Herkese merhabalar efenim,
Sanırım bundan sonra bu kitap kulübünün sadece yazarla yapılan zoom toplantılarına katılıcam ve yazarın kitabını okuyacağım çünkü kitapları okusam da işte çok yorulduğum için akşam ki zoom toplantılarına katılmak da biraz tembellik yapıyorum canım hiç istemiyor toplantı da çok fazla kişi olmadığı için yazar toplantısı kadar anonim kalıp sadece söyleşiyi dinleyemiyorum illa ki kamera açmak ve toplantıya katılıp fikir belirtmek gerekiyor benim de tembelliğim tutuyor yapasım gelmiyor :(
Bu ay ki temamız "Yolculuk" idi.Nasıl da güzel bir tema aslında ne de özlem duyduğum bir tema ama ankette seçilen kitap beni yine tatmin etmedi maalesef :( Rus edebiyatını sevmediğimi ve okuyamadığım sürekli belirtiyorum zaten bu grupta bu kitap kulübü sayesinde sanırım 3 tane falan Rus eseri okudum bunlardan 2 si Çehov du zaten.İlk okuduğum kitabı birazcık olsun anlamış olsam da bu kitabını hiç anlayamadım daha doğrusu algılayamadım maalesef yine karakter isimleri birbirine girdi bende betimlemeler, bozkır falan hiç bir şeyi sevemedim :(
Yaratıcılığının dönüm noktası olarak kabul edilen bu eserinde Çehov, Ukrayna bozkırındaki bir yolculuğun hikâyesini dokuz yaşında bir çocuğun gözünden anlatır. Eğitimi için annesinden ayrılıp dayısıyla birlikte yola koyulan Yegoruşka capcanlı bir dünyada bulur kendini. Bu yolculukta bütün hiyerarşisi ve âdetleriyle Rus toplumunun farklı katmanlarından insanların; tüccarların, din adamlarının, köylülerin, işçilerin ve arabacıların arasına karışır. Bozkırda doğal akışında sürüp giden yaşamın çocuğun duyuları ve duyguları üzerinde bıraktığı etkiler, Çehov’un ustaca ete kemiğe büründürdüğü belalı Dımov’a karşı beslediği düşmanlık, dalgalanan ruh halleri şaşırtıcı ölçüde gerçekçi bir üslupla aktarılır. Rus yaşam biçiminin ve ruhunun canlı imgelerini gözümüzün önüne getiren şiirli bir dille tasvir edilen bozkır, renkleri, sesleri ve kokularıyla hikâyenin ana karakterlerinden biridir adeta. Üzerinde yolculuk eden insanlardan bağımsız, kendi yaşamını sürer, soluk alıp verir. Çehov bozkırla insan varoluşu arasındaki paralellikler aracılığıyla doğayla insan arasında simbiyotik bir ilişki kurmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder