Herkese merhabalar efenim,
Ohh mis gibi bahar geldi,güneş geldi üşümediğimiz ama yanmadığımız da mis gibi bir hava var şu sıralar haftaya da bayram olunca tadından yenmez bir halde.En sevdiğim mevsim olan ilbaharla birlikte doğum günümde geldi! Yarın 29 yaşıma giriyorum ! 30 lu yaşlara az kaldı ama ben hala kendimi 18 gibi hissediyorum.Sanırım sürekli ergenlerle çalışmanın bana yansıması diyebiliriz bu duruma.
Seçim nedeniyle dünde okul tatildi o yüzden toplamda 3 gün rahat rahat tatil yaptım dinlendim,yuvarlandım yatağımda.Bu arada filmde izledim elbette.Onlardan biri de daha önce bir türlü izleyemediğim ama artık zamanının geldiğine inandığım Inception filmi oldu.Bu sanat eserini izlemem neden bu kadar uzun süre aldı bilmiyorum ama film hakkında zamanında çok fazla spoiler yediğim için izlemek konusunda çok şevkim kırılmıştı.Bazı şeylerin zamanı vardır diyelim.
Uzmanlık alanı, zihnin en savunmasız olduğu rüya görme anında, bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çekip çıkarmak ve onları çalmak olan Dom Cobb çok yetenekli bir hırsızdır. Cobb’un bu ender mahareti, onu kurumsal casusluğun tehlikeli yeni dünyasında aranan bir oyuncu yapmıştır. Ancak, aynı zamanda bu durum onu uluslararası bir kaçak yapmış ve sevdiği her şeye mal olmuştur. Cobb’a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Ona hayatını geri verebilecek son bir iş; tabi eğer imkansız “başlangıç”ı tamamlayabilirse. Mükemmel soygun yerine, Cobb ve takımındaki profesyoneller bu sefer tam tersini yapmak zorundadır; görevleri bir fikri çalmak değil onu yerleştirmektir. Eğer başarırlarsa, mükemmel suç bu olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder