Herkese merhabalar efenim,
3 gün boyunca evdeyim önümüzde ki hafta da totelde 2 kere işe gidicem daha sonra 19 Mayıs ile Bayram haftası birleşir ve sokağa çıkma yasağı olur diye tahmin ediyorum.Kurumumuz ve okullar tedbirlerle birlikte 1 Haziran da açılmayı düşünüyor ama bilemiyorum kurum ne kadar temiz ve tedbirli olsa da ben işe belediye otobüsüyle gidip geldiğim için biraz huzursuzum açıkçası bu durumdan ve dün inanılmaz kalabalıktı çarşılar,otobüsler virüs sanki bitmiş gibi herkes normal hayatlarına dönmeye başladı ama daha doğru düzgün maske takmıyorlar bu böyle sürmez 2.dalga gelir gibime geliyor umarım o 2.dalgaya yakalanan insanlardan olmam :(
Şu sıra yoğun bir şekilde kitap okuyorum.Özellikle de Japon edebiyatına sarmış durumdayım.Mişime okuduğum 3. Japon yazar ve daha öncesinde bir kitabını daha okuyup sizlerle paylaşmıştım.Bu kitabı da diğer kitabı gibi aynı insanlık duyguları ve olguları üzerinde geçiyor ve sonu da aynı şekilde bitiyor sanırım yazarın tarzı bu.
Marguerite Yourcenar'ın "İnce, bıçak ağzı gibi dondurucu bir kusursuzlukta," diye tanımladığı Denizi Yitiren Denizci, dehşeti şiirsel bir anlatımla bütünleştiren, benzersiz bir kitaptır. "Kusursuz arınma, ancak yaşamı kanla yazılmış bir şiir dizesine dönüştürerek mümkündür," diyen Mişima bu kitapla görüşünü örneklemiş olur. Mişima'nın en etkileyici eserlerinden biri olan kitap soğukkanlı şiddeti ustalıkla anlatırken, hiç kuşkusuz yazarın çocukluğunda bilinçaltını etkilemiş baskıları da yansıtır.
Roman, dul bir kadın, on üç yaşındaki oğlu Noboru ve kadının ikinci eşi olan denizcinin öyküsünü anlatır. Yaşıtlarıyla bir çete kuran Noboru, ilk tanıştığında denizler fatihi bir kahraman olarak gördüğü denizcinin annesiyle evlenerek sıradan birine dönüşmesinin şokunu atlatamaz.
Rakuyo'nun varlığıyla bütünleşmiş olan bu adam, geminin ayrılmaz parçası olan bu adam, kendini o güzel bütünden koparmış, kendi isteğiyle düşlerinden gemileri ve denizi silip atmıştı.
Noboru, tatil boyunca Ryuji'nin yanından ayrılmamış ve denizle ilgili hikâyeler dinleyerek, ötekilerin hiç bilemeyecekleri denizcilik bilgileri edinmişti. Ama onun istediği, bu bilgiler değil, günün birinde denizcinin hikâyeyi yarıda keserek, yeniden denize dönerken ardında bırakacağı mavi su damlalarıydı.
Deniz, gemiler ve okyanus seferlerinin hayali ancak bu mavi damlalarda var oluyordu.
Her halta "Maydanoz" olan blog... Film,Dizi,Kitap,YouTube,Anime,Moda,Yemek,Gezi,Oyun,Eğitim,Makyaj,Alışveriş,Bakım,Tiyatro,Konser...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Gerilim Filmi : The Substance
Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...
-
Herkese merhabalar efenim ... Hep iyi Çin dizilerinden bahsedecek değilim ya bir tane de izlediğime bin pişman olduğum ama yine de yarı da...
-
Herkese merhabalar efenim, Şu sıralar sizlere dizi diyarında tee Asya'nın farklı farklı yerlerine sürüklüyorum biliyorum :) Bu sefer Ja...
-
Herkese merhabalar efenim, Biliyorsunuz ki bu yazımı ALES ve YÖKDİL,YDS'ye hazırlanarak geçiricem.ALES'de matematik beni yorarken a...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder