Herkese merhabalar efenim,
Bugün LGS de Bursluluk sınavından sonra yine yoğun bir gün aramalar görüşmeler devam ediyor tam gaz.Geçen yıl bugün kurumun kapasını kapatıp koronadan dolayı evlerimize çekilip online derslere başlamışız.Tam 1 yıl oldu şaka gibi resmen ve hala bu illet ile uğraşmaya devam ediyoruz.En azından artık normal hayatlarımıza yarım da olsa maske ile de olsa bir şekilde devam ediyoruz.O zamanlar hatırlıyorum da ne olacağını bilmeyerek sadece evde oturmak ne kadar zor geliyordu hepimize yıkık dökük de olsa bir şekilde yine yaşamaya hayata ve işimize tutunmaya çalışıyoruz bu pandemi resmen tüm dünyanın içinden geçti.
Asya kültürünü her zaman çok sevmişimdir özellikle de Kore ve Japonyayı ama özellikle de son zamanlarda Çin dizilerini izledikçe Çini ve o değişik Çin kültürünü de merak etmeye başlamıştım keşke bu sadece bir hobi ve merak olarak kalsaydı da Çin'nin Wuhan şehrini tanımıyor olsaydık.Çin dizileri kadar Çin edebiyatına da pandemiden sonra çok fazla merak eder oldum.Egzotik hayvanların yemek olarak satıldığı bir pazardan yayıldığı doğru bu koronanın (en azından kitapta yazdığı kadarıyla) daha önce zaten SARS virüsü gibi bir virüsle savaş içindeydi bütün Asya ülkeleri o yüzden fazlasıyla alışıklar bu duruma.Bu kitapta da Çin'nin Wuhanlı güncel yazarlarından biri olan Fang Fangîn blog yazılarından oluşan koronanın ilk çıktığı ve yayılmaya başladığı zamanları anlatan (Ocak-Şubat) zamanlarını anlatıyor.Kitabı okuyunca insan anlıyor ki "insan dünyanın her yerinde insan".Bir takım siyasi olayların bu işe bile karışması,insanların birbirini yargılaması bazı insanların ölen insanlara saygı duymadan yargı dağıtması,yine her şeyden malzeme toplayıp mizah yapan bir grup,doktorlar,bu tarz afetlerde gönüllü insanlar ... Her şey aslında bizim (Mart-Haziran) koronayı ilk ve pik zamanlarda yaşadıklarımıza benziyor.
Lu Xun Edebiyat Ödülü sahibi Çinli yazar Fang Fang (Wang Fang), tüm dünyada yüz binlerce ölüme sebep olan ve halen devam eden Covid-19 pandemisinin ortaya çıktığı Wuhan şehrinde yaşananları ilk günlerden itibaren internette yayımladığı günlükleriyle gün gün paylaşıyordu. Fang Fang'ın kentteki günlük yaşamı, sağlık sistemindeki sorunları, gıda, maske vb ihtiyaçlar için yaşanan mücadeleyi, "insanlar arasında bulaşıcı değil" diyen, gerçekleri sansürleyen siyasilerin yalanlarını anlattığı günlükleri halkın sesi olarak görüldü ve geniş yankı uyandırdı. "Tek düşmanımız virüs değil" diyen Fang Fang'ın, ölümcül salgının kaynağından yazdığı ve dünyadaki herkesin çıkaracağı derslerin olduğu günlüklerini okurlarımıza sunuyoruz.
"Tek düşmanımız virüs değil. Biz aynı zamanda kendimize düşmanız, kendi kendimizin suç ortaklarıyız. Birçok insanın ancak şimdi uyanmakta olduğu, ülkemizin ne kadar harika olduğu yönünde boş sloganlar atmanın ne kadar anlamsız olduğunu kavramaya başladığı, günlerini siyasi çalışmalar ve boş laflar ederek geçiren siyasilerin beceriksizliğini gördüğü söyleniyor."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder