14 Ağustos 2017 Pazartesi

Kitap - Bir Türk Dünyaya Bedel İki Türk LakLak Eder Erdal Demirkıran

Herkese merhabalar efenim ...

Bugün uzun zamandır okumak istediğim ama bu zamana kısmet olmuş bir yazarla tanıştım.Erdal Demirkıran namı diğer Dünyanın En Akıllı İnsanı !

Normalde gelişimsel kitapları okumam çünkü onları genelde bu işin üniversitesini okumuş adamlar yazmaz genelde kendi hayat felsefesini insanlara dayatmaya dayılı kitaplar olur.Bir Psikolojik Danışman olarak bu durumdan pek memnun değilim elbette.Eğer kişisel gelişim kitabı okuyacaksınız illa ki bu işi bilen adamlardan okuyun bu sizden bir ricamdır.

Dediğim gibi aslında kategorisi kişisel gelişimsel olsa da pek öyle değil.Okuken daha çok Cem Yılmaz izler gibi oldum çünkü Türk insanının bütün açıklarını,eksiklerini mizahi bir dille oldukça güzel bir şekilde anlattı.Açıkçası ben diğer kitaplarını da okumak istiyorum çünkü hem dili hem de verdiği mesajları gerçekten güzel ve dikkate alınması gerekiyor.İnsanı sorgulatıyor aynı zamanda sahi siz bu dünya için ne gibi faydalar sağlıyorsunuz ?


13 Ağustos 2017 Pazar

Gezi - Marmaris Tatili

Herkese merhabalar efenim ...

Aradan neredeyse 1 ay geçti ve ben bu postu yazmaya daha yeni imkan bulabildim bu video hazırlama işleri cidden çok zor bir iş hele de YouTube'a yüklemesi tam bir verem ! Ama insan ucunda çıkarı olmasa bile bir işi seviyorsa herhalükarda yapıyor :) Aman geç olsun güç olmasın demişler :D

Marmaris benim büyüdüğüm yerler aslında ama gitmeyeli neredeyse 5 yıl olmuştur.Marmaris'e gittiğimizde genelde Askeri kampta tatil yaptığımız için dış kısımlara pek çıkmıyoruz.Bu sene değişiklik olunca bir otelde kaldık ve Marmaris'in tee 15 yıl önce gördüğüm kısımlarını görmek nasip oldu ama tabi kim ve ne olduğu gibi duruyor öyle değil mi? Ben büyüdüm bu şehir de değişti elbette ...

                                                                               1.GÜN


Kaldığımız yer PaşaBey Hotel idi.İlk defa burada kaldık. 4 yıldızlı bir oteldi.Özellikle yemeklerinin kalitesini ve otelin temiz olmasını beğendim onun dışında konukları cidden ölü eğlenme namına maalesef hiç bir şey yoktu elbette Antalya - Bodrum buraya beş basar.

Çarşı da bir otel yani deniz kenarında değil.Denize gitmek isteyenler sabah minübüslerle gidip geliyor bence tam bir eziyet olduğu için denize gitmeyi hiç istemedik havuz bizim için yeterliydi zaten İzmir'de yaşayan insanlarız öyle çok büyük bir deniz özlemi yoktu içimizde.






Otelin müşterileri genelde Hollanda-Almanya'dan geliyordu.Ruslara "sığır" muamelesi yaparken Avrupa insanının da çok farklı olmadığını anlamış oldum.En azından erkeklerinin.Cidden Avrupa erkekleri gizli odunlar.Dıştan yakışıklı,kaslı,bakımlı,havalı vb içinde büyük bir öküz yatıyor hepsinin.Kadınları her zaman ki gibi rahat ve güzeller.Hatta bakımdan ve güzellikten ölecekler ...



İlk gün dışarı olarak Kızkumu'na gittik.Benim aklımda canlandırdığım denizin içinde yüksek bir kum birinkitisinin olması ve insanların orada yürüyor olması yönündeydi ama işin aslı öyle değilmiş.Deniz yükseldiği için en fazla 1 km kadar aynı seviye de su ve denizde o şekilde yürüyebiliyorsunuz.Ama o yol deniz ayakkabıları olmadan yürünmez emin olun çünkü dibi taşlıktı.




2.GÜN

Ertesi gün Barkas Tekne Gemisiyle Dalyan turuna çıktık.Sırf bu tur için geldim Marmaris'e diyebilirim açıkçası :D Kişi başı 70 TL.Tur dahilinde Koylarda yüzme,belli plajlarda yüzme,dalyan -sazlık turu ve en sonda çamur banyosu var.Sabah 09.30 'dan akşam 19.00 arası.Biz çok eğlendik ve çok memnun kaldık geziden bizim için unutulmaz bir anı daha oldu.




Öğle yemeği de dahil.



Büyük tur gemisinden küçük teknelere biniyorsunuz sazlık turu için.Orada olan mini kasabaları,sazlıkları ve Kral Kaya Mezarlıklarını geziyorsunuz.





Herkesin aile resmini çekiyorlar.Eğer beğenirseniz anı olarak 15 TL'ye satın alabiliyorsunuz.











Akşamında yemek yedikten sonra otelimiz tam Çarşı'da olduğu için gezmeye çıktık.15 yıl sonra geziyorum bu çarşıyı elbette hiç bir şey olduğu gibi durmuyordu.Meydanda ki kocaman Tansaş'ı yıkmışlar onun yerine 19 Mayıs Meydanını yapmışlardı hatta tam ortasına da süs havuzu koyup akşamları müzik eşliğinde su gösterisi yapılıyordu.Tabi bu hali eskisinden daha iyiolmuş turist çekmek için çok zekice yapılmış bir şey.İnsanın o su gösterisini izlerken bile içi huzur doluyor.Marmaris'te yaşasam kesin her akşam orada yürüyüşe çıkar oturur bir yerde izlerdim o gösteriyi.















3.GÜN






4.GÜN

Artık son gün olduğu için otelden ayrılmak vakti.Son zamanlarımızı da küçüklüğümün geçtiği Aksaz kampında geçirdik.Oranında eski ihtişamı kalmamış elbette resmen denizi dışında hiç bir meziyeti kalmamış.İyi ki bu sene burada kalıp kendimizi buraya esir etmemişiz.Ben küçükken hatırlıyorum da askeri kamplar içinde en güzel kamptı burası.O zaman çok becerikli komutanlar ve askerlerde vardı.Restoranlar sivile verilip pahalı ve kalitesiz de olmamıştı askeriniyenin cidden şaşalı zamanlarıydı.Çok yetenekleri vızır vızır asker abiler olurdu.Akşamları tiyatro yapan mı derseniz,barda şarkı söyleyen mi,diskoda gösteri yapan mı,DJ'lik yapan mı,sahilde ateş etrafında insanları toplayıp gitar çalan mı dersiniz ... Ahhh eski günler ahhh !








Son olarak video ...










11 Ağustos 2017 Cuma

Müzik - Melanie Martinez Dollhouse

Herkese merhabalar efenim ...

Oldukça uzun bir zamandır geleneksel cuma gününde müzik videosu paylaşmıyordum ama artık bu geleneği geri döndürdüm.

Bu geri dönüşü ilk bebek konseptiyle kendinden çok konuşturan ve dikkatleri üzerine çeken sesi de benim çok hoşuma giden Melanie Martinez ile yapmaya karar verdim.Klibide kendisi kadar oldukça ilginç ayrıca şarkının sözleri de.Alkol ve şiddeti,bir ailenin dışarı yansıtmaya çalıştığı sahte duruşun psikolojisini alt metinle vermeye çalışmış.Alt mesaj olduğu için bakan gözler sadece bebek gibi davranan bir kız görebilir ama gören gözler kızın bebek gibi görünse de gözlerinde ki donukluğu ve haraketlerinde ki robotluğu,sahteleştirilmeyi farkedebilir ...


10 Ağustos 2017 Perşembe

Anime - Kimi No Na Wa

Herkese merhabalar efenim ...

Uzun zamandır anime izlemiyordum hele de bu tarz film olanlarını.Japonya'da çok beğenilmiş hatta bu ay bizim ülkemizde de beyaz perdeye girmiş olan bir animeden bahsetmek istiyorum sizlere Türkçe adı : Senin Adın ...

Fantastik-Romantik-Dram kategorileri içinde başta bir Asya klişesi olan ruh değiştirme olayı gibi başlasa da sonraları farkını hissettirmeyi başarmış 2 saatlik bir anime.9.1 puanını tamamen hak etmiş hatta en sonuyla beni ağlatmayı bile başardı anime izlemeyenler için bile bu animeyi izlemeli ilkleri olmalı diye düşünüyorum.

Son olarak çizimleri ve görselleri de oldukça iyiydi.İzleyin,izlettirin !

Şehir çocuğu olan Taki ve kasaba kızı olan Mitsuha, lisede okumaktadırlar ve birbirlerini hiç tanımazlar. Ancak aynı rüyalara ve isteklere sahiptirler. Bu istekleri doğrultusunda hareket etme kararını aldıklarında, yollarının bir gün kesişeceğinden ve birbirlerine bağlanacaklarından haberleri yoktur.


7 Ağustos 2017 Pazartesi

Kore Dizi - Let's Eat Serisi

Herkese merhabalar efenim ...

2017'de 3.sezonu çıkacak olan bir seriden bahsedicem bugün size.Aslında çok izlemek istesemde bayadır erteliyordum çünkü izlemek benim için resmen eziyet ! Çünkü dizinin ana konusu yemek ! Hem de Kore yemekleri ! En büyük hayalim hatta Kore'ye sırf gitmek isteme nedenim bile o yemeklerin tadını merak etmem olabilir.

Kore savaş döneminde çok açlık çektiği için inanılmaz bir yemek kültürleri var.Türk kültürüne ve damak tadına genelde hitap etmiyor ama bana tamamen hitap ediyor :D Bir kere adamların o minicik ağızlarıyla yemek yemeleri çok güzel.Hatta foodporn dedikleri bir olayları dahi var.Canlı yayında 1 saat boyunca hem yemek yiyorlar hem de sohbet ediyorlar ve millette bu olaya bayılıyor ! Evet yemek yiyen birini izlemek için para verenler destekyenler dahi oluyor.Kısaca yemek çok önemli bir şey Kore kültüründe hatta bu zamanla dillerine bile geçmiş bazen Nasılsın demek yerine "Bugün yemek yedin mi?" diye soruyorlarmış.Yemek yedinse iyisindir :D

Bu kültür dizilerini kadar da yansımış haliylen bu dizi de konusu Romantik-Komedi gibi görünse de can çektire çektire yemek yemeleri üzerine kurulmuş ve çokta tutmuş.Türkler genelde bu tarz yemeklerden ve yemek yiyenlerden haz etmiyorlar çünkü genelde yemek yerken ağız şapırdatma hmmm yeahhh gibi garip sesler çıkarma huyları var :D Ama ben seviyorum hatta bayılıyorum :D Benim ruhum kesinlikle Koreli :D

Dizinin ana felsefesi : Yemek buldun ye dayak buldun kaç ! 

Yeyyy ! Benim de hayat felsefem tabi ki :D

1.Sezon:

Let's Eat bekar bir kadının günlük hayatını ve mahallesinde vuku bulan bir cinayet davasını gözler önüne seriyor.
Lee Soo-Kyung (Lee Soo-Kyung) 20'lerindeyken boşanmış ve şuan tek başına yaşayan 33 yaşında bekar bir kadındır. Kendini ağırbaşlılıkla taşımak isteyen ama gurme yemeklerinin civarındayken kontrolünü kaybeden biridir. Koo Dae-Young (Yoon Doo-Joon) ise özellikle yemeklerin lezzetini tarif etmekte yetenekli olan bir gurmedir. Ağzını açtığında sık sık yalan söyler ama genelde başkalarına karşı düşüncelidir. 





2.Sezon : 

Yemek üzerine bir blog sayfasıyla ününe ün katan Goo Dae Young (Yoon Doo Joon)'un yan dairesine rakipleri taşınıyor. Sağ köşede günde sadece bir kez yemek yiyen bağımsız yazar Baek Soo Ji (Seo Hyun Jin), sol köşede ise cazibesiyle kadınları kendine hayran bırakan vejetaryen devlet memuru Lee Sang Woo (Kwon Yool)! 

Bakalım rakipleri karşısında Goo Dae Yeong ne yapacak? 




6 Ağustos 2017 Pazar

Kore Dizi - After School Bokbulbok

Herkese merhabalar efenim ...

Seo Kang‑joon ve  Kim So‑eun gibi oyuncuların açıkçası heba edildiği değişik bir mini dizi.Aslında Kang Joon Oppa'nın liderliğini yaptığı 5urprise grubunun yer aldığı bir tanıtım dizisi bile diyebiliriz.Dizi hem çok saçma hem de çok mantıklı :D O nasıl oluyor demeyin çünkü anlatacak kelime hazinem yok :D Kısaca izlerseniz ne demek istediğimi anlarsanız.Başları aşırı saçma ama sonunda ney niçin yapılıyor anlıyor insan.

Erkeklerin olduğu bir gruba lider olarak bir kız davet edilir ve her hafta bir kutudan görev seçimi yapılır.Bu görevleri neden yapıyorlar bu çocukların dertleri ne diye merak ederken hem eğlenceli görevleri yapmalarını izliyorsunuz hem de sonunda ne olucak ne çıkacak merak ediyorsunuz.


Kitap - Okçunun Yolu Paulo Coelho

 Herkese merhabalar efenim,  Yağmurlu bir haftasonundan merhabalar.Mayısın ortası geldi neredeyse ama Samsun da hala dolu falan yağıyor ve h...