Herkese merhabalar efenim,
Blog yazmayalı sanki yıllar olmuş gibi hissediyorum ama sanırım alt tarafı 3-4 gün falan oldu.Bu geçtiğimiz 3-4 gün içinde inanılmaz bir yoğunluğum vardı bilgisayarımın başına dahi oturmadım o şekilde düşünün bursluluk sınavı zamanları maalesef ki hep böyle oluyor ama nihayet iki tarafında bursluluk zamanı bitti ve yarı gazi bir halde tamamladık nihayet bundan sonrası artık sınava 2-3 ay kala muhabbetleri ve yeni yıla kayıt alma çabaları içinde geçecek diye düşünüyorum.İş yoğunluğu elbette Hazirana kadar devam edecektir.Boş zamanlarım oldukça kitap okuma kulüplerinin (2 tane) kitaplarını okumaya çabalıyorum.Mart ayında Kitaptansöze grubuyla okuduğumuz ikinci kitap daha önce üniversitede iken kütüphaneden alıp okuduğum "Sevgili Arsız Ölüm" kitabı ile tanıştığım Latife Tekinin "Berci Kristin Çöp Masalları " oldu.Daha önceki postumda da belirtmiştim ben Latife Tekin'i çok merakla okumak istememe rağmen büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım çünkü kitabını okuyamamıştım dili bana bi tuhaf gelmişti ve olayların akışına kafam basmamıştı kitabın beni çok yorduğunu düşünmüştüm ve kitabın sonunu zor getirmiştim.Yıllar sonra bu kulüp vasıtasıyla yazarın başka bir kitabına bir şans daha verdim ama kitap kısacık olmasına rağmen yine araya başka kitaplar ala ala çok zor bir şekilde bitirdim.
Bir kış gecesinde, gündüzleri kocaman tenekelerin şehrin çöpünü getirip boşalttıkları bir tepenin üstüne, çöp yığınlarından az uzağa, fener ışığında,sekiz kondu kuruldu. Sabah konduların üstüne yılın ilk karı düştü.
Bu sözlerle başlıyor Latife Tekin’in ikinci romanı Berci Kristin Çöp Masalları ve sanayi mahallesiyle geniş bir alana yayılmış çöp sahası arasında bitiveren bir gecekondu mahallesinin hikâyesini dillendiriyor. Bir yanda kırsaldan kente göç ettiği halde eski gelenek ve göreneklerine, söylencelerine tutunanları gözler önüne seren bu kültleşmiş roman, bir yanda da hayatta kalmak, şehre uyum sağlamak, fırsatlardan yararlanmak için yabancılaşanları, yıpranıp yozlaşanları anlatıyor. Hem de büyülü hikâyelerle, ağıtlarla, mânilerle ve tekerlemelerle örülmüş olağanüstü bir üslup, sakınmasız bir göz ve sımsıcak bir şefkatle.
İlk kez 1984 yılında yayımlanan Berci Kristin Çöp Masalları, edebiyat dünyasında büyük yankı uyandırmış, kısa sürede pek çok dile çevrilmiş ve uluslararası bir beğeniyle karşılanmıştı. Muazzam bir hayal gücü, dil ustalığı ve duyarlılığın ürünü olan bu benzersiz metin, Latife Tekin’in başyapıtlarından biri sayılıyor.