Herkese merhabalar efenim,
Yıllardır bu filmi görüyor tam benlik de olduğunu düşünüyor ama bir türlü izlemiyordum.Geçmişte ya bu filmi Tv de izlediğimi sanıyordum ya da sonunu biliyorum sanıyorum meğersem nihayet oturup izleyince anladım ki ne filmi izlemişim ne de sonu benim bildiğimi sandığım gibiymiş :D Sizin de böyle yıllardır süren garip varsayımlarınız var mı yoksa bi ben mi böyleyim ? Üstelik kadını da Natalie Portman zannettim yıllardır filmi izleyince anladım ki Elena diye İspanyol bir oyuncuymuş ayrıca film İspanya filmiymiş Hollywood filmi dahi değilmiş :D Bir şekilde izlediğim konusu garip ama etkiliyici olan filmlerden biri oldu benim için bu tarz tuhaf filmleri oldukça seviyorum içinde +18 sahneside oldukça fazla belirtmem gerek :)
Bir araba kazasında yanarak ölmekten son anda kurtulan eşini yanıklardan oluşan görüntüden kurtarmak için yeni bir deri yaratmak üzerine çalışmalar yapan estetik cerrahı Dr Robert Ledgard (Antonio Banderas) on iki yıl boyunca evindeki laboratuvarında çalışmaya devam eder ve domuz-insan kanı karışımıyla elde ettiği bir deri üretir. Eşinin yanmış vücudunu görmesi üzerine intihar etmesi ve küçük kızlarının da buna şahit olmasından sonra büyük depresyon geçiren aile iyice hassaslaşmıştır. Küçük kız büyüdüğünde de psikolojisini bozan bir olay yaşayacak, bu olayın üzerine Dr Ledgard, yaptığı deneyleri büyüterek neredeyse DR Frankenstein haline gelecektir... Gerilim türündeki film, Fransız polisiye yazarı Thierry Jonquet'in "Tarantula" isimli 2005 tarihli romanından uyarlandı. Yönetmenin 20 yıl sonra Antonio Banderas'la tekrar bir araya geldiği 'The Skin That I Live In', kızına tecavüz eden bir adamdan intikam almaya çalışan psikolojisi bozuk bir plastik cerrahın saplantılarını ve hücrelerle ilgili yaptığı araştırmalar sayesinde yeni bir insan derisi yaratmasını konu alıyor.