Herkese merhabalar efenim,
Eşimle ortak baştan sona izlemeyi başardığımız bir filmden bahsetmek istiyorum bugün sizlere.Film zevkimiz maalesef ki pek ortak olmadığı için bu tarz beraber izleyebileceğimiz ortak filmler bulmak zor olabiliyor.Bir silahla yaralanma sonucunda teknolojik aletleri yönetme yeteneğine sahip olan liseli bir gencin hikayesini yoğunlaşıyor.Hızlı akan izlemesi keyifli Netflixde de yer alan bir film.
Herkese merhabalar efenim,
Aslında ismini çok duymuş olmama ve uzun zamandır izlemek istememe rağmen bugüne kısmet olan Netflix e gelince izlediğim bir filmden bahsetmek istiyorum.Yolda olmak ve özgüven temalı bu tarz macera filmlerini izlemeyi seviyorum bence insana ilham veriyor aynı zamanda sevmiyorum çünkü insanı yolda olmaya özendiriyor.Daha yeni yoldan daha doğrusu balayından geldim gibi görünsemde balayında hasta olduğum için hava da çok soğuk olduğu için adam akıllı hiç bir şeyin tadını çıkaramadım açıkçası ve gelir gelmez yeni bir işe başladım kocam da sağ olsun evden çıkıp gezmek konusunda pek hevesli değil :(
Walter Mitty aşırı korumacı annesi Eunice, kibirli patronu Bruce Pierce ve Gertrude'ye açıklayamadığı olağandışı bir hayat yaşamaktadır. Günlük hayatın karmaşasından kaçar ve asla yapmaya cesaret edemeyeceği şeyleri yapabildiği bir hayal ve macera dünyasında bulur kendini.
Herkese merhabalar efenim,
İşten eve gelince ev işleri yemek falan derken filmleri bile 2 güne bölerek anca izleyebiliyorum artık bu filmi de öyle izledim gerçi sonunu merak etsemde bi tıkta sıkıcı bir filmdi diyebilirim sonuna kadar merak ettirmeyi başardı ama finali hiçte tatmin edici değildi.Ethan Hawk ve Julia Roberts baş rollerde olunca filme bir şans vermek istedim ama değişik çekim sahneleri ve sinematikleri beni biraz gıcık etmedi değil normalde farklı bulabilirdim ama bu sefer sadece gıcık oldum.
İnternet, televizyon, radyo ve telefonların çalışmaması nedeniyle kimse ne olduğunu tam olarak bilmiyordur. Garip şekilde aniden gelen ses patlamaları kırsaldaki hayvanların huzurunu kaçırır ve hayvanlar göç etmeye başlar. Bu sırada bir arada olan ailelerin de zihinsel ve fiziksel sağlıkları git gide kötüleşir.
Herkese merhabalar efenim,
Beren ile Kıvanç yeniden bir araya gelip Netflix için film çekiyorlarmış dediler uzun zaman önce araya bir sürrü şey girince unutulmuştu sonra insanlar sosyal medyadan tekrar sorduklarında dizinin fragmanları çok geçmeden düşmeye başladı arada ne oldu bilmiyorum ama nihayet Netflix de izleyebildim filmlerini.Başta oyunculuları ve filmin konusu aşırı cringe gelmişti ama sonraları açılmaya başladı ve konusuyla da ikili olarak da ilgimi çekmeye başladılar derken bitti zaten film :D Şu sıralar iş,ev işleri,evlilik derken çok fazla bir şey yapamıyorum maalesef o yüzden buraya da nadir olarak malzeme çıkıyor çıktıkça yazmaya çalışıyorum :)
Mehmet ve Serin İstanbul'daki hayatlarından uzakta, New York'ta havaalanında tesadüfen karşılaşır. Onları heyecan ve tutku dolu bir macera beklemektedir
Herkese merhabalar efenim,
Bugün yine Cadılar Bayramı konseptinden gidiyoruz ama daha tatlı bir film ile.Biraz cadı filmi izleyeyim dedim ve keşfetimde bu filmi gördüm baş rollerde Nicole Kidman ve Sandra Bullock var ve iki cadı kız kardeşi oynuyorlar daha ne olsun ! Bu filmi daha önce hiç görmemiştim izlemek bu zamana nasip oldu izlemesi keyifli tam zamanına yaraşır eğlenceli bir film oldu.
Sally ve Gillian Owens, sihirli bir aileye doğmuşlardır, ancak genellikle kendileri büyücülükten uzak durmuşlardır. Ancak Gillian'ın zalim erkek arkadaşı Jimmy Angelov beklenmedik bir şekilde ölünce, Owens kız kardeşler kendilerine sert büyüde yoğun bir kurs verirler. Polis memuru Gary Hallet şüphelenmeye başlarken, kızlar Angelov'u diriltmeye çalışır - ve istemeden onun cesedine ailesinin soyunu tehdit eden kötü bir ruh enjekte ederler.
Herkese merhabalar efenim,
Eski filmlerden devam ediyoruz.Küçükken televizyonda izlemiştim bu filmi ve beni çok etkilemişti hem fantastik ögelerin olması hemde romantik olması elbette ayrıca Demi Moore'un gençliği öyle güzel ki bir kez daha bayıldım kadına izlerken bu filmi izlemeyen varsa hemen gidip acilen izlesin :)
Molly (Demi Moore) ve Sam (Patrick Swayze), aşk yaşayan, New York’lu bir çifttir. Sam cüzdanını taşıyan bir serseri tarafınca bıçaklanıp öldürülecektir. Ruhu bedeni terkettiğinde ise ölümden sonraki yaşamı yavaş yavaş keşfetme fırsatı bulacaktır. Ölü ruhlarının canlılar ile aynı ortamda varolduğu fakat yaşayanların ruhları göremediği bir ortamdır bu. Yardımsever bir hayalet Sam’in bu yeni durumu kabullenip alışmasına yardım edecektir. Genç adam artık bazı nesneleri hareket ettirebilmektedir. Ama eski iş arkadaşı Carl’ın (Tony Goldwyn) kirli çamaşırları ve Molly ile ilgili kötü planları gün yüzüne çıktığında, canlılar ile iletişim kurabilmenin tek yolunun bir medyum aracılığı ile mümkün olduğunun farkına varacaktır. Sam’in karşısına medyumların belki de en aykırı olanı çıkacaktır.
Herkese merhabalar efenim,
Bir yandan da Cadılar Bayramı film serisine devam ediyoruz canlarım elbette ! Netflix de Türkçe çevirisiyle Katil Kitap Kulübü olarak bulabileceğiniz bu filmde yine elbette bir katil var ve tek tek bir kitap kulübünün üyelerini öldürüyor ben yine filmin başından katilin kim olduğunu buldum bile bakalım siz bulabilecek misiniz :)
Korku hayranı sekiz arkadaş, aralarındaki karanlık sırrı bilen katil bir palyaço tarafından birer birer avlanmaya başlayınca hayatta kalmak için savaşır.
Herkese merhabalar efenim,
Bu filmi izlemeyen varsa zaten çok ayıp eder :D Dünyanın en iyi fantastik filmlerinin başında gelir ve tam bir Jim Carrey efsanesidir.Evlenmeme 3 hafta kala çocukluk zamanlarıma dönmek istedi canım odamda o yüzden sıcak sıcak oturup annemin yaptığı yemekleri yiyerek bu tarz filmler izliyorum.Psikolojik bir dönemdeyim sanırım bu evde eskisi gibi çocuk olamayacağımı bilmenin yetişkin bir hüznü diyebiliriz.
Stanley Ipkiss (Jim Carrey), iyi yürekli bir banka memurudur. Bir gün bulduğu antika bir maskeyi takar ve inanılmaz güçlere sahip bir yaratığa dönüşür. Halk arasında Maske diye tanınan kahramanımız, yanlışlıkla Dorian Tyrel (Peter Greene) adlı bir mafya liderinin hedefi haline gelir.
Herkese merhabalar efenim,
Cadılar Bayramı gerilim filmleri serimiz bir yana yemek yerken canım eski zaman filmleri izlemek istiyor demiştim sizlere.Onlardan biri de bu film oldu.Küçükken televizyonda izlediğimi ve çok sevdiğimi hatırlıyorum zaten Adam Sandler fanıydım ben :)
Skeeter Bronson (Adam Sandler), eskiden babasına ait olan otelde çalışmakta ve otelin her işine koşturmaktadır. Genç adam akşamları ise iki küçük yeğenine her gece uyumadan önce çeşitli hikayeler anlatmaktadır. Bunlar kendi uydurduğu, hayal ürünü hikayelerdir. Çocukların bu çılgın masallara katkıda bulunmasına da izin verir. Ancak bir sabah gerçek yaşamla masallar birbirine karışır. Skeeter'in anlattığı masallar gerçeğe dönüşmektedir.
Herkese merhabalar efenim,
Cadılar Bayramı zamanı yaklaştığı için geleneksel korku filmleri serimizden yapalım istiyorum şu sıra ama izlemediğim çok az film kaldığı için seçmekte çok zorluk çekiyorum.Bu filmi çok gördüm çok duydum ama aşırı kanlı olduğu için izlemek istememiştim ama bu seri kapsamında bi izleyeyim dedim benim bile midemin almadığı çok fazla kanlı sahne var maalesef.Filmin ikincisi de çıktı aslında asıl amacım onu izlemekti ama ilk filmi zaten çok kaldıramadım o yüzden ikincisini izler miyim izlersem ne zaman izlerim pek bilemiyorum.Film de It filmi ile Testere filmi arasında bir yerde gibi olmuş.Filmin ve karakterin ilhamı belli ki bu iki film.
Art adlı manyak bir palyaço, Cadılar bayramı gecesinde yolda duran üç genç bayana terör estirir.
Herkese merhabalar efenim,
Netflix e yeni gelen toplanmlı bir İsveç filminden bahsedicem.Başları biraz sıkıcı başlıyor ama sonradan açılmaya hatta finale kadar güzel bir aksiyon temposuyla gidiyor film.İzlemesi keyifli bir konumda toplanan insanların bir katil tarafından tek tek öldürülmesini ve yaşam savaşı vermesi hikayelerini ben gibi seviyorsanız bi bakın derim.
Bir grup uyumsuz belediye çalışanı, görünüşte zararsız bir gezi sırasında kendi anlaşmazlıklarıyla boğuştukları yetmezmiş gibi bir de kana susamış bir katille mücadele eder.
Herkese merhabalar efenim,
Bugün film postumuzda izlemesi hem acayip keyifli hem de acayip saçma olan Netlix de mutlaka gördüğünüz ya da birilerinden duyduğunuz bir filmden bahsedicem.Filmin saçma olan kısmı şu ki hamile bir kadın denizin ortasında distopik bir evrenden mülteci olarak kaçarken bir konteynırda mahsur kalıyor.Koytenırdada mahşallah bir ben yokum hiçte güçlük çekmeden (bi kanlar içinde doğum yaptı o da suda doğum olduğu için daha acısız olmuştur eminim normal bir kadına göre) bir şekilde hayatına devam etme mücadelesi verdi.İnsan izlerken saçmalık olduğunu biliyor bazı şeylerin ama yine de izlemek hoşuna gidiyor insanın.
Distopik bir gelecekte İspanya hükümeti, kaynak yetersizliği nedeniyle çocukları, hamile kadınları ve yaşlıları ortadan kaldırmayı planlar. Hamile olan Mia, bu durumun ardından ülkeden kaçmaya karar verir. Kaçmak için bir konteynerde saklanan Mia, konteyner denize sürüklenince kendisini bir kabusun içerisinde bulur.
Herkese merhabalar efenim,
Yine Netflix de yer alan ve yeni gelen Kore filminden bahsetmek istiyorum.Bu tarz intikam temalı Kore filmlerini izlemeyi de çok ayrı seviyorum ve bu konudan bol bol çekiyorlar şükür ki :D La Casa De Papel: Korea dizinde Tokyo ve Denver karakterlerini oynayan ve çok da popüler olan ikiliyi baş role vermişler ve ikisi de yine çok güzel oynamışlar bu filmde de.Netflix bunu sık sık yapıyor biliyorsunuz ki bir yerde ünlü olan ikilileri bir şekilde başka bir yapımda yine yan yana getiriyor.
Ok-ju, en yakın arkadaşı balet Min-hee'nin vahşice öldürülmesinin acısını üstünden atamayan eski bir korumadır. Arkadaşını koruyamadığı için kendisini suçlayan Ok-ju, onun son isteğini yerine getirmek, yani ölümünün intikamını almak için harekete geçer.
Herkese merhabalar efenim,
Bugün kitaptan beyazperdeye uyarlanan yine yemek ile birlikte giden romantik bir film var.İzlemesi tatlı Netflix e yeni gelen bir film.Bu tarz özellikle gençlerin oynadıkları filmleri izlemeyi seviyorum insana gençlik enerjisi aşılıyor :)
Türkçe adı ile İlk Bakışta Aşk'ın İstatistiksel Olasılığı ...
“Hadley ve Oliver, New York'tan Londra'ya uçuşları sırasında birbirlerine aşık olmaya başlarlar, ancak indiklerinde onları ayıran talihsizlik mi yoksa kader mi? Birbirimizi tekrar bulma olasılığı imkansız görünüyor, ancak aşk - ve Londra - olasılıklara meydan okumanın bir yolunu bulabilir.
Herkese merhabalar efenim,
Yemek yerken bana ve ruhuma iyi gelecek rahatlatıcı romantik filmler izlemi seviyorum.Netflix de izlemediğim ne varsa yeni gelenlerden özellikle bulup açıp izlemeyi seviyorum.Beni genç kızlık zamanlarıma götürdü bu film.Reese Witherspoon ve Ashton Kutcher romantik komedisi özlemişim cidden iki oyuncu da yılların eskitemediği romantik film oyuncuları :)
Çok yakın arkadaş ve tamamen zıt karakterler olan Debbie ve Peter bir haftalığına evlerini değiştirdiğinde birbirlerinin hayatına yakından bakmaları, aşkın kapılarını aralayabilir.
Herkese merhabalar efenim,
Finali yine oldukça şaşırtan bir film ile birlikteyiz film postunda.Filmin yüzde 80 kadarı video kayıtları ile geçiyor bu tarz videodan çekilen filmleri izlemeyi sevmiyorsanız bu film size göre değil diyerek başlıyorum öncelikle onun dışında bazı yerlerini atlasam da finaline kadar merak ettirmeyi başaran bir yapım oldu diyebilirim.
Dedektif Burquez’in ele aldığı son olay oldukça korkunçtur. Bir sürü insan önce seyahat ettikleri otobüsün içerisinde, ardından da otobüsten indikleri yerde katledilmişlerdir. Olay yeri incelenirken bir video kamera bulunur. Kamera aracın içindekilerden birine aittir. Olan biteni görüntülemiştir. Tabi katilde bu görüntüler içerisindedir. Dedektifler soruşturmayı derinleştirir ve katilin peşine düşerler. Katil kimdir ve daha da önemlisi yakalanabilecek midir?
Herkese merhabalar efenim,
Netflix de yer alan Tayland filminden bahsetmek istiyorum sizlere.İçinde yemek olan film,dizi,kitap her işe bayıldığım için hemen açıp izledim.Bir sokak aşçısının ünlü bir şefin ekibine katılmasını ve sonrasında olanları anlatıyor.Sonuna kadar izlemekten zevk aldığım bir film oldu bazı kesimlere biraz durgun geçtiği için hitap etmeyebilir.
Mahalle arasında aile lokantasını idare etmeye çalışan 20'li yaşlardaki yetenekli bir genç kızın, kendini birden ünlü bir şefin mutfağında bulmasını ve sonrasında yaşananları konu alıyor.
Herkese merhabalar efenim,
Bugün film postumuzda yine Netflix de yer alan ve Roald Dahls'ın kitabından beyaz perdeye uyarlanmış ve yönetmeni Wes Anderson olan kısa bir film var.Film tamamen 4.boyuta hitap ederek çekilmiş o yüzden bir çok kişinin tarzı olmayabilir diyerek başlamak istiyorum.Wes Anersonun renk kullanımı ve sahneleri simetrik olarak çekmesiyle kendine has bir yönetmen bu tarz hikayeleri de çekmeyi çok seviyor bence.Baş rolde Benedict abimizin olması filmi izlenir kılıyor elbette :)
The Wonderful Story of Henry Sugar, kumarbaz bir adamın hayatına odaklanıyor. Zengin bir adam olan Henry Sugar'ın en büyük tutkusu kumar oynamaktır. Henry bir gün gözleri dikili olduğu halde görebilen bir adam hakkında bir rapor okur.
Herkese merhabalar efenim,
Bugün yine Netflix de yer alan gerilim fantastik bir filmden bahsedicem.Başında sonuna kadar sürükleyen ve renkleriyle atmosferiyle beni içine çekmeyi başaran bir yapım oldu.Aslında en başta Anna Taylor Joy baş rolde olduğu için merak etmiştim ama film kendisiyle beni mest etti diyebilirim tam bi mısır alıp izlemelik film önerisi diyebilirim :)
Genç müzisyen Sandy, erkek egemen dünyada var olabilmek için bazı yöntemlere başvuruyor ve bu yöntemler Ellie'nin hayatının hayaletler tarafından basılmasına sebep oluyor. Ellie, bir anda ortadan kaybolan Sandy'yi ararken nostaljinin hayaletleri ile de psikolojik bir mücadeleye girmeye çalışıyor.
Herkese merhabalar efenim,
Dün Netflix'de görür görmez ailecek izleyelim dedik.Cem Yılmaz kendi tarzının dışında bir film yapmış gibi olmuş ama aslında Karakomik filmlerdeki Ayzek karakterinin dram dolu hayatından bir kesit sunuyor daha çok.Bu şekilde yaşayan çok fazla insan var aslında gerçek hayatta o yüzden gerçekçi ve psikolojik yönü daha ağır olmuş.Arada Cem Yılmaz'ın kendine has espirileri de sepiştirilmiş bence ortaya hoş bir film çıkmış ama Cem Yılmaz kitlesine göre bi film olmadığını söylemem gerek.
2019 yapımı “Karakomik Filmler 2”de izleyici karşısına çıkan, yıllarca vapurlarda garsonluk yapan ancak pandemi nedeniyle işsiz kalan Ayzek karakterinin Komodor Palas'ta bir gece vardiyasında beklenmedik olayların ortasında kalmasını anlatıyor.
Herkese merhabalar efenim, Netflix de yer alan ve mini bir İngiliz dizisinden bahsedicem bugün sizlere.Instagram postlarında görüp merak et...
