Herkese merhabalar efenim,
Şu sıralar çok yoğun bir dönemden geçtim.Çok bunaldım,çok sıkıldım,mutsuz oldum.Nişan düğün işi bitti.Anlayacağınız bekar hayatıma keskin bir dönüş yaptım.Bu yaz bu işleri ayırmıştım kendimi bu sefer inancım vardı benim de yuva kuracağıma dair ama bu da bitti.Sadece kendim ailem ve tatil var aklımda artık.Çalışmaya da devam edeceğim elbette ama güzel bir tatili hakettim bence.İlk olarak sırada Sude'nın mezuineti için gideceğimiz 21 Haziranda İstanbul gezisi var.Ailecek gidicez kafadan bi 3 gün kalırız gezer tozarız diye düşünüyorum.Ardından kurban bayramı var ayın 28'inde.O zamanda ya Ege turu yaparım ya da o çok istediğim Doğu Karadeniz Ve Batum turuna giderim.Tabi planlar şimdilik kafamda böyle değişti ama hayat bana ne gösterir hiç bilmiyorum.
Serinin 2.kitabını 1 ayda anca bitirebildim yoğunluktan kafamın karmaşılığından kendimi çok fazla veremedim.Ama bence ikinci kitap birinci kitaba göre bir tık daha sıkıcı diye düşünüyorum.Olaylar çok farklı yerlere kaymaya başladı gerçi sanırım kitap zaten fantastik aksiyon üzereneydi daha yeni yeni ikinci kitapta konu oraya bağlanmaya başladı ama ben öyle birinci kitap kadar heyecanlı okuyamadım bu kitabı tabi içinde bulunduğum döneminde etkisi olabilir.Serinin üçüncü kitabı da bende ama bunu bitirip direkt ona geçmicem araya başka bir kitap daha alıp haziran ayında üçüncü kitaba başlarım diye düşünüyorum.
Celaena şeytanın buyruklarını yerine getiren zalim bir suikastçı mı? Gerçek sevgiyi arayan tutkulu bir âşık mı? Kralın bir numaralı suikastçısı olan Celaena, sarayın en korkulan kadını. Ne kadar kan dökerse o kadar özgür olabiliyor. Ama üstlendiği her ölüm, söylediği her yalan, sevdiklerini tehlikeye bir adım daha yaklaştırıyor. Yüzbaşı Westfall ve Prens Dorian onu korumaya devam etseler de, Celaena korkunç bir gecede, büyük bir trajedi yaşayacak. Celaena ne için savaşacak: Özgürlüğü mü, kalbi mi yoksa krallığının geleceği için mi?