Herkese merhabalar efenim,
İş dünyasına kaldığım yerden devam ! Ağustosun sonuna kadar nakiller devam ettiği için hem de 17 Ağustosla birlikte yeni dönem hızlandırmasına başlayacağımız için yoğun bir hazırlık içindeyiz kurum olarak.Bende işte olmayı iş yapmayı özlemişim vallahi uzun vadeli olmasa da şöyle 1 haftalık falan tatil kaçamakları benim için dinlenmelik yeterli oluyor.Gerçi tüm yıl bu zamanın hayalini kurmuştum ya Karadeniz turu ya GAP turu falan yapmayı çok istiyordum tabi ama bu pandemi işi bütün hayallerime çomak soktu elbette neyse hayırlısıyla şu lanet hastalığı artık atlatalım da her şey eski haline dönsün lütfen ! Korkarak yaşamaktan bir hal olduk artık.
Dün bahsettiğim Destek Yayınlarının Felsefe Serisinin içinde yer alan ve İbni Rüşd'ü anlatan bu kitabı da okudum.Daha önce eğitim fakültesinde ve elbette tarih derslerinde bir çok kez adını duymuş ve kendisine hayran olmuştum.Bu kitapla da onun hakkındaki bilgilerimi biraz daha pekiştirmiş oldum.
“Kimseden daha iyi olmadığınızı anlayacak kadar mütevazı, herkesten farklı olduğunuzu kavrayacak kadar bilge olun.”
İbni Rüşd ya da dünyanın tanıdığı adıyla Averroes...
Avrupa'nın fikir mimarlarından Endülüslü Müslüman, felsefeci, astronom, hekim, psikolog, hukukçu, fizikçi, edebiyatçı ve matematikçi.
12. yüzyılda akılcılığı, hem İslam dünyasına hem de Skolastik Felsefe'nin baskıladığı Ortaçağ Avrupası'na yeniden hatırlatan, Aristo'nun metodolojisini yeniden gün yüzüne çıkartan ve eserlerini yaptığı şerhlerle çağdaşlarına kazandıran İbni Rüşd, Rönesans'ın ve Aydınlanma Çağı'nın da başlatıcısıdır.
Avrupa'da adına methiyeler düzülen İbni Rüşd, “Akıl yoluyla da Tanrı bulunabilir. Gerçeğe giden yollar farklı olsa da aynı gerçeğe ulaşılır...” diyerek, bağnazlığa, aklı bir yana iten anlayışa ve insanı dar düşünceye hapseden tüm akımlara karşı durmuştu.
Avrupa'nın “Yorumcu” unvanı verdiği İbni Rüşd, etkileri bugüne kadar süren bir anlayışın da en parlak yıldızı oldu. Ömrünü okuyarak ve yazarak geçiren bu büyük filozof, “Gerçek, gerçeğe zıt olamaz...” diyor, insanın “aklını kullanmasının” sadece bir tercih değil, aynı zamanda görev olduğunu savunuyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder