Çin Dizisi : Rattan

Herkese merhabalar efenim,

Şu sıralar izleyecek çok fazla Kore dizisi kalmadığı için Çin dizilerine sardım.Bu dizi Çin mitolojisi ile ilgili değişik bir dizi.Rattan adında bitkilerden gelen bir kadını anlatıyor elbette fantastik bir dizi.Baş roldeki adama da kadına da bayıldım resmen bazı bölümler kadının intikamı üzerine fazlasıyla uzatılmış keşke araya daha fazla romantik sahne alsalardı.Onın dışında konusu değişik izlemesi değişik keyif de bir dizi :)

Uzun yıllar önce uzaylı-bitki melezi olan Si Teng(Jing Tian) gizemli birisi tarafından bir depoda acımasızca öldürülür. Yıllar sonra atalarına zor zamanlarında yardım etmiş kişinin ailesini aramak için Dana’ya gelen sıradan bir genç adam olan Qin Fang(Zhang Binbin) başına gelen bazı talihsiz olaylar sonucu yanlışlıkla Si Teng’ı onlarca yıllık uykusundan uyandırır.

Hafızsındaki eksik anılarla kafası karışan Si Teng, Qin Fang’e efendisi olduğunu söyler ve onu planlarına yardım etmeye zorlar.

Qin Fang istemeyerek de olsa ona yardım etmeyi kabul eder. Qin Fang yanındayken, Si Teng yaşamanın ve sevmenin ne demek olduğunu öğrenir, ancak geçmişiyle ilgili eksik anılar ona işkence etmeye devam eder.

Geçmişinin gizemlerini anlamaya kararlı olan Si Teng ve Qin Fang, cevapları aramaya devam eder ve arayışları onları daha da yakınlaştırır.

Ama bu sakin zamanlar uzun sürebilecek mi?

Kore Dizisi : Youth Of May

Herkese merhabalar efenim,

Sırf dizisizlikten izlediğim bir Kore dizisi ile karşınızdayım.Normalde Dram dizisi asla sevmiyorum ve izleyemiyorumda ama bu dizi hem güncel,hem de bir çok blogta gördüğüm için bi başlayayım dedim zaten 12 bölümdü.1980 yıllarında Gwangju da geçiyor dizi.O zamanlar bizim ülkede deolduğu gibi ülkenin içi siyasi anlamda çok karışık ve insanlar siyasi nedenlerle ölüyorlar.Hep Kore ile çok benziyoruz dememin bir sebebi de bu aslında tarihimiz de inanılmaz benziyor.Hatta biliyorsunuz tarihimiz Kore savaşında birleşiyor bile :) Dizi oldukça farklı bir tatta finalini söylemek istemiyorum ama biraz üzdü maalesef o yüzden spoiler yemeden izlemeye dikkat edin :)

Mayıs 1980'de, Gwangju Ayaklanması'nın çalkantılı zamanlarında, birbirlerini seven iki gencin etrafında dönmektedir. Bir tıp öğrencisi olan Hwang Hee-Tae, Tıp fakültesine sınıfının en iyi notlarına sahip olarak girmiştir.

Çin Dizisi : Love Scenery

Herkese merhabalar efenim,

Bugün oldukça uzun bir zamandan sonra pat diye ailecek bir karar alıp Yuvarlakçay ve Azmak'a gezmeye gittik o yüzden günün postu bu saate kaldı.Bugün bir Çin dizisi var.İzlemesi keyifli boş zamanınız varsa bakılabilcek bir dizi.

Liang Chen, dinleyicilere iyi müzik eserleri getirmeye kendini adamış, nazik, gerçek ve mükemmel olma fikrini ifade ediyor. Lu Jing, bilgisayarı ve büyük veri araştırmalarını sever. Akademik alanda karmaşık insan davranışları ve psikolojisini inceleyerek oldukça tanınır ve böylece sağlam uzmanlık okuryazarlığıyla sınıf arkadaşlarını etkilemektedir. Önce yabancı ama sonra büyük verilerle bir araya geliyorlar ve hayallerin peşinden koşma yolculuğunda yakınlaşıyorlar.

Kitap - İzmir Kitap Kulübü İle Haziran Ayı Kitabı Maruzatım Var Nurhan Suerdem

 Herkese merhaba efenim,

Dün akşam 20.30 da kitap kulübümüzün Haziran ayı yazar konuğu Nurhan Suerdem idi ! Ama ben şekerleme yaparken uyuyakaldığım için söyleşinin son yarım saatine falan yetişebildim o yüzden söyleşinin yazar hakkındaki kısımlarını kaçırdım maalesef.Daha sonra ki soru-cevaplardan anladığım kadarıyla genellikle okuduğumuz kitaptaki hikayelerle ilgili konuşuldu.

Maruzatım Var bir öykü kitabı.İçinde farklı tatlardan öyküler bulunmakta.Yazarımızın ilk kitabı sanırsam daha önce başka bir kitabını görmedim.Kendisi Murat Gülsoy'un öğrencisiymiş zaten "Yaratıcı Yazarlık" atölyesine katılmış.Murat Gölsoy gerçekten bana Murakami tadını veren yerel bir tat o yüzden acayip bir zevk almıştım onun kitabını okurken diğer kitaplarını da alışveriş listeme ekledim yakın zamanda alıp okucam inşallah.

Tekrardan kitaba dönecek olursak , biliyorsunuz ki bu tarz yerli öykü kitaplarını seviyorum ve çok fazla okumuşluğum da vardır.Öykülerden bazılarını gerçekten sevdim,bazılarının çok yarım kaldığını düşündüğüm için beni çok boşlukta bıraktı,bazıları da sanırım kafamın daha dolu bir haline denk geldiği için kendimi vererek okumadım bu yüzden de tam anlamadım ve havada kaldı.Ben kadın yazarları ayrı bir seviyorum ve kadınları anlatan öyküleri de öyle.Bazı öyküler öyleydi o yüzden kendimi çok özleştirdim okurken.Bana bu tarz farklı şeyler hissettiren akıcı bir okuma oldu.1-2 günde bitirdim zaten kitabı.Yazarı Nurhan Hanımla da az da olsa tanışabildiğim için çok memnun oldum.Enerjisi,aurası çok tatlı gözüküyordu söyleşi de.

Hayat: Başlangıç noktasından sona doğru yol alırken, nelerle karşılaşabileceğini tahmin edemediğin bir seyahat. Herkesin başlangıç noktası farklı olduğu gibi; son durağa gidiş yolu, gideceği vesait, mola vereceği yerler, yolun uzunluğu, kısalışı, engebesi, geçeceği tüneller, refakatindekiler, inip binenler de farklı.

Küsülen anneler, adını sevmeyen çocuklar, hayatımızı kendi hayatları sanan kardeşler, hemen “kardeş” olanlar, kabuğunu kırmaya çalışanlar, o kabuğu evi sananlar, yalnız kalanlar, hep yalnız kalacaklar…

Nurhan Suerdem, sokağın, caddelerin ve evlerin gümbürtüsü arasında kalan sesleri duyuruyor. Bazen duymamak için kulağımızı kapadığımız, bazen hayatımızın arızalı bir parçasından geldiğine inanmak istemediğimiz, bazen de tüm gücümüzle bizim olduğunu haykırmak için çabaladığımız sesleri…

Maruzatım Var etrafımızın dört koldan sarıldığı bu çağda, şefkatle elimizi tutuyor.

Kitap - Başkasının Yüzü Kobo Abe

  Herkese merhaba efenim,

Bugün kitap postumuzda Kobo Abe var ! Kanguru Defteri kitabını okuyup acayip beğendikten sonra bu kitabını alıp okudum hemen ama daha önce okuduğum kitaplarına oranla bir tık daha temposu düşük daha önce düşüncelere dönük bir kitaptı.Okurken aklıma nedense Ezel dizisi geldi :D Yüzü tamamen deforme olmuş birinin insanların yüz şekillerinin kalıbını alıp kendisine maskeden yeni bir yüz yapmasını anlatıyor.Kitabın aslında olaylardan çok felsefik ve psikolojik yönleri ağır basıyor.Bu noktadan sonra baş kahramanız kendi kişiliği ile yeni yüz maskesinin ona kazandırdığı yeni kişilik arasında bocalıyor.Konu olarak tabi ki yine Kobo Abe farklılığı ile mest ediyor insanı ama nedense diğer kitaplarını daha bi heyecanla daha bi sıkılmadan okumuştum bu kitabını bir tık daha yavaş ve daha duraksayarak okudum diyebilirim.

"Muhtemelen kızgınsın, kendini aşağılanmış da hissediyorsun ama lütfen kendine hâkim ol ve gözlerini ayırmadan okumaya devam et. Bu ânı yara almadan atlatıp, bana doğru bir adım atmanı, nasıl çaresizce istediğimi bir bilebilsen. O mu beni yendi, yoksa ben mi onu? Her hâlükârda maskeli oyunun perdesi artık kapandı. Onu öldürdüm ve kendimi suçlu ilan ettim...

Ve çok iyi biliyordum. Artık senin üzerinde hiçbir hakkım olmadığı hâlde, bana zincirle bağlı bir kurban olduğun fikri, işime geldiği için uydurduğum koca bir yalandan ibaretti. Sen bu kaderi bir an olsun bocalamadan kendi isteğinle kabul etmiştin. Gülümsemeye geçerkenki o parıltın belki de en çok senin kendin üzerinde etkiliydi. Bu da demek oluyor ki istesen beni hemen bırakıp gidebilirdin. Bunun benim için ne kadar korkunç bir şey olduğunu anlayabilir misin? Senin binlerce ifaden var fakat benim tek bir yüzüm bile yok."

Romantik Film : The Art of Loving

  Herkese merhaba efenim,

Bugün cumartesi sinemasında ayrılıklara dair bir Kore filmi var.Ayrılığı kabul edemeyen bir kadının hissetlerini ve haz etme sürecini izliyoruz filmde.Eğer benim gibi uzun bir süre ayrılık sürecini atlatamadıysanız baş roldeki kızla kendinizi özdeşleştirmeniz kaçınılmaz olucak.Ama unutmayın eninde sonunda her acı , her ayrılık geçip gidiyor :)

'Aşkın bir son kullanma tarihi varsa, ayrılık için bir mühlet gerekir.' Na Rin, ani ayrılıktan haberdar olduktan sonra uzun süredir sevgilisi Eun Chan'dan ayrılmayı kolay kolay kabul edemez, bu yüzden Eun Chan'ın duygularının geri dönmesi için bir aylık bir mühlet vermek ister. "Aşk her zaman birdenbire biter ve ayrılık her zaman zordur." Ancak Na Rin, "History of Love" albüm prodüksiyon projesine atlarken , "ayrılığı" herkesten daha fazla düşünecek bir konumdadır. Na Rin ertelediği ayrılığın amacını bulabilir mi?

Kore Dizisi : Born Again

  Herkese merhaba efenim,

Diziyi zamanında izlememekte birazcık diretmiştim hem de oyuncu kadrosu çok iyi olmasına rağmen.Konusu nedense hiç ilgimi çekmemişti hem de o zamanlar çalıştığım için daha çok merak ettiğim dizilere ayırıyordum zamanımı o yüzden bu dizi arada kaynayıp gitmişti.Şimdi bol bol zamanım hem de dizi kıtlığım olduğu için geriye dönüp izlemediğim dizilere baktım bu da o dizilerden biri elbette.Jang Ki-yong Oppa benim çok sevdiğim oyunculardan ama bence dizi seçimlerini doğru yapamıyormuş gibime geliyor.Sürekli,aksiyon ya da dram dizilerinde oynuyor ve bence bu tür roller ona nedense çok yakışmıyormuş gibime geliyor bence daha çok Romantik-Komedi dizilerinde oynamalı (neyse ki bu feryadımı şirketi falan duydu da şu anda sevdiğim tarzda bir dizide oynuyor.) Diziye gelicek olursak bence dizi fena değildi sonuna kadar sıkılmadan izledim ama yinede benim tarzımda bir dizi değildi yoklukta izlenir tarzdan bir diziydi benim için :)

“Born Again” dedektifin, dedektifin sevgilisinin ve dedektifin sevgilisini seven bir seri katilin hikayesini anlatıyor. Yaşamları 32 yıl önce sona ermesine rağmen, bir savcıya, kemik arkeoloji eğitmenine ve tıp öğrencisine reenkarne olduklarında ölüm onlar için yeni bir başlangıç haline geldi.