Gerilim Filmi : Urban Legend

Herkese merhabalar efenim,
Geçen hafta Slasher filmlere sardığım için hem benim tabirimle "toplanmalı" hem de bir seri katilin olduğu filmlerden ilki olan " Urban Legend" filminden bahsedicem bugün sizlere.Bu tarz filmin en sonuna kadar katilin kim olduğuna kafa yorduğumuz ve herkese çamur attığımız filmleri izlemesi çok zevkli oluyor Allah'tan Hollywood bu tarz filmleri çekmeyi seviyor da bizde bol bol izliyoruz :D

Yönetmen:  Jamie Blanks
Ülke:  ABD, Fransa
IMDB:  5,5
Vizyon Tarihi:  28 Mayıs 1999
Süre:  99 Dakika
Ödüller:  1 adaylık

Köklü geçmişiyle tanınan New England'daki Pendleton Koleji'nde yavaş yavaş işlenmeye başlanan cinayetler tıpkı, "hep şöyle yaparsan başına böyle kötü şeyler gelir" türü hikayelerle bağlantılıdır. Bu cinayetleri işleyen kişi kampüsteki öğrencileri teker teker öldürmekte ve kimse katili yakalayamamaktadır. Her zaman anlatılan korku dolu hikayelerin birer birer gerçeğe dönüştüğü bir gerilim filmi.

Kore Dizisi : WWW

Herkese merhabalar efenim,

Baş rollerinde şu sıra çok beğendiğim Oppalardan biri olan Jang Ki Yong ve  Chicago Typewriter  dizisinden hatırlayacağınız Lim Soo Jung oynuyor.Baş roller arasında çok fazla yaş farkı var evet bu sefer ablamızın yaşı daha büyük ama roller o şekilde zaten aralarında ki yaş farkından kaynaklı sorunları anlatıyor.Dizi genel olarak Romantik / Dram diyebiliriz.Konusu biraz feministik sayılabilir Kore de bu tarz dizileri görmek biraz zor o yüzden aslında kıymetinin bilinmesi gereken bir dizi ama öyle çok fazla tutmadı zannımca.Dizinin işlenişi çok ağır olduğu için bence bende öyle aşırı sevemedim ayrıca Jang Ki Yong Oppa ya hep dramlarda ya da hep aksiyonlu dizilerde aldı ve kendisine yakışan bir partnerle birlikte rol almadığı için bir türlü istediği noktaya gelemedi kendisinin tipi ne kadar soğuk olsa da kendisinin bi Romantik Komedi de izlemeyi çok istiyorum.

Son olarak dizinin Ost'unu çok beğendiğim o yüzden Türkçe çevirisiyle birlikte aşağıya bırakıyorum.

Dizi, cinsiyet ayrımcılığı ile mücadele ederek başarılı bir iş hayatına sahip olmaya çalışan ve bu yüzden bir eş veya bir anne olmaktan vazgeçen kadınlara odaklanmaktadır.

Komedi Filmi : Borç Harç

Herkese merhabalar efenim,
Oğuzhan Uğur'u tanımayan kalmadı herhalde.Kendisini bir ara çok takip ediyor hem Babala Tv'yi hem de Onedio'da ki P!NÇ programını kaçırmadan izliyordum ama sonradan beni çok sıkmaya başladı o yüzden uzun süredir izlemiyorum kendisini ama takip ettiğim sıralarda Beyaz'ın eksikliğini hem komedyenlik olarak hem program yapma açısından bence YouTube mecrasında da olsa iyi bir şekilde kapatıyordu.Zaten TV de izlenecek hiç bir şey bırakmadılar her şeyi rezil rüsva ettikleri için ya Netflix ya da YouTube odaklı oldu bence Türkiye seyircisi geri kalan izleyici kitlesi de sanırım ya yaşlı kişiler ya da çocuklar.Onlarda ya benim 500 yıl önce izlediğim Hint ve Kore dizilerini Türkçe dublaj olarak izliyorlar ya da bir iki senaryosu ordan burdan alınmış dizileri izliyorlar.

Neyse biz gelelim Oğuzhan Uğur'un filmine.Bence filmin en son sahnesinde Onedio programında ki gibi doğaçlama olarak konuşmasından başka hiç bir komik ve eğlenceli hatta izlenebilir bir tarafı yoktu.Oğuzhan bence senaryo yazma da değilde doğaçlama takılma konusunda daha başarılı ve bence bu şekilde devam etmeli diye düşünüyorum.Oyunculuklar ve ekip,çekimler hakkında diyecek bir şeyim yok maalesef :/

Borçlarından kurtulmaya çalışan bir adamın hikayesini konu ediyor. Genç bir adam olan Murat, bir televizyon kanalında çalışmaktadır.Troll haberler yaparak geçimini sağlayan Murat sevgilisi ile evlilik hazırlığındadır. Ancak evlilik için yapılan hazırlık onun pek de düşlediği gibi değildir. Kız arkadaşının hayatında bir kere gerçekleşeceğini düşlediği bu büyük gün için onlarca isteği vardır. Murat pek de gönlü razı gelmese de istekleri yerine getirmeye çalışır. Ancak evlenmelerine az bir zaman kala çiftin yolları ayrılır. İlişkiden geri Murat için sadece yüklü bir borç kalır. Kendisini borç batağının içerisinde bulan Murat bundan kurtulmanın yolunu arar. Tam da bu sırada patronundan beklenmedik bir teklif gelir. Murat, bir anda kendisini TV kanalının başında bulur. Borçlarından kurtulup yeni bir hayata başladığını düşünen Murat, kısa süre sonra gerçeklerin pek de göründüğü gibi olmadığını anlar.

Kitap - Veronika Ölmek İstiyor Paulo Coelho

Herkese merhabalar efenim,
Simyacı kitabından sonra Coelho'dan okuduğum 2.kitap olan "Veronika Ölmek İstiyor" kitabından bahsedicem size bugün.Ben Coelho'nun kalemini oldukça seviyorum açıkçası.Hem olaylar hem olayları anlatış biçimi tam benlik kitap su gibi akıp gidiyor. Coelho bence genelde gerçek hayatında bir sohbet esnasından duyduğu ya da gerçekten o insanlarla tanıştığı ve bizzat ağızlarından hikayelerini dinlediği insanları kaleme alıyor gibime geliyor.Olaylar hiçte öyle imkansız olaylar olmadığı için beni okumaya daha da heveslendiriyor."Dünya da ne insanlar var ve neler neler yaşıyorlar " diye düşündürüyor bana.

Kısaca konusundan bahsedicek olursak :
Veronika, her istediğine sahip görünen, renkli bir yaşam süren, yakışıklı erkeklerle gezip tozan genç bir kadın olmasına karşın, mutlu değildir. Yaşamında bir şeylerin eksikliğini hissetmektedir. Başarısız bir intihar girişiminin ardından, kendine geldiği zaman bir akıl hastanesindedir. Üstelik çok kısa bir ömrü kaldığını öğrenir. Zaten ölmek isteyen Veronika bu süreçte, başka dünyaların insanlarını tanırken kendisini de keşfetmeye başlar…

Romantik Film : Yanımda Kal

Herkese merhabalar efenim,
İyi bayramlar ! Bugün bayramın ilk günü olduğu için biz de ailecek bir yerlere gittiğimiz için bu saate kaldı günün postu.Türk sinemasından izlemediğimiz güncel filmlerden bir kaçını izledim.Bunlardan ilki şimdi o kadar fanı olmasam da bir zamanlar aşırı fanı olduğum Çağlar Ertuğrul'un "Yanımda Kal" filmi oldu.Film o dönem dağıtımcıların azizliğine uğradı ve bir çok sinema da ya gösterimden hemen kaldırıldı ya da gösterime girmedi hatta İzmir de bir hayran buluşma düzenleyeceklerdi ama o da iptal oldu onu görmeye gidicem diye iş yerinden izin bile almıştım o gün iptal olunca aşırı üzülmüştüm ama eminim filmde emeği geçen herkes daha çok üzülmüştür resmen herkesin emeği çöpe gitti.

Filme gelicek olursak aslında benim daha önce izlediğim bir Kore dizisine tıpatıp benziyor hatta baş rolünde yine benim çok sevdiğim Oppa olan Lee Dong Wook oynuyordu.O yüzden filmi öyle aşırı başarılı bulamadım ayrıca Çağlar'ın yanına açıkçası Meriç Aral'ı pek yakıştıramadım filmde kimyalarının tuttuğunu da pek hissedemedim açıkçası.

Tam bir iş kolik olan adamın ve sokak şarkıcılığı yaparak geçimini devam ettiren bir kızın hayat hikayesini anlatıyor. Emir Kurt, genç yaşta başarılı bir iş adamıdır. İşçi sınıfında normal bir aileden gelen Emir’in çok çalışarak edindiği bir başarı vardır ve neredeyse tüm hayatı çalışmakla geçmiştir. Hayatındaki tüm zamanları çalışarak geçiren emir nihayet istediği bir konuma gelmiştir. Sadece işine odaklanması ve başarı için diğer insanlardan uzak kalmasından dolayı hayat onu insanlarla ilişkileri konusunda oldukça yabani ve zor anlaşılan biri olmaya sürüklemiştir. Hayatı sadece işten ibaret olan Emir’in yaşamı birden değişecektir. Zeynep’le karşılaştıktan sonra olaylar bambaşka bir boyuta girer. Sokak şarkıcısı olan Zeynep, neşeli ve coşkulu bir kızdır. Birbirlerine tamamen zıt olan bu iki karakterin yolları kesişir ve Emir için sanki yeni bir hayat döngüsü başlamış olur. İkisi de hayatlarında birbirlerinin vazgeçilmesi haline gelir ve birbirlerinin vazgeçilmesi olurlar fakat bir gün Zeynep’in kötü bir hastalığa yakalanmasını öğrenen çiftin bir anda mutlulukları yarım kalacaktır.

Animasyon : Ratatouille

Herkese merhabalar efenim,
Disney'in efsane animasyonlarından devam ediyoruz.Madem yarın bayram eğer çocuklarla evde olmak gibi bir planınız varsa bu tavsiye ettiğim animasyonları ailecek izleyebilir ve güzel zaman geçirebilirsiniz ayrıca bu önerdiğim tüm animasyonlar Netflix'de de var !

Yönetmen:  Brad Bird
Ülke:  ABD
IMDB:  8,0
Vizyon Tarihi:  24 Ağustos 2007
Süre:  111 Dakika
Ödüller:  Oscar, 45 ödül ve 21 adaylık
Bütçe:  $150,000,000
Hasılat:  $615,945,654

Ramy adındaki bir fare, ailesinin bütün istemeyişi ve bir fare olarak yapılması imkansız olmasına karşın, büyük bir Fransız aşçı olma hayalleri kuruyor. Kader Remy'yi Paris'in kanalizasyonlarına attığında, Remy kendini, yemek pişirme üstadı Auguste Gusteau yardımıyla ünlenmiş bir restoranın altında buluyor. Eşsiz bir Fransız restoranının mutfağındaki hoşlanılmayan ve hatta kesinlikle istenmeyen bir konuk olmanın getirdiği tehlikelere karşın, Remy'nin aşçı olma arzusu; bütün olayları alevlendirerek Paris'in yemek dünyasını tepe taklak eden müthiş bir üstünlük mücadelesi başlatır.

Kitap - Savaş Sanatı Sun Tzu

Herkese merhabalar efenim,
Bugün bir klasik ile devam edeceğiz.Bana kalsa pek okumayacağım tarz da bir kitap ama kardeşim alınca hatta Çok Satanlar arasında da görünce merak ettim.Bence sürü psikolojisiyle alınmış bir kitap olduğunu düşünüyorum onun dışında bana hiç bir şey katmayan ilk klasik oldu diyebilirim. Bence bu kitabı yine askerle ilişiği olan insanlar okumalı çünkü tam bir askeri ve savaş taktik kitabıydı zaten çok kolay bir şekilde okunuyor benim ilgi alanıma girmediği için ben hızlıca okuyup rafa kaldırdım.