10 Aralık 2020 Perşembe

Kore Dizisi : Tale of the Nine Tailed

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün izin günüm olduğu için evdeydim ve dün de dediğim gibi bütün gün kitap okudum biraz da Youtube dan yeni gelen bir oyun olan Cyberpunk 2077 nin oynanış videolarına göz attım onun dışında yatağımda tembel tembel yattığım gayet dinlenmeli bir gün oldu memnunum bugünü de iyi değerlendirdim bence :)

Bugün size yine başlarında beni çok heyecanlandırsa da yaklaşık 5. bölümden falan sonra saçmalamaya başlayan ve beni hayal kırıklığına uğratan bir Kore dizisi olan "Tale of the Nine Tailed " bahsetmek istiyorum.Wook Oppamı cidden çok özlemişim heykel gibi herif ya yaşlandıkça daha seksi olmaya başladı :D ama dizi seçimlerinde şu sıralar bence oldukça kötü rollerinde sürekli kendini tekrar ediyormuş hissi vermeye başladı bana ayrıca kızılımsı saçla da bu dizi sayesinde ne kadar tatlış olabileceğini görmüş olduk :) Bu arada partneri olan kızı da oldukça severim uzun zamandan sonra ona yakıştırdığım bir kızla partner oldular ama bu seferde bence senaryo berbattı :/ Bakalım seni ne zaman gerçekten içime sinen bir işte göreceğiz ?

Dizi, dokuz kuyruklu bir tilki (kore mitolojisinde geçen efsanevi bir yaratık) ile bir insanın etrafında dönmektedir. Bir programın yapım yönetmeni olan Nam Ji-A (Jo Bo-Ah), şehirlerinde yaşayan dokuz kuyruklu bir tilkinin (Lee Dong-Wook) varlığını öğrenir ve programına çıkartmak için onun peşine düşer.

9 Aralık 2020 Çarşamba

Türk Dizisi : Yarım Kalan Aşklar

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün yine yoğun bir iş günü ama yarın yine izin günüm.Yarın daha çok kitap okumaya ağırlık vermek istiyorum elimdeki Murakami kitabını bitirip kitap kulübünün Aralık ayı kitabına başlamayı düşünüyorum.

Geçtiğimiz hafta sonu Blu Tv sokağa çıkma yasağı var diye ücretsiz yapmıştı her şeyi ama site çökünce bir anda yeniden ücretliye döndü bende bu dizinin ilk bölümünü izledim ve bayıldım resmen tam bir Kore dizisi havasındaydı o yüzden ilk deneme ayını satın aldım ve bu diziyi bi solukta bitirip diğer dizilere musallat oldum.Burak Deniz in bu kadar iyi oyuncu olduğunu bilmiyordum tamam ilk piyasaya çıktığından beri çok beğendiğim ve sevdiğim bir adam yüzü falan da pek hoş hele o kirpikleri falan ... ama bu dizi de oyunculuk anlamında döktürmüş resmen dizi cidden çok eğlenceli bir diziydi ve fantastik olması da ayrı bir güzeldi bence bu türün üstesinden çok güzel gelmişler :)

Bir kaza sonucu hayatını kaybedip, farklı bir bedende dünyaya geri dönen bir adamın hikayesini konu ediyor. 

7 Aralık 2020 Pazartesi

Komedi Filmi : 9 Kere Leyla

 Herkese merhabalar efenim,

İzin günlerimi mükemmel değerlendirdiğimi söylemiştim sizlere.Bol bol film izledim şu sıra o filmlerden biri de şu sıra çok fazla duyacağınız ve bir çok kişinin yerden yere vurduğu bir yapım olan 9 Kere Leyla filmi.Aslında Netflix in orijinal filmi değil Mart ayında sinemaya görücüye çıkacakken pandemi dolasıyla Netflix e verilmiş bir film.Bence iyi ki sinamaya falan çıkmamış insanlar oyuncu kadrosunu görünce bi heveslenirlerdi sonra sinemadan paralarını geri almaya çalışırlardı bence bu şekilde daha hayırlı olmuş bu film için.Tamam bence insanların dediği kadar öyle aman aman kötü bir film değil bence daha çok müzikal havası var ve bence yerli sinemanın böyle değişik tatlara da ihtiyacı olduğunu düşünüyorum ben bazı yerleri fazlasıyla sıkıcıydı bunu da kabul ediyorum ayrıca kategorisinin komedi olması da biraz tuhaftı çünkü neredeyse hiç gülmedim daha çok absürd komedi gibi geldi bana bilemiyorum.

Bir ev hanımı, kocası ve evlilik terapistleri bir aşk üçgenine saplanır. Yetmezmiş gibi kendilerini antik bir el yazmasını ele geçirme planının tam ortasında bulurlar.

Kitap - İzmir Kitap Kulübü İle Kasım Ayı Kitabı Usta ile Margarita Bulgakov

 Herkese merhabalar efenim,

Kasım ayında kitap kulübü ile birlikte yine bir Rus edebiyatı okuduk.Sanırım bu kulüp olmasa hayatta Rus edebiyatından bu kitapları okumazdım.Malum korona olduğu için online şekilde yapılıyor toplantılar ama ben bu ayın ki toplantılara da katılamadım çünkü hafta sonu evden çalıştım ve çok yoruldum artık toplantıya falan katılacak halim kalmadı bugün de evdeyim ama izinliyim o yüzden bir şeyler izleyip bir şeyler okumaya ayırıp tüm günümü dinlenicem.

Kitap oldukça kalındı o yüzden iş yerinde daha çok boş zamanımın olduğu zamanlarda okuyup bitirdim ama artık her saniyem dolu ve yoğun olduğu için iş yerimde okuma yapamıyorum o yüzden kitaplarımı eve getiriyorum ve sadece izin günlerimde okuma yapabiliyorum.İlk Bulgakov deneyimimdi benim de kitabın neredeyse bi 100 sayfasından hiç bir şey anlamadım bana fazla karışık geldi ama sonrasında biraz daha (2.bölümünde) açılmaya başladı ve ben de anlamaya başladım.Büyülü gerçekçilik tadında garip bir kitaptı aslında çok fazla Rus edebiyatına ilgim olmadığı için kitabın içinde bulunan bir çok göndermeyi anlamadım maalesef o yüzden bana öyle aşırı bir zevk vermedi kitap.

Sovyet edebiyatının önde gelen adlarından olan Mihail Bulgakov, yapıtlarının çoğunda Sovyet bürokrasisini eleştirdi; bu nedenle Sovyet otoriteleriyle pek çok kez karşı karşıya geldi, yazdıkları sansürlendi. Yazarın Usta ile Margarita adlı dev yapıtı ise, kendi sağlığında değil, ölümünden yirmi altı yıl sonra, 1966'da yayınlandı. Üstelik yaklaşık seksen sayfası çıkarılmış olarak. Yayınladığımız bu kitap, sansüre uğrayan bu sayfaları da içeriyor. Usta ile Margarita, son derece kıvrak bir kurguyla birbirine bağlanan ayrı öykülerden oluşuyor. Otuzlu yıllarda, Moskova'da iki yazar, bir bankta oturmuş, İsa'nın gerçekten yaşayıp yaşamadığını tartışmaktadırlar. Birdenbire, yandaki bankta bir adam şekillenir ve sohbete karışır. Düzgün bir Sovyet vatandaşı gibi görünmektedir, ancak geleceği okuma yeteneğine sahiptir ilginç yabancı. Örneğin, yazarlardan birine öleceğini söyler, yazar gerçekten çok kısa bir süre sonra ölür. İkinci yazar ise, gene yabancının önceden bildiği gibi delirir ve akıl hastanesine kapatılır. Yabancı dediğimiz kişi ise, sosyalist Sovyet toplumunu ziyarete gelmiş olan şeytanın ta kendisidir ve bu kez adı Woland'dır. Woland ve yanındaki yardımcıları, Moskova'da fantastik bir alt üst oluşa neden olurlar; tıkır tıkır işleyen pek çok mekanizma, Bulgakov'un keskin kara mizahıyla parçalanır, dağılır, bozulur. Bu sırada, akıl hastanesine yatırılmış olan yazar, orada bir 'Usta'yla karşılaşır; 'Usta', ona kendi yazdığı, Pontius Pilatus'la ilgili kitabı, ayrıca Margarita'ya olan aşkını anlatır, ki zaten aklını kaybetmesine neden olan da, kaleme aldığı romandır. Tabii şeytan da, Bulgakov'un müthiş canlandırma gücüyle kılıktan kılığa girmekte, romandaki her öyküye nüfuz etmektedir. Usta ile Margarita, yirminci yüzyıl edebiyatının başyapıtlarından.

5 Aralık 2020 Cumartesi

Gerilim Filmi : Call

 Herkese merhabalar efenim,

Şu sıra daha çok evde olabildiğim ve boş zamana sahip olabildiğim için dizi ve film dünyasına son hızla geri döndüm.Özellikle internet platformlarına iyiden iyiye sardım malum artık bence TV devri bitti tamamen.

Netflix filmi olan şu anda da hali hazırda güncel olarak bulunan bir Kore yapımı gerilim filminden bahsedicem bugün sizlere.Aslında konu olarak Kore dizilerini yakından takip eden biri olarak bana çok orijinal gelmedi elbette ama Kore dizilerinden uzak olsaydım bana çok orijinal gelebilirdi daha önce bir çok polisiye dizi geçmişle geleceği elektronik bir araçla bağlayıp geçmişte yapılan şeylerin geleceği değitirdiği temasını işlemişti.Bu da onun polisiye olmasa da Netflix gerilim filmi versiyonu olmuş ama yine de izlemesi keyifliydi ayrıca hep Kore dizilerinden tanıdık yüzlerin olması da filmi daha iyi kıldı benim için.

Film, bir telefon görüşmesi aracılığı ile farklı zamanlarda yaşayan iki kadının bağlantı kurmasını konu almaktadır.

2019 yılında yaşayan Seo-Yeon (Park Shin-Hye) uzun süre sonra döndüğü evine eski bir telefon bağlar. Bir gün, telefon çalar ve telefondaki kişi, 1999 yılında yaşayan Young-Sook (Jeon Jong-Seo) adlı bir yabancıdır. Daha sonra, Seo-Yeon yaşadığı şuanki evde, 20 yıl önce Young-Sook’un da yaşadığını öğrenir. Seo-Yeon ve Young-Sook yaptıkları bu telefon görüşmeleri sayesinde arkadaş olurlar.

"Bir insanın hayatını değiştiren, bunlar gibi küçük şeylerdir."

Aradan zaman geçer, Seo-Yeon ve Young-Sook geleceklerini ve hayatlarını değiştirecek bir seçim yaparlar. Young-Sook, 20 yıl önce, hayatını kaybeden Seo-Yeon’un babasının (Park Ho-San) hayatını kurtarır. Buna karşılık olarak, Seo-Yeon, Young-Sook’un 2019 yılındaki geleceğini araştırır ve Young-Sook’a söyler. Korkunç bir geleceğin onu beklediğini öğrenen Young-Sook, geleceğini düzeltebilmek için Seo-Yeon’u tehdit etmeye başlar.

"Geçmişinizi değiştirebilseydiniz, neyi değiştirirdiniz?"

4 Aralık 2020 Cuma

Kore Dizisi : More Than Friends

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün evdeyim haliylen ve online derslerle birlikte online rehberlik de yapacağız daha önce online rehberlik yapacağım hiç aklıma gelmezdi benim için de bir ilk olcak geçen sene daha çok idari görevlerde yer aldığım için rehberlik yapmaya pek zamanım olmamıştı bu online süreç içinde ama şimdi arkamda güçlü bir idarem olduğu için sadece işime odaklamıyorum online rehberlik de benim için farklı bir deneyim ve tat olucak diyelim.

Güncel Kore dizilerini izlemeye devam ediyorum elbette bunlardan biri de bu dizi oldu.Başlar da izlemesi keyifli olsa da sonlara doğru biraz saçmaladığını hissettim ve güçlü bir şekilde çok nadir yaşadığım 2.erkek sendromu yaşadım "her zaman acı çektireni seviyoruz" temalı bir yapım aslında baş roldeki adamı da bu yüzden çok fazla sevemedim daha önce ki dizisinde de öyle aman aman sevmemiştim zaten kendisini.

10 senedir arkadaş olan Lee Soo ile Kyung Woo-Yeon’un aralarında geçen romantik ilişki konu ediliyor.Lee Soo, özgüveni oldukça yüksek,bencil yapıda olan bir fotoğrafçıdır.Kyung Woo-Yeon ise bir yazı sanatçısıdır.O, bu sanatı icra etmek için işinden istifa etmiştir.Aşk konusunda çok başarısız biridir.Arkadaşı olan Lee Soo’dan hoşlanmaktadır.

3 Aralık 2020 Perşembe

Amerika Dizisi : Dash And Lily

 Herkese merhabalar efenim,

Online derslere geçilmesiyle birlikte iş hayatım yine birbirine girdi.Bundan sonra pazartesi ve perşembe günü izinli olacağım cumartesi ve pazar günü de evden çalışacağım yani toplamda hafta da 3 gün falan iş yerinden olacağım bence çok daha iyi oldu bu şekilde çünkü işteyken gerçekten normalde olduğundan daha fazla yorulmaya başladım ve bu da tamamen çalışma zevkimi ket vurmaya başlamıştı ki işimi zevkle yaptığımı her daim söyleyip duruyorum.

Dün izin günüm olduğu için sabah erken kalktım ve biraz Netflix i kurcaladığım zaman bu tatlış diziyi denk geldim hazır Aralık ayını girmişken biraz bu tarz dizi ve filmler izlemek istedim.Öyle çok fazla beklentim yoktu bu mini diziden ama bir oturuşta 8 bölümünü bitirdim.Yılbaşı teması,görüntüleri ve içinde bol bol kitapların geçmesi benim gönlümü fethetmeye yetti bile :)

Dash kitapları seven, kitapçıda raflar arasında dolaşmaktan zevk alan bir lise öğrencisidir. Ebeveynleri boşanmış olan Dash'in anne ve babası birbirlerinden habersiz şekilde Noel'de yurt dışına gitme planı yaparlar.

Gerilim Filmi : The Substance

 Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...