Herkese merhaba efenim,
Bugün Kore filmleri maratonunda Murakami'nin hiç duymadığım bir hikayesinden beyaz perdeye aktarılmış olan ve sırf Yo Ah In Oppa var diye izlediğim bir filmden bahsedicem.Bence kesinlikle Murakami beyaz perdeye aktarılmamalı çünkü aşırı sıkıcı oluyor ve genel izleyici kitlesine hitap etmiyor.Ben atlaya atlaya izledim ona rağmen filmi gayet iyi anladım gerçi anlanacak şeylere her zaman ki gibi havada bırakıldığı için beni de bir çok kesim gibi tatmin etmedi.
Güney Kore'nin Kuzey Kore sınırında babasıyla birlikte yaşayan Jong-su’nun hikayesini anlatıyor. Kasaba atmosferinde yetişen ve küçük işlerle günü kurtaran Jong-su, yine bu günlerden birinde çocukluk arkadaşı Hae-mi ile karşılaşır. Kısa zamanda ikisi arasında bir çekim oluşsa da Hae-mi’nin hayallerindeki Afrika seyahatine çıkması gerekmektedir. Hae-mi, Jong-su’dan kedisine bakmasını rica eder; böylece aralarındaki iletişim de kopmayacaktır. Ne var ki Hae-mi’nin geziden Ben adında gizemli bir adamla dönmesi, Jong-su başta olmak üzere herkesin hayatını kökünden değiştirir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder