17 Ağustos 2017 Perşembe

Amerikan Dizi - American Horror Story

Herkese merhabalar efenim ...

Uzun soluklu Amerikan filmlerini izlemeyeli epey olmuştu.Genelde hep sıkıldığım için artık daha doğrusu izleme ve heves konusunda o başlarda ki halim olmayınca yarım bıraktığımdan izlemekten kaçınıyordum ya da 1-2 sezonluk mini dizileri ya da yeni başlamış dizileri izliyordum.

Uzun zamandır çok konuşulan bir diziydi American Horror Story.Tam da benim damak tadıma göre bir diziydi ilk sezon aslında biraz yavandı ama yine de kendini izlettirmeye başardı 2.sezon hem akıl hastanesinde geçtiği için hem tam bana göreydi ama hem de 4 sezon içinde izlediğim en sezondu.

Aslında sezonları farklı farklı hatta kafanıza göre izlemek isterseniz izleyebilirsiniz çünkü aralarında hiç bir bağ yok.Her sezonda farklı konular ve farklı oyuncular oluyor.Ama bazı aynı oyuncuları farklı rollerde görmek mümkün oluyor.Kadroları genelde tanınmış isimlerden oluşuyor hatta 5.sezonunda Lady Gaga var diye biliyorum ama sanırım izlemek bana kısmet olmayacak çünkü bu seriden 4.sezonun 8.bölümünde resmen koptum devamını izlemekte istemiyorum açıkçası.Belki izlerim diye tee kışın başladığım bu seriyi bu zaman kadar beklettim ama maalesef artık yazma zamanının geldiğini düşünüyorum artık bu defter kapanıp arşivlerimde kalmalı ...



1.Sezon  : American Horror Story: Murder House

Öykü, 2011 yılında geçmektedir ve Harmon ailesinin yaşadıklarını anlatmaktır: psikiyatrist Ben (Dylan McDermott), karısı Vivien (Connie Britton) ve ergenlik çağındaki kızları Violet (Taissa Farmiga), Vivien'ın düşük yapmasından ve Ben'in bir ilişkisi olması sebebiyle Boston'dan Los Angeles'a taşınırlar. Harmon ailesi, restore edilmiş bir konak satın alarak buraya yerleşirler ve kısa bir süre sonra evin eski sakinleri olan Langdon'lar ile karşılaşırlar: Constance Langdon (Jessica Lange), iki çocuğu Tate (Evan Peters) ile Addie (Jamie Brewer) ve sakat Larry Harvey (Denis O'Hare). Ben ile Vivien, ilişkileri yeniden alevlendirmek için çalışırlar; depresyonda olan Violet, kendini Tate ile rahat hisseder. Langdon ailesi ile Larry, sık sık Harmon ailesinin hayatlarını etkiler. Harmon ailesi, evin eski sakinlerinin hayaletleriyle kuşatıldığını fark eder.




2.Sezon  :American Horror Story: Asylum

İkinci sezon, akıl sağlığını konu edinmektedir. Öykü, 1964 yılında geçmektedir ve doktorlar, hastalar ile cezai ehliyeti olmayanlar için bir tesis tutan rahibelerin yaşadıklarını ele alınmaktadır. Tesis, tedavi uygulamak ve cezai ehliyeti olmayanlar için kurulur. Sert Rahibe Jude (Jessica Lange), Jude'ın emrindeki Rahibe Mary Eunice (Lily Rabe) ile tesisin kurucusu Monsenyör Timothy Howard (Joseph Fiennes), tesisi yönetmektedir. Psikiyatrist Dr Oliver Thredson (Zachary Quinto) ve sadist bilim adamı Dr Arthur Arden (James Cromwell) dahil olmak üzere akıl hastanesindeki hastaların tedavisinden ötürü doktorlar suçlanmaktadır. Adam Levin konuk oyuncu ilk 3 bölümde.Ayrıca tarihten Anna Frank hikayesine ve karakterine de yer verilmiş.



3.Sezon  : American Horror Story : Coven

Üçüncü sezonunda New Orleans'ın cadılık tarihi açısından geçmişiyle bugünkü durumunu konu alır. Cadı yetiştiren bir okulun ayakta kalması üzerine hikâye kurulmuştur. Meclisin yücesi Fiona Goode (Jessica Lange) yeteneklerini arayan genç cadıları meclise alarak cadılık güçlerini korumayı amaçlar.



4.Sezon : American Horror Story : Freak Show

Dördüncü sezon 1952 yılında Jupiter, Florida'da Elsa Mars'ın (Jessica Lange) kendi kurduğu bir ucube gösterisinde geçmektedir. Elsa, gösterisindeki bütün ucubeleri kendi bulur ve onları gösteriye girmeye ikna eder. Sezon, Elsa'nın kendi annelerini öldüren siyam ikizleri Bette ve Dot Tattler'ı (Sarah Paulson ) bulması ve gösteriye getirmesi ile başlar. Gösterinin diğer üyesi Jimmy Darling (Evan Peters) distaktili ile doğan ve gösteriyi bırakıp yeni bir hayata başlamak isteyen bir gençtir. Jimmy'nin annesi ise "sakallı kadın" olarak bilinen ve gösteride kanun ve düzeni korumakla yükümlü Ethel Darling'dir (Kathy Bates). Ayrıca gösteride Ethel'in geçmişinden gelen dünyanın en güçlü adamı Dell Toledo (Michael Chiklis) ve onun üç göğüslü karısı Desiree Dupree (Angela Bassett) da yer almaktadır.




14 Ağustos 2017 Pazartesi

Kitap - Bir Türk Dünyaya Bedel İki Türk LakLak Eder Erdal Demirkıran

Herkese merhabalar efenim ...

Bugün uzun zamandır okumak istediğim ama bu zamana kısmet olmuş bir yazarla tanıştım.Erdal Demirkıran namı diğer Dünyanın En Akıllı İnsanı !

Normalde gelişimsel kitapları okumam çünkü onları genelde bu işin üniversitesini okumuş adamlar yazmaz genelde kendi hayat felsefesini insanlara dayatmaya dayılı kitaplar olur.Bir Psikolojik Danışman olarak bu durumdan pek memnun değilim elbette.Eğer kişisel gelişim kitabı okuyacaksınız illa ki bu işi bilen adamlardan okuyun bu sizden bir ricamdır.

Dediğim gibi aslında kategorisi kişisel gelişimsel olsa da pek öyle değil.Okuken daha çok Cem Yılmaz izler gibi oldum çünkü Türk insanının bütün açıklarını,eksiklerini mizahi bir dille oldukça güzel bir şekilde anlattı.Açıkçası ben diğer kitaplarını da okumak istiyorum çünkü hem dili hem de verdiği mesajları gerçekten güzel ve dikkate alınması gerekiyor.İnsanı sorgulatıyor aynı zamanda sahi siz bu dünya için ne gibi faydalar sağlıyorsunuz ?


13 Ağustos 2017 Pazar

Gezi - Marmaris Tatili

Herkese merhabalar efenim ...

Aradan neredeyse 1 ay geçti ve ben bu postu yazmaya daha yeni imkan bulabildim bu video hazırlama işleri cidden çok zor bir iş hele de YouTube'a yüklemesi tam bir verem ! Ama insan ucunda çıkarı olmasa bile bir işi seviyorsa herhalükarda yapıyor :) Aman geç olsun güç olmasın demişler :D

Marmaris benim büyüdüğüm yerler aslında ama gitmeyeli neredeyse 5 yıl olmuştur.Marmaris'e gittiğimizde genelde Askeri kampta tatil yaptığımız için dış kısımlara pek çıkmıyoruz.Bu sene değişiklik olunca bir otelde kaldık ve Marmaris'in tee 15 yıl önce gördüğüm kısımlarını görmek nasip oldu ama tabi kim ve ne olduğu gibi duruyor öyle değil mi? Ben büyüdüm bu şehir de değişti elbette ...

                                                                               1.GÜN


Kaldığımız yer PaşaBey Hotel idi.İlk defa burada kaldık. 4 yıldızlı bir oteldi.Özellikle yemeklerinin kalitesini ve otelin temiz olmasını beğendim onun dışında konukları cidden ölü eğlenme namına maalesef hiç bir şey yoktu elbette Antalya - Bodrum buraya beş basar.

Çarşı da bir otel yani deniz kenarında değil.Denize gitmek isteyenler sabah minübüslerle gidip geliyor bence tam bir eziyet olduğu için denize gitmeyi hiç istemedik havuz bizim için yeterliydi zaten İzmir'de yaşayan insanlarız öyle çok büyük bir deniz özlemi yoktu içimizde.






Otelin müşterileri genelde Hollanda-Almanya'dan geliyordu.Ruslara "sığır" muamelesi yaparken Avrupa insanının da çok farklı olmadığını anlamış oldum.En azından erkeklerinin.Cidden Avrupa erkekleri gizli odunlar.Dıştan yakışıklı,kaslı,bakımlı,havalı vb içinde büyük bir öküz yatıyor hepsinin.Kadınları her zaman ki gibi rahat ve güzeller.Hatta bakımdan ve güzellikten ölecekler ...



İlk gün dışarı olarak Kızkumu'na gittik.Benim aklımda canlandırdığım denizin içinde yüksek bir kum birinkitisinin olması ve insanların orada yürüyor olması yönündeydi ama işin aslı öyle değilmiş.Deniz yükseldiği için en fazla 1 km kadar aynı seviye de su ve denizde o şekilde yürüyebiliyorsunuz.Ama o yol deniz ayakkabıları olmadan yürünmez emin olun çünkü dibi taşlıktı.




2.GÜN

Ertesi gün Barkas Tekne Gemisiyle Dalyan turuna çıktık.Sırf bu tur için geldim Marmaris'e diyebilirim açıkçası :D Kişi başı 70 TL.Tur dahilinde Koylarda yüzme,belli plajlarda yüzme,dalyan -sazlık turu ve en sonda çamur banyosu var.Sabah 09.30 'dan akşam 19.00 arası.Biz çok eğlendik ve çok memnun kaldık geziden bizim için unutulmaz bir anı daha oldu.




Öğle yemeği de dahil.



Büyük tur gemisinden küçük teknelere biniyorsunuz sazlık turu için.Orada olan mini kasabaları,sazlıkları ve Kral Kaya Mezarlıklarını geziyorsunuz.





Herkesin aile resmini çekiyorlar.Eğer beğenirseniz anı olarak 15 TL'ye satın alabiliyorsunuz.











Akşamında yemek yedikten sonra otelimiz tam Çarşı'da olduğu için gezmeye çıktık.15 yıl sonra geziyorum bu çarşıyı elbette hiç bir şey olduğu gibi durmuyordu.Meydanda ki kocaman Tansaş'ı yıkmışlar onun yerine 19 Mayıs Meydanını yapmışlardı hatta tam ortasına da süs havuzu koyup akşamları müzik eşliğinde su gösterisi yapılıyordu.Tabi bu hali eskisinden daha iyiolmuş turist çekmek için çok zekice yapılmış bir şey.İnsanın o su gösterisini izlerken bile içi huzur doluyor.Marmaris'te yaşasam kesin her akşam orada yürüyüşe çıkar oturur bir yerde izlerdim o gösteriyi.















3.GÜN






4.GÜN

Artık son gün olduğu için otelden ayrılmak vakti.Son zamanlarımızı da küçüklüğümün geçtiği Aksaz kampında geçirdik.Oranında eski ihtişamı kalmamış elbette resmen denizi dışında hiç bir meziyeti kalmamış.İyi ki bu sene burada kalıp kendimizi buraya esir etmemişiz.Ben küçükken hatırlıyorum da askeri kamplar içinde en güzel kamptı burası.O zaman çok becerikli komutanlar ve askerlerde vardı.Restoranlar sivile verilip pahalı ve kalitesiz de olmamıştı askeriniyenin cidden şaşalı zamanlarıydı.Çok yetenekleri vızır vızır asker abiler olurdu.Akşamları tiyatro yapan mı derseniz,barda şarkı söyleyen mi,diskoda gösteri yapan mı,DJ'lik yapan mı,sahilde ateş etrafında insanları toplayıp gitar çalan mı dersiniz ... Ahhh eski günler ahhh !








Son olarak video ...










11 Ağustos 2017 Cuma

Müzik - Melanie Martinez Dollhouse

Herkese merhabalar efenim ...

Oldukça uzun bir zamandır geleneksel cuma gününde müzik videosu paylaşmıyordum ama artık bu geleneği geri döndürdüm.

Bu geri dönüşü ilk bebek konseptiyle kendinden çok konuşturan ve dikkatleri üzerine çeken sesi de benim çok hoşuma giden Melanie Martinez ile yapmaya karar verdim.Klibide kendisi kadar oldukça ilginç ayrıca şarkının sözleri de.Alkol ve şiddeti,bir ailenin dışarı yansıtmaya çalıştığı sahte duruşun psikolojisini alt metinle vermeye çalışmış.Alt mesaj olduğu için bakan gözler sadece bebek gibi davranan bir kız görebilir ama gören gözler kızın bebek gibi görünse de gözlerinde ki donukluğu ve haraketlerinde ki robotluğu,sahteleştirilmeyi farkedebilir ...


10 Ağustos 2017 Perşembe

Anime - Kimi No Na Wa

Herkese merhabalar efenim ...

Uzun zamandır anime izlemiyordum hele de bu tarz film olanlarını.Japonya'da çok beğenilmiş hatta bu ay bizim ülkemizde de beyaz perdeye girmiş olan bir animeden bahsetmek istiyorum sizlere Türkçe adı : Senin Adın ...

Fantastik-Romantik-Dram kategorileri içinde başta bir Asya klişesi olan ruh değiştirme olayı gibi başlasa da sonraları farkını hissettirmeyi başarmış 2 saatlik bir anime.9.1 puanını tamamen hak etmiş hatta en sonuyla beni ağlatmayı bile başardı anime izlemeyenler için bile bu animeyi izlemeli ilkleri olmalı diye düşünüyorum.

Son olarak çizimleri ve görselleri de oldukça iyiydi.İzleyin,izlettirin !

Şehir çocuğu olan Taki ve kasaba kızı olan Mitsuha, lisede okumaktadırlar ve birbirlerini hiç tanımazlar. Ancak aynı rüyalara ve isteklere sahiptirler. Bu istekleri doğrultusunda hareket etme kararını aldıklarında, yollarının bir gün kesişeceğinden ve birbirlerine bağlanacaklarından haberleri yoktur.


Fantastik Film : V for Vengeance

 Herkese merhabalar efenim, Bayramın ilk gününde annemler yengemlerle birlikte Amasyaya gitmişlerdi.Beni de kuzenimin evine bıraktılar.Biz d...