30 Mayıs 2020 Cumartesi

Kitap - Pia Mater Serkan Karaismailoğlu

Herkese merhabalar efenim,

Bugün evdeyiz.Bu saate post yazıyor olmamdan anlamışsınızdır zaten.Her şeyi saldım yine şu sırlar deli gibi kitap okumaya verdim kendimi en iyi şimdi ki dünyamdan kaçıp başka dünyalara sığınmak böyle zamanlarda o kadar iyi geliyor ki bana !

Uzun zaman Çok Satanlar Listesinden yer alan bir kitaptan bahsedicem bugün sizlere.Çok değişik üslubu olan bir Nöroroman denemesi aslında dünya edebiyatında bu tarzda başka örnek var mı bilemiyorum ama ben bizde ilk kez gördüm bu tarzı.Edebi üsluba resmen biyolojiyi yedirmiş adam.Şöyle bir cümle örnek vereyim anlatmak istediğimi daha net anlamanız için : " Yokuşu çıkmak için bacaklarındaki son ATP 'yi kullandı." :)

Kitabı okurken nedense Azra Kohen romanı okuyormuş gibi bir hisse kapıldım hem bilgi verme amaçlı ama aynı zamanda güzel bir kurgu oluşturulmuş.Bu arada kitap yarım bitiyor bence sanırım devamı gelicek.Çünkü bir çok karakter de çok havada kaldı.Kitap hakkında yapacağım tek olumsuz eleştiri kullandığı isimleri oldu yok Alef yok Tesla yok İlias yav Türkiye de kaç kadın kızının ismini Tesla koyar ki ? Sanki Wattpad romanı gibi bu tarz isimleri neden koymuş anlamadım doğrusu hiç hoşlanmadım bu durumdan bana çok itici geldi.Ahmet'in Ayşe'nin suyu mu çıktı illa modern bir isim koyacaksan Buse koy :)

PİA MATER, bir roman ancak bildiğimiz romanlardan çok farklı. Yazarın tanımlaması ile o bir Nöro-Roman. Bir sinirbilimci olan Serkan Karaismailoğlu daha önce yayımlanmış olan Kadın Beyni Erkek Beyni ve Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum adlı kitaplarından sonra ilk defa bir roman denemesiyle okuyucunun karşısına çıkıyor. Ancak bu kitabında da gene bilim var. Bildiğimiz roman kurgusunun içine ustalıkla yerleştirilen bu bilimsel veriler, roman kahramanlarının eşliğinde bir hikâyeye dönüşüyor.

Macera, bilim ve heyecanlı bir kitap okumak istiyorsanız PİA MATER tam size göre. Elma Yayınevi bir ilki daha buluşturuyor okuruyla; Serkan Karaismailoğlu ve Nöro-Roman…

Nöro-Roman: Sinirbilimsel gerçeklerin, belli bir kurgu ve hayali karakterler eşliğinde okuyucuya sunulduğu bir roman türüdür.

Adam bir türlü anlamıyordu. Beyin üzerine onlarca kitap ve araştırma okumuştu. Bu konuda kendisini önemli bir şekilde geliştirmişti ama gene de anlayamıyordu. Nasıl olur da bir başka insanı bu kadar net içinde hissedebilirdi ki. Onu gördüğü her an, sahip olduğunu sandığı bütün organlarının aslında ne kadar bağımsız ve başına buyruk olduklarını bir kez daha algılıyordu. Yıllardır beraber yaşadığı kalbi artık başkası için atıyordu, beyni desen çoktan olay yerini terk etmişti. Kendi hücreleri bile dinlemiyordu adamı. Bir insanın hücresi neden bir başkası için kendi vücuduna ihanet ederdi ki... Ama adam bir şeyden çok emindi. Tüm hücrelerinin kendisini terk edeceğini de bilse, onu gördüğü tek bir anı bile dünyada hiçbir şeye değişmezdi

(Tanıtım Bülteninden)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kore Dizisi : The Worst of Evil

 Herkese merhabalar efenim, Bugün size hiç benlik olmayan (polisiye,uyuşturucu kaçakçılığı,aksiyon) ama sırf ikinci yan roldeki kadın için b...