13 Ağustos 2014 Çarşamba

Maydanoz Time:Film-Bi Küçük Eylül Meselesi

Herkese tekrardan merhabalar efenim...Son günün bu kadar kısa olması aslında hep bu film izleme sevdam yüzünden.Ne yapayım bi kitap bi film deyince biri kayıtsız kalamıyorum vallahi benim de zayıf noktam bu olsun bakalım! Neyse ilk olarak izlediğim en iyi Türk filmlerinden biri diyebilirim.Senaryosu olsun oyuncuların yeteneği olsun (hiç sevmesem de başrollerini) oldukça ilgi çekici bir yaz filmiydi.Evet kesinlikle yaza en uygun filmi bu filmi kışın izlemek hiç olmazdı vallahi...Ayrıca aşktan korkup kaçmakta ne ya bu çok saçma eğer gerçek bi hikaye ise bu kızın ağzını yüzünü patlatmak geldi içimden iyi oldu sana pis kız dedim içimden :) Yanında kendini iyi hissetiğini birini bulmak kolay mı? Olan var olmayan var lan heytt yıkarım buraları :) Ne oluyor bana ya yok anacım yok bu gezmeler bana hiç yaramadı bi kitap bi dizi bi film iyice yalnız oldum ben biran önce üniversite başlasın da kalabalığa karışayım iki arkadaş edineyim neyse sonuç olarak bir Türk ve aşk filmi olarak beklenmedik bir son ve güzel bir aşk hikayesi...

Konusu:Eylül hayatta istediği her şeye sahip olan güzel ve neşeli bir kadındır. Ancak bir gün başına bir gelen şanssız bir olay sonucu son bir ayını unutur. Ailesi, arkadaşları her şeyin yolunda olduğunu söyleyip dururken, Eylül bir şeylerin ters gittiğini anlamaya başlar. Ve hatırlamadığı bir ayın peşinden Bozcaada'ya gider. Orada, daha önce hiç görmediği derbeder, garip bir adam, ona seslenir:
"Eylül. Beni hatırlamıyor musun? Sen burada, bu adada bana aşık oldun."
Bi Küçük Eylül Meselesi Resimleri
Bi Küçük Eylül Meselesi Resimleri
Bi Küçük Eylül Meselesi Resimleri
Bi Küçük Eylül Meselesi Resimleri
Bi Küçük Eylül Meselesi Resimleri
Bi Küçük Eylül Meselesi Resimleri
Bi Küçük Eylül Meselesi Resimleri

Maydanoz Time:Ben-Amasya'da Son Gün

Herkese İzmir'den merhabalar efenim...Evet nihayet evim evim canım evimdeyim.20 günlük Amasya ve Samsun gezmelerinin sonuna geldik umarım ben Balıkesir yolcusu olmadan burada da güzel gezmeler yapar size bol bol Travel (!) postları çıkarırım.Dün son gezmelerimizi yaptık Amasya'da nem haricinde havanın bi farkı yok vallahi İzmir'den Karadenizdir ula uşağım burası soğuk olur dedik yok anam yok sabahları öle güneş tepede fink fink gezme hayalleri hep suya düştü neyse bizim memleket sonuçta daha çok gezeriz oraları şimdilik son gün postu ile idare edin bakamm...


Amasya'da adım başı tarihi Cami ve Hamam bulmanız mümkün.

Ben daha çok Amasya manzarası eşliğinde oturmayı ve Relax olmayı tercih ediyorum dışım genç içim pek yaşlı benim.Dondurma yiyip kitap okumayı daha çok seviyorum.

Son günümüz de dedeciğime biraz yükleme yaptık ve dedeciğim bizi maaile pide yemeye götürdü.Evet o bir pide sever!Zaten Amasya'ya geldin mi genelde yağlama,bazlama,gözleme,pide,lahmacun her türlü hamur işine doyarsınız sanırım ondan kilo aldım!Amasya'nın en iyi lahmacun ve pide yapan mekanı Pideci İsa Ve Yeni Özlem'miş bol köpüklü açık ayranı ve bol mezeleri ile 10 kişi toplam 55 Tl ile tıka basa doyup kalktık diyebilirim.

Bu da son kez meşhur Amasya evlerinin ışılandırılmış hali akşamları ayrı bir güzel oluyor memleketim...

Ve dönüş zamanı 14 saatte geldik 12 saate geri döndük ve işte şimdi İzmir'deyiz (nihayet sağ salim) bu resimde güneş batarken ardından tepelerin veda vakti geldi teletabilerin....

Evimize geldiğimiz için gözlerimden sevinç fışkırıyor ama değil mi? Bir daha ki gezi postunu sizden çok ben merak ediyorum :)

12 Ağustos 2014 Salı

Maydanoz Time:Film-Nuh Büyük Tufan

Herkese tekrardan merhabalar efenim...Amasya'da son günlerimizi eve kapanıp film izleyerek geçiriyorum desem yalan söylememiş olurum herhalde gerçi birazdan dışarı çıkıcaz ama akşam yine koy bi filmde izleyelim şöyle sülalecek havası olacağından eminim biz işte böyle entel dantel filmsiz kitapsız yaşayamayan bir aile hatta sülaleyiz (!)....Gerçi genelde filmleri ben seçtiğimden film izleme listemde ki filmleri seçip izliyoruz o yüzden bu durumdan pekte şikayetçi değilim zaten zaman daha çabuk geçiyor...Neyse gelelim dün gece izlediğimiz Nuh Peygamberin Hollywood filmine.2014 yapımı bu film kostüm,kadrosu,teknolojiyi ve film tekniklerini çok iyi kullanması açısından benden 10 yıldızı kaptı peki senaryo? Hz.Nuh'un gemisinin olduğunu ve hayvanlarla birlikte bir tufandan kurtulduğunu biliyordum ben.Ailesinden,o ülkenin kralının da gemiye bindiğinden ya da sürüngenlerinde gemiye bindiğinden geminin bu kadar dandik olduğundan,meleklerin yer yüzüne düşüp transformansın taş hali olduklarından hiç haberim yoktu.Yani ya Müslümanlıkta böyle anlatılmıyor ya İncil bozulduğu için senaristler kafalarından uydurmuş ya da amma da hayal gücü kullanmışlar film dikkat çekebilsin diye.Oysa ben en çok dinsel filmlerden etkilenirim.En zayıf noktam inancım olduğun için.Biri bi laf etsin sinirimden oturur ağlarım dayamam çok yaşıdım neyse burda kafirlerle onurlu mücadelemi anlatmayacağım...Kurgu olduğunu kabul edersek izlenmesi gerek bir film ayrıca Russelcığım pek yaşlanmış Akıl Oyunlarında pek tatlıştın canım benim ayrıca başroldeki kadının iki saat Demi Moore mu yoksa başka bir kadın mı küçük oğlu oynayan çocuğun Daniel O'brien mi yoksa baş biri mi olduğunu tartıştık.Hatta kardeşimle iddaya bile girdik ve ben kazandım bana bi kitap borçlu şimdi zaten onu almak için dışarı çıkacaktık bak ya yine konuyu saptırdım neyse şimdilik bu kaa...


Nuh: Büyük Tufan Resimleri
Nuh: Büyük Tufan Resimleri
Nuh: Büyük Tufan Resimleri
Nuh: Büyük Tufan Resimleri
Nuh: Büyük Tufan Resimleri
Nuh: Büyük Tufan Resimleri
Nuh: Büyük Tufan Resimleri
Nuh: Büyük Tufan Resimleri

11 Ağustos 2014 Pazartesi

Maydanoz Time:Dizi-Iss Pyaar Ko Kya Naam Doon?

Herkese tekrardan merhabalar efenim....Tee ne zaman Hint dizisi furyası sardı beni üst üste hızımı alamayıp 300 bilmem kaç bölümlük 3 Hint dizisi izledim.Ve bir kültüre daha şahitlik ettim.O 3 dizinin içinde benim içinde bu Hint dizisi furyasını takip edenler içinde çok önemli ve özel bir dizi var Türkçe adı ile Bu Aşka Ne Ad Vermeli? Çok gevezelik yapmadan diziyi izlerken aldığım notlara geçiyorum...

Dizinin en komik yönlerinden biri erkek ve kadının yaklaşık 1 dk birbirlerine müzik eşliğinde bakmaları ama bu bütün Hint dizilerinde varmış bunu da sonradan öğrenmiş oldum.Bi erkek benim gözlerimin içine bu kadar uzun baksa ben gülmekten yarılırım herhalde (Evet biraz odunumsuyum.)

Arkadan bilhassada kızın saçlarını uçuş uçuş yapacak bir rüzgar geliyor ama ansızın ve nerden geldiği belli değil.

Romantik anların yegane müziği:Rabbave eee eee ee....

Hint dizilerinde erkek psiko bir karakter olunca neden bu kadar seksi oluyor?Arnav bağırdıkça korkmak yerine hoşuma gitti lan sanırım sorun bende :)

İzleyen bilir Arnav'ın büyük birleşme (!) bölümünde yaptığı tatlılık bütün odunluklarını gözümde sildi bile evet  gelecekte ki kocacığım bu lafım sana bundan istiyorummmm!!!!

Kızın evlendikten sonra ki adı saçları kadar uzun!Ve her defasında Arnav'ın sinirlendiğinde kıza bütün adıyla üşenmeden seslenmesi yuh dedim!

Dizinin 200 bölümü kadarında kıza bildiğin eziyet etti yazık lan kıza!

Her bölümde illa Arnav kızın üzerine yürüyor kız da geri geri yürüyordu her bölümde de bu sahneyi tekrarlamaları biraz sıktı açıkçası evlendikten sonra bile bu sahne devam etti yuh dedim!

File tapıyor lan bunlar :) Dinleri çok garip file benzer bir şeye tapıyorlar tam olarak anlamadım...

Ateist Arnav imana geldi aşk sayesinde huww adam ol Arnav!!

Çok ilginç düğün gelenekler var taş gibi adamları düğün ayağına kırmızı boyalarla garip giysilerle maymuna çeviriyorlar.

Bölüm sayısının 398 olduğuna bakmayın her bölüm 20 dk ...

Burunlar birbirine değene kadar yaklaş yaklaş ama asla öpüşme çünkü Hindistan ayağa kalkar!Evet dizilerde sevişmeyi geç öpüşme sahnesi bile yasak günaydın burası Hindistan!Filmlerde istediğin kadar açabilsin ama diziler cik cik cik ayıpp...Adamlara yazık vallahi :)

Kadınlar giysileri ile uyuyor ya da gecelikleri de normal giysiler gibi bi garip yahu...

Şalları  10 m dizi boyunca oraya buraya takıldı Arnav ne çekti o şaldan be a!

Göbekleri,belleri açık geziyorlar ama o şal uçtumu ya da boyunları omuzları göründü mü çıplak kalmış gibi davranıyorlar bi garip anlamadım ben bu olayı....

Kızlar geleneksel Hint kıyafeti giyerken erkekler süper giyiniyor!!

Arnav'ın sürekli What the demesi aslında What The Fuck? diyecekte günaydın burası Hindistan...

Arnav ne kadar soğuk nevale bir adamsa Barun o kadar çatlak ve zıpır bi adam o tatlılığın kamera arkasını hallerini bulup izlemeniz lazım sonuç olarak bu diziye vakit bulup mutlaka izleyin...

Konusu:Bazen katlanabileceğiniz en son kişi, onsuz yaşayamayacağınız tek kişidir. Birbirleriyle olamayan, ayrı da kalamayan iki kişinin hikayesi… 
Iss Pyaar Ko Kya Naam Doon bize aşk ve nefret arasında gidip gelen bir duygu ile birbirine bağlanmış, zıt kişiliklerin ilginç hikayesini sunuyor. 

Khushi ve Arnav taban tabana zıt ideolojilere sahiptirler. Khushi niyete inanıyorsa, Arnav sadece sonuca inanır. Khushi için duygular çok değerlidir, oysa Arnav için duyguların hiçbir değeri yoktur. Khushi’nin insanlarla ilişkileri hayatta en önem verdiği şeyken, Arnav her insanın bir fiyatı olduğuna ve insanların çıkarları için her şeyi yapabileceğine inanır. 
Khushi kendi halinde, aile değerlerine bağlı, belli manevi ilkelerle hareket eden, Lucknow’lu ve 18 yaşında bir kızdır. İnandığı şeylerin arkasında durur, ona aşılanan değerlerden asla ödün vermez. İnsanların yüzeysel beklentilerine uymak için kendini değiştirmez. Onun tam zıttı olan Arnav, kendi kendine bir yerlere gelmiş, acımasız, “ne pahasına olursa olsun kazan” prensibine sahip, dünyada aşk dahil her şeyin satın alınabileceğine inanan 28 yaşında bir adamdır. İnsan ilişkilerini hiç umursamaz, istediğini elde temek için insanları piyon olarak kullanmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz. 

Hikaye ilerledikçe, aşk ve nefrete dayalı ilişkilerinde bir sürü sürtüşme yaşarlar. Arnav kendisine herkesi kontrol edebileceğini kanıtlamak için, Khushi’nin sarsılmaz ahlaki değerlerini sürekli yıkmaya çalışırken; diğer taraftan Khushi her zaman kendi değerlerini ve ilkelerini takip etmeye çalışır.










Maydanoz Time:Kitap-Kocan Kadar Konuş Şebnem Burcuoğlu

Herkese yepyeni bir haftadan merhabalar efenim...Haftaya ve güne dolu dizgin,arsız kahkahalarımı içimde tutamayıp patlattığım yani beni acayip ve tuhaf tuhaf güldüren bir romanla daha birlikteyiz.Aslında evlilikten ve koca aramaktan çok çok uzak olduğum biri olduğum düşünülürse hiçte bana hitap etmeyen bir kitap gibi duruyor konu itibariyle.Ama yazarın samimi ve komik dili beni kendisine bağladı.Yazar eğer başka kitap yazmışsa onunda takibinde olacağım kesin.Bilinen klasik yazarlar haricinde yeni Türk yazarları okumak (buna Elif Şafak ve Ayşe Kulin de dahil) çok ama çok hoşuma gidiyor.Sonuçta bizden hikayeler oluyor orada.Yer-mekan kişileri daha gerçekçi buluyorum hayal etmesi daha kolay oluyor.Ayrıca her kitapta okurken de hep dikkat ettim Türk yazarların kitabında böyle markaların reklamını falan pek yapmıyorlar.Acaba para falan m söz konusu?Mesela dikkat edin yabancı kitaplarda altında Nike'ları üstünde Polo'su bilmem nesi vardı der ya da markete gider aldığı markada eşyaları söyler ya da İkea'da aldığım koltuk bilmem ne bilmem ne oldu falan der bence bu unsurda onlarda olayı biraz daha gerçekçi kalır biz de neden böyle şeyler yok ben baş roldeki kızın Metro çikolata yediğini ya da İkea.2 daki eşyaları dandik bulduğunu falan duymak istiyorum.Bence bu tip detaylar ya da mekan isimleri romanı kurgu olsa bile daha gerçekçi kılıyor.

Neyse sonuca bağlarsak bu ilkokul kompozisyonumu (!) inşallah 30'uma geldiğimde bekar olup evde kalmam o yaştan sonra koca bulmak zor işmiş bunu anlamış bulundum.Gerçi kariyerim olur,evim arabamda olur (inşalah) yemek yapmayıda en ciksinden biliyorum trip atmayı beceremeyecek kadar salak olduğumu da var sayarsak temizliği çalıştığım için bir kadın tutarım çocuk konusunda problemim yok sadece 1 ya da 2 olsun gerçi annem seni alan 2 güne kalmaz geri getirir diyo  ne diyorum ben ya töbee iyice izdivaca döndürdüm bloğumu daha bi sevgilim bile yok ben nasıl evlencem diye düşünüyorum höst daha ben dünyayı dolaşıcam!

10 Ağustos 2014 Pazar

Maydanoz Time:Dizi-Nice Guy

Herkese tekrardan merhabalar efenim...Şu sıra uzun zamandır Kore dizisi izlemediğimin farkına vardım çingular.Belki de bu bizim son Kore dizisi postumuzdur eğer derin bir araştırmaya içsel Kore dizisi izleme hevesine giremezsem bi süre daha Amerikan ve Türk dizileri ile takılacağa benziyorum.Nice Guy 2012 yapımı çok bahsedilen ve ses getiren bir yapım.Ayrıca tam olarak bilmiyorum sadece sağdan soldan duyduğum bir dedikodu bu dizininde Türk formatını yapacaklarmış diye duydum.Bu dizi hakkında çok diyecek bir şeyim yok aslında sadece diziyi izlerken aldığım bazı notları izninizle yazmak istiyorum.

Şirket kime kaldı?

Son bölümünde kızın taksiye binmesi sahnesinde kız adama ne soracaktı?Sonra yarın sorarım dedi ama o yarını göremedik.

Neden o sahneden sonra birden 7 yıl sonraya geçildi?

Adam yüzleri tanıyamıyorsa o kızı nasıl tanıdı ve birden evlenme teklifi etti o kızı son bölümde ne oldu yahu ben hiç bir halt anlamamışım resmen izleyenler lütfen yardım etsin bana!

Son olarak adam saçları kestirip saçlarını dik dik yapmasaydı baş roldeki adam soğuk nevalelikten ve tipsizlikten ölüyor diyecektim hani yine benim diken dilimden yırttı!

Konusu:Sevdiği kadın tarafından ihanete uğrayan bir adamın, intikam için hafızasını kaybetmiş bir kadını kullanmasını konu alıyor...





Maydanoz Time:Kitap-Aynı Yıldızın Altında John Green

Vermicem vermicem OY benim değil mi vermicem diyerek uyandığım bir günden herkese merhaba...The Turist ünvanını taşıdığımdan dolayı şu sıra oy verebildiğim ilk senemde oy verememenin haklı gururunu yaşıyorum efenim...Zaten bu tipimle dışarı çıkma meraklısı da değilim pek.Yüzümü yıka yıka nemlendiriciyi daya daya anca soyuldu derim ve şu anda ki tek dileğim uçupumun büyüyüp dudaklarımı işgal etmemesi.Gerçi Angelina Joulie'den hallice dudaklarımın olduğunu söyleyebilirim bu sayede ama yinede kendi virüssüz dudaklarımı özledim!

Neyse kendi ızdırabımdan bir kuble verdikten sonra bir türlü filmine gitmeye niyetlenip her defasında gidemediğim ama artık bi zahmet (!) alıp kitabını okuyup bitirdiğim ve açıkçası bende çok çok çok süper bi kitap 2012 Betsellerde 1 numara olmayı hak etmiş ağla ağla mukus salgım durdu diyemeyeceğim bir kitap oldu benim için.Hafif hayal kırıklığı hafifse filmi bence daha iyi olmuştur merakları aklımı istila etmiş durumda.Umarım en yakın zamanda bi zahmet (!) filmini de izler bi postunu yaparım.Bu arada yazarın dili bi harika ayrıca ölümle dalga geçilme düşüncesi aşkla birleşince bilmiyorum ya diğer kanser temalı romanlardan daha farklı olmuş ama yinede adını bu kadar çok duyunca bir beklenti içine giriyor insan...

Kitap - Okçunun Yolu Paulo Coelho

 Herkese merhabalar efenim,  Yağmurlu bir haftasonundan merhabalar.Mayısın ortası geldi neredeyse ama Samsun da hala dolu falan yağıyor ve h...