Herkes merhabalar efenim,
Karantinamızın 3.gününde içimize minnalık serpmeye devam ediyor ve Let It Gooo Let It Goo diyoruz efenim.Frozen'nın ilk filmini kardeşimle birlikte izlediğimizi hatırlıyorum sanırım bi 4-5 sene önce falandı.Özellikle Olaf karakterini çok sevmiştim Ice Age filmindeki Sid karakterine çok benzetmiştim.Şimdi Frozen 2 çıkmış internete düşünce bende izleyeyim dedim ama bence ilk filminin etkisini veremedi devam filmi olarak bana biraz vasat geldi genelde tipik Disney filmleri gibi müzikale çok fazla yer vermişler olaylara ve diyaloglara daha az yer kalmış gibime geldi.En çok sevdiğim tabi ki yine Olaftı benim minnak kardan adamım beni yine en çok güldüren ve filmi izlerken eğlendiren oldu :)
Elsa neden sihirli güçlerle doğdu? Erindel'in dışındaki ormana ve karanlık denizlere, bilinmeyene, giderken geçmişe dair hangi gerçekler Elsa'yı bekliyor olacak? Cevaplar onu çağırıyor ama aynı zamanda krallığını da tehdit ediyor. Elsa; Anna, Kristoff, Olaf ve Sven ile birlikte, tehlikeli ama macera dolu bir yolculukla karşılaşacak.
Her halta "Maydanoz" olan blog... Film,Dizi,Kitap,YouTube,Anime,Moda,Yemek,Gezi,Oyun,Eğitim,Makyaj,Alışveriş,Bakım,Tiyatro,Konser...
19 Mart 2020 Perşembe
18 Mart 2020 Çarşamba
Aile Filmi : Sonic the Hedgehog
Herkese merhabalar efenim,
Şu sıralar vakalar arttıkça insanında morali bozuluyor,sosyal medya da nereye baksanız korona virüsü ile ilgili bir şeyler görüyoruz sürekli en iyisi biraz bizi gevşeticek ve içimize minnaklık serpecek şeyler izlemek.Bunlardan ikincisi de zamanında çiz filmin de ekranlardan çok severek izlediğim daha sonra bilgisayar oyunu olarakta oynadığım Sonic'in animasyon/film karışımı oldu.Jim Carrey'i izlemeyi çok özlemişim kendisini de çocukluğumdan bu yana çok severim çocukluğuma dair sevdiğim 2 isim yanyana gelince harika ve çok eğlenceli bir aile filmi çıkmış ortaya.Eğer ailecek evdeyseniz çocuklarınızla çok rahat bir şekilde izleyip kafa dağıtmalık bir film olmuş :)
Sonic the Hedgehog, peşine düşen yetkililerden kurtulup, şeytani doktorun elinde bulunan yüzükleri geri almaya çalışan Sonic'in hikayesini konu ediyor. Hükümet, insan biçiminde bir kirpi olan Sonic’i yakalamak için peşine düşer. Devlet görevlileri her yerde Sonic’i aramaya başlar. Sonic ise bu sırada şeytani doktor Eggman’ın ele geçirdiği yüzükleri geri almaya çalışmaktadır. Küçük bir kasaba olan Green Hills’in şerifi Tom Wachowski, Sonic’in peşine düşen hükümet yetkililerinden kaçmayı başarıp, doktordan yüzükleri geri alabilmesi için yardım etmeye karar verir. Ancak bu sandığı kadar kolay olmayacaktır.
Şu sıralar vakalar arttıkça insanında morali bozuluyor,sosyal medya da nereye baksanız korona virüsü ile ilgili bir şeyler görüyoruz sürekli en iyisi biraz bizi gevşeticek ve içimize minnaklık serpecek şeyler izlemek.Bunlardan ikincisi de zamanında çiz filmin de ekranlardan çok severek izlediğim daha sonra bilgisayar oyunu olarakta oynadığım Sonic'in animasyon/film karışımı oldu.Jim Carrey'i izlemeyi çok özlemişim kendisini de çocukluğumdan bu yana çok severim çocukluğuma dair sevdiğim 2 isim yanyana gelince harika ve çok eğlenceli bir aile filmi çıkmış ortaya.Eğer ailecek evdeyseniz çocuklarınızla çok rahat bir şekilde izleyip kafa dağıtmalık bir film olmuş :)
Sonic the Hedgehog, peşine düşen yetkililerden kurtulup, şeytani doktorun elinde bulunan yüzükleri geri almaya çalışan Sonic'in hikayesini konu ediyor. Hükümet, insan biçiminde bir kirpi olan Sonic’i yakalamak için peşine düşer. Devlet görevlileri her yerde Sonic’i aramaya başlar. Sonic ise bu sırada şeytani doktor Eggman’ın ele geçirdiği yüzükleri geri almaya çalışmaktadır. Küçük bir kasaba olan Green Hills’in şerifi Tom Wachowski, Sonic’in peşine düşen hükümet yetkililerinden kaçmayı başarıp, doktordan yüzükleri geri alabilmesi için yardım etmeye karar verir. Ancak bu sandığı kadar kolay olmayacaktır.
17 Mart 2020 Salı
Romantik Film : Little Women
Herkese merhabalar efenim,
Karantina günlerinde yapılacak en güzel şey elbette her gün 1 film izlemek oldu.2019 yapımı benim lisedeyken kitabını okuduğum ama ilk defa beyaz perdede izlediğim Little Woman'dan bahsedicem bugün sizlere.
Oyuncu kadrosunda , Saoirse Ronan,Emma Watson,Florence Pugh,Meryl Streep,Timothée Chalamet gibi oldukça tanıdık isimler var bu yüzden filmi izlemesi daha keyifli oldu.Oyuncular,oyunculuklar,mekanlar,kostümler,dekor,ışıklandırma vb her şeyiyle izlemesi olduça keyifli bir yapımdı.
Dünya da bu film en güzel zamanda Christmas zamanında vizyona girdi ki olması gereken zaman da oydu bence ama bizim ülkemizde bu filmin kel alaka bir şekilde 14 Şubatta vizyona girdi.14 Şubatta aşk filmlerinden çok yalnız başına ayakta durmaya çalışan kadın filmlerini görür olduk sinemalarda :D Bu sanırım bana o zamandan sinema evrenini bana vermek istediği mesajdı :D
Postun en sonuna da eleştirilerini ve incelemelerini çok beğendiğim Bobinkafa'dan bir video koydum bakmanızı tavsiye ederim :)
Louisa May Alcott’ın aynı adlı klasik romanından beyazperdeye uyarlanan film, İç Savaş sonrası Amerika'da yaşamlarını sürdürmeye çalışan dört kız kardeşin hikayesini anlatıyor. Meg (Emma Watson), Jo (Saoirse Ronan), Beth (Eliza Scanlen) ve Amy March (Florence Pugh) birbirinden tamamen farklı karaktere sahip dört kız kardeştir. Çocukluk dönemlerini geride bırakıp kadınlığa geçiş süreçlerinde kardeşler türlü dertlerle boğuşur. Babaları Amerikan İç Savaşı'na katılan dört genç kız, anneleri ile birlikte yaşam mücadelesi vermeye başlar. Bu zorlu süreçte en büyük kazançları birbirlerinin yanında olmalarıdır.
Karantina günlerinde yapılacak en güzel şey elbette her gün 1 film izlemek oldu.2019 yapımı benim lisedeyken kitabını okuduğum ama ilk defa beyaz perdede izlediğim Little Woman'dan bahsedicem bugün sizlere.
Oyuncu kadrosunda , Saoirse Ronan,Emma Watson,Florence Pugh,Meryl Streep,Timothée Chalamet gibi oldukça tanıdık isimler var bu yüzden filmi izlemesi daha keyifli oldu.Oyuncular,oyunculuklar,mekanlar,kostümler,dekor,ışıklandırma vb her şeyiyle izlemesi olduça keyifli bir yapımdı.
Dünya da bu film en güzel zamanda Christmas zamanında vizyona girdi ki olması gereken zaman da oydu bence ama bizim ülkemizde bu filmin kel alaka bir şekilde 14 Şubatta vizyona girdi.14 Şubatta aşk filmlerinden çok yalnız başına ayakta durmaya çalışan kadın filmlerini görür olduk sinemalarda :D Bu sanırım bana o zamandan sinema evrenini bana vermek istediği mesajdı :D
Postun en sonuna da eleştirilerini ve incelemelerini çok beğendiğim Bobinkafa'dan bir video koydum bakmanızı tavsiye ederim :)
Louisa May Alcott’ın aynı adlı klasik romanından beyazperdeye uyarlanan film, İç Savaş sonrası Amerika'da yaşamlarını sürdürmeye çalışan dört kız kardeşin hikayesini anlatıyor. Meg (Emma Watson), Jo (Saoirse Ronan), Beth (Eliza Scanlen) ve Amy March (Florence Pugh) birbirinden tamamen farklı karaktere sahip dört kız kardeştir. Çocukluk dönemlerini geride bırakıp kadınlığa geçiş süreçlerinde kardeşler türlü dertlerle boğuşur. Babaları Amerikan İç Savaşı'na katılan dört genç kız, anneleri ile birlikte yaşam mücadelesi vermeye başlar. Bu zorlu süreçte en büyük kazançları birbirlerinin yanında olmalarıdır.
16 Mart 2020 Pazartesi
Müzik : Little Mix - Wasabi
Herkese merhabalar efenim,
Bugün itibariyle iş yerimden ücretsiz izin aldım ve evde izole olmuş bir şekilde yaşamayı düşünüyorum.Çünkü ülkemizde de maalesef ki vaka sayısı artmış vaziyette öğrenciler,öğretmenler zaten yoklar benim de iş yerine gidip sağlığımı tehlikeye atmamı beklemesin kimse.Eğer sizin de elinizdeyse sizden ricam lütfen bir şekilde iş yerlerinizden izin alıp evinizden bir süre mecburi şeyler olmadıkça dışarıya çıkmamanız.
Virüsün bulaşma ihtimali dışında ülkemizde son zamanlarda olan bitenler de,özel hayatımın kötü gitmesi de beni zaten ruh sağlığı olarak oldukça etkiliyordu son zamanlarda bir şekilde psikolojik dayanıklılığım olduğu için ruh sağlığımı korumaya başarıyor ve işime odaklanıyordum artık işimi de uzaktan da olsa yürütmek dışında yapamaz hala gelecek olduğumu hissediyorum çünkü ruhum gerçekten bu genç yaşta yıpranmaya başladı.Kitap okumak,dizi film oyun izlemek ve müzik dinlemek bu süreçte bana çok fazla yardımcı oldu.O yüzden bu izole günler boyunca bunları yapmaya odaklanıcam ve odamdan,yatağımdan ayrılmayı hiç düşünmüyorum,her gün size de burdan yazmaya devam edeceğim.Şimdilik iznim 1 hafta gibi görünüyor ama artan vaka sayısına bakıcak olursak 2. haftaya da uzayabilir bilemiyorum Allah'tan hepimiz için sağlık ve hayırlı şeyler olmasıı diliyorum.
Bu kadar iç karartıcı şeyden sonra biraz da olsa haraketlenmek ve moralimizi düzeltmek için şu sırlar dinlemeyi çok sevdiğim bir şarkıyı sizinle paylaşamak istedim.Şarkının klibini açıkçası biraz amatörce buldum ama şarkı çok eğlenceli bence :)
Bugün itibariyle iş yerimden ücretsiz izin aldım ve evde izole olmuş bir şekilde yaşamayı düşünüyorum.Çünkü ülkemizde de maalesef ki vaka sayısı artmış vaziyette öğrenciler,öğretmenler zaten yoklar benim de iş yerine gidip sağlığımı tehlikeye atmamı beklemesin kimse.Eğer sizin de elinizdeyse sizden ricam lütfen bir şekilde iş yerlerinizden izin alıp evinizden bir süre mecburi şeyler olmadıkça dışarıya çıkmamanız.
Virüsün bulaşma ihtimali dışında ülkemizde son zamanlarda olan bitenler de,özel hayatımın kötü gitmesi de beni zaten ruh sağlığı olarak oldukça etkiliyordu son zamanlarda bir şekilde psikolojik dayanıklılığım olduğu için ruh sağlığımı korumaya başarıyor ve işime odaklanıyordum artık işimi de uzaktan da olsa yürütmek dışında yapamaz hala gelecek olduğumu hissediyorum çünkü ruhum gerçekten bu genç yaşta yıpranmaya başladı.Kitap okumak,dizi film oyun izlemek ve müzik dinlemek bu süreçte bana çok fazla yardımcı oldu.O yüzden bu izole günler boyunca bunları yapmaya odaklanıcam ve odamdan,yatağımdan ayrılmayı hiç düşünmüyorum,her gün size de burdan yazmaya devam edeceğim.Şimdilik iznim 1 hafta gibi görünüyor ama artan vaka sayısına bakıcak olursak 2. haftaya da uzayabilir bilemiyorum Allah'tan hepimiz için sağlık ve hayırlı şeyler olmasıı diliyorum.
Bu kadar iç karartıcı şeyden sonra biraz da olsa haraketlenmek ve moralimizi düzeltmek için şu sırlar dinlemeyi çok sevdiğim bir şarkıyı sizinle paylaşamak istedim.Şarkının klibini açıkçası biraz amatörce buldum ama şarkı çok eğlenceli bence :)
Kitap - Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları Haruki Murakami
Herkese merhabalar efenim,
"Kaderimde tek başına kalmak vardır belki de" ah bu cümle ! Renksizliği,itilmişliği,dışlanmışlığı,yalnızlığı ne de güzel anlatmış bu kitabında Murakami.Baştan sona edebiyat akıyor içime bu adamın romanlarını okurken.Japon edebiyatını bu yüzden çok seviyorum işte.Murakami,Abe şimdilik benim okuduğum ve sevdiğim 2 yazar daha fazla yazar da keşfetmeyi umuyorum,çeviriler geldikçe :)
Şu sıralar malumunuz virüsle uğraşıyoruz okullar tatil oldu ben de bir eğitim kurumunda çalıştığım için benim kurumumda tatil oldu ama idari kadrodan biri olduğum için ben öğrencisiz,öğretmensiz olan bu kuruma gelmek durumundayım tabi şimdilik virüsün seyri ne olur bilemiyorum eğer İtalya da dönecek olursak ülkemizde de OHAL ilan edilip vatandaşlara sokağa çıkma yasağı konabilir.Martın yarısı geldi geçiyor havalar tam da düzeldi bahar geldi derken İzmir de havalar bugünden itibaren yağmur,sel fırtına ayarına geri döndü.Tam da yalnızlığı daha çok hissetmelik mükemmel zamanlar :/ Umarım bu olaylardan da kafayı çizmeden sağ salim çıkmayı başırırız bu yazdıklarım da burada anı olarak kalır ülkece böyle zamanlarda yaşadık deriz :)
Haruki Murakami'den kaderinin gizemini çözmek, içindeki iflah olmaz yaranın kaynağına inmek için büyük bir yolculuğa çıkan bir kahramanın romanı. Kendini "renksiz" bilen Tsukuru Tazaki'nin hikâyesi.
İşte o an, Tsukuru nihayet her şeyi kabullenmeyi başarabildi. İnsanların yürekleri arasındaki bağ yalnızca uyum üzerinden oluşmuyordu. Aksine, bir yaradan diğerine daha derin bağlar oluşuyordu. Acı acıyla, kırılganlık kırılganlıkla yürekleri birbirine bağlıyordu. Elemli çığlıklar olmadan suskunluk, kan toprağa akmadan affediş, insanın içini lime lime eden kayıplardan geçmeden kabulleniş mümkün değildi. İşte bu, gerçek uyumun kökünde var olan şeydi.
(Tanıtım Bülteninden)
"Kaderimde tek başına kalmak vardır belki de" ah bu cümle ! Renksizliği,itilmişliği,dışlanmışlığı,yalnızlığı ne de güzel anlatmış bu kitabında Murakami.Baştan sona edebiyat akıyor içime bu adamın romanlarını okurken.Japon edebiyatını bu yüzden çok seviyorum işte.Murakami,Abe şimdilik benim okuduğum ve sevdiğim 2 yazar daha fazla yazar da keşfetmeyi umuyorum,çeviriler geldikçe :)
Şu sıralar malumunuz virüsle uğraşıyoruz okullar tatil oldu ben de bir eğitim kurumunda çalıştığım için benim kurumumda tatil oldu ama idari kadrodan biri olduğum için ben öğrencisiz,öğretmensiz olan bu kuruma gelmek durumundayım tabi şimdilik virüsün seyri ne olur bilemiyorum eğer İtalya da dönecek olursak ülkemizde de OHAL ilan edilip vatandaşlara sokağa çıkma yasağı konabilir.Martın yarısı geldi geçiyor havalar tam da düzeldi bahar geldi derken İzmir de havalar bugünden itibaren yağmur,sel fırtına ayarına geri döndü.Tam da yalnızlığı daha çok hissetmelik mükemmel zamanlar :/ Umarım bu olaylardan da kafayı çizmeden sağ salim çıkmayı başırırız bu yazdıklarım da burada anı olarak kalır ülkece böyle zamanlarda yaşadık deriz :)
Haruki Murakami'den kaderinin gizemini çözmek, içindeki iflah olmaz yaranın kaynağına inmek için büyük bir yolculuğa çıkan bir kahramanın romanı. Kendini "renksiz" bilen Tsukuru Tazaki'nin hikâyesi.
İşte o an, Tsukuru nihayet her şeyi kabullenmeyi başarabildi. İnsanların yürekleri arasındaki bağ yalnızca uyum üzerinden oluşmuyordu. Aksine, bir yaradan diğerine daha derin bağlar oluşuyordu. Acı acıyla, kırılganlık kırılganlıkla yürekleri birbirine bağlıyordu. Elemli çığlıklar olmadan suskunluk, kan toprağa akmadan affediş, insanın içini lime lime eden kayıplardan geçmeden kabulleniş mümkün değildi. İşte bu, gerçek uyumun kökünde var olan şeydi.
(Tanıtım Bülteninden)
14 Mart 2020 Cumartesi
Kitap - Sibop Başar Başarır
Herkese merhaba efenim,
2 haftadır elimde süründürdüğüm kitap nihayet bitti.Malumunuz korona olaylarından dolayı okullar 1 hafta resmi tatil olunca bizim kurumda oldu.Şu sıra kayıtlar,dersler derken zaten oldukça yorucu başlamıştı ikinci dönem , öğrenciler ve öğretmenler kurumda olmayacak ama biz idari kadro olarak kurumda olacağız maalesef ki :( Durum bu olduğundan dolayı uzun zamandır okuyamadığım ya da okumaya başlayıp elimde süründürdüğüm kitapları nihayet okuyup,bitirme ve sizlere yazma fırsatı bulmuş olucam.
Bu kitabı kütüphaneden aldım ama daha önceden bloglarda görmüştüm.Can yayınevinden de çıkan bir kitap olduğu için alıp okumak istedim.Yazarın dili ve anlatımı popüler yerli yazarlar gibi o yüzden okuması oldukça kolay ama nedense hikayesi beni pek sarmadı,çerezlik bir şeyler okumak isterseniz ideal olucak bir kitap maalesef ki daha fazlası değil :)
Aslı, galiba ben kendimi evliliğe hazır hissetmiyodum. Geçen hafta evlendik mi gerçekten biz? Nikâh memuru inandı mı gerçekten, sözüme güvendi mi? Kara kaplı deftere atılmış öcü imzadan söz etmiyorum ben Aslı. Kimse ciddiye almaz ki beni... Seninle yaşlanmak istiyorum ama yaslanmak istemiyorum. Hem ne suçum var ki benim? Öyle köşemde saksı gibi duruyodum ben. Günün birini bekliyordum. Sen istedin. Geldin sen bulaştın bana.
Sibop, kendi deyimiyle “acemi kolpacı” Orhan’ın romanı. Doğma büyüme Cihangirli Orhan, hukuk tahsili yapmış. Girdiği işlerde pek tutunamamış, ailesinin gözünden bile düşmüş. Kimse tarafından yüzüne bakılmayan biri. Öyle ki, adı “sibop”a çıkmış. Ama bir gün Orhan’ın yüzüne bakan bir kız çıkıyor ve roman başlıyor. Başar Başarır’ın bu sürükleyici, inandırıcı, azmettirici romanının öne çıkan yanı dili olabilir; bir solukta, Türkçenin tadına vara vara okuyacağınız Orhan’ın hikâyesini çok seveceksiniz.
(Tanıtım Bülteninden)
2 haftadır elimde süründürdüğüm kitap nihayet bitti.Malumunuz korona olaylarından dolayı okullar 1 hafta resmi tatil olunca bizim kurumda oldu.Şu sıra kayıtlar,dersler derken zaten oldukça yorucu başlamıştı ikinci dönem , öğrenciler ve öğretmenler kurumda olmayacak ama biz idari kadro olarak kurumda olacağız maalesef ki :( Durum bu olduğundan dolayı uzun zamandır okuyamadığım ya da okumaya başlayıp elimde süründürdüğüm kitapları nihayet okuyup,bitirme ve sizlere yazma fırsatı bulmuş olucam.
Bu kitabı kütüphaneden aldım ama daha önceden bloglarda görmüştüm.Can yayınevinden de çıkan bir kitap olduğu için alıp okumak istedim.Yazarın dili ve anlatımı popüler yerli yazarlar gibi o yüzden okuması oldukça kolay ama nedense hikayesi beni pek sarmadı,çerezlik bir şeyler okumak isterseniz ideal olucak bir kitap maalesef ki daha fazlası değil :)
Aslı, galiba ben kendimi evliliğe hazır hissetmiyodum. Geçen hafta evlendik mi gerçekten biz? Nikâh memuru inandı mı gerçekten, sözüme güvendi mi? Kara kaplı deftere atılmış öcü imzadan söz etmiyorum ben Aslı. Kimse ciddiye almaz ki beni... Seninle yaşlanmak istiyorum ama yaslanmak istemiyorum. Hem ne suçum var ki benim? Öyle köşemde saksı gibi duruyodum ben. Günün birini bekliyordum. Sen istedin. Geldin sen bulaştın bana.
Sibop, kendi deyimiyle “acemi kolpacı” Orhan’ın romanı. Doğma büyüme Cihangirli Orhan, hukuk tahsili yapmış. Girdiği işlerde pek tutunamamış, ailesinin gözünden bile düşmüş. Kimse tarafından yüzüne bakılmayan biri. Öyle ki, adı “sibop”a çıkmış. Ama bir gün Orhan’ın yüzüne bakan bir kız çıkıyor ve roman başlıyor. Başar Başarır’ın bu sürükleyici, inandırıcı, azmettirici romanının öne çıkan yanı dili olabilir; bir solukta, Türkçenin tadına vara vara okuyacağınız Orhan’ın hikâyesini çok seveceksiniz.
(Tanıtım Bülteninden)
4 Mart 2020 Çarşamba
Romantik Film : Isi & Ossi
Herkese merhabalar efenim,
Bugün yağmurlu,selli melli bir İzmir'e uyandık.Bu havada en güzeli işten sonra eve gidince biraz kitap okuyup biraz da film izlemek.Benim gibi bir planınız varsa size bir Netflix filmi ile geldim.Daha önce hayatımda hiç güncel Alman Romantik filmi izlememiştim.Netflix sayesinde farklı deneyimler yaşar olduk :) Bunlardan biri de Isi & Ossi ! Konusu oldukça klişe aslında filmin bu tarz filmleri yabancı olarakta yerli olarak da çok fazla gördük ama yine de izlemesi hoşuma gidiyor :)
Isi sadece hayatını yaşayıp bir şef olmak isteyen bir milyarderin kızıdır öte yandan Osi ise, bekar annesiyle yaşayıp para sıkıntısı çeken ve bunu çözmek için de bir yarışmaya katılan bir boksördür. Isi ve Osi karşılıklı bir anlaşma yaparlar, Isi'nin ailesine onlar birlikteymiş gibi göstereceklerdir bu şekilde Isi'nin ailesi hem onun yakasından düşmüş olacaktır hem de Osi'nin hayallerini gerçekleştirme şansı olacaktır. Fakat iki tarafında asla beklemediği şey ikisininde sandıklarından çok daha fazla ortak noktaları olmalıdır.
Bugün yağmurlu,selli melli bir İzmir'e uyandık.Bu havada en güzeli işten sonra eve gidince biraz kitap okuyup biraz da film izlemek.Benim gibi bir planınız varsa size bir Netflix filmi ile geldim.Daha önce hayatımda hiç güncel Alman Romantik filmi izlememiştim.Netflix sayesinde farklı deneyimler yaşar olduk :) Bunlardan biri de Isi & Ossi ! Konusu oldukça klişe aslında filmin bu tarz filmleri yabancı olarakta yerli olarak da çok fazla gördük ama yine de izlemesi hoşuma gidiyor :)
Isi sadece hayatını yaşayıp bir şef olmak isteyen bir milyarderin kızıdır öte yandan Osi ise, bekar annesiyle yaşayıp para sıkıntısı çeken ve bunu çözmek için de bir yarışmaya katılan bir boksördür. Isi ve Osi karşılıklı bir anlaşma yaparlar, Isi'nin ailesine onlar birlikteymiş gibi göstereceklerdir bu şekilde Isi'nin ailesi hem onun yakasından düşmüş olacaktır hem de Osi'nin hayallerini gerçekleştirme şansı olacaktır. Fakat iki tarafında asla beklemediği şey ikisininde sandıklarından çok daha fazla ortak noktaları olmalıdır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Kitap-Yıldızlı Gece Debbie Macomber
Herkese merhabalar efenim, Noel haftasında geleneksel olmak üzere her yıl Noel temalı kitaplar okumaya ve bunun koleksiyonunu yapmaya karar...
-
Herkese merhabalar efenim ... Hep iyi Çin dizilerinden bahsedecek değilim ya bir tane de izlediğime bin pişman olduğum ama yine de yarı da...
-
Herkese merhabalar efenim, Şu sıralar sizlere dizi diyarında tee Asya'nın farklı farklı yerlerine sürüklüyorum biliyorum :) Bu sefer Ja...
-
Herkese merhabalar efenim, Biliyorsunuz ki bu yazımı ALES ve YÖKDİL,YDS'ye hazırlanarak geçiricem.ALES'de matematik beni yorarken a...