15 Eylül 2015 Salı

Maydanoz Time : Dizi - Beauty And The Beast

Herkese yeni bir günden merhabalar efenim !

Geçen yıl ki okul sezonumdan bu yana bi türlü izleyip,diziyi olduğu yere kadar getiremediğim bi dizi ile karşınızdayım.2.sezonuna kadar izledim ki 3.sezonunun da olduğunu öğrendim daha yeni ama maalesef daha fazla izleyemeyeceğim hem daha izlemem gereken sırada çok dizim var hem de malum okul açılıyor.

Kate ve Vincent baş karakterler.Kızımız çok güzel,oğlumuz taş gibi bi canavar :D

Evet dizinin ismi de burdan geliyor zaten Güzel  ve Canavar diye.Oğlumuz aslında bi Amerikan askeri.Ordu da bunun ve tüm askerlerin üzerinde bi güç deneyi yapmışlar (Amerikan'nın tipik konuları Kaptan Amerika'da da böyle bi konu vardı,yenilmez asker peşindeler ) ama deney iyi bi sonuç vermeyince askerler canavar olmaya başlamışlar ve karergahı dağıtıp kaçmışlar dünyanın her bi tarafına.Şimdi bazı güçlerde onların peşinde.Onların içinde özel biri var o da Vincent.

Onlardan farkı artık kendini kontrol etmeyi en az seviyede de olsa bilen biri.Çünkü o eskiden doktormuş (yani orduya girmeden önce ) insanlığını kaybetmemiş içinde,insanlara yardım etme duygusunu kaybetmediği içinde tam bi canavar sayılmaz.

Kızımıza gelecek olursak,çekici,güçlü ve kendi ayakları üzerinde durabilen bi polis.Cinayetlerden sorumlu bi polis dedektifi aslında.Vincent genç kızken bu kızın haytını kurtarmış ve o zaman da kız Vincent'ı gerçek yüzünü (canavar yüzünü) görmüş,annesi gözleri önünde birileri tarafından öldürülmesiin tramvasından bu şokla daha fazla uğraşamamış hayatı boyunca ama aklının bi yerinde hep bi soru işareti kalmış.

O günden sonra Vincent'ta bu kıza aşık olmuş ve gölge gibi yıllarca izlemiş kızı.Bi cinayet davasıyla bu ikili karşılaşınca olaylar başlıyor.

2 sezon boyunca aşkları çok gel git yaşadı annesinin öldürülmesinin davasının arkasından bi sürrü daha olaylar çıktı 2.sezona girişten sonra dizi olduğu yerden başka bi tarafa gitmeye başlayınca açıkçası beni biraz sıkmaya başladı ve 2.sezonda tam da tadında bırakmaya karar verdim diziyi.


14 Eylül 2015 Pazartesi

Maydanoz Time : Kitap - Araf Jamie Mcguire

Herkese merhabalar efenim !

Bu yeni haftaya bir kitap postu ile başlayalım istedim.Ve evet bu evi alıp bi ömür Gaziemir'de kalacağımız bugün kesinleşti hayurlısı olur inşallah ne diyeyim ki başka nasılsa ben burda yokum :D

Neyse biz dönelim kitabımıza Jamie McGuire'den okuduğum ilk kitap açıkçası.Kitap bloglarından hep kitaplarını görüyordum,okumak benim içinde bu zamana kısmetmiş diyelim.

Araf kitabı melekler ve şeytanlar üzerin dayalı yine erkeğin doğa üstü bi yaratık kızınsa masum bi insan olduğu gibi spesifik konuya sahip diyebilirim.

Ben bu tarz kitapları hiç bıkmadan okurum hemencecikte bitiririm çünkü bana hep akıcı ve heyecanlı gelmiştir.Maalesef bu kitapta aynı akıcılığı ve heyecanı göremedim.Çiftimiz ben okurken beni nedende hiç heyecanlandırmadı.Hatta adam kıza doğa üstü bir şey olduğunu söylediğinde bile hiç heyecanlanmadım yazarın mı yoksa çevirmenim mi suçu orasını bilemeyeceğim ama çok yalapşap,çok duygusuz geçmiş bence oraları.Kız azcık şaşırdı sonra kabullenip hayatına devam etti diyebilirim insan biraz şaşırır hayır hayır olamaz nasıl ya benimle dalga mi geçiyorsun sen kanıtla bunu falana der yok anacım yok hiçte öyle şeyler olmadı maalesef ve ben oraların biraz duygusuzca geçilmesine içerlendim açıkçası biraz.

13 Eylül 2015 Pazar

Maydanoz Time : İkon - Elizabeth Taylor

Herkese güzel bi pazar sabahından merhabalar efenim ! 

Hani biz Bornova'ya taşınıyorduk ya heh işte o iş hayal oldu.Annemler oturduğumuz (Gaziemir'de ki evi) almaya karar verdiler.Bi 5 yıl daha buralara mahkumuz yani anlayacağınız.Ama aynı zamanda annem odamı yenileme sözü verdi.Hayalimdeki kütüphaneden alıp hayalimdeki odayı yapıcam.Ben bu evde konuk sanatçı olduğumdan tabi en küçük odaya atılıcam ama olsun sonuçta huzur bulacağım kendi zevkime göre döşediğim bi oda olucak ayrıca kitaplarımda sığacak artık !

Neyse efenim bu pazar İkon postunun konuğu Hollywood'un Menekşe Gözlü starı Elizabeth Taylor.Bu kadının filmlerini bulmakta,izlemekte oldukça zordu aslında.Çünkü değişik türleri olan hatta biraz sıkıcı diyebileceğim filmlerde oynamış kendisi buna rağmen kendini ispatlamış bi oyuncu olmuş.Yüz hatları ve bulanık menekşe gözleri ile bence en çok bu kadın kötü kadın rolüne yakışırmış ama hiç o tip bir role girmemiş.



Hayatı : 

Dame Elizabeth Rosemond Taylor (27 Şubat 1932 – 23 Mart 2011), iki kez Oscar kazanmış Liz Taylor olarak da tanınan İngiliz oyuncu. 79 yaşında kalp yetmezliğinden dolayı hayatını kaybetmiştir.
Taylor geçirdiği bir ameliyat sırasında tıbbi anlamda 5 dakika ölü kalmıştır. CNN'de yayınlanan Larry King Live isimli programda kendisi yaşadıklarını şöyle anlatmıştır:
"Michael Todd'un (uçak kazasında kaybettiği 3. eşi) ruhuyla karşılaştım. Ben de onunla burada kalmak istediğimi söyledim, fakat o bana dünyaya geri dönmem gerektiğini ve daha vaktimin gelmediğini söyledi. Onun aşkı ve sevgisi beni tekrar yaşama döndürdü."
Elizabeth Taylor yakın dostu Michael Jackson da dahil Hollywood'un birçok ünlüsünün da mezarının bulunduğu Forset Lawn Memorial Park mezarlığında defnedildi.


İzlediğim 5 Filmi :


Cat On A Hot Tin Roof : Film 1958 yapımı.Film renkli.Türkçe adıyla Kızgın Damdaki Kedi olarak biliniyor.Elizabeth'in izlediğim ilk filmi.Elizabeth'e bu filmde Paul Newman eşlik ediyor.Elizabeth Marilyn'in esmer hali gibi.Aynı tip saçlar,kaşlar,gözler ... Hatta yanağındaki ben bile ... Ayrıca şöyle de bi nokta var ki Elizabeth'in alnı çok geniş bu saç modeli ona pek yakışmıyor ki moda bile olsa ...

Çok yavaş ilerleyen bi film ve yer yer çok sıkıcı sahneleri var.Tek bir evin hatta tek bi odanın içiden geçen bi film.Hatta film bile diyemem buna daha çok bi tiyatro izler gibiydim.Az oyuncu,az mekan oyuncuların kendilerini gösterdikleri bir şey bir yer işte.Fazla bi kurgu yok.Durumu anlatan bi film.

Sakat bi adamın ailesiyle ve karısıyla olan diyaloglarından oluşan bi film diyebiliriz kısaca.

Elizabeth'i Marilyn ile karşılaştırmak ne kadar doğru olur bilemiyorum.Ama resmen onun esmer hali gibi.Ama şöyle bi detay var ki Elizabeth'in oyunculuğu daha samimi ve gerçekçi geliyor bana.Marilyn bütün filmlerinde hep bi prenses havasında.Buna bazen gıcık oluyordum izlerken,gerçekçiliğini kaybediyordu.

Elizabeth kızgın bi kadın halini yaparken gerçekten kızıyor öyle narin narin bağırmıyor.


Who's Afraid Of Virginia Woolf ? : Film 1966 yapımı.Film siyah-beyaz.Menekşe Gözlüye Richard Burton eşlik ediyor.13 dalda oscar gösterilip 5'ini kazanan dram türünde bi film.Elizabeth burda orta yaşlı bi kadın artık,eski gençliği güzelliği kalmamış gibi.Elinde sigara tüm gün fosur fosur içen sonra konker oynayan tip kadınlara benziyor.Oynadığı rol mü böyle yoksa artık Elizabeth böyle bi kadına mı dönüşmüş bilemiyorum.Virginia Woolf burada yazar olan değil deil mi bi ara onun hayatını anlatıyor sandım.Yine az mekan,az oyuncu yine bi tiyatro izler gibi izliyorsunuz filmi.Sanırım bu Elizabeth'in tarzı ama bana göre değil maalesef çok sıkıldım açıkçası izlerken iki filmini de.



Suddenly Last Summer : Film 1959 yapımı.Film siyah-beyaz.Elizabeth'e bu filmde Matgomery Clift eşlik ediyor.Elizabeth burda aklını bi kazadan dolayı kaçırmış ve tecrit edilmiş deli bi kadını oynuyor.Açıkçası bu rol için bence çok ürkek gözlere sahip biri Elizabeth.Gerçi farkettimde filmi izleyince şimdi Elizabeth'te kötü kadın havası var.

Film yine tam Elizabeth'in tarzına göre aslında daha çok psikolojisi bozuk bi kadınla doktoru ve ailesiyle arasında geçenleri anlatıyor.




Kleopatra : Film 1963 yapımı.Film renkli.Kleopatra'nın hikayesini bi çoğunuz biliyorsunuzdur o yüzden oralara pek girmicem diş görünüş,makyaj,saç olarak ifade olarak Kleopatra'yı Elizabeth'ten daha iyi oynayacak birini düşünemiyorum bulamıyorum maalesef.Makyaj ve saç inanılmaz yakışmış.Elizabeth bu filmde oldukça cesur sahnelerin altına girmiş (masaj yaptırdığı sahnede bildiğiniz çıplak).Elizabeth' e Richard Burton eşlik ediyor.



The Sandpiper : Film 1965 yapımı.Film renkli.Elizabeth'e bu filmde o senelerde bi çok filmde eşlik etmiş Richard Burton eşlik ediyor.İkisiin kimyası öyle çok uyuşmuş olacak ki seyirci onları hep yanyana görmek istemiş filmlerde.Elizabeth bu filmde bi anneyi oynuyor oğluyla Big Sur'da vahşi ama kendince bi hayat süren ikili modern haytla tanışınca yalpalar ve bu durumu yaşarlarken onlara yardımcı olucak biri vardır.















12 Eylül 2015 Cumartesi

Maydanoz Time : Kitap - Kiralık Eş Christine Bell

Herkese güzel bi hafta sonundan merhabalar efenim !

Bu hafta sonuna bi kitap postuyla başlayalım istedim.Kiralık Aşk,Kiralık Sevgili başlıklarından sonra şimdi de Kiralık Eş başlığıyla karşılaşıyorum.Konu biraz tanıdık ama kitabın gidişatı ve üslup olarak işlenişi benim çok hoşuma gitti ve çok akıcı buldum açıkçası.

Şu yaz aylarının son günlerinde iyi gidicek bi romantik-komedi tadında bi kitap diyebilirim.


11 Eylül 2015 Cuma

Maydanoz Time : Müzik - Kygo Firestone

Herkese merhabalar efenim...Bugün müzik günü güzel şarkı işte dinleyin kafanız dağılır daha da diyecek başka bi şey bulamıyorum vallahi ...



10 Eylül 2015 Perşembe

Maydanoz Time : Film - Every Secret Thing

Herkese yeni bir günden merhabalar efenim...

Şu sıra hiç bi şey yapasım yok.Her şeye,herkese gıcık oluyorum resmen.Evde boş boş oturduğum için internetsizde olmuyor face,instagrama,twitterda girdikçe delleniyorum.İnsanların saçma sapan yorumları,gövde gösterileri cidden beni insanlıktan soğutuyor artık.

Ülke olarak yine bi kaos dönemindeyiz.Biliyorsunuz ben bu bloğa hiç bi siyasi olayı taşamadım şimdi de elbette taşamayı düşünmüyorum.Ama öyle gülene eğlenede yazmak istemiyorum şu sıra postları sadece kafam dağılsın diye yazıyorum.

Bugünün film postunda yine annemin isteği üzerine izkediğimiz Gerilim-Gizem tadında bi film var.Sonunu yine ben tahmin ettim elbette.Ama karışık bi kurgusu olmasına rağmen başroldekilerin hepsi kadın olduğu için beni izlemeye teşvik eden bi filmdi diyebilirim.Filmde tanıdık Elizabeth Banks ve Dakota Fannig var.Bir cinayet davası üzerina kalmış olan iki genç kızın hikayesini anlatıyor.



9 Eylül 2015 Çarşamba

Maydanoz Time : Kitap - Popom Olmadan Asla ! Şişman Kız

Herkese merhabalar efenim !

Yazın böyle kafam dağılsın diye bu tarz bana hiç bi şey katmasa bile eğlencelik kitaplara bayılıyorum okurken o kadar eğleniyorum ve sürükleniyorum ki ne kadar sayfa olursa olsun 1 günde bitiriyorum.Bu tarz kitaplar genelde gerçek hayat hikayesini anlattığı için,kendimi çok yakın hissediyorum.

Evet boyum uzun olmasa bende dombilinin teki olurdum herhalde.Çünkü yemek yemeği çok ama çok seviyorum ! Bende de biraz malum göbekçiklerden var ama inşallah bi daha ki yaza kadar o da erimiş gitmiş olur.Bu kitabı okurken bol bol acıktım ama irademe hakim oldu yine vallahi.Gerçi burada anlatılan kız oldukça kilolu bi 95 kilo kadar onun terkedilmesi üzerine anlatılan bi yemek yeme serüvenini,kendini bulma ve olduğu gibi mutlu olmayı öğrenebilmesini anlatıyor.

Çok severek okudum mutlaka alın okuyun :)






Fantastik Film : V for Vengeance

 Herkese merhabalar efenim, Bayramın ilk gününde annemler yengemlerle birlikte Amasyaya gitmişlerdi.Beni de kuzenimin evine bıraktılar.Biz d...