31 Ekim 2020 Cumartesi

Romantik Komedi Film : Holidate

 Herkese merhabalar efenim,

Bu filmi bir gün öncesinde yatağımda uzanırken mutlu mesut 29 Ekim tatilimde izlemiştim.Uzun zaman sonra ilk defa evimde huzurlu bir şekilde hissetmiştim ki dün ki depreme kadar.Deprem korkusu yaşamayalı uzun zaman olmuştu zaten Gölcük depremi başta olmak üzere bir çok depremi yaşadığı  için İzmir de ki depremlere bünyem alışmıştı ama bu kadar şiddetli bir deprem burada yaşadığım 8 yılda ilk defa gördüm açıkçası.Deprem olurken iş yerindeydim masam da o gün ki işlerimi hallediyordum öncesinde çok çocukla görüştüğüm için herhalde başım dönüyor dedim yani depremi algılamam bi kaç saniyemi aldı sonra anladım deprem olduğunu odamdan dışarı çıktım baktım deprem şiddetini arttırmaya başlıyor çocukları tahliye etmeye başladım.100 çocuk,öğretmenler nasıl aşşağı indiler velileri nasıl geldi o trafik o kaos şimdi anlatırken o yaşadığım iç sıkıntısını tekrardan hisseder oldum o anda başkalarını düşünmekten kendimi düşünemediğim için depremden korkmaya da zamanım kalmadı eve nasıl vardım annemleri gördüm onlara sarıldım falan şimdi çok fazla hatırlamıyorum bile ama hayatımda yaşadığım en kötü akşamlardan birini yaşadım önce annemler çok korktuğu için arabada kalalım dedik ama arabada kalmakta öyle kolay bir şey değil bir de yağmur yağmaya falanda başladı.Biz Gaziemir de oturduğumuz için yeni yerleşmeler olduğundan binalarımız da bi hasar bile oluşmadı.O yüzden en nihayetinde evde kalmaya karar verdik ama sabaha kadar o stresi atamadığım için kusup durdum sabah 3.kere kusmamdan sonra anca kendime gelebildim.Hem de artçı depremler de devam ettiği için ne zaman birazcık böyle uykuya dalacak olsam depremle uyandım.Sabahı nasıl ettik hiç bilemiyorum vallahi sabah babam mide bulantısı ilacı aldı güzel bi kahvaltı ettim duş aldım biraz da uyudum şimdi anca anca kendime geliyorum.Kurum 2 gün tatil oldu pazartesi benim kendi iznim de olduğu için o günde işe gitmicem evde kalıcam.Dışarı çıksan korona tehlikesi evde kalsan deprem tehlikesi ne yapacağımızı şaşırdık vallahi Allah'ım sen aklımıza mukayet ol demekten başka bir şey diyemiyorum artık.

Neyse efenim dünü geçip bu filme gelicek olursak genel olarak Emma Roberts'i ve filmlerini severim bilirsiniz o yüzden bu filmi Netflix de görünce hemen izlemek istedim.Kafa dağıtmalık bi Romantik Komedi arıyorsanız bence oldukça uygun bi film :)

30 Ekim 2020 Cuma

Kore Dizisi : Record of Youth

 Herkese merhabalar efenim,

Yavaş yavaş kış mevsimi gelirken Kore dizileri de canlanmaya başladı ve oldukça güzel diziler yapılmaya başlayınca ben de güncel dizilerden bir çoğunu takip ediyorum elbette bunlardan biri de bu dizi oldu.Başlarda oyuncu kadrosu beni heyecanlandırmış olsa da ikilinin kimyasının uyuşmamasından mı yoksa dizinin konusunun ekibe göre fazla hafif kalmasından mıdır nedir bilemiyorum ama bu dizi beni hayal kırıklığına uğrattı açıkçası. Dizi de geçekten  görmeyi özlediğim tutku hiç yoktu iki karakter de o kadar mıymıntıydı ki artık diziyi izlerken sonlara doğru bana fenalık gelmeye başladı. Park Bo Gum askerden geldikten sonra adam gibi bir dizi de oynayamadı da ona yanıyorum resmen gül gibi çocuğu harcıyorlar saçma sapan dizilerde :/

Dizi, modellik sektörünün içinde olan bir grup gencin etrafında dönmektedir.

Park Bo-Gum dizide bir model olan Sa Hye-Joon karakterini canlandırmaktadır. Gerçekçi bir kişiliğe sahiptir. Zeki ve yakışıklı olduğu kadar da iyi bir insandır. Bir model olarak başarılı olsa da onun asıl hayali bir oyuncu olmaktır. Bu yüzden çeşitli oyuncu seçmelerine katılmış ancak başarılı olamamıştır.

Park So-Dam dizide bir makyaj sanatçısı olan An Jung-Ha karakterini canlandırmaktadır. Mantıklı ve çalışkan bir genç kızdır. Kendi yeteneklerini değerlendirmede oldukça iyidir. Etrafında yaşanan olaylardan kolayca sarsılmaz ve kendi yolunda yürümeye devam eder. En büyük hayali, başarılı bir makyaj sanatçısı olmaktadır. Bu yüzden, kendine olan güvensizliğini yenerek, kendi ayaklarının üzerinde durabilmeyi amaçlamaktadır. İyi bir üniversiteden mezun olduktan sonra büyük bir şirkete işe girer. Ancak üç yıl sonra bir makyaj sanatçısı olma hayalinin peşinden gidebilmek için işinden ayrılmıştır.

Byeon Woo-Seok dizide bir model ve bir oyuncu olan Won Hae-Hyo karakterini canlandırmaktadır. Ayrıca Sa Hye-Joon’un (Park Bo-Gum) en yakın arkadaşıdır. Oldukça sıkı çalışan nazik birisidir. Aynı zamanda son derece rekabetçi bir kişiliğe sahiptir.

27 Ekim 2020 Salı

Kitap - Go Kazuki Kaneshiro

 Herkese merhabalar efenim,

Gerçek Japon edebiyatından okumalarım elbette devam ediyor (!) :)

 Japon edebiyatı genelde karanlık olmasına rağmen her zaman yazımı daha naiftir.Bu kitap oldukça farklıydı o türlerden.Yazımı oldukça haşindi çünkü ana teması aslında ırkçılık ve ayrımcılık üzerine ve tabi bolda şiddet var.Kuzey Kore vatandaşı olan ama Japonya da doğup büyüyen ergn bir gencimizin okulda zorbalıkla ve ayrımcılıkla mücadelesini kendi ağzından okuyoruz.Eski boksör agresif bir babaya da sahip olunca şiddet eksik olmuyor elbette.

Aşk, kayıp ve ırk ayrımcılığı hakkındaki yazılmış bu cüretkar ve sevecen romanda, iki genç için aşık olmak bir değişim dünyası yaratacak.

Japon lisesinde bir Koreli öğrenci olan Sugihara, kendini her türden zorbaya karşı korumak zorunda kalmıştı. Ama hiçbir şey, onu Sakurai adındaki Japon bir kıza umutsuzca aşık olduğunda hissettiği kalp sancısına hazırlayamazdı. Klasik müzik ve yabancı sinemaya karşı duydukları ortak sevgiye kapılarak, ikisi gittikçe daha da yakınlaşır.

Bir gece, kişisel trajedinin darbesini yemesinin ardından, Sugihara -adının da belli ettiği- Japon olmadığı gerçeğini Sakurai’ye açıklar.

Yakalamaya hazır olduğu kendini keşfetme şansı ile diğerlerinin kontrol edemediği ön yargıları arasında kalan Sugihara, kim olmak ve bundan sonra nereye gitmek istediğine karar vermeli. Sakurai kendi ön yargısı ile yüzleşebilecek ve ona yolculuğunda eşlik edebilecek mi?

Kitap - İzmir Kitap Kulübü İle Ekim Ayı Kitabı Beni Asla Bırakma Kazuo Ishiguro

 Herkese merhabalar efenim,

Kitap Kulübü ile Ekim ayı temamız Japon Edebiyatıydı.

En sevdiğim edebiyat türü olsa da bu temada seçilebilecek bence en kötü yazar ve kitaplardan birini seçtiğimizi düşünüyorum çünkü yazar daha önce de bahsettiği gibi Japon bi yazar olsa da İngiltere de okuyup büyüdüğü için Japon aslında tamamen uzaklaşarak tam bi İngiliz edebiyatı havasında yazıyor romanlarını zaten kişilerde İngiliz olunca ben hiç Japon edebiyatı tadı alamıyorum.Bu kitap seçilmeden önce tesadüfen yazarın Günden Kalanlar romanını okumuş ve sizlerle yorumumu paylaşmıştım.Yazar yine aynı ağır üslupla yazmış bu kitabı ve okuması yine bana biraz ağır geldi.Tam bi distopya gibi olmasa da distopya tadında bir bilim kurgu - dram romanı aslında.

Yatılı okul Hailsham'ın öğrencileri, bahçe duvarının arkasındaki karanlık ormandan çok korkarlar. Hafta sonları veya tatillerde evlerine gitmez., Hailsham'dan önceki yaşamlarını hatırlamazlar. Dış dünyayla bağlantıları yoktur. Öğretmenler değil, gözetmenler tarafından eğitilirler. Spor ve sanata büyük önem veren gözetmenler, Hailsham öğrencilerine sürekli özel olduklarını hatırlatır ve bedenlerine çok iyi bakmaları gerektiğini tekrarlar.

Kazuo Ishiguro, yayımlandığı yıl Time tarafından İngilizce yazılmış en iyi 100 roman listesine alınan Beni Asla Bırakma'da, yıkıma götüreceğini bile bile kendi kaderini kabullenenlere odaklanmış görünüyor.

25 Ekim 2020 Pazar

Anime : Over The Moon

 Herkese merhabalar efenim,

Dün akşam kardeşimle birlikte huzurlu zamanlar geçirmek istedik ve Netflix'e bu yeni gelen animasyonu yorganımızın altında çaylarımız eşliğinde izledik.Hatta ben sonunda ağladım :D Böyle animasyonlar izleyince 3 yaşında gibi davranıyorum resmen beni çocukluğuma döndürüyor :D Kafa dağıtmalık chill bir şey arıyorsanız tam size göre bir animasyon ben çok sevdim :) 

Bir kız, efsanevi Ay Tanrıçası ile tanışmak umuduyla aya seyahat etmek için bir roket yapar.

24 Ekim 2020 Cumartesi

Kitap - The Book Of M Peng Shepherd

 Herkese merhabalar efenim,

Şu kitabın nihayet sonuna gelebildim.Bi hevesle yaklaşık 2 ay önce indirimden almıştım ama acayip bi hayal kırıklığına uğradım çünkü hiç hayal ettiğim gibi bir kitap değilmiş.Ephesus yayınları yine her zaman olduğu gibi müthiş bir kapak ve piar çalışması yapmış ama kitabı okumak bence çok zor.İş yerinde vaktim oldukça okuduğum çok ağır ilerleyen kitaplar arasındaydı o yüzden yaklaşık 2 aydır elimde sürünüyor bu kitap ama nihayet bitirdim kitabı.Kitabın fikri aslında oldukça güzel ama işlenişi beni hiç tatmin etmedi.Distopya aşığı olarak hayal kırıklığına uğradım şahsen.Bir kere olayları çok fazla kişinin gözünden anlatmak çok fazla karışıklığa neden oluyor bu yüzden hikayenin içine girmekte olayları birleştirmekte çok zorlandım.Anlayacağınız kitap hakkında sevdiğim tek şey kitabın tasarımı ve bir de kitabın orijinal diliyle ismini almış olması oldu.

Doğaüstü bir felaketin hüküm sürdüğü bir dünyada geçen The Book of M, sevdiklerini kurtarabilmek için her şeyini feda etmek zorunda kalan bir grup insanın etkileyici hikâyesini konu ediniyor.

Bir akşamüstü, Hindistan’da akıllara durgunluk veren bir olay yaşanır. Sıradan bir adam gölgesini kaybeder ve bu olay tüm dünyaya yayılmaya başlar. Gölgelerini kaybedenler yepyeni güçlere kavuşsalar da bunun karşılığında ciddi bir bedel ödemek zorundadırlar: Bütün hatıralarını kaybetmek.

Ory ve karısı Max, ormanın derinliklerinde terk edilmiş bir otele sığınarak şimdiye kadar Unutuş’tan kaçmayı başarmışlardır. Ama bir gün yaşadıkları beklenmedik bir olay, tüm planlarını altüst eder. Ory ve Max’i oldukça tehlikeli bir yolculuk beklemektedir.

“Bu kitap büyük bir özenle hazırlanmış, dünyanın sonunu anlatan bir gerilim romanı… Shepherd’ın beklenmedik gelişmelerle okuru şaşırttığı ve anılarımızın ne kadar değerli olduğunu bize ustalıkla anlattığı The Book of M, oldukça çarpıcı ve yaratıcı bir dille yazılmış.”

-USA Today

(Tanıtım Bülteninden)


20 Ekim 2020 Salı

Amerika Dizisi : Lucifer

 Herkese merhabalar efenim,

Dün ki vaziyet ben de yine devam ediyor.Bi hevesle uzun soluklu bi Amerikan dizisine başlamışım ama ancak 2.sezon 6.bölüm gelebilmişim daha sonra araya zaman girince izleme hevesim kaçmış ve artık izleyemeyeceğime karar verip yazısını yazıp arşive kaldırmaya karar vermişim.

Bu dizilerden biri de Lucifer oldu maalesef.Aslında seksi şeytan fikri hiçte fena bir fikir değil ama içinde çok fazla polisiye var ve artık beni çok sıkmaya başladı bir yerden sonra sürekli aynı şeylerin etrafında dönüyormuş gibi hissetmeye başladım :/

Cehennemin Efendisi olmaktan sıkılan Lucifer (şeytan), Los Angeles'ın ihtişamlı ve ışıltılı deliliği uğruna hâkimiyetini sürdüğü cehennemi terk edip, bu şehirde Lux adında bir mekân açıp fani bir yaşam sürmek ister. Fakat kardeşi (melek) ve babası (tanrı) onu rahat bırakmaz.

Lucifer - Season 1 [DVD] [2016]: Amazon.co.uk: Tom Ellis, Lauren German,  D.B. Woodside, Tom Ellis, Lauren German: DVD & Blu-ray

Lucifer Season 2 - watch full episodes streaming online

19 Ekim 2020 Pazartesi

Amerika Dizisi - Brooklyn Nine-Nine

Herkese merhabalar efenim,

Uzun soluklu Amerikan dizileri çok seviyor olsam da maalesef bana göre olmadıklarını bir kez daha anlamış bulunuyorum.Yeni başlayan Netflix dizilerinde bile ilk sezonu izleyip daha sonra yeni gelen sezonlarını hiç takip edemiyorum.Bana göre en uygunu yine 16 bölümde biten Kore dizileri onların tarzına alışınca bu tarz dizileri başlamak ve bitirmek pek kolay olmuyor maalesef.Kardeşimin ısrarıyla başlamıştım bu diziye ben başlayalı yaklaşık 3 ay falan oldu 3 ayda 3.sezona anca gelebildim o da artık diziyi yoğunluğumdan dolayı izleyemeyeceğime karar verim ve 3.sezon 17.bölüm bölümde bırakıyorum.Özellikle koyu renkle yazdım o kısmı ki eğer tekrardan izlemeye başlarsam kaldığım yerden devam ederim :)

Dizi, Brooklyn'in 99 numaralı polis bölgesinde yer alan bir karakolda görev alan bir grup dedektifin ve karakol çalışanlarının yaşadığı komik ve eğlenceli olayları, bölümlük konular eşliğinde anlatıyor.

Brooklyn Nine-Nine (season 1) - Wikipedia

Brooklyn Nine-Nine: Season Two (DVD, 2015, 3-Disc Set) for sale online |  eBay

Brooklyn Nine-Nine (season 3) - Wikipedia

17 Ekim 2020 Cumartesi

Müzik : Angèle Balance Ton Quoi

Herkese merhabalar efenim,

Uzun zamandır buralarda yoktum.İş yerinde oldukça yoğun olduğumdan dolayı birazcık boşlamış olabilirim buraları.Emily In Paris dizisini izlediğimden beri Fransızca şarkılara takmış durumdayım şu sıra onlardan biri de bu hem klibini hem de şarkıyı beğendiğim Angele oldu.Klip oldukça feminist bir klip olduğu içinde sanırım bu kadar beğenmiş olabilirim :D

10 Ekim 2020 Cumartesi

Kitap - Çöküş ve Yükseliş Leigh Bardugo

 Herkese merhabalar efenim,

Şu aralar hayatım cidden yokuş aşağı gidiyor tüm hızıyla artık astrolojiden midir nedir bilemiyorum hem aşırı gerginim hem insanlarla aram aşırı gergin bir türlü kendimi ve bedenimi rahatlatamıyorum.Kafamı dağıtmanın en güzel yolu benim için kitap okumak elbette ama şu sıra okuduğum kitaplardan da zevk alamaz hale geldim resmen.Kafam gün içinde o kadar yoğun ve yorgun oluyor ki gün sonunda uyumaktan başka aktivite yapasım gelmiyor.

Bu kitapta elimde çok fazla durdu neredeyse 1 aydır elimde sürünüyor dün artık sonlarına doğru sonunu okuyup bi 50 sayfa kala bıraktım kitabı çünkü artık ilerlemeyen ve hep aynı şeylerin içinde dönüp duran hikayesi beni çok sıkmaya başladı zaten canım çok sıkkın şu sıra bir de bu kitabı okumaya devam ederek daha fazla kendime işkence etmek istemedim artık bu kitaba da verdiğim fazla fazla süre dolmuş oldu.

Hepimiz ölürüz ama herkes bir amaç uğruna ölmez Güneşin Elçisi Alina, Karanlıklar Efendisi'yle yaptığı son savaştan mağlubiyetle ayrıldıktan sonra yeraltındaki tünellere, Beyaz Katedral'e sığınır. Oldukça zayıf düşmüştür ve güneş ışığı olmadığı için gücünü de çağıramamaktadır.Tek çare, eski haline kavuşana kadar Apparat'ın dediklerini yapmaktır. Malyen ve Grishaların gizli bir planla Apparat'ı kontrol altına alması,Güneşin Elçisi adına mücadeleyi daha da zora sokar. Alina'nın şimdi, Karanlıklar Efendisi'ni alt etmesi için gereken tek gücün anahtarı olan ateşkuşunu bulması gerekmektedir. Peki onu bulup üç büyüteci bir araya getirdiğinde, Karanlıklar Efendisi'yle yüzleşerek Karanlıklar Diyarı'nı yok edecek kadar kuvvetli olabilecek midir?





6 Ekim 2020 Salı

Amerika Dizisi : Emily In Paris

 Merhabalar efenim,

Benim için kötü geçen bir haftanın sonunda dün nihayet iznimi yaptım ve kendime gelip yeni bir haftaya daha başladım.Dün izin günüm olduğu için Netflix e girip bir şeyler izlemek istedi canım ve toplamda 10 bölümden oluşan Sex and The city'nin yapımcısı olan baş rolünde Lily Collins'in olduğu "Emily In Paris" i izleyip bitirdim.

Emily hiç dil bilmeden Chicako'dan kalkıp iş için Paris'e gelen bir sosyal medya uzmanı.Bir reklam şirketinde Fransız ürünlerinde ve pazarlamasında Amerikan bakış açısını kazandırmak için gelmiş.Aşk hayatını,iş hayatını ve hiç dil bilmeden bir ülkede neler yapılır onları anlatan romantik komedi tadında çok tatlı bir dizi tamda kafamı dağıtmam gereken zamanda karşıma çıktığı için çok mutlu etti beni.

Gerilim Filmi : The Substance

 Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...