sayfalarda baya giydirmiş.Okurken "gel bir de sen bizim ülkeyi gör hele bi" dedim içimden elbette.
Birtakım iç hesaplaşmalar içindeki yazar uzun zaman sonra çocukluğunun geçtiği, küçük, çirkin bir Fransız kentinde yaşayan babasını ziyarete gider. Karşısında bulduğuysa, erkeklerin duygularını bastırması ve sert olması gerektiğini savunan, bugün "toksik erkeklik" denen kültürün içine doğmuş, kendisine rol model olan birçok erkek gibi erkenden okulu bırakıp işçiliği değişmez bir kader gibi sırtlanarak fabrikalarda çalışıp ellisinde yatağa mahkûm olmuş, zavallı bir adamdır.
Fransa'nın en etkili yazarlarından biri kabul edilen Édouard Louis bu kısa ve çarpıcı metinde mevcut düzenin grotesk gerçekliğini vurgularken, milyonlarca insanın hayatını etkileyip yöneten siyaset denen şeyin, siyasetçiler için aslında bir salon oyunundan başka bir şey olmadığını anlatıyor.