10 Şubat 2021 Çarşamba

Absürd Film : All My Friends Are Dead

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün tatilimin 3. günü !

Wow zaman ne çabuk geçiyor bir bakmışım tatil bitmiş bile nasıl doyucam evde öyle tembel tembel yatmaya bilemiyorum işe gitmek zor gelicek sanırım bana :/ Özlemişim bu şekilde evde kalmayı.

Netflix de geri de kalmış ama dikkatimi çekmeyi başarmış filmlere bakıyorum şu sıralar.Bu filmi tek izleme sebebim Julia Wieniawa.Kendisi ınstgramda keşfettiğim Polonyalı bir oyuncu.Nedense kızı çok beğendim Netflix de filmine denk gelince izlemek istedim absürd bi film o yüzden bir çok kişinin beğenceği tarzda olduğunu zannetmiyorum.İzlerken "ben ne izliyorum Allahım" dedirten cinsten :)

Yılbaşı partisindeki bir grup arkadaşın üst üste yaşadığı olaylar; sırların açığa çıkmasına, kalplerin kırılmasına ve şoke edici bir sonuca yol açar.

Yılbaşı gecesinde her şey olabilir. Özellikle de kafa karıştırıcı ilişkiler ve duygusal gerilimlerle uyuşturucu ve tehlikeli seks bir aradaysa. İki dedektif, Yılbaşı gecesinde cesetlerle dolu bir banliyö evinde girdiklerinde tam da bu manzarayla karşılaşır. Ancak katliamın nedenini bir türlü tespit edemezler.

Teker teker olaydan önceki günlere dönüp, Yılbaşı gecesi eğlenmeye karar veren her yaştan bir grup gençle tanışıyoruz. Bu gençler arasında aklı bir karış havada Anastasia ile rapçi olmayı hayal eden sevgilisi Dżordan da var. İkili, partide ortama hiç de uygun olmayan 40 yaşlarındaki Gloria ve yanındaki ondan çok daha genç ve epey utangaç Paweł ile tanışırlar. Bu yılbaşı kutlaması vesilesiyle Daniel’ın başka büyük planları da vardır. Kız arkadaşı Andżelika’ya bu gece evlenme teklif edecektir. Tüm bu karakterler, rehabilitasyondan yeni çıkmış, içe kapanık fotoğrafçı Filip’in markajındadır.

Partinin ev sahibi Marek nevrotik bir pizza kuryesine kapıyı açtığında ve Anastasia, Filip’le biraz yalnız vakit geçirmek istediğinde, art arda gerçekleşecek sıra dışı olaylar ve gecenin beklenmedik şekilde katliamla sona ereceği hiç birinin aklının ucundan geçmez.

9 Şubat 2021 Salı

Kore Dizisi : Run On

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün tatilimin 2.günündeyiz ! Bol bol film izlemeli ve kitap okumalı bir tatil oluyor tam da hayal ettiğim gibi :)

Bugün yine taze bitirdiğim bir Kore dizisinden bahsedicem.Shin Se-Kyung'un soğuk nevale oyunculuğuna hiç bir dizi de alışamıcam sanırım ben kızın dizilerinden kaçmaya çalışsam da ne var ki bir şekilde izlerken buluyorum kendimi ama asla oyunculuğundan ve o soğuk nevale tipinden memnun olamıyorum.Değişik diyalogların ve atlet ve bağımsız sanat filmleri çevirmeni gibi değişik mesleklere mensup iki kişinin sıradan bir hikayesini anlatıyor.Genelde bu tarz sıradan insanları anlatan dizileri çok seviyorum alışılmışın daha dışında ve daha gerçekçi oluyorlar ama bu dizi de çok fazla yan rol ve yan rollerinde çok fazla rolü vardı baş roller neredeyse çok yoklar gibiydiler ayrıca baş rollerin kimyası da tartışılır da bence (gerçi o kızın herhangi bir baş rol erkekle kimyasının oturduğunu hiç görmedim).Belki daha boş ve geniş bir zamanınız varsa şans verebileceğiniz bir dizi diyebiliriz.

Konusu:

Dizi, daha önce tamamen farklı dünyalarda yaşayan, birbirlerini tanıdıkça ve birlikte olgunlaşmaya başladıkça, kendilerini hapsettikleri kalıpları kıran iki kişinin arasındaki romantik ilişkiyi konu almaktadır.

Karakterleri:

Im Si-Wan dizide bir spor menajeri olan Ki Sun-Gyeom karakterini canlandırmaktadır. Bir zamanlar, milli takımda yer alan popüler bir kısa mesafe koşucusuydu. Yaşadığı bir olaydan sonra, atletlizmi bırakarak spor menajeri olur. Oh Mi-Joo (Shin Se-Kyung) ile tanıştıktan sonra hiç tanımadığı bir hayatın içine adım atar.

Shin Se-Kyung dizide film çevirmeni olan Oh Mi-Joo karakterini canlandırmaktadır. Filmler için altyazı çevirileri yapmaktadır. Kalbini insanlara açmakta zorlanmasına rağmen, duygularına sadık birisidir. Ki Sun-Gyeom (Im Si-Wan) ile karşılaşmasının, ikisinin de kaderleri olduğunu düşünmektedir.

Choi Soo-Young dizide bir spor ajansının CEO’su olan Seo Dan-A karakterini canlandırmaktadır. 'Seomyung Group'un başkanının tek çocuğudur. Ancak kadın olduğu için 'Seomyung Group'un potansiyel halefleri listesine en son sıralara konulmuştur. Ona ait olan makamı geri alabilmek için büyük bir mücadele vermektedir.

Kang Tae-Oh dizide güzel sanatlar fakültesinde okuyan Lee Young-Hwa karakterini canlandırmaktadır. Okulunda popüler bir öğrencidir. Film izlemek ve eskiz çizimleri yapmaktan hoşlanmaktadır. Bir gün, ondan kendisi için çizim yapmasını isteyen, garip bir kadınla, Seo Dan-A (Choi Soo-Young) ile karşılaşır. Seo Dan-A adındaki bu kadın onun oldukça ilgisini çeker.

7 Şubat 2021 Pazar

Kore Dizisi : True Beauty

 Herkese merhabalar efenim,

Evde geçireceğim 8 günlük tatilim başlamış bulunmaktadır !

Tatilin ilk gününde daha taze bitirdiğim aşırı tatlı bir Kore dizisinden bahsedicem sizlere.Webtoondan diziye çevirilen diziler nedense ayrı bir güzel oluyor.Yine bi lise dizisi ama en az yetişkinlerin dizilerini izlemek kadar güzel ve her bölümünü her hafta heyecanla beklediğim bir diziydi.Mun Ka-Young genelde hep yan rollerde olurdu nihayet kızı baş rol yapmışlar aşırı güzel ve tatlı bir kız bence rolüne de çok yakışmış.Cha Eun-Woo hep bu tür dizilerde ve bu tür bir rolde oynuyor zaten o yüzden alışıktık kendisini bu tarzda izlemeye ama adama da yakışıyor yani zaten soğuk nevale bi tip gibi duruyor başka başka apır sapır adam rollerinde biraz tuhaf durur :D Heykel gibi çocuk mahşallah ona düşmeyen de ne bileyim derken herkes ikinci adama yükseldi asıl bu dizi de ben sırf saç stilinden dolayı sevmedim :D Ama bence bu dizi de patladı gitti bundan sonra kendisini başka dizilerde baş rollerde görücez gibime geliyor :)

Konusu:

Dizi, görünüşü konusunda kendine güveni olmayan ve kendini güzel göstermek için makyaj yapan Lim Joo-Kyung'un (Mun Ka-Young) hikâyesini konu almaktadır. Kalbinde derin bir yara ile yaşayan Lee Su-Ho (Mun Ka-Young) ile karşılaşır. Sırlarını birbirleri ile paylaştıkça olgunlaşırlar.

Karakterleri:

Mun Ka-Young dizide Saebom Lisesi'nin bir öğrencisi olan Im Joo-Kyung karakterini canlandırmaktadır. Parlak bir kişiliğe sahiptir. Ancak, görünüşü konusunda aşağılık kompleksi vardır. Bu yüzden, diğer insanlardan, yüzünü saklamak için her zaman makyaj yapmaktadır.

Cha Eun-Woo dizide bir lise öğrencisi olan Lee Su-Ho karakterini canlandırmaktadır. Saebom Lisesi'ne yeni transfer olmuştur. Görünüşü, iyi notları ve hatta harika basketbol yeteneği ile tepeden tırnağa mükemmel biri gibi görünmektedir. Herkesten gördüğü büyük ilgiye rağmen, Lee Su-Ho kimseyle ilgilenmez.

Hwang In-Yeop dizide Saebom Lisesi'nin bir öğrencisi olan Han Seo-Joon karakterini canlandırmaktadır. Yüzü ve keskin vücut hatları ile iyi bir görünüme sahiptir. Dış görünüşü, ona vahşi biri izlenimi verse de aslında kibar ve sıcak kalpli birisidir. Lee Su-Ho (Cha Eun-Woo) ile aralarında Lim Joo-Kyung (Mun Ka-Young) için bir rekabet başlar.

6 Şubat 2021 Cumartesi

Müzik : Becky G - Shower

Herkese merhabalar efenim,

Bugün dopdolu zorlu bir haftanın son günü yarından itibaren 1 haftalık tatilim başlıyor.Bi sürrü kitap okuyup,film ve dizi izlemeyi düşündüğüm için buraları önümüzdeki hafta daha şenlendirmeyi planlıyorum o yüzden bunun şerefine bugün de bi müzik postu yapalım dedim.Şu sıralar çok beğendiğim bana yazı özlettiren eğlenceli bir şarkı dinleyelim istedim , iyi dinlemeler :)

3 Şubat 2021 Çarşamba

Müzik : Sunmi - Pporappippam

Herkese merhabalar efenim,

Şu sıralar bende bi blog yazma aşkı var ama elimde arşivde şu sıralar evde çok bir şey yapmadığım için bir şey kalmadı bu yüzden yazacak bir şey bulmakta da zorlanıyorum o yüzden müzik postları yapıyorum sırf buraya yazabilmek için.Sanırım şu sıra çok fazla içimi dökme ihtiyacı hissediyorum ...

Sunmi çok sevdiğim Koreli solo kadın şarkıcılarından biri bu şarkısını ilk dinlediğimde çok saçma gelmişti bana nedense ama sonradan dinleye dinleye sevmeye başladım ilk başta nedense sanırım adından dolayı biraz ön yargılı yaklaştım şarkıya :) Bugün ki iç dökme o zaman ilk başlarda ön yargılı yaklaştığımız ama sonradan o şeyi ya da kişileri tanıdıkça hiç de hayal ettiğiniz gibi olmadığını görmemiz olsun.Sanırım ben bunu en çok Buca ya gelince iş anlamında yaşadım buraya gelince yeni bit yılla birlikte güzel bir başlangıç yapacağımı ve her şeyin daha iyiye gideceğini düşündüm ama pekte öyle olmuyor gibi sanki en azından şu sıralar öyle gelecek ne gösterir bizde elbette bilemiyorum aslında belki de önümüzdeki şu 1 haftalık tatil bana iyi gelecektir sonrasında tamamen yüz yüze eğitime dönecek olursak biraz da Marta doğru havalar ısınmaya başlarsa benim de psikolojik olarak daha iyi olabileceğimi düşünüyorum.Çoktan Şubat ayına girdik bile hatta Şubat 28 çektiği için bu yıl ayrı bir şanslıyız nedense içimde Marta doğru ya da Mart ayından sonra her şey iyi olacakmış gibi geliyor o zaman biraz Pporappippam diyelim de keyfimiz yerine gelsin :)

2 Şubat 2021 Salı

Gerilim Filmi : Sightless

 Herkese merhabalar efenim,

Dün deprem oldu bugün İzmir'i sel aldı üstüne üstlük sabah entübe olan yengemi koronadan dolayı kaybettik.Olaylar üst üste gelirmiş hep gelince morallar bozuk bugün ki öğleden soneraki dersleri online yapma kararı aldık sabahtan gelen öğrenciler dersini yapıp gidecek bende resmen yüzerek geldim kuruma botum ,çoraplarım falan battı hep Şok dan gidip kendime çorap,dandik bi spor ayakkabı falan aldım o şekilde idare ediyorum artık eve nasıl dönücem orasını da pek bilemiyorum açıkçası yarın durmayacakmış sanırım bu yağış naparız hiç bilmiyorum vallahi oturdum hayırlısını bekliyorum artık ne olsa boynumu eğip susmaya ve bir şekilde hayata devam etmeye çalışıcam.

Dün izin günüm olduğu için Netflix den bir şeyler izleyeyim dedim.Bu filmi daha öncede bazı bloglar da gördüm ama yorumları kötü olduğu için ön yargılı yaklaştım başta ama daha filmin 2.sahnesinde filmin sonuna tahmin etsem de sonuna kadar izlettirdi bence film kendini ki Riverdale dizisinden ayılıp bayıldığım Madelaıne Petsch baş rolde olunca daha da izlemek istedim :)

Ellen Ashland, uğradığı adi bir saldırının ardından kör olur. Büyük bir travma yaşayan Ellen, iyileşebilmek için insanlardan izole bir yaşam sürmeye başlar. Yavaş yavaş iyileşen Ellen, bir süre sonra paranoya görmeye başlar. Saldırganın kendisini terörize etmek için geri döndüğüne inanan Ellen, kimseyi bu durumun gerçekliğine ikna edemez.

1 Şubat 2021 Pazartesi

Kitap - Koşmasaydım Yazamazdım Haruki Murakami

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün pazartesi nihayet benim için upuzun geçen zorlu bir haftadan sonra izin günümdeyim !

Bugün ayrıca Şubat ayının da ilk günü ! Ocak ayından kalan son kitabımı da bugün nihayet bitirdim artık Şubat ayı kitaplarına gönül rahatlığı ile başlayabilirim.Bence Ocak ayı kitap okuyabilme açısından benim için pek verimli geçmedi tabi bunda seçilen kitaplarında etkisi olduğunu düşünüyorum biraz daha zor okunan ve akmayan kitaplar okumak durumunda kaldım.Bunlardan biri de maalesef ki Murakami'nin bu kitabıydı :(

Bir Murakami kitabı hakkında böyle bir şeyi ilk defa söylüyorum sanırım ama bu kitabın bir roman değilde "deneme" türünde yazılmasına bağlamak istiyorum.Genellikle kurgu dışı bir şey okuyamıyorum okurken beni çok sıkıyor sadece "biyografi ya da otobiyografi" türünü okuyabiliyorum.Murakami'nin bu kitabı daha çok adından da belli olduğu üzere "koşmak" ya da yaptığı diğer sporlar üzerine bilen bilir benimde sporla hiç aram yoktur o yüzden sanım biraz da okurken sıkıldım bu kitabı.Murakami iyi bir yazar olmasının yanında iyi bir de koşucuymuş aklımda kalan tek şey bu oldu sanırım.Bu kitabı alırken Murakami Bey'in özel hayatıyla da ilgili daha çok bilgi sahibi olmak istedim ama bunun için yanlış bir kitabı seçtiğimi düşünüyorum.

"Murakami Bey, insan sizin gibi sağlıklı bir yaşam sürünce zamanla roman yazamaz hale gelmez mi?"

Arada sırada insanlar bu soruyu sorar bana. Roman yazmak, sağlıksız bir eylem; yazar olan kişi de sağlıklı olmak dediğimiz çemberden uzak bir yerde, mümkün olduğunca sağlıklı denemeyecek bir yaşam sürmek zorundaymış gibi.

Biz roman yazmaya çalıştığımızda, insanlığın temelinde bulunan zehir gibi bir şeyi istemesek de çekip çıkarır, görünür kılarız. Yazarlar az çok bu zehre maruz kalır. Bu zehir işin içine girmediği sürece, gerçek anlamda yaratıcılık eylemi ortaya konulamaz çünkü (tuhaf bir benzetmeyle söyleyeceğim ama balonbalığının zehirli kısmının aynı zamanda en lezzetli kısmı olmasıyla tıpatıp benzeyen bir durum galiba). Ama gerçekten sağlıksız olan şeylerle uğraşmak için insan mümkün olduğunca sağlıklı olmak zorundadır. Bu, benim tezim. Yani sağlıksız bir ruh bile, yine sağlıklı bir vücuda gereksinim duyar. İşte bu yüzden, böyle biri sanatçı olamaz, dense bile ben koşmaya devam ediyorum.

Haruki Murakami'den bir tutku olarak koşmak ve bu tutkuyla terbiye edilen yazma eylemi üzerine eşsiz bir metin... Koşmasaydım Yazamazdım kendini "utangaç biri" olarak tanımlayan yazarın belki de en kişisel kitabı.

(Tanıtım Bülteninden)

Romantik Film : The Idea Of You

 Herkese merhabalar efenim, Bugün yoğun bir güne başladım arada bi mola verdiğim zamanda günün film postunu yazmak istedim.Amazonda yayınlan...