Herkese merhabalar efenim,
Bugün bir kitap postu ile karşınızdayım ! Irmak Zileli benim yazar olarak çok duyduğum bir Türk yazardı o yüzden artık bir tane kitabını rastgele alıp bi okuyayım dedim.En iyi kitabı bu kitap mı bilmiyorum ama olaydan çok iç monoloğun ve duygusal bir hesaplaşmanın olduğu memleketimizde yabancılara karşı yapılan ırkçılığı cesurca anlatan ölmek üzere olan bir insanın hayatını gözünün önünden bir film şeridi gibi geçmesini okuyoruz.Yer yer bazı yerleri okurken sıkıldım bazı yerlerde de yazarın tekrara düştüğünü hissettiğim bazı yerlerde de benim ilgimi çekmeyi ve beni duygulandırmayı başardı kitap.Bu toprakların romanı değil belki ama bu toprakların yaptığı ayıbı ortaya koyan bir roman olmuş bence.Okurken nedense Elif Şafak'ın 10 dk 38 sn kitabı aklıma geldi.Ölmeden önce 10 dk boyunca beyin yaşarmış daha sonrasından yavaş yavaş ölmeye başlarmış işte o 10 dk da hayatımız gözümüzün önünden film şeridi gibi geçermiş.
Irmak Zileli bu romanında genç bir kadının ölüme giderkenki son birkaç dakikasından hareketle, geriye doğru hayatlar ve kuşaklar boyunca aktarılan bakışların izini sürüyor. Aynı zamanda insanın hayata, geçmişe, kendi varlığına ya da yokluğuna yönelen bir bakış bu...
Son Bakış yabancılığın ve dilsizliğin nasıl bir şey olduğunu anlamanın ve anlatabilmenin yolunu arayan bir roman. Bu nedenle de evvela dille uğraşan, dilin kendisini romanın meselesi yapan bir metin. Türkiye’ye kaçak yollardan girmiş, girerken biricik sevgilisi Kaveh’i yitirmiş Tina’nın iç sesi okuru yanına çağırıyor. Son yolculuğunda ona eşlik edilmesini bekliyor.
Hem yakarış, hem hesaplaşma olarak okunabilecek Son Bakış, Irmak Zileli’nin edebiyatta açtığı hattı derinleştiriyor.
“Ah insan zihni nasıl da kaydedemiyor aslında hiçbir şeyi olduğu gibi, çünkü sonradan ekliyorsun kendi bakışını onunkine, sonraki bakış diye bir şey de var aslında, hiçbir bakış son olarak kalmıyor, kendi son bakışının üstüne ister istemez yenisinin gölgesi düşüyor.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder