18 Şubat 2024 Pazar

Bilim Kurgu Filmi : The Skin I Live In

 Herkese merhabalar efenim,

Yıllardır bu filmi görüyor tam benlik de olduğunu düşünüyor ama bir türlü izlemiyordum.Geçmişte ya bu filmi Tv de izlediğimi sanıyordum ya da sonunu biliyorum sanıyorum meğersem nihayet oturup izleyince anladım ki ne filmi izlemişim ne de sonu benim bildiğimi sandığım gibiymiş :D Sizin de böyle yıllardır süren garip varsayımlarınız var mı yoksa bi ben mi böyleyim ? Üstelik kadını da Natalie Portman zannettim yıllardır filmi izleyince anladım ki Elena diye İspanyol bir oyuncuymuş ayrıca film İspanya filmiymiş Hollywood filmi dahi değilmiş :D Bir şekilde izlediğim konusu garip ama etkiliyici olan filmlerden biri oldu benim için bu tarz tuhaf filmleri oldukça seviyorum içinde +18 sahneside oldukça fazla belirtmem gerek :)

Bir araba kazasında yanarak ölmekten son anda kurtulan eşini yanıklardan oluşan görüntüden kurtarmak için yeni bir deri yaratmak üzerine çalışmalar yapan estetik cerrahı Dr Robert Ledgard (Antonio Banderas) on iki yıl boyunca evindeki laboratuvarında çalışmaya devam eder ve domuz-insan kanı karışımıyla elde ettiği bir deri üretir. Eşinin yanmış vücudunu görmesi üzerine intihar etmesi ve küçük kızlarının da buna şahit olmasından sonra büyük depresyon geçiren aile iyice hassaslaşmıştır. Küçük kız büyüdüğünde de psikolojisini bozan bir olay yaşayacak, bu olayın üzerine Dr Ledgard, yaptığı deneyleri büyüterek neredeyse DR Frankenstein haline gelecektir... Gerilim türündeki film, Fransız polisiye yazarı Thierry Jonquet'in "Tarantula" isimli 2005 tarihli romanından uyarlandı. Yönetmenin 20 yıl sonra Antonio Banderas'la tekrar bir araya geldiği 'The Skin That I Live In', kızına tecavüz eden bir adamdan intikam almaya çalışan psikolojisi bozuk bir plastik cerrahın saplantılarını ve hücrelerle ilgili yaptığı araştırmalar sayesinde yeni bir insan derisi yaratmasını konu alıyor.



15 Şubat 2024 Perşembe

Romantik Film : Anyone But You

 Herkese merhabalar efenim,

Sydney Sweeney baya popüler bir oyuncu oldu son zamanlarda bu filmi de sırf o var diye izledim açıkçası o yüzden ortalama seviyede romantik komedi olduğunu söyeleyebilirimBu film çekilirken bu ikilinin skandalları da patlak vermişti falan diye hatırlıyorum dedikodu sayfalarından sanırım adam evliymiş ve aralarında bi kimya varmış sette falan deniyordu ama çok da hatırlamıyorum o yüzden biraz da sırf merakımdan izledim diyebilirim.

Dışarıdan bakıldığında mükemmel bir çift gibi görünen Bea (Sydney Sweeney) ve Ben'in (Glen Powell) ilk randevusunda yaşanan bir şey, ateşli çekiciliklerini buz gibi gibi soğuğa çevirir. Ancak ikili beklenmedik bir şekilde, Avustralya'daki bir düğünde yeniden bir araya gelir. Bea ve Ben, bu düğünde bilinmeyen bir nedenle bir çiftmiş gibi davranmayı seçerler. Peki birbirlerinden nefret etmelerine rağmen bu oyunu sürdürebilecekler midir?



13 Şubat 2024 Salı

Fantastik Film : Poor Things

 Herkese merhabalar efendim,

Bu filmi ilk fargmanını izlediğim zamandan beri bekliyordum.Sinemalara düşer düşmez hemen gittim.Ve beklediğim gibi tuhaf,rahatsız edici ve merak uyandırıcı çıktı.Bazı sahneleri aşırı yavaştı o kısımlarda atlayasım geldi ama sinemada izlediğim için mümkün olmadı tabi bu arada izleyecekler için çok fazla +18 sahnesi olduğunu söylemem gerekiyor.Emma Stone'nun görmediğimiz yeri kalmadı resmen :D Bu yönetmenin daha önce The Lobster diye bir filmini izlemiştim ve onu da tuhaf ama güzel bulmuştum yönetmenin diğer filmlerine en yakın zamanda bakıcam ayrıca beyaz perdeye kitaptan uyarlanmış bu bilgiyi vermeden de geçmeyeyim.

"Poor Things", eksantrik ama parlak bir bilim adamı (Willem Dafoe) tarafından hayata döndürülen genç bir kadın olan Belle Baxter'ın (Emma Stone) inanılmaz hikayesini anlatıyor.


Dram Filmi : Kül

 Herkese merhabalar efenim,

Fragmanını gördüğüm zamandan beri merak ettiğim bir yapımdı ama beni bir tık hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim.Fragmanını ilk izlediğimde fantastik bir yapım olduğunu zannettim ama daha çok dram ve psikolojik gerilim tadında bir hikayeymiş.Eğer orijinal bir senaryo ise bence izlemesi keyifli bir yapım olmuş sonuna kadar gizemini koruyan ve akan bir yapımdı.

Kül, gizemli bir marangoza aşık olmasıyla kendisini türlü çatışmaların içinde bulan zengin ve evli bir kadının hayatına odaklanıyor. Evli varlıklı bir kadının hayatı, basılmamış bir romanı okumaya başlamasıyla bambaşka bir hal alır.



6 Şubat 2024 Salı

Fantastik Film : Wonka

 Herkese merhabalar efenim,

Yılların efsane bir filmi olan ve Johnny Deep ile özdeşleşen ve benimde çok sevdiğim bir karakter olan Wonka'nın yeni filmi çıktı.Wonka'nın Umpa Lumpalarla nasıl tanıştığı ve o meşhur çikolata fabrikasına nasıl sahip olduğunu kısacası Wonka'nın gençliğini anlatan bir film yayınlandı.Timothee Chalamet'i bir çok filmde görüyordum ama açıkçası pek beğendiğim biri olmadığı için kendisi içinde yer aldığı hiç bir yapımı da izlememiştim bu ilk oldu benim için.Oyunculuğunu da öyle aman aman bulmadım açıkçası.Efsane bir karakterin gençlik filmi olduğu ve çok da merak ettiğim için izledim senaryosu ve mekanlarda keyifliydi açıkçası.

Roald Dahl'ın popüler çocuk kitabı Charlie'nin Çikolata Fabrikası'na dayanan film, dünyaca ünlü bir çikolata fabrikasının sahibi olan Willy Wonka’nın maceralarına ve fabrikada çalışan Umpa Lumpalarla nasıl tanıştığına odaklanıyor.



Gizem Filmi : In Love and Deep Water

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün 6 Şubat Maraş depreminin üzerinden tam tamına 1 yıl geçmiş.Zaman öyle çabuk geçiyor ki insan anlamakta yetişmekte zorluk çekiyor.Depremde yitip giden bütün canlarımızı burdan Rahmetle anıyorum öncelikle.

Daha sonrasında bugünün film postuna gelmek istiyorum.11 gün evdeyken Netflix den bir şeylerde izledim öylesine dolanırken bu filmi gördüm ve merak edip izledim arada bu tarz romantik ya da gizem türündeki Japon dramaları ya da filmlerini izlemek keyifli oluyor.Boş bir zamanınızda izleyebileceğiniz çerezlik bir film.

Denizin ortasında kocaman lüks bir cruise gemisinde gerçekleşen cinayet gizemini çözmeye çalışırken sadık uşak Suguru ve Chizuru isimli gizemli bir kadının yolları kesişir.



5 Şubat 2024 Pazartesi

Kitap - Bayan Ming'in Hiç Olmayan On Çocuğu Eric-Emmanuel Schmitt

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün okulun ikinci dönemi başladı.Aralık ayında iş girmiştim ama bugün 2 ayım göz açıp kapayıncaya kadar geçti bile.2.dönem genelde okullarda daha hızlı geçer.Bi bakmışız Haziran ayındayız.11 gün evde tatil yapınca işe gelmesi biraz zor oldu açıkçası ama alışırım tekrardan iş temposuna diye düşünüyorum işte zaman daha hızlı geçiyor.

Bugün kitap postumuzda kısa ve ilginç bir hikaye var.Yazarımız aslında Fransız bir yazar ama Çinli bir kadının tuhaf hikayesini ve Çin siyasi politikalarından bahsediyor.Okuması keyifli akıcı bir kitap.

Hakikat, En Çok Hoşumuza Giden Yalanın Ta Kendisidir! Çin'in Yunhai kasabasındaki Grand Hôtel'in ilginç bir çalışanı vardır: Bayan Ming. Yaşlı ve bilge Bayan Ming, tuvalet bekçiliği yaptığı otelde, günün birinde Fransız bir işadamıyla tanışır ve ona on çocuğunun hikâyesini anlatır. Hikâye olağanüstüdür, çünkü Çin'de tek çocuk yasası vardır ve Bayan Ming'in on çocuğu olması imkânsızdır. Kendinden kaçtığı için tüm dünyayı dolaşan Fransız ise yaşlı kadının anlattıklarına inanmasa bile onun hikâyelerinin bağımlısı olur. Zira eşitlik anlayışını Mao'dan, insancıllığını Konfüçyüs'ten alan Bayan Ming'in anlattığı her öykü bir hayat dersidir…

Gerçekle yalan iç içe geçmişken Bayan Ming, doğum günü için tüm çocuklarının bir araya gelmesini ister… Artık düğümün çözülme vakti gelmiştir… Eric-Emmanuel Schmitt'ten hakikatin acımasızlığı, hayallerin çılgınlığı üzerine şiirsel bir roman…



Kitap - Okçunun Yolu Paulo Coelho

 Herkese merhabalar efenim,  Yağmurlu bir haftasonundan merhabalar.Mayısın ortası geldi neredeyse ama Samsun da hala dolu falan yağıyor ve h...