13 Mayıs 2020 Çarşamba

Kitap - 1Q84 Haruki Murakami 1.Cilt

Herkese merhabalar efenim,

Dün bitirdim bu kitabı hemen taze taze size yorumlarımı yazmak istedim.

En sevdiğin yazar kim derlerse eskiden o kadar net bir cevabım yoktu ama artık kesinlikle eminim ki cevabım Murakami ! Adamın okuyup da beğenmediğim hiç bir kitabı olmadı.Üslubu,oluşturduğu karakterler,olaylar,diyaloglar aralara serpiştirdiği müzik ve edebiyat ... En ünlü eseri olan 1Q84'ün ilk kitabını nihayet okudum diğer 2 kitabını da önümüzdeki aylarda okumayı planlıyorum alışveriş sepetime ekledim çoktan.Kitapları DK'dan çıktığı için oldukça pahalı geliyordu bana o yüzden Murakami almakta biraz maddi olarak zorlanıyordum ama bu karantina sürecinde para biriktirme şansım oldu ve bir çok kitabını alıp okuyabileceğim nihayet hatta Allah kısmet ederse külliyatını da tamamlamak istiyorum :)

Adından belli olduğu üzerine Orwell'in 1984 romanında esinlenerek yazılmış bir kitap olduğunu düşündüm ilk olarak ki evet adı da oradan geliyor ama oradaki "Q" nun ne anlama geldiğini söylemicem kitabın içinde bu sorunda cevabı var elbette en iyisi spoiler olmaması için sizin kendinizin okuyup öğrenmesi :)

"Yürekten sevdiğin bir insan varsa, bir kişi olsun yeter, hayatın kurtulmuş demektir…"
Sarsıcı bir yolculuğa hazır mısınız?
Öyleyse kemerlerinizi bağlayın. Erkekleri, titizlikle geliştirdiği bir yöntemle öteki dünyaya gönderen genç bir kadınla tanışacaksınız. Ve amansız bir takiple onun peşine düşen fanatik bir cemaatin müritleriyle…

Romantik misiniz?
Evet, bu kitapta aşk da var… İki dünya bir araya gelmeden mümkün olmayan bir aşk.
Yaşadığınız dünya gerçek mi, hiç düşündünüz mü?
Düşündüyseniz, paralel bir evrene geçmek sizi heyecanlandıracaktır o zaman. Hayatı algılayışınızı değiştirecek bir kitabın kapağını açmak üzeresiniz şu an.

Yaşayan en büyük yazarlardan biri olarak kabul edilen Haruki Murakami başyapıtı, tüm dünyada milyonlarca satan kitabı 1Q84'le bir imkânsızı başarıyor. Nefesinizi kesecek bir macera romanını, gerçek nedir, insan neye inanmalı, aşk dünyayı kurtarabilir mi soruları ekseninde bir yürek atlasına dönüştürüyor.
(Tanıtım Bülteninden)



12 Mayıs 2020 Salı

Kitap - İzmir Kitap Kulübü İle Nisan Ayı Kitabı Zorba Nikos Kazancakis

Herkese merhabalar efenim,

Bugün işteyim bu postu size iş yerimden yazıyorum.Bu hafta perşembe günü de işe gidicem ondan sonra 16-19 arası yasağa girmiş oluyoruz.

Dün akşam İzmir Kitap kulübünün zoom üzerinden toplantısı vardı yine bu ay da online olarak toplantımızı yaptık umarım tez zamanda yüz yüze yapma şansımız olur artık toplantıları :( Resmen hayatımız kaydı bir anda ne olduğunu şaşırdık film gibi hayatlar yaşar olduk Mart ayından beri :(

Bu kitabı aslında ilk olarak üniversite de pek de sevmediğim bir hocamın önerisi ile duymuştum karakterin adı olarak değilde zorbalık etme anlamında ki zorba olduğunu zannetmiştim ve kitaba biraz ön yargı ile yaklaşmıştım.Her zaman derim bir kitabın okunma zamanı vardır bu kitabı da kulüp vesilesiyle okumuş oldum.

Zorba oldukça değişik bir karakter şu zamanlar da okumak hatta biraz eğlenceli bile geldi diyebilirim.Neşesi,umursuzluğu,keyfine düşkünlüğü,amannncılığı hayatı akışa bırakarak yaşaması insanı böyle bi hayat süremediği için bir yandan sinir ederken bir yandan da imrendiriyor.Kitaptaki erkek karakterlerin kadınlara bakış açıları biraz insanın sinirine dokunsa da akıp giden bir kitap oldu benim için.

Zorba, Yunanlı ünlü yazar Nikos Kazancakis'in olgunluk dönemi ürünü (1946). Ağır ve suskunlukla yüklü geçen karanlık bir dönemin tadı buruk ilk meyvesi. Nikos Kazancakis, çağdaş Yunan edebiyatının ancak buzlucam ardından seçilebilen, tedirgin ve büyük kişiliklerinden biri olarak çok tartışıldı, yanlış bilindi, az sevildi. Zorba adlı bu romanı, onun kendisiyle giriştiği bir tür sessiz hesaplaşma sayılabilir. Geçmişin, elden kayıp giden zamanın ve insanın temel yanılgılarının bir kez daha gözden geçirilmesidir bu roman. Zorba aracılığıyla Kazancakis öz yaşamının yenilgiler ve soru işaretleriyle dolu bir bilançosunu çıkarır. Bu bağlamda ele alınınca, bu roman, Zorba ile yazarın yaşam öykülerinin çizili sınırları arasında sonsuz atkı ve çözgülerle sokunmuş büyülü bir kumaştır, denebilir; baştan sona sürekli bir arayışı, sonu gelmez çabaları yansıtan bir kanaviçedir; insanı arayışın serüvenidir...




11 Mayıs 2020 Pazartesi

Kitap - Hayata Dön Gülseren Budayıcıoğlu

Herkese merhabalar efenim,


Psikiyatrist Budayıcıoğlu'ndan roman tadında bir kitap ile daha birlikteyiz.Onların Yalom'u varsa bizim de Gülseren'imiz var ! Kendisine gelen vakaları bu şekilde bizlere sunması o kadar hoşuma gitti ki benim bütün kitaplarını her ay sepetime ekliyorum.Normalde kişisel gelişim ya da psikoloji ile ilgili kitaplar okumaktan alanım zaten bu olduğu için çok fazla hoşlanmıyorum sanki ders kitabı okuyormuş hissi veriyor ben de o yüzden bu tür vaka olaylarının anlatıldığı ve terapilerle ışık tutan kitapları okumayı daha çok seviyorum.Yazarın en sevdiğim kitabı bu oldu çünkü kendisini de aşarak ilk defa bir hastasına karşı farklı deneysel yöntemlerle ilerlediğini gördüm bu da beni acayip cezbetti okuması çok keyifli bir kitap olmuş.

Hiç de güzel denemeyecek suskun mu suskun bir kız... O sustukça, terapistin tarihin mahrem yerlerinden bulup çıkardığı unutulmuş hikâyeler dökülüyor ortaya.

Genç firavun Tutankamon'un esrarı, Hitler ve Freud'un kişiliklerinde gücün analizi... 18. yüzyılda adına "Fısıltı Sanatı" dedikleri, evli kadınların yaşadığı aşk ilişkileri... Çariçe Katerina'nın çamaşırcılık ve hayat kadınlığından başlayan tılsımlı yazgısı... Eva Peron'un ve Prenses Süreyya'nın hüzünlü hayat hikâyeleri ve daha niceleri...

Derken suskunluk bozuluyor. Çirkin kızın hikâyesi başlıyor. Öyle bir hikâye ki acısıyla, dehşetiyle, hüznüyle her şeyi gölgede bırakıyor.

Çirkin genç kızın açıldıkça güzel bir prensese dönüşmesi... Psikanalizin sihirli değneğinin dokunduğu yerde ortaya çıkan bir başarı öyküsü.

(Tanıtım Bülteninden)

10 Mayıs 2020 Pazar

Kitap - Yerdeniz Büyücüsü Ursula K. Le Guin

Herkese merhabalar efenim,

Geçen ay ki kitap kulübü toplantımız da Mülksüzleri okumuş ve online dan toplantımızı yapmıştık bu pazartesi de aynı şekilde Nisan ayı kitabımız üzerinde konuşacağız onunda toplantıdan sonra postu gelecek elbette.Mülksüzlerin toplantısın da yazardan konuşurken daha önce okuduğumuz kitaplarından da bahsettik ben Sürgün Gezegenini okuduğumu ve bilimkurgu ve fantastik aşığı olmama rağmen çok fazla sevemediğimden bahsetmiştim buna karşılık bir çok kişi bana Yerdeniz serisini önerdi Harry Potter serisine ilham kaynağı olan bir seri olduğundan bahsettiler ben de elbette çok merak ettim ve Ursula'ya 3.şansını da verdim ama yok vallahi yok bir türlü olmuyor bizim yıldızımız Ursula ile barışmıyor bu kitabını bile diğer kitaplarına oranla daha kolay okumama rağmen aşırı sevemedim o cümlelerde ki,olaylarda ki,zamanlarda ki kopukluk kitabın akıcılığına hep ket vuruyor ve bu da beni kitaptan inanılmaz soğutuyor.

Evet bu kitap serinin ilk kitabı ama açıkçası seriye devam etme hevesi pek yok ben de eğer bir gün zamanı gelirse okurum belki asla okumam demiyorum elbette öyle dediğim ne varsa bir gün zamanı geliyor ve okuyorum o yüzden zamanının gelmesini bekliyorum bazı kitapların.Bu arada ciddi mana da Harry Potter'ın esin kaynağı olmuş bu kitap neredeyse bir çok durum ve bir çok olay birebir aynı.

"Sanırım Yerdeniz Büyücüsü'nün en çocuksu yanı konusu: Büyümek. Büyümek, benim yıllarımı alan bir süreç oldu; bu süreci otuz bir yaşımda tamamladım -ne kadar tamamlanabilirse; o yüzden de çok önemsiyorum. Çoğu genç de önemser. Ne de olsa esas işleri budur: Büyümek."

- Ursula K. Le Guin -

(Tanıtım Bülteninden)

9 Mayıs 2020 Cumartesi

Kitap - Denizi Yitiren Denizci Yukio Mişima

Herkese merhabalar efenim,

3 gün boyunca evdeyim önümüzde ki hafta da totelde 2 kere işe gidicem daha sonra 19 Mayıs ile Bayram haftası birleşir ve sokağa çıkma yasağı olur diye tahmin ediyorum.Kurumumuz ve okullar tedbirlerle birlikte 1 Haziran da açılmayı düşünüyor ama bilemiyorum kurum ne kadar temiz ve tedbirli olsa da ben işe belediye otobüsüyle gidip geldiğim için biraz huzursuzum açıkçası bu durumdan ve dün inanılmaz kalabalıktı çarşılar,otobüsler virüs sanki bitmiş gibi herkes normal hayatlarına dönmeye başladı ama daha doğru düzgün maske takmıyorlar bu böyle sürmez 2.dalga gelir gibime geliyor umarım o 2.dalgaya yakalanan insanlardan olmam :(

Şu sıra yoğun bir şekilde kitap okuyorum.Özellikle de Japon edebiyatına sarmış durumdayım.Mişime okuduğum 3. Japon yazar ve daha öncesinde bir kitabını daha okuyup sizlerle paylaşmıştım.Bu kitabı da diğer kitabı gibi aynı insanlık duyguları ve olguları üzerinde geçiyor ve sonu da aynı şekilde bitiyor sanırım yazarın tarzı bu.

Marguerite Yourcenar'ın "İnce, bıçak ağzı gibi dondurucu bir kusursuzlukta," diye tanımladığı Denizi Yitiren Denizci, dehşeti şiirsel bir anlatımla bütünleştiren, benzersiz bir kitaptır. "Kusursuz arınma, ancak yaşamı kanla yazılmış bir şiir dizesine dönüştürerek mümkündür," diyen Mişima bu kitapla görüşünü örneklemiş olur. Mişima'nın en etkileyici eserlerinden biri olan kitap soğukkanlı şiddeti ustalıkla anlatırken, hiç kuşkusuz yazarın çocukluğunda bilinçaltını etkilemiş baskıları da yansıtır.

Roman, dul bir kadın, on üç yaşındaki oğlu Noboru ve kadının ikinci eşi olan denizcinin öyküsünü anlatır. Yaşıtlarıyla bir çete kuran Noboru, ilk tanıştığında denizler fatihi bir kahraman olarak gördüğü denizcinin annesiyle evlenerek sıradan birine dönüşmesinin şokunu atlatamaz.

Rakuyo'nun varlığıyla bütünleşmiş olan bu adam, geminin ayrılmaz parçası olan bu adam, kendini o güzel bütünden koparmış, kendi isteğiyle düşlerinden gemileri ve denizi silip atmıştı.

Noboru, tatil boyunca Ryuji'nin yanından ayrılmamış ve denizle ilgili hikâyeler dinleyerek, ötekilerin hiç bilemeyecekleri denizcilik bilgileri edinmişti. Ama onun istediği, bu bilgiler değil, günün birinde denizcinin hikâyeyi yarıda keserek, yeniden denize dönerken ardında bırakacağı mavi su damlalarıydı.

Deniz, gemiler ve okyanus seferlerinin hayali ancak bu mavi damlalarda var oluyordu.

7 Mayıs 2020 Perşembe

Amerika Dizisi : The I-Land

Herkese merhabalar efenim,

Bugün işteyim bundan sonraki 3 gün boyunca evde olacağım.Size Netflix'in derinliklerinden bir mini dizi getirdim.Başta konu itibariyle Lost dizisine benzetmiş olsam da dizi daha sonraki bölümlerinde Black Mirrordan bir bölümmüşçesine devam etti.Daha fazlasını Spoiler olmaması için anlatmıyorum ama çok güzel bir dizi tavsiyemdir 1 günde izleyip bitirdim :)

The I-Land, nasıl geldiklerini bilmedikleri ıssız adadan kurtulmanın yolunu arayan bir grup insanın hikayesini konu ediyor. Bir grup insan gözlerini açtıklarında kendilerini ıssız bir adada bulur. Hafızaları silindiği için adaya nasıl geldiklerini hatırlamayan grup, adadan kurtulmanın yolunu arar. Eve geri dönmek için çabalayan insanlar, bir süre sonra bulundukları yerin aslında göründüğü gibi olmadığını keşfeder. Adanın psikolojik ve fiziksel zorlukları ile karşılaşan insanlar, hayatta kalmayı başarmak için savaşmak zorunda kalır.

The I-Land (2019)

Çin Dizisi : My Girlfriend

Herkese merhabalar efenim,

Bugün evdeyim yarın yine işte olacağım.Bugün sizlere YouTube üzerinden Türkçeye çevrilmiş olan bir Çin dizisinden bahsedicem. Bu diziyi bir blogta görmüştüm aslında o blogta gördüğüm dizinin adı Girlfriend miş ben bu dizi zannettim meğersem bu dizi değilmiş :D Diğer diziyi nihayet buldum ama diğer bölümleri çevrilmemiş olduğu için dizi yarım kaldı benim de hoşuma gitmedi yarım bıraktım.Aslında bu diziyi de yarım bırakmak istedim ama sonuna kadar atlaya atlaya izliyim de bitirip arşive kaldırayım bari dedim.Dizi gereksiz yere uzatılmış aşıklar en sonda kavuşuyor ne ara yakınlaştılar ne ara aralarında ne oldu hiç bir şey anlayamadım bile şu zamana kadar izlediğim en kötü Çin dizisi bile diyebilirim bu dizi için :/

Ding Xiao Rou 15 yaşındayken hamile bir kadın tarafından aşkı bulamaması konusunda lanetlenir. Chi Xin ile tanıştığında aralarındaki yanlış anlaşılmalar aşkın çiçeklenmesine yol açacaktır.

Kitap-Yıldızlı Gece Debbie Macomber

 Herkese merhabalar efenim, Noel haftasında geleneksel olmak üzere her yıl Noel temalı kitaplar okumaya ve bunun koleksiyonunu yapmaya karar...