13 Temmuz 2020 Pazartesi

Fantastik Film :The Old Guard

Herkese merhabalar efenim,

Charlize Theron ablamız muhteşem saç kesimiyle Netflix filmlerine tain olmuş.Fantastik aksiyon karışık olan filmi açıkçası ben soluksuz izledim hatta baş rolde Charlize ablam olunca ağzımın suyu aka aka izledim onun bu tarz "kadın savaşçı" karakterleri meşhurdur bu da o karakterlerinden biri olmuş.Sanırım filmin devamı gelicek çünkü çok fazla hava da kalan noktalar oldu :)

Thebae Campus'ın prensesi Eetion’un kızı olan Andromecha ve ona eşlik eden diğer Yunan mitolojisinden çıkıp gelen insanlar, 21. yüzyılda, paralı asker olarak çalışıyorlardır. Ölümsüzlükleriyle yaşamak zorunda kalan paralı askerler, başka bir ölümsüzün varlığını keşfederler. Bu kişi ise denizcilere hizmet veren siyahi bir kadındır. Peşlerine düşen kötü niyetli bir topluluk ise onların varlıklarını keşfetmişlerdir. Ölümsüzler anlayacaklardır ki, ölümden çok daha kötü şeyler vardır.

Kitap - Şeker Portakalı Jose Mauro De Vasconcelos

Herkese merhabalar efenim,

Dün iş yerinde tek olunca bir kitabı okuyup bitirdim.Küçükken okuduğum ama çok fazla hatırlayamadığım kitaplardan biri olan Şeker Portakalını okuyup bitirdim.Kardeşimin kitaplığında bunun serisi olduğunu da öğrendim onları da okumayı düşünüyorum.Ağlamaktan helak etti beklenildiği gibi kitap beni :) Diyecek başka da bir şeyim yok :)

Acı dolu bir hayat sürdürmek ve bunu yaşamın olağan seyri gibi kabul etmek, ta ki hayattaki en gerçek ve karşı konulamaz acının ne olduğunu öğrenene kadar… Şeker Portakalı; yoksulluk ve sevgisizlik içinde yaşayan küçük Zeze’nin dünyasını, okuyucusuna yalnızca minik bir çocuğun gözünden değil, evrensel bir hakikat penceresinden sunuyor.

Brezilyalı yazar Jose Mauro de Vasconcelos’un 1968’de yayımlanan Şeker Portakalı adlı eseri, yalın anlatımı ve çarpıcı hikâyesiyle dünya edebiyatının unutulmaz başyapıtları arasında yer alıyor. Yazarının hayatından izler taşıyan eser, bir çocuğun iç dünyasından yola çıkarak tüm insanlığa acıyla yoğrularak olgunlaşmanın ağırlığını duyumsatıyor.

Gerçekçi anlatımı ve duygu ağırlıklı temasıyla Latin Amerika edebiyatını tüm yönleriyle yansıtan Şeker Portakalı; saflığı, şefkati ve acıyı eksiksiz bir empati ile iliklerinize kadar hissetmenizi sağlayacak.

Saflığın Acıyla Yüzleşmesi

Kitabın başkahramanı Zeze, yaramazlıklarıyla meşhur bir afacan. Mahallelinin “şeytan” olarak andığı bu çocuğu, öğretmeni ise bir “melek” olarak görüyor. Günün birinde Zeze ve ailesi, maddi imkansızlıklar nedeniyle oturdukları evden taşınmak zorunda kalıyor. Zeze, önceleri taşınmalarına çok üzülse de bu durumu yeni taşındıkları evin bahçesindeki şeker portakalı fidanıyla telafi ediyor. Fidan, çok geçmeden Zeze’nin en iyi arkadaşı oluveriyor.

Zeze bir gün, en büyük hayalini, daha doğrusu yapmayı en çok istediği yaramazlıklardan birini gerçekleştiriyor. Bu yaptığının bedelini ise mahallede Portekizli adıyla bilinen bir adamdan fena halde dayak yiyerek ödüyor.

Küçük kahramanımız, başta bu adamdan nefret etse de sonradan onu çok seviyor. Hatta Portekizliyi o kadar çok seviyor ki bu sayede haylazlığı da bırakıyor. Zamanla ikilinin arasında, baba-oğul ilişkisi gibi bir bağ kuruluyor. Ancak hikayenin sonunda bu bağlılık, Zeze’yi iyileştirdiği kadar onun ömür boyu unutamayacağı bir acıyı da beraberinde getirecek.

11 Temmuz 2020 Cumartesi

Müzik - Ariana Grande No Tears Left To Cry

Herkese merhabalar efenim,

Dün geç saatlere kadar kurum yıl sonu yemeği vardı.Ordan döndükten sonra duş aldım ve nasıl uyuduğumu şaşırdım resmen.Haftalık iznimi mülakatım için perşembe kullandığımdan bugün sadece ben kurum nöbetçisi olarak kurumdayım benden başka herkes izinde ama yalnız olmayı da seviyorum o yüzden bu konuya çok takılmıyorum.

Bugün müzik postunda şu geçtiğimiz 3-4 ay içinde çok dinlediğim ve dinlerken adeta kendimi bulduğum bir şarkı var : Ariana Grande'nin "No Tears Left To Cry " şarkısı.bu şarkıyı dinlerken de ağlamak ayrı bir ironik oluyor ama her defasında beni ağlatmayı başarıyor çünkü cidden artık gözümde yaş kalmadı ağlamaktan.En vahimi de bir erkek için bu kadar uzun süre göz yaşı dökmemiştim bu yüzden çoğu zaman ağlarken aynı zamanda da kendime kızıyorum.Her şeyin bir hayırlısı var derler olmayacak bir şeyi bildiğin halde onu istemek ve alamamaktan dolayı ağlamak bana gerçekten çok acınası geliyor aslında hayatta ağlanması gereken çok şey var.İnsanlar sağlıkları ve geçim sıkıntıları için de boğuşurken bana böyle manasız konularda üzülmek çok sinir bozucu geliyor :(

Artık biraz daha durulmaya ve o eski Buse ye dönmeye başladım gibi hissediyorum çünkü o kızı gerçekten çok özledim.Bu şarkıyı da ağlamadan sadece Ariana'nın sesini sevdiğim ve şarkıyı beğendiğim için dinleyeceğim bana bir şeyler ifade etmeden ...

10 Temmuz 2020 Cuma

Romantik Komedi Filmi :Saranghago Issseubnikka

Herkese merhabalar efenim,

Dün Kore filmi izlemişken hızımı alamayıp bir tane daha izledim ama bu diğeri kadar iyi bir film değildi genelde dandik dizilerde rol alan kişileri baş role koyup bir film çekmişler ama kafa dağıtmalık film arıyorsanız gayet iyi bir seçenek olabilir :)

So Jung bu zamana kadar sefillik içinde yaşamıştır. Annesi hastadır ve hangi işe elini atsa başarısızlıkla sonuçlanır. Atılgan ama bir o kadar da şüpheci ve gizemli olan Seung Jae’nin işlettiği bir kafeterya’da çalışmaktadır. Fakat fırtınalı bir gecede, gizemli bir kadın kafeterya’ya gelir ve So Jung’a “Aşık Mısın?” adlı tuhaf bir kitap verir. Bir gün, kitaba aşk hayatıyla ilgili bir soru sorar ve aldığı cevap ile mucizevi bir şekilde hayatı değişir. So Jung aniden herkesin dilinde olur. Tanıştığı her erkek ona aşık olur, buna Seung Jae de dahil. So Jung gerçek aşkı bulmak için kitabın gücünü kullanabilecek midir? Peki Seung Jae o kadar rekabete rağmen onun kalbini kazanabilecek mi?


Romantik Film : Yuyeolui Eumagaelbeom

Herkese merhabalar efenim,

Dün mülakattaydım 4 soru soruldu 1 soru hariç hepsini bildim o soruda hiç bilmediğim bir yerden genel kültür sorusu olarak geldi ama onun dışında çok az heyecanım dışında oldukça iyiydi.bu akşam için onlinedan psikoeğitim alma planım var onunla uğraşırım büyük olasılıkla yarın akşamda kurum yemeği var o olur ve pazar günü de kurumda olacağım ve bir şekilde bu haftayı da sonlandırmış olacağım.

Dün akşam izin günüm de olduğu için biraz şöyle chill bi vakit geçirmek istedim ve uzun zamandır gözüme çarpan , baş rollerinde Go-eun Kim ve Hae-In Jung'un olduğu ingilizce adıyla "Tune In For Love " filmini izledim.Kore filmi izlemeyeli uzun zaman olmuş.Hae-In Jung'un bu tarz film ve dizileri biliyorsunuz ki oldukça meşhur oldu artık Netflix de Chill bir dizi ya da film izlemek istediğimde direk adamın dizi,filmlerine bakıyorum.

1994 yılında, Şarkıcı Yoo Yeol'un "Müzik Albümü" radyo programı DJ'i olduğu ilk gün Mi-Soo ( Kim Go-Eun ), Hyun-Woo ( Jung Hae-In ) ile tanışır. Mi-Soo bir fırın dükkanında yarı zamanlı çalışıyor ve Hyun-Woo mağazaya giriyor. Mi-Soo, ilk bakışta Hyun-Woo'ya aşık olur ve sonunda romantik bir ilişki gelişir. Beklenmeyen bir durum gerçekleşir ve çift ayrılır, ancak ilişkileri asla bitmez.

Go-eun Kim and Hae-In Jung in Yuyeolui eumagaelbeom (2019)

8 Temmuz 2020 Çarşamba

Müzik - Hwa Sa Maria

Herkese merhabalar efenim,

Bugün izin günüm ve bugün öğretmenlik mülakatım var 13.30 da ! Çok heyecanlı değilim açıkçası sıkıldım artık bu tarz şeylerle uğraşmaktan ömrüm bunlara ağlayıp sızlanmakla geçti devlette çalışmayı bende elbette çok istiyorum ama sürekli bu düşünce için çalışmakta beni artık çok yoruyor.Seneye için şu an çalıştığım kurumla sözleşme imzaladım bile hem de kafamdaki fiyata biraz da onun için rahatım sanırım ama Türkiye de yaşıyoruz elbette ve pandemi dönemindeyiz maalesef ki özel sektör de insanlar önlerini göremiyor devlette çalışmak kadar rahat değil.

Bugün müzik postu yapalım dedim.Hwa Sa nın yeni albümü ve albümden çok beğendiğim şarkı olan Maria'nın klibi de çıktı.Normal de bu blogta pek KPOP şarkısı paylaşmıyordum ama artık paylaşmaya karar verdim çünkü çok fazla KPOP şarkısı dinliyorken neden paylaşmayayım ki ?

Hwa Sa bu klipte yine ne kadar güçlü bir kadın olduğunu gösteri bir kez daha kendisine hayran oldum.Maria Hwa Sa nın vaftiz adıymış ve aslında bu şarkıyı kendine ve haterlarına yazmış.O yüzden şarkının melodisinin güzelliği kadar sözleri de çok anlamlı ve güzel geldi bana :)

Kendinizi sevmeniz dileğiyle :)


Kitap - Yakıcı Sır Stefan Zweig

Herkese merhabalar efenim,

Zweig külliyatına devam ediyorum.Zweig'in bu novellasını okuduğum son iki kitabına oranla daha çok beğendim çünkü içine daha çok girebildim.Küçük bir çocuğun gözünden anlatıldığı kısımlar çok hoşuma gitti.Diğer kitapları gibi okuması kolay 80-90 sayfa civarlarında bir kitap.

Kısa bir tatil için Avusturya Alplerine giden bir baron, zamanını zararsız bir flörtle renklendirmenin yollarını aramaktadır. Kendine fazlasıyla güvenen ve gönül maceralarına her zaman açık olan bu müzmin kadın avcısı, kısa sürede kendisine bir av bulmakta hiç zorlanmayacaktır. Tanışıp yakınlaşmak istediği kadının on iki yaşındaki oğluyla ahbaplık kurarak işe koyulur. Yakıcı Sır annesini elde etmek isteyen bu narsist çapkın tarafından kullanılan bir çocuğun hikâyesidir aslında. Ne var ki, yetişkin dünyası bazen masum çocuklara büyüklere göründüğünden çok daha berrak görünmektedir…
(Tanıtım Bülteninden)

Kitap - Okçunun Yolu Paulo Coelho

 Herkese merhabalar efenim,  Yağmurlu bir haftasonundan merhabalar.Mayısın ortası geldi neredeyse ama Samsun da hala dolu falan yağıyor ve h...