Kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Mayıs 2024 Cumartesi

Kitap - Okçunun Yolu Paulo Coelho

 Herkese merhabalar efenim,

 Yağmurlu bir haftasonundan merhabalar.Mayısın ortası geldi neredeyse ama Samsun da hala dolu falan yağıyor ve haftaya da havalar 14-15 derece seyrinde gidiyor.Mayıs sonuna doğru düzelir inşallah havalarda biz de gezmelere başlarız.

Paulo Coelho çok sevdiğim ve üniversite zamanımdan beri denk geldikçe okuduğum bir yazar.Külliyatını tamamlamaya çalışıyorum şu sıralar Amazon da indirime girdikçe alır okurum diye düşünüyorum.İlk olarak son kitabı olan ve Mete Gazoz ile adını geçiren "Okçunun Yolu" adlı kitabından başladım.Aslında bir hikaye ya da roman değil bu kitap içinde illüstrayonlardan oluşan bir öğreti kitabı.Okçuluk felsefesi adı altında kişisel gelişim diyebiliriz bir nefeste okunan kısa ama etkileyici bir kitap.Spora ilgisi olan bir insan olsaydım okçu olmak isterdim.

Ülkenin en mahir okçusu Tetsuya bir köyde mütevazı bir marangoz olarak yaşamını sürdürmekteyken bir gün uzak diyarlardan gelen bir okçu ona meydan okur... Tetsuya bu meydan okumayı kabul ederek okçuluk felsefesini hem yabancı okçuya hem de köyün delikanlılarından birine aktaracaktır.



10 Mayıs 2024 Cuma

Kitap - Bir At Bara Girmiş David Grossman

 Herkese merhabalar efenim,

Bu kadar illet bu kadar oku oku bitmeyen bir kitap daha görmedim.Üstelik Man Booker ödüllü bir kitap.Sırf İsrail kitabı diye verdiler herhalde bu kitabı.Yoksa ne mizahı mizah ne içinde adam gibi bir olay oluyor ne adam akıllı bir hikaye bi seri düğüm çözüm var ne başka bir şey.Bir adam var saçma sapan dramatik bir komedyen olan yıllardır görüşmediği çocukluk arkadaşını standup gösterisine davet ediyor ve kendisi hakkında gözlemlerde bulunmasını ve kendisini eleştirmesini rica ediyor.Kitabın çoğunluğu adamın standup gösterisinde ki anlattıkları ile geçiyor ve cidden berbat bir kitap.

Kitap 200 sayfa kadar ama 95 sayfa anca dayanabildim daha fazla kitaba devam edecek gücüm kalmadı Nisan ayı boyunca elimde süründü resmen bence hakkı bu kadardı çok bile zaman tanıdım :)

Yarım kalan öyküler, söylenmeyen sözler, beklenmedik darbeler... Kitapları otuzu aşkın dilde okunan büyük yazar David Grossman, ustaca kurguladığı bu çarpıcı metinde son sayfasına değin soluk kesen bir öykü anlatıyor ve okurunu, sahnesinde tuhaf bir adamın, Dovaleh G.'nin dikildiği komedi kulübünün kapılarından içeriye sokuyor. Dovaleh G., parlak spotların altında, onu meraklı gözlerle izleyen seyircinin karşısında hayatını temize çekiyor ve adeta bir psikiyatrın koltuğunda uzanmışçasına geçmişin loş dehlizlerine dalıyor. Ters köşelerle dolu bir gösteri bu; sahnedeki adam kendi hikayesini anlatıyor ve bu hikayede espriler, seyircinin suratında birer yumruk gibi, birer tokat gibi patlıyor.



8 Mayıs 2024 Çarşamba

Kitap - Taşların Anlattığı Clara Dupont Monod

 Herkese merhabalar efenim,

Çalıştığım okuldaki edebiyat öğretmeni olan arkadaşım benim de iyi bir okuyucu olduğumu öğrendiğinde yeni aldığı ve beğendiği bu kitabı benim de okumam için bana verdi.Fransız edebiyatından daha önce adını hiç duymadığım bir yazar ve kitap.Kısa 2 günde okunan bir kitap ama dram kitabı olduğu için okumakta biraz zorlandım.Kitap engelli bir kardeşe sahip olan bir abi ve kızkardeşin iki kısmından oluşuyor.İlk abinin gözünden okuyoruz ve o kısmı okurken biraz ağladım da açıkçası çünkü benim de 2 tane engelli kuzenim var ve bu yaşantılara,duygulara çok da uzak değilim.Kızkardeş kısmına da hiç kızmadım onu o kadar iyi anladım ki şehir bir yana kırsal kesimde böyle bir hayat yaşamak ayrıca zor olmalı hele de genç bir kız için.Daha fazla kitap hakkında spoiler vermek istemiyorum.

Taşların Anlattığı, bir ailenin Fransa'nın ücra bir köyündeki sessiz sakin hayatının ansızın nasıl dönüştüğünü anlatan dokunaklı bir kitap. Taşların Anlattığı, bir ailenin Fransa'nın ücra bir köyündeki sessiz sakin hayatının ansızın nasıl dönüştüğünü anlatan dokunaklı bir kitap.



7 Mayıs 2024 Salı

Kitap - Beter Ol Mitat Karaman!

 Herkese merhabalar efenim,

İlk kitabı o kadar çok beğendim ki hemen gidip ikincisini alıp bir nefeste okudum.Şu sıralar hasta oldum yine boğazım ağrıyordu o yüzden kendimi kitaplara ve yatağa adadım diyebilirim.Geçen sene Mitat adıyla filmini de çekmişler ilk kitabın.Baş rolde Kadir Doğulu oynuyor ve bence Mitat karakterini cidden çok iyi yapmış zaten kendisine de aşırı gıcık oluyordum cuk oturmuş aşırı gıcık bir tip olmuş saçı,mimikleri falan birebir Mitat olmuş bence.Filmin yapımında Doğu Yücel de bizzat rol almış o yüzden kitaptaki bir çok sahne değiştirilmeden yer almış filmde sanırım şu anda Gain platformunda yer alıyor film.Bunun dışında ikinci kitapta yine çok eğlenceliydi bu sefer karakterimiz Watpadd kitaplarından tutunda cosplay,gamerlık gibi konularında içinden geçmiş hatta kendini de bir karakter olarak kitaba koymuş kendini kitaba koyma olayını daha önce ilk defa Hakan Günday'ın Kinyas ve Kayra kitabından görmüş ve bu fikirden çok etkilenmiştim o yüzden bu fikir bana çok da yaratıcı gelmedi elbette.

Mitat bir gıcık oldu, herkesin ama herkesin şu hayatta bir destekçisi vardı, kimin başına bir haksızlık gelse en az bir kişi çıkıp onun için “yalnız değildir” hashtag’i açardı.

Mitat Karaman dışında. Olur da bir gün Mitat haksızlığa uğrarsa, başına bir iş gelirse bir kişi, bir Allah’ın kulu bile arkasından “yalnız değildir” diye yazmayacaktı.

O bir istisnaydı.

Mitat önceki tweet’lerini sildi. Kimliğini açık etme pahasına yeni bir tweet girdi, yeni bir hashtag açtı, kimsenin desteklemeyeceği, sonsuza kadar tek başına kalacak bir hashtag…

#MitatKaramanYalnızdır

Mitat Karaman’ın soru işaretiyle başlayan macerası ünlem işaretiyle devam ediyor. Hayat mücadelesinde yine tek başına kalan Mitat gizli topluluklar, atölyeci yazarlar, yaşam koçları, estetik cerrahlar, Wattpad okurları, gamer’lar, cosplay’ciler ve çeşitli hayvanların da dahil olduğu bambaşka bir savaşın içinde buluyor kendini.



2 Mayıs 2024 Perşembe

Kitap - Kimdir Bu Mitat Karaman? Doğu Yücel

 Herkese merhabalar efenim,

Geçmiş zamanın birinde iş arkadaşım bana Doğu Yücel'in kitabını önermişti bende okuyup çok beğenmiştim adamın tarzını daha sonra kendisini takip etmeye başlamıştım Twitter da kendisi ile bir tweeti nedeniyle tartışmıştık ama konunun ne olduğunu şu an hiç hatırlamıyorum zaten bayadır girmiyorum hesabım kapatılmış dahi olabilir.O zamanlar gıcık olup kendisine daha da okumama kararı almıştım ama aradan zaman geçti şimdi ve tarzını edebi kişiliğini sevdiğim için Amazonda da kitabını indirimde görünce almaya karar verdim.Absürd edebiyatından çok iyi örneklerinden bir kitap bence okurken çok eğlendim.Mitat Karaman ile gerçek hayatta tanışsaydık büyük olasılıkla manyağın teki olduğunu düşünür ama bir şekilde de hoşuma giderdi (hatta evlenirdik ve sonu boşanma ile biterdi).Aşırı takıntılı,yalnız ve kafasında yüz tane şey kurup ona inanan ve her yerde kendini rezil etmeye başaran bir tip.Serinin ikinci kitabı da varmış onu da aldım yakın zamanda okuyacağım.

Böylesine sıradan bir anda nasıl bir değişim yaşanabilir ki? En fazla ne olabilir? Mitat televizyonda aynı şeyleri geveleyip duran adamlardan birinin sarf edeceği muhteşem bir sözle hayatı hakkında büyük bir uyanış mı yaşayacak? Çitlediği çekirdeğin kabuğu dişetlerine saplanacak, bunu fark etmeden ağzını kapatınca fantastik filmlerdeki canavarlar gibi can mı verecek? Kabuğu tamamen kapalı olan antepfıstığını açmaya çalışırken elini mi kıracak? Ne olabilir ki Allah aşkına?

Evden işe, işten eve gidip gelen son derece sıradan ve silik birinin başına ne gelir ki, demeyin… Karakterimiz Mitat bir gece uyandığında, diyafonun düğmesine basmak ve apartmanın kapısını açmak zorunda kalır. Ve hayatı bütünüyle değişir… Doğu Yücel’in bu sürükleyici yeni zaman polisiyesi güçlü bir kara mizah örneği, bir paranoya kuyusu, okudukça açılan, heyecan verici bir yeni Türkiye panoraması. Devamı gelsin isteyeceksiniz.



29 Nisan 2024 Pazartesi

Kitap - Samsun Kitap Ağacı İle Nisan Ayı Kitabı Kaplanın Sırtında Zülfü Livaneli

 Herkese merhabalar efenim,

Dün Ramazan Ayında verdiğimiz moladan sonra Kitap Ağacı grubumla tekrardan buluştum.Nisan ayı kitabımız olarak Livaneli'nin okumayı da çok istediğim Kaplanın Sırtında adlı biyografi/anı kitabını seçmiştik.Licaneli ve Abdülhamid birbirine zıt iki isim gibi dursa da Livaneli edebiyatçılık yönünü ortaya koyup oldukça objektif bir yönden ele almış kitabı tarih okumayı çok fazla sevmeyen insanları bile akıcı tarzı ile kendine hayran bırakacak ve okutacak bir kitap olmuş ben ve kulüpteki diğer arkadaşlarım oldukça sevdik.

“Kaplanın Sırtında Livaneli’nin edebiyat hayatında ilginç bir çıkış. Sultan II. Abdülhamid devrine aynanın öbür tarafından bir bakış… Sürgün Padişah’ın perspektifinden sürükleyici bir anlatım… Dikkat çekici bir üslup…”

İlber Ortaylı

“Kaplanın Sırtında, Abdülhamid rejimini alışılmış klişelerden kurtaran sürükleyici bir roman.”

Taner Timur

“Geçmişin ve geleceğin, devrimin ve çöküşün, büyük hayallerin ve hayal kırıklıklarının beraber yaşandığı yüklü ve zor bir dönemin anlatıldığı önyargısız bir roman...”

Ali Yaycıoğlu

Otuz üç yıl süren bir saltanat, ardından bir gece yarısı gelen Selanik sürgünü…

Tahttan indirilişinin üzerinden bir asırdan uzun bir zaman geçmiş olan II. Abdülhamid’in yaşamının en ilginç evresi Livaneli’nin çağdaş anlatısıyla gün yüzüne çıkıyor. Devrik padişahın, ihtilalci fikirlerin filizlendiği Selanik şehrindeki günleri hem bir vicdan muhasebesi hem de yoğun bir psikolojik gelgit dalgası.

Türk edebiyatının kuşak bağı Zülfü Livaneli, II. Abdülhamid’in tahtını kaybettikten sonra yaşadıklarına odaklanırken, bireyi, toplumu, devleti ve iktidarı sorguluyor. Selanik sürgünü boyunca Sultan’ın ve maiyetinin hususi doktoru olan Tabip Yüzbaşı Atıf Hüseyin Bey’in hatıratından hareketle vücut bulan bu tarihi romanda, iktidar kavramına çarpıcı bir bakış açısı sunuluyor.



Kitap - Garson Matias Faldbakken

 Herkese merhabalar efenim,

Norveç edebiyatı çok sevdiğim ya da takip ettiğim bir edebiyat değil açıkçası.Soğuk ve bence sıkıcı bir edebiyat türleri var.Bu kitabı da yazarına dahi bakmadan sadece kapak tasarımını çok sevdiğim için aldım açıkçası :D Kitap elit bir Norveç restoranında çalışan bir garsonu ve olayları anlatıyor.Olay derken öyle aman aman bir olay yok açıkçası daha çok durumlar desem daha doğru olur gibi.Timaş kapak tasarımı kadar kitabın puntosunu ve yazım şeklini de bence oldukça iyi yapmış,akıcı çeviri de bir artı elbette yoksa kitap pek bitecek gibi değil.

Hills isimli asırlık bir Avrupa restoranında, orta yaşlı bir garson işinin değişmez yönleriyle gurur duyuyor: Kusursuz bir üniforma, bir örnek masa örtüleri, müdavimleri ve düzenli akşam yemekleri. Hınzır ve onun kalburüstü konukları, alkolik aktör ve arkadaşları, bir sanat simsarı, Garson'un yegâne arkadaşı Edgar ve küçük kızı Anna. Ve tabii ki Şef Garson, Bar Sorumlusu, Aşçı. Bu kendi istikrarlı ritmiyle yaşayan evrende, masalar arasında herhangi bir temas yoktur... Ta ki güzel ve bakımlı bir genç kadın kapıdan içeri girip restoranın ve temsil ettiği her şeyin hassas dengesini bozana dek...Garson Avrupa'nın son yüzyılını, o büyük resmi tek mekân ve sakinleriyle özetleyen büyüleyici bir hikâye. Her şey olması gerektiği haliyle olması gerektiği yerdeyken -en azından Garson'a göre- bir şeyler değişmeye başladığında yükselen endişe, bütün düzeni altüst etmeye yetiyor. Aslında, koşullar göz önünde bulundurulduğunda, endişe belki de en mantıklı tepki...



16 Nisan 2024 Salı

Kitap - Bizimle Başladı Bizimle Bitti Colleen Hoover

 Herkese merhabalar efenim,

Bayram sonrası iş öyle hızlı başladı ki vakit bulup buraya yazamadım bile.Bu arada bi sürrü kitapta okuyup bitirdim onların da zamanı gelince postunu gireceğim.Bunlardan ilki Amerika da ve bir çok ülke de çok satan ve okunan bir kitap olduğu için Amazon bahar indiriminde de iyi bir fiyata yakalayınca alıp okuduğum bir kitap olan "Bizimle Başladı Bizimle Bitti" den bahsedicem.Kitabı okuyunca zaten neden çok satıldığını anlayabiliyorsunuz.Toksik ilişkiler ve aile içi şiddetin ön planda olduğu bir kitap maalesef ki.Bunun yanı sıra yazarın yazarlık becerisinden mi bilmiyorum ama kitabı 2 günde falan okuyup bitirdim ki benim için şu sıralar çok imkanlı bir şey değildi bu ama su gibi akıp gitti resmen kitap o yüzden çok kolay okunuyor ve akıcı ayrıca olayların nereye bağlanacağını da merak ediyor elbette okuyucu.Kitabın ikincisi de varmış ama açıkçası kitap benim istediğim tarzda bir sonla bittiği için alıp okumaya korkuyorum ikinci kitapta her şeyin içine eder yazar diye.İnsanlar toksik ilişkiler yaşayabiliyor elbette bende yaşadım ve sonu gördüğünüz üzere ayrılıkla bitiyor en iyisi hayatınızdan bu insanları biran önce çıkarmak zaten yoksa bir ömrü size zehir ediyorlar.

"Gelecekte Bir Mucize Olur Da Kendini Yeniden Aşık Olacak Durumda Bulursan, Bana Aşık Ol."

Ailesinden ona miras kalan öğrenilmiş çaresizliğe başkaldıran Lily'nin tüm acılara rağmen yeniden doğuşunun ümit ve sevgi dolu hikayesi...

İçine doğdukları aileyi seçememenin yarattığı acının üstesinden beraber gelmeye çalışan Lily ile Atlas'ın hayatlarındaki ve hayallerindeki dönüşüm hayranlık uyandırıyor. İlginç tesadüflerle bezeli bu romanı okurken kendinizden bir parça bulacaksınız.

Bizimle Başladı Bizimle Bitti, asla vazgeçmeyen ve "yüzmeye devam etmek" isteyenlerin kitabı; başkaldırının ve empatinin yazıya dökülmüş hali...



28 Mart 2024 Perşembe

Kitap - Bir Kutup Ayısının Anıları Yoko Tawada

 Herkese merhabalar efenim,

Yoko Tawada'dan daha önce Tokyo'nun Son Çocukları diye distopik bir hikaye okumuş ve bunu sizinle paylaşmıştım.Ödüllü bir Japon yazar kendisi.İlk kitabı distopik bir hikaye olunca nedense bunu da öyle zannettim ama distopya ile çok alakası yok daha çok fabl gibi.Ama bildiğimiz fabl tarzında değil elbette.Bir kutup ayısının hayatı sanki bir insanmışçasına anlatılmış aslında kitabın bir yarısı o şekildeyken diğer yarısı insan tarafından anlatılıyor.İlk kitabına oranla bu kitabı okumakta ve içine girmekte biraz zorlandım açıkçası o yüzden iş yerine getirdim ve çocuklar sınav olurken bazen gözetmen oluyorum o zamanlarda okuyorum yaklaşık bi 80 dk falan okuyabiliyorum hafta da 1 kez falan yoksa akıcı bir kitap değil maalesef ki böyle bir şansım olmasa evde okusaydım büyük olasılıkla yarım bırakır kütüphaneme koyar ve sonsuza kadar okumazdım.

Ödüllü yazar Yoko Tawada’dan buluşlarıyla benzersiz, yaratıcılığıyla ilham veren bir roman: Bir Kutup Ayısının Anıları. Tawada, düş ile gerçeği ustalıkla iç içe geçiren bu metinde üç kuşak kutup ayısının yaşamlarına bakarak ironiden nasibini fazlasıyla almış, alternatif bir Avrupa resmi çiziyor. Kiev’de yaşayan bir kutup ayısı, yazının sağaltıcı gücünü keşfediyor ve sansürden sürgüne varan insanlık marifetleriyle tanışıyor; Doğu Almanya’da gösteri yapan bir kutup ayısı, bir kadına âşık olup ilk öpücüğünü tadıyor; Berlin Hayvanat Bahçesi'nde dünyanın en meşhur kutup ayısı bebek Knut, ilk adımlarını atıyor ve Bir Kutup Ayısının Anıları, bir otobiyografinin nasıl yazıldığını anlatıyor. Kuzey Kutbu’nun ıssız ufuklarından parlak sirk ışıklarına, eski Sovyetler Birliği’nden yeni Berlin’e uzanan bir roman bu; eli kalem tutan üç kuşak kutup ayısının sayfalarında özgürce gezindiği, yazının tüm olanak ve olasılıklarını zarafetle irdeleyen bir roman.



27 Mart 2024 Çarşamba

Kitap - Ateşin Varisi Sarah J. Maas

 Herkese merhabalar efenim,

Çookk uzun bir aradan sonra Cam Şato serisinin 3.kitabı olan Ateşin Varisi kitabına başladım.3.seriden itibaren kitaplar 500 + olduğu için okuması oldukça zor açıkçası hele de benim gibi aktif çalışan insanlar için.O yüzden 1 aylık bir zaman dilimi verdim kitabı okumak için.Aslında bi başlayınca olaylar akıcı olduğu için okuması kolaylaşıyor ama insanın başlamaya bi gözü yemiyor sanırım.Serinin daha devamı var elbette ama ne zaman alır okurum bilmiyorum belki ayda 1 tanesini alır okurum yaza girince okuma tempom daha da artabilir diye umuyorum.

İlk 2 kitabı uzun zaman geçtiği için hatırlamak için bi kaç video booktuber dan özet ve yorum videosu izledim elbette.3.kitaptan sonra hikaye bir kırılma yaşıyor ilk 2 kitap zaten girizgah niteliğinde yazılmış asıl fantastik evden bu kitapla birlikte başlıyor ve farklı karakterler,mekanlar da eklenerek hikaye zenginleşmeye başlıyor.Asıl baş karakter olan erkek bile bu kitapta giriyor.

Celaena artık küllerin ve ateşin varisi, kimsenin önünde eğilmeyecek. Ölümcül yarışmalardan ve kalbini parçalayan anılardan sonra hayatta kaldı. Şimdi de en karanlık gerçeğe doğru yola çıkıyor... Geleceğini sonsuza kadar değiştirebilecek korkunç bir gerçeğe doğru... Dünyasını köleleştirmeye çalışan acımasız canavarlar, ufukta birer birer görünmeye başladılar. Celaena gücünü toplamak zorunda. Sadece içindeki kötülükle savaşmak için değil, zincirinden kopmuş şeytanı yenmek için. Cam Şato ve Karanlık Taç’tan sonra Sarah J. Maas, suikastçısını,en göz kamaştırıcı parlaklığa ulaşması için ateşe veriyor.



12 Mart 2024 Salı

Kitap - Yüzücüler Julie Otsuka

 Herkese merhabalar efenim,

Daha önce Tavana Arasındaki Buda kitabını okuduğum Japon yazar Julie Otsuka'nın yine çok satanlara giren yeni kitabı Yüzücüler den bahsedicem bugün sizlere.Yine baş kahramanın olmadığı ve üçüncü tekil kişi olarak anlatılan bu kitapta bir yüzme havuzu etrafında birleşen insanların hikayesini anlatıyor.Küçük bir topluluğun ortak duyguları ve dertleri diyebiliriz.Olaylardan çok düşünce ve akış metni gibi ilerliyor kitap.Ayrıca puntosundan mıdır,üslubundan mıdır nedendir bilinmez bu kitapta bir önceki kitap gibi okuması aşırı akıcı 2 günde hatta tek oturuşta dahi bitirebileceğiniz bir kitap.

“Yerüstünde önü alınamayan yangınlar, hava kirliliği alarmları, benzeri görülmemiş kuraklıklar, makinelere sıkışan kâğıtlar, öğretmen grevleri, ayaklanmalar, devrimler, dayanılmaz derecelere yükselen rekor sıcaklıkla geçen yazlar varken aşağıda, havuzda sıcaklık hep yirmi yedi gibi tatlı bir derecede seyrediyor.”

Yüzücüler, havuz rutinleri (yavaş, orta ve hızlı kulvarcılar) haricinde birbirleri için bilinmezler. Her biri, kaçışı kulaç atmakta bulduğu için orada. Ama havuzun dibinde bir çatlağın belirmesiyle, rahatın ve huzurun olmadığı acımasız bir dünyaya sürülüyorlar.

Yüzücülerden biri, Alice, yavaş yavaş hafızasını yitirmekte. Onun için havuz, sinsice sızan demansın karanlığına karşı son savunma hattıydı. Hızla bulanan zihni düne –çocukluğuna, toplama kamplarında geçen yıllarına– doğru kaçarken, uzun süre önce koptuğu kızı giriyor bugününe, geç de olsa. Annesinin hastalığının yıkıcı ilerleyişine tanık olurken, ilişkilerinin kuruyup çölleşen paramparça arazisinde yolunu bulmak zorunda.

Anneler ve kızları, keder ve anılar, sevgi ve geri dönüşsüz kaybın kulvarlarında yüzen Yüzücüler, efsunlu ve unutulmaz bir düş.



8 Mart 2024 Cuma

Kitap - Şanzelize Düğün Salonu Tarık Tufan

 Herkese merhabalar efenim,

Tarık Tufan bizzat tanıştığım ve imzasını aldığım,yeni keşfettiğim ama her kitap alışverişimde en az 1 kitabına yer verdiğim ve nasip olursa tüm külliyatını okumak istediğim bir yazar.En ünlü kitabını okudum 2.kitabı olarak aynı zamanda çok da satan bir kitap sanırım dizisini de çektirler diye duydum bu kitabın yanılmıyorsam Blu Tv de olması lazım müsait olursam bi ara dizisine de bakmak istiyorum açıkçası.Uslubu,olayların akıcılığı ve tuhaflıkların birleşimiyle harika bir kitap daha okudum diyebilirim.Yeni yaşayan yazarlardan böyle kitaplar okumak beni çok mest ediyor açıkçası Türk edebiyatı hala popülerliğini ve değişik yazarlarla ihtişamını korumaya devam ediyor.

“Şeyh babamın vefatından hemen sonra, yeni şeyhin kim olacağını görebilmek için rüyayı bekleyen dervişler, rüyalarında aynı gece, aynı kişiyi görüp vaziyetin mahiyetini anlayabilmek için sabahın erken saatlerinde kapımı çaldıklarında, gece boyunca vücudumun her zerresine sirayet etmiş şarabın etkisinden henüz kurtulamamıştım.” Tarık Tufan’dan “hayat bu, her şey olur” diyen bir roman! Şanzelize Düğün Salonu’nun “isimsiz” kahramanı bir aşk için evinden çıkıp savrulmaya başlayınca, kendisini daha önce hiç yaşamadığı türden şaşırtıcı ve bir o kadar da tuhaf olayların içinde buluyor. Tarık Tufan sevilen üslubu, hakiki hayreti ve “acayip” kurgusuyla bizi ilgi çekici bir yolculuğa çıkarıyor. Kahramanın oradan oraya savrulmasıyla gelişen bu yolculuk bir yanıyla da insanın içine doğru uzanan bir arayış. “Aşk bize kefil oluyor bir yerde. Kalan borcumuzu temizliyor. Borç dediğim, hayata olan borcumuz; iyi insanlara, deftere yazan bakkallara, az isteyince de çok veren lokantacılara, yaptığı yemekten bir kap da sana getiren komşu kadınlara olan borcumuz. Kalan son canımızı kendi elimizle almamıza mâni oluyor. Tesellimiz oluyor. İyi tarafından bakalım. İnsanları masum olduğumuza inandırabiliriz. Ya da insanları boş verin; Allah’ı inandırırız. Âşık adamın kötülüğü de aşkı kadar aşikâr olur. Ne varsa yüzümüzde var. Başka da bir şey yok. Bu!”



6 Mart 2024 Çarşamba

Kitap - Tavan Arasındaki Buda Julie Otsuka

 Herkese merhabalar efenim,

Nihayet iyileştim sadece geriye bazen çok konuştuğumda kuru öksürüğüm oluyor o da olur zaten yine iyi atlattım sayılır bence.O arada okuduğum kitaplardan biri de Japon edebiyatından olan akıcı ve yer yer de ağlatan bir kitap olan " Tavan Arasındaki Buda" oldu.Gerçek tarihi bir olayı savaşın gölgesini belli bir baş kahraman olmadan çoğul dille anlatan akıcı bir kitaptı.Yazarın bende bir kitabı daha var onu da yakın zamanda okumayı istiyorum.

Japonya'dan San Francisco'ya giden gemiye bindiler hep birlikte ellerinde kocalarının birbirinden yakışıklı fotoğraflarıyla. Gelindi onlar yabancı topraklarda dükkan bağ bahçe sahibi kocalarıyla kuracakları refah yaşamın hayaline kapıldılar çünkü onlara bunun sözü verilmişti. Sonra kocalarını gördüler ilk şoku yaşadılar ilk geceyi atlattılar. Müstakbel kocalarının onlara yalan söylediğini evlerinin hanımı olmayacaklarını öğrendiler çok ama çok çalıştılar tarlalarda iki büklüm mahsül topladılar beyaz tenli uzun boylu kadınların yerlerini sildiler çamaşırlarını yıkadılar yemeklerini yaptılar erkeklerine hizmet ettiler. Çocuk doğurdular bir iki beş on. O çocuklar büyüyüp de kimliklerini reddettiğinde üzülmemeye çalıştılar. Yeni topraklar sonunda memleketleri oldu. Ve savaş gelip çattı bir gün yeni memleketlerinde düşman oldular.



4 Mart 2024 Pazartesi

Kitap - Afili Hafiye Murat Menteş

 Herkese merhabalar efenim,

Şu sıralar yine fena salgın var okullarda her yerde ! Bende nasibimi aldım elbette 3-4 gündür yatak döşek yatıyorum şu anda hafif iyileşir gibiyim inşallah daha kötüye gitmeden atlatırım.Hasta olduğumda genelde çok uyur ve çok kitap okurum.O arada bu kitabı da bitirmiş oldum.Murat Menteş benim çok sevdiğim yazarlardan biri ne yazdıysa alır mutlaka okurum hayranım kendisine üslubuna,zekasına her şeyine.Bu kitapta yine bol absürdlük ve tuhaf olaylar silsilesi içeren akıcı bir kitaptı.Diğer kitaplarına da bol bol göndermeler yapmıştı ayrıca tabi ki yine bol bol da sosyolojik göndermeler vardı tabiki anlayana !

Kusursuz cinayet işle sonsuz aşkı bul!

Alp Laçin O, Kayıp Şahıslar Bürosu’nda komiser.

Gizli görevdeyken, cazibeli bir kadına rastlar. Küçük bir maymun, kadının fotoğrafını çeker. Eski ‘hacker’ Merih Kızıl’a göre, kadın dünyadaki 1 milyar 800 milyon kameranın hiçbirine yakalanmamıştır:

“Komiserim, bu kadın dünyada var değil!” Namevcut Hatun’dan Alp’e aşk mektupları, hediyeler gelir. Derbeder dedektif, acayip belalardan kurtulup, meçhul sevgiliyi bulabilecek midir?..



27 Şubat 2024 Salı

Kitap - Samsun Kitap Ağacı İle Şubat Ayı Kitabı Sular Üstünde Gökler Altında Kaan Murat Yanık

 Herkese merhabalar efenim,

Kitap Ağacı kulübümüz ile hiç duymadığım yerli yazarları duymaya ve okumaya başladım ve tarih türünde de pek kitap okumam biliyorsunuz ki onu da okumaya başladım.Bu tarz kulüplerin beni bu tarz şeylere rastgele zorlamasını seviyorum şahsen.

Colomb'u eminim herkes duymuştur.Tarihte gerçek kişilerden yararlanarak kurmaca metin oluşturmak gerçekten ayrı bir yetenek diye düşünüyorum.Kitap tarihi kurgu olduğu halde mandela etkisi oldum resmen sanki gerçekten tarihte böyle bir karakter varmış gibi geldi bana.Bazı kısımlarını hele de final bölümünü biraz zorlama buldum onun dışında kendisini sonuna kadar okutan başları biraz sıkıcı olsa da (Osmanlı da geçen taraflarda çok fazla Osmanlıca kelime kullandığından kitabın akıcılığı bende sekteye uğradı.) sonrasın da devamını getirmeyi başardım.

Sular Üstünde Gökler Altında, okurunu bir zaman makinesi gibi alıp 15. yüzyılın son demlerine götürüyor. Bu sürükleyici macerada rengârenk kahramanlarla birlikte İstanbul’dan Kırım’a, İspanya’ya, oradan Güney Amerika’ya ve Kazablanka’ya doğru nefes kesen bir yolculuğa çıkarken kendinizi birbirinden esrarlı olayların içinde bulacaksınız.

Hem aşk derdinden kaçmak hem de babasının hayallerini gerçekleştirerek esaslı bir kâşif olmak için yola çıkan Kalender, âlemden âleme, zamandan zamana, halden hale savrulurken kendini derin çatışmaların ortasında bulacaktır. Kader rüzgârı onu Kristof Kolomb ile buluşturacak ve bu ikili o güne kadar hiçbir denizcinin açılmaya cesaret edemediği karanlık okyanuslara yelken açacaktır. Bakir topraklar üzerinde yol alırken öte yandan da birbirlerinin karanlıklarını ve kuyularını göreceklerdir. Tam dünyayı avuçlarında tuttuklarını sanırlarken işler bambaşka bir hale evrilecek ve tabiri caizse kızılca kıyamet kopacaktır.

Kaptanlar, korsanlar, papazlar, şövalyeler, haydutlar, ressamlar, deniz kızları, kurbanlar, gizemli yerliler ve daha nicesiyle dolu bu görkemli atmosfer, aynı zamanda dönemin ruhunu tüm çıplaklığıyla yansıtan şehirler, yapılar, şarkılar, kitaplar, haritalar, diller ve katmanlı psikoportrelerle baş döndürüyor.



5 Şubat 2024 Pazartesi

Kitap - Bayan Ming'in Hiç Olmayan On Çocuğu Eric-Emmanuel Schmitt

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün okulun ikinci dönemi başladı.Aralık ayında iş girmiştim ama bugün 2 ayım göz açıp kapayıncaya kadar geçti bile.2.dönem genelde okullarda daha hızlı geçer.Bi bakmışız Haziran ayındayız.11 gün evde tatil yapınca işe gelmesi biraz zor oldu açıkçası ama alışırım tekrardan iş temposuna diye düşünüyorum işte zaman daha hızlı geçiyor.

Bugün kitap postumuzda kısa ve ilginç bir hikaye var.Yazarımız aslında Fransız bir yazar ama Çinli bir kadının tuhaf hikayesini ve Çin siyasi politikalarından bahsediyor.Okuması keyifli akıcı bir kitap.

Hakikat, En Çok Hoşumuza Giden Yalanın Ta Kendisidir! Çin'in Yunhai kasabasındaki Grand Hôtel'in ilginç bir çalışanı vardır: Bayan Ming. Yaşlı ve bilge Bayan Ming, tuvalet bekçiliği yaptığı otelde, günün birinde Fransız bir işadamıyla tanışır ve ona on çocuğunun hikâyesini anlatır. Hikâye olağanüstüdür, çünkü Çin'de tek çocuk yasası vardır ve Bayan Ming'in on çocuğu olması imkânsızdır. Kendinden kaçtığı için tüm dünyayı dolaşan Fransız ise yaşlı kadının anlattıklarına inanmasa bile onun hikâyelerinin bağımlısı olur. Zira eşitlik anlayışını Mao'dan, insancıllığını Konfüçyüs'ten alan Bayan Ming'in anlattığı her öykü bir hayat dersidir…

Gerçekle yalan iç içe geçmişken Bayan Ming, doğum günü için tüm çocuklarının bir araya gelmesini ister… Artık düğümün çözülme vakti gelmiştir… Eric-Emmanuel Schmitt'ten hakikatin acımasızlığı, hayallerin çılgınlığı üzerine şiirsel bir roman…



3 Şubat 2024 Cumartesi

Kitap - Bir Kediyi Terk Etmek : Babam Hakkında Haruki Murakami

 Herkese merhabalar efenim,

Murakami ne yazsa okurum dediğim bir yazar biliyorsunuz ki bizim ülkemizde de çok ünlü olduğu için fahiş fiyatlarla satılsa bile alındığı için bütün eserleri çevriliyor.Okumadığım ve yeni çevrilen son bir eseri daha kaldı maddi durumum önümüzdeki aylarda izin verirse alıp okuyacağım onu da inşallah.11 gündür yarıyıl tatili olduğu için evdeydim bu son haftasonu pazartesi okul başlıyor genelde 2.dönem daha hızlı geçer bilirsiniz ki.

Sıradan bir anı, sahile beraber bırakılan bir kedi, Murakami’nin babasına dair anılarının kapısını aralıyor. Hayatı ve hayalleri savaşla bölünen babanın öyküsünü kurgulamak, ailenin ve ülkenin de geçmişine bakmak anlamına geliyor. Murakami, yetişkin hayatında uzak olduğu babasıyla vedalaşırken, onun hem kişisel tarihindeki yerini gösteriyor hem de hayatları savaşla bitmiş veya dağılmış bir nesle saygı duruşunda bulunuyor…



1 Şubat 2024 Perşembe

Kitap - Hadula : Bir Ada Öyküsü Aleksandros Papadiamantis

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün kitap postumuzda Yunan Edebiyatından dramatik bir eser var bu eserde baya da ödül almış çok da güzel yorumlar yapılmış ayrıca çok satanlar arasına da girmiş ama ben bir türlü içine giremedim kitabın aslında çok da kısa bir kitap ama başladığımdan beri hikayeleri ve kişileri birleştiremedim bir türlü kafamda ve artık kitabın ortalarına doğu iyiden iyiye sıkılıp yarım bıraktım ve kütüphaneme kaldırdım.Kitapları çok nadiren yarım bırakırım bu kitapta onlardan biri oldu maalesef.

Hadula, yaşadığı adadaki dertlilerin kapısını çaldıkları yoksul bir kadındır. Şifalı bitkilerden hazırladığı ilaçlarla şifa dağıtır hastalara. Ve yaşlı Hadula, sonunda her şeyin kökeni olan bir soruna da çözüm bulur: Yaşamak sorununa.

Papadiamantis, dönemin sosyal ve ekonomik şartlarının -özellikle kadınlar üzerindeki- etkisini göstermekle kalmaz; suçun cezaya, iyiliğin kötülüğe karıştığı o gizemli bölgeye insan ruhunun adım adım nasıl çekildiğini de ustalıkla resmeder. Hiç aklımıza bile gelmeyenlerin nasıl da başımıza gelebileceğini, kaderimizden kaçmak için çırpınırken kendi kaderimizi yaratışımızı ve bu sırada yaşadığımız iç hesaplaşmaları, tutkuyla anlattığı bu trajik öyküyle gösterir.



31 Ocak 2024 Çarşamba

Kitap - Samsun Kitap Ağacı İle Ocak Ayı Kitabı İskender Pala Aşk Hikayesi

 Herkese merhabalar efenim,

Bu ay toplantısına nihayet katılabildim.2 ay ara vermiştim malum işlerden kaynaklı biliyorsunuz ki.Artık eski hayatıma geri dönmüş bulunuyorum.9-5 çalışıyor,hobilerimle ilgileniyorum artık kendime ve yoluma bakıyorum sadece.

Daha önce İskender Pala'dan İki Dirhem Bir Çekirdek kitabını okumuş ve çok keyifli bulmuştum atasözlerinin ve deyimlerin perde arkası hikayelerini anlatıyordu.Ordan diline biraz alışkındım oysa ama onu okuyalı 10 yıldan fazla zaman olmuş oysa benim için daha dün gibiydi.Bu kitapta da aynı ağır dili kullanmış o yüzden biraz akıcılığı kırıyor.4 tane aşık var ve hepsi de farklı tür bir aşkı temsil ediyor benim gözümde ama hepsinin de ortak özellikleri var.Kendinden çok aşıkı düşünmek ve fazlaca fedakar olmak insanı en çok da bunlar yaşlandırıyor ve hayatından çalıyor bence.Zaten kitabın en sonunda da bunun kimseye hiç bir faydası olmadığını net bir şekilde görüyoruz.

10 Haziran 1617 sabahı Kulaksız Kabristanı’nda hatun kişi mezarı üzerinde, biri hanım üç ceset bulundu. Erkekler mezara kapaklanmış, kadın da erkeklerden birine sarılmış vaziyetteydi. Devrin ases teşkilatı aylar sonra üçünün de aynı vakitte öldüğünü açıkladı; aşk yüzünden…




25 Aralık 2023 Pazartesi

Kitap - Sessiz Hasta Alex Michaelides

 Herkese merhabalar efenim,

Nihayet 2 aydan beri elimde sürünen kitabı bitirebildim.Aslında kitap oldukça akıcı ve heyecanlı ama evlilikti,ev taşımaydı yeni bir hayattı derken asla odaklanamadığım ve yarım yarım okuyup dünde nihayet bitirdiğim bir kitap oldu.Bu konularda uzman bir okur olmasan belki finali ile beni şaşırtırdı ama daha olayların başında olayların nereye bağlanacağını ve finalini nasıl yapacağını önceden doğru tahmin etmeyi başardım.Bu tarz kitapları seviyorum aslında yazarın başka kitaplarını da kitap listeme ekledim bile.

Sessİzlİğİn Köklerİ Tahmİn Edebİleceğİnİzden Çok Daha Derİnlerde.

Başarılı ressam Alicia Berenson, kocası Gabriel onun için endişelenmesin, iyi olduğunu görsün diye bir günlük tutuyordu. Bu çok sevdiği adam, ondan sebep mutsuz olmamalıydı.

Alicia Berenson, otuz üç yaşında, kocasını suratına beş kez ateş ederek öldürdü. Sonrasında tek kelime bile konuşmadı.

Adli psikoterapist Theo Faber, yıllardır kimsenin başaramadığını başarıp Alicia'yı konuşturabileceğinden emin. Ama olur da başarırsa, gerçeği duymak isteyecek mi?



Kitap - Okçunun Yolu Paulo Coelho

 Herkese merhabalar efenim,  Yağmurlu bir haftasonundan merhabalar.Mayısın ortası geldi neredeyse ama Samsun da hala dolu falan yağıyor ve h...