28 Şubat 2021 Pazar

Kitap - İzmir Kitap Kulübü ile Şubat Ayı Kitabı Sarsıntı Barış İnce

 Herkese merhabalar efenim,

Dün akşam İzmir Kitap Kulübü ile "yazarlı" toplantıya katıldım.Bu ay bu toplantıların ilk ayıydı.Bu yazarlardan ilk davet edileni "Barış İnce" oldu.Daha önce kendisi "Ot,Bavul,Edebiyat Atölyesi" gibi dergilerde yazıyormuş zaten ama ben adını ilk defa duymuştum açıkçası.Bu kitaptan önce " Çelişki" diye bir kitabı daha varmış.Yazarlığın perde arkası,kitabı yazma süreçleri,kitabı okurken kaçırdığımız ya da anlamladıramadığımız ayrıntılar ve metaforlar açısından bizi çok bilinçli ve güzel bir şekilde aydınlattı.

Kitaba gelicek olursak başlar da kitabı biraz anlamakta zorlandım.Daha önce de bin beş yüz kere dedim sanırsam iki zamanlı yazılan kitaplarda bi kafam bulanıyor benim başlarda anlamakta güçlük çekiyorum sonlarına doğru olayların gelişmesiyle ve sonuca bağlanmasıyla birlikte ben de "hee" diyebildim kitabın sonunda.120 sayfacık bir şeydi zaten 2 gün de okudum.(iş tempomu sayarsanız 2 gün benim için oldukça ideal bir süre diyebiliriz.) 

Bu şekilde yeni yerli yazarlar tanımak ve kitaplarını okumak beni çok mutlu ediyor.Ayrıca kitabın hakları "Can Yayınları " gibi bir yayınevinde olunca zaten insan ister istemez ön yargılı olarak " Can kötü kitap basmaz zaten" diyor.

Sustunuz… Uzunca bir süre sustunuz. Niye böylesiniz? Böylesiniz işte. Sevdiğini hiç bağıra çağıra söyleyememişler gibisiniz. Haksızlık görünce dili tutulmuşlar gibi… Suskun. Bedeni huzurda namaza durmuş, kafası başka yerde münafıklar gibisiniz. Verdiğiniz sözleri yutmuş, ettiğiniz yeminleri bozmuşsunuz. Duyulmasından korkmuşsunuz. Olduğunuzdan cesur davranıp zayıflığınızı saklamışsınız. Sesinizin çok çıktığı anlarda boyun eğmişsiniz sanki... Âciz. Keşke söylemeyi değil duymayı öğrenseydiniz...

Barış İnce, büyük beğeni toplayan romanı Çelişki’den sonra okurlarını her anlamda “sarsacak” bir romanla karşımızda. “İsimsiz” bir adadaki esrarengiz cinayetler, ada halkını avucuna almış, mafyalaşmış bir dinî grup, bir masa etrafında toplanıp hem kaybolan arkadaşlarının hatırasıyla hem de dostlukları ve aşklarıyla hesaplaşan üç arkadaş ve tüm gizemlere ışık tutacak sahipsiz bir günlük…

Sarsıntı, yalnızca bugüne değil Türkiye’nin tüm zamanlarına, artık katran bağlamış acı gerçeklerine dair, ustaca yazılmış bir roman.

27 Şubat 2021 Cumartesi

Kitap - Kumandanı Öldürmek Haruki Murakami

 Herkese merhabalar efenim,

Nihayet Şubat ayının sonuna gelebildik kısa olmasına rağmen son haftası geçmek bilmedi resmen.Mart ayı gelsin de bi maaşımızı alalım şenlenelim be ! Dün zaten Mart ayı için yaptığım kitap alışverişim geldi 150 TL lik alış veriş yaptım uzun bir süre yeter bana onlar Nisan ayında da sadece kitap kulübü ile okuyacağımız kitapları alırım Mayıs ayında da yine yüklü bir kitap alışverişi yapmış olurum artık yaza hazırlık diye :) 

850 sayfalık 2 haftalık Murakami okuma maratonumu nihayet dünden önceki gün bitirdim.Bu kadar kalın tuğla vari kitapları okumaktan kaçınıyorum genelde okurken bileklerim acayip ağrıyor bu da beni genelde kitaptan soğutuyor , okurken doğru düzgün  konsantrasyon sağlayamıyorum ama tabi bu Murakami kitapları için geçerli değil sevgili okuyucularım.Kitap ne kadar kalın olursa o kadar güzel gibi bir şey oluştu artık Murakami kitapları için.Bu kitapta yine okuması baştan sona çok keyifli sonu asla bir yere bağlanmasa bile okuma sürecinde keyif veren bir kitaptı.Diyecek pek fazla bir şey bulamıyorum genelde Murakami hakkında parasını,kalınlığını,bilek ağrısını sonuna kadar hak eden bir kitaptı bence :)

Hepimiz hiç kimseye açamayacağımız sırlarla yaşıyoruz...

Dünya edebiyatının tartışmasız en büyük yazarlarından olan Haruki Murakami’den gerçek bir şaheser… İlmek ilmek örülmüş bir gizem hikâyesi… Kumandanı Öldürmek yalnızlığı bir yük olarak görmeyen, yeri geldiğinde yalnızlığını bir madalya gibi göğsünde taşıyanlar için yazılmış bir roman. Tıpkı bir dağ başında yalnız bir hayat süren, bu yalnız varoluşuyla gizemli bir şeyleri hayatına davet eden roman kahramanı gibi. Bu muhteşem romanı okurken yol arkadaşımız yine müzik olacak… Mozart’ın Don Giovanni’sini, Strauss’un Güllü Şövalye’sini başucu müziğimiz yapacağız. Kumandanı Öldürmek’in gizemli labirentlerinde kaybolurken Fitzgerald’ın Muhteşem Gatsby’sine selam gönderecek, Orwell’ın 1984’ü yazarken inzivaya çekildiği o adayı merak edeceğiz… Ve hepsinden önemlisi “büyülü bir dünya”da yaşadığımızı bir kez daha anlayacağız.

26 Şubat 2021 Cuma

Kitap - İzmir Kitap Kulübü ile Şubat Ayı Kitabı Zamanı Durdurmanın Yolları Matt Haig

 Herkese merhabalar efenim,

Dün akşam yine kitap toplantısını asmak zorunda kaldım çünkü işten eve döndüğüm zaman ayaklarımı hissetmiyordum artık o yüzden açıkçası hiç zoom toplantısına katılasım gelmedi ama 28 in de Barış İnce'nin olduğu toplantıya mutlaka katılıcam yazar davet edilmiş sonuçta onu hayatta kaçırmam :)

Anlayacağınız İzmir Kitap Kulübü ile bu ay "Zaman " teması ile Matt Haig'in  Zamanı Durdurmanın Yolları adlı kitabını okuduk.Ayrıca kitabın arka kapak yazasına göre filmi çekiliyormuş kitabın baş rolde de en sevdiğim oyunculardan biri olan Benedict Cumberbatch varmış :D Tabi izler miyim bilmiyorum :/ Yine de ek bilgi olsun diye söyledim işte :)

Kitaba gelicek olursak bi kere kapak tasarımı bence çok güzel.Domingo Jaguar gibi bu iş çok iyi başarıyor bence canlı güzel renkler ve sade kitabı anlatan bir amblemle yapılan kapaklar çok güzel duruyor her şeyden önce insanın dikkatini çekiyor ve kendine çekiyor.Kitabın içeriğine gelicek olursak , genel de bi o zamanda bi bu zamanda geçen kitapları pek sevemiyorum hele de kesin zaman çizgileriyle ayrılmamışsa okurken çok kafam karışıyor ama bu kitapta nedense öyle olmadı hep zaman çizgilerini güzel anlaşılır bi başlıkla ayırmaları hem de yazarın geçmiş ve şimdi ki zamanı güzel bir şekilde harmanlamayı başardığı için sanırım.

Tom Hazard’ın tehlikeli bir sırrı var. 41 yaşında sıradan bir tarih öğretmeni gibi görünse de nadir rastlanan bir hastalık yüzünden aslında yüzyıllardır hayatta. Shakespeare’le aynı sahnede yer almış, Kaptan Cook’la açık denizleri fethetmiş, Fitzgerald’larla içki içmiş. Ama şimdi, tek istediği normal bir hayat sürmek. Kimliğini değiştirmeye devam ettiği sürece geçmişini geride bırakabilir ve hayatta kalabilir.

Yapmaması gereken tek bir şey var, âşık olmak.

İngiltere’nin en önemli yazarlarından Matt Haig’in büyük övgü toplayan, 37 dile çevrilen ve yakında Benedict Cumberbatch tarafından sinemaya aktarılacak kitabı Zamanı Durdurmanın Yolları, insanın kendini kaybedip tekrar bulmasına dair güzel bir roman.

25 Şubat 2021 Perşembe

İngiliz Dizisi : Behind Her Eyes

 Herkese merhabalar efenim,

Bu diziyi çok duyunca bir de mindfucklı olduğunu öğrenince dün işten eve gelince yemek dahi yemeden başına oturdum zaten 6 bölümcük bir mini dizi hemen 1 akşamda dizi açı gibi izleyip bitirdim ve başından sonuna kadar o merakı cezbetmesi ve gizemli haliyle ve asla tahmin edemeyeceğim finali ile güzel bir dizi gecesi geçirmemi sağlamış oldu.Netflix in orijinal dizisiymiş zaten şu sıralar Türkiye de izlenenler sıralamasında da 1 numarada illa ki göreceksinizdir bu tarz gizemli şeyleri sevenler için şiddetli tavsiyemdir :)

Dipnot : David acayip yakışıklı değil mi ya dizi boyunca adamın oyunculuğunu (!) izledim resmen :)

Louise, oğlunu büyütmeye çalışan bekar bir annedir. Genç kadın, geçimlerini sağlayabilmek için bir psikiyatristin ofisinde çalışmaya başlar. Çok geçmeden Louise kendisini patronuyla bir ilişki içinde bulur. Ancak patronu evlidir ve Louise sevgilisinin karısıyla beklenmedik bir arkadaşlık kurar.


24 Şubat 2021 Çarşamba

Müzik : Miley Cyrus - Nothing Breaks Like a Heart

Herkese merhabalar efenim,

Bugün müzik postunda benim çok uzun zamandır dinlemediğim bir şarkıcı olan Miley Cyrus var ! Bir zamanlar çok severim bu kızı şarkılarını da sesini de çok beğenirdim sonrasında bi depresyona mı girdi ne oldu ne yaptı bilmiyorum saçma sapan hallere büründü bi o ara kendisinden de soğuduğum için dinlemiyordum şu sıra youtube da gezinirken "jolene" şarkısının akustik coverını söylerken gördüm ve tekrardan bi bakayım ne yapıyor şu sıralar derken bu şarkısını gördüm ve şarkıyı bayıldım klibi bence biraz saçma sapan olmuş ama şarkı ve Miley'nin şarkıyı söyleyişi oldukça güzel bir şans verilir bence tekrardan :)

23 Şubat 2021 Salı

Kore Dizisi : Lovestruck in the City

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün değişik bir Kore dizisinden bahsedicez.Hem konu olarak hem işleniş olarak hem de çekim teknikleri olarak bir değişiklik denemesi olan bu dizinin baş rolünde Ji Chang Wook abimiz var kendisine baya baya aşık olduğumdan dizinin bazı bazı sıkıcı taraflarını görmemezlikten gelmek istiyorum Oppam genelde hep konuları farklı değişik dizilerde yer almayı istiyor böyle bi CEO formatından görmedik kendisini pek asker oldu,market sahibi oldu,ajan oldu,eğlence sektörü çalışanı oldu bu dizi de kendisi sörf yapan bir şirket çalışanı diyebiliriz.Başlar da çekimleri dolasıyla (oyuncular kameraya bakarak belgesel havasından konuşuyor) pek alışamadım hatta yer yer yadırgadım diziyi ama daha sonra ki bölümler de bir tık eğlenceli oldu diyebiliriz dizi için.Wook Oppamın zaten aşık halleri kendini hayran hayran hissettiriyor.Kim Ji Won çok yetenekli bir kadın oyuncu bence genelde hep çatlak kadın ya da tatlış kadın rollerinde gördük kendisini ilk defa kendine özgüveni olmayan bi tık soğuk bir karakter içinde gördüm kendisini ama o havalar pek yakışmamıştı açıkçası kendine ne zaman şımarmaya geçecek diye bakınıp durdum dizi boyunca :D

Konusu:

Dizi, şehrin yoğun temposunda hayatta kalmaya çalışan bir grup gencin gerçekçi romantik ilişkilerini konu almaktadır.

Karakterleri:

Ji Chang-Wook dizide bir mimar olan Park Chae-Won karakterini canlandırmaktadır. Tutkulu ve dürüst bir kişiliğe sahiptir. Şehrin küçük sokaklarında dolaşmaktan hoşlanmaktadır. 'Kamera Hırsızı' dediği bir kadın, bir yaz gecesi, kalbini çalıp ortadan kaybolduktan sonra bir daha onu asla unutamamıştır.

Kim Ji-Won dizide serbest bir pazarlamacı olan Lee Eun-Oh karakterini canlandırmaktadır. Belirli bir plan yapmadan seyahatlere çıkan birisidir. Çıktığı bir seyahat sırasında, kimsenin onun tanımadığı bir yerde kendine sahte bir kimlik edinmeye karar verir. Kendini herkese özgür ruhlu, ama aslında kendisinden tam zıttı bir karaktere sahip olan Yoon Sun-Ah olarak tanıtırken Park Chae-Won’a (Ji Chang-Wook) âşık olur.

22 Şubat 2021 Pazartesi

Suç Filmi : I Care A Lot

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün işteyim ve yoğun bir haftaya yine başlamış bulunuyoruz.Dün izin günüm olduğu için bi film patlatayım dedim ve Netflix e girdiğim zaman baş rolünde Gone Girl deki unutulmaz performansıyla gönlümüzde "kötü kadın " olarak taht kuran Rosamund Pike baş rolde olunca izleyeyim dedim.Bu film de de yine kadın kötü bir rolde (kadının üzerine yapıştı resmen.) ama daha çok antikahraman gibi düşünebiliriz filmin sonunu yine adaletli bir şekilde bağladıkları için ben filmi beğendim ama film çok seyircinin gözüne soka soka feminizm protestosu yapıyordu bazı sahne ve diyaloglarda o biraz artık beni iğrelti etti o kadar.

Son derece başarılı bir yasal vasi olan Marla Grayson’a (Rosamund Pike) odaklanıyor. Marla’nın kanunları kendi yararına, müvekkillerinin ise zararına kullanmakta üstüne yoktur. Fakat bir gün kendisi için mükemmel bir müvekkil seçtiğini düşündüğü anda hiç olmadığı kadar yanılır. Çok geçmeden dış görünüşün ne kadar yanıltıcı olabileceğini öğrenir.

Kore Dizisi : Mr.Queen

 Herkese merhabalar efenim,

Çok şükür bir haftayı daha geri de bıraktık bugün izin günüm iyice dinlenicem ve yarın yeni yoğun bir hafta daha beni bekler Şubat'ın son haftasını görebildik nihayet bakalım Mart ayı gelince hissettiğim gibi her şey güzel mi olucak yoksa bir anda yine her şey berbat mı olucak bunu zamanla görüyor olucaz.

Bugün postumuzda tazecik bitmiş olan güncel bir Kore dizisi var.İki baş rolü de çok seviyorum bu komedi filmine ve rollerine çok yakışmışlar zaten.Daha önce bir kızın geçmiş çağlara giderek bir kadının bedenine girdiğini Moon Lovers da izlemiş ve çok da sevmiştik bu dizi onun parodisi gibi olmuş resmen ve izlemesi keyifli sadece bir tık gereksiz uzatılmış bir diziydi.Bu dizide de günümüzde aşçılık yapan çok yakışıklı bir şefin zamanda geriye giderek bir kraliçenin bedenine hapsolmasını izliyoruz.Dizinin ilk başları gerçekten acayip bir komediydi izlemesi çok keyifliydi sonradan saray işlerine entrikalarına falan dönmeye başladı dizi o zamanlarda biraz düştü temposu ve sonunda da biraz içimize sinmeyen bir sonla bitti ama genel olarak düşünürsek izlemesi keyifli eğlenceli bir diziydi.

Bu yıl Shin Hye Sun 'nun yılıydı resmen çok popüler rollerde oynadı kadın ve her rolünde hakkını verdi kadın yılın kazananlarından biri oldu resmen.Kim Jung-hyun da nihayet depresyonunu atlattı sağlığı yerine geldi sanırsam Time dizisi zamanlarında adamın hali neydi ya öyle basın toplantısından bile delirmiş gibi davranıyordu Kore normalde skandalları unutmaz ama bu adam iyi toparladı bence yine :)

Günümüzde yaşayan ancak ruhu Joseon Hükümdarlığı Dönemi'nde bir kraliçenin bedeninde hapsolmuş Jang Bong-Hwan'ın yaşadıklarını izliyoruz.O, başkanın evinde şef olarak çalışmaktadır.

20 Şubat 2021 Cumartesi

Çin Dizisi : You Are My Destiny

 Herkese merhabalar efenim,

Bütün aylar hatta yıllar bitti 28 gün süren Şubat bir türlü bitmedi :/ Şubat niye böyle kısa olduğu halde gereksiz uzadı ya :/ Mart ayından sonra her şeyin güzel olacağına inanıyorum oysa ki ben sanırım ondan bana çok uzun geldi :/

Bugün yine izin zamanlarımdan kalma bir Çin dizisi var.Konusu çok tanıdık olduğu için öyle şiddetle önereceğim hatta konusunu uzun uzadıya anlatacağım bir dizi değil maalesef.Zengin adam ve fakir kız bir gün seyahat gemisinden bir aldatılma sonucu tanışırlar ve sarhoş olup yatarlar kadın hamile kalır adam başlarda başka birini sevdiği için sorumluluk almak istemese de mecburen kızın sorumluluğunu almak zorunda kalır ve evlenirler zamanlar birbirlerine aşık olurlar.Diziyi zaten belli bir noktaya kadar izleyebildim birbirlerine aşık oldukları ve kavuştukları zamandan sonra bıraktım diziyi izlemeyi çünkü dediği gibi Çin dizilerinde gereksiz diziyi uzatma modası var :/

19 Şubat 2021 Cuma

Gerilim Filmi : La casa del fin de los tiempos

 Herkese merhabalar efenim,

Artık hafta sonları da dersler başladığı için ilk zamanlarda ki halimize döndük umarım tez zamanda şu dışarı çıkma yasakları da kalkar dışarı çıkması gereken yine çıkıyor zaten kimse kimseyi durduramıyor izin alıyor bir şey yapıyor sonuçta.İnsanlar çalışmak ekonomi dönmek zorunda.

Bugün ki film postumuzda yine 1 hafta tatildeyken izlediğim arşivde yazılmayı bekleyen bi gerilim filminden bahsedicem.Film tavsiyesi istediğimde "Kaan'nın Tavsiyeleri " sitesinden bakıyorum orada "beyin yakıcı filmler" diye bir kategorisi var (en sevdiğim tür) ordan yeni gelen filmlerden biri de bu İspanyol filmiydi.Ne varsa İspanyol filmlerinden var zaten bu türün harika temsilcilerinden biri diyebilirim.Zaman döngüsü olayları her zaman ilgimi çekmiştir benim bu filmde sonuyla öyle aşırı şaşırtmayı başaramasa da beni (bu tarz çok film izlediğim için artık pro oldum diyebilirim filmin daha başından sonunu tahmin edebiliyorum) genel olarak izlemesi keyifli bir filmdi belki bir kaç sahnesinde de beni germeyi başarmış olabilir :)

Dulce, ailesiyle beş yıl önce taşındıkları evlerinde bir takım garip olaylar yaşamaya başlar ve hiç beklemediği sonuçlarla yüzleşmek zorunda kalır. Otuz yıl sonra Dulce yaşlı bir kadına dönüşmüştür ve yıllar önce yaşadığı trajedi ve gizemi çözmek için eve döner. 


18 Şubat 2021 Perşembe

Gizem Filmi : Les Traducteurs

 Herkese merhabalar efenim,

2.döneme o kadar hızlı başladık ki bu 4 gün nasıl geçti anlamadım bile.Yakında Şubat ayı da biter aradan çıkar Mart ayı ile birlikte bir çok yerde açılmaya başlayacakmış bence dışarı çıkma yasakları da kalkmaya başlar aşı çalışmaları da başladı ama o aşı insanları ne kadar koruyor pek de emin olamıyorum artık.Mart ayı ile birlikte korona çıkalı tam 1 yıl olucak ve biz şu anda daha beter bir halde olsak da yapacak bir şey yok hayat ve işler bir şekilde devam etmek zorunda ne yazık ki.Benim içinde unutamayacağım son 2 yıl olucak sanırım hem aşk hem de iş deneyimi konusunda oldukça büyümüş ve tecrübe ile olgunlaşmış biri olarak Samsun'a gidiyor olucam.

Günün film postuna gelicek olursak izlemesi keyifli sonuna kadar merak ettiren bir Belçika filmi var karşımızda.Bir araya toplanan ve tek mekanda çekilen filmleri oldukça seviyorum.Bu film de aynı şekildeydi :)

Çok satan bir romanın yeni serisinin çevirisini yapmakla görevlendirilen dokuz tercümanın yaşadıklarına odaklanıyor. Dokuz tercüman ile çok satan bir serinin hevesle beklenen son kitabının çevirisinin yapılması için bir anlaşma yapılır. Tercümanlar, işe başlamak için dışarısı ile tamasın mümkün olmadığı, lüks bir sığınağın içine yerleştirilir. Her şey gayet güzel bir şekilde ilerlerken, romanın ilk on sayfasının internette yayınlanması işlerin karışmasına neden olur. Çeviriyi yayınlayan dokuz tercümandan biridir ve yayıncı onun maskesini düşürmek için her şeyi yapmaya hazırdır.

Japon Dizisi : Gisou Furin

 Herkese merhabalar efenim,

Çok tatlı mini Japon dizisi ile karşınızdayım.Başlarda aşırı anlamsız gelse de daha sonradan açılan ve kendine hayran bıraktığım tavsiye bir romantik dizidir kendisi başta karakterlerin bu tavırlarına anlam veremeseniz de sonrasında anlam kazanmaya başlıyor :)

Hama Shoko 32 yaşında bekar bir kadın ve bir taşeron işçisidir. Romantizmde iyi değil ve erkek arkadaşı yok, ama evlenmek istiyor. Son 2 yıldır evlenecek bir adam arıyor. Hâlâ doğru adamı bulamayan Hama Shoko, yalnız seyahat etmeye karar verir. Uçaktayken yakışıklı ve genç bir adamla tanışır. Gezisi sırasında tekrar genç adamla tanışır. Hama Shoko ona yalan söyler ve ona evli bir kadın olduğunu söyler. Adam ona "bu yolculuk sırasında bir ilişki yaşayalım" der.

16 Şubat 2021 Salı

Dram Filmi : Josée

 Herkese merhabalar efenim,

Han Ji-Min  ve Nam Joo-Hyuk çok sevdiğim iki Koreli oyuncu olduğu için sırf bu filmi izledim.Normalde bu ikiliyi fanlar pek yakıştırmıyor yaş farkından dolayı ama bence kadın bir tık yaşı fazla olmasına rağmen aşırı tatlış olduğu için ondan daha genç oğlanları onun yanına yakıştırıyorum ben bence çift olarak sırıtmıyorlar ki beraber oynadıkları dizi ya da bu filmde de zaten normal bir çifti canlandırmıyorlar o yaş farkı sırıtmayacak sırı dışılıkta bir aşk hikayesi daha doğrusu bir yoksulluk dramı izliyoruz.Sonunu biraz açık bırakmışlar filmin bence ben pek anlayamadım en azından :)

 Seul’un eteklerinde küçük bir kasaba… Mezuniyete yaklaşan üniversite öğrencisi Young-seok, sokakta tekerlekli sandalyesinden düşen bir kadınla karşılaşır ve eve dönmesine yardım eder. Sonunda ona basit ve hızlı bir yemek yapar ve kendisini “Josée” olarak tanıtan bu kadına karşı belirsiz bir merak içine girer. Bu andan itibaren Young-seok ara sıra Josée’nin evine uğrar, ona yemek getirir ve çok okuyan, kapsamlı viski bilgisi olan bu kadını tanımaya başlar ve ona doğru olduğundan emin olmadığı hikayeler anlatır. Yavaş yavaş unutulmaz bir aşkı paylaşmaya başlarlar.

Japon Dizisi : Motokare Mania

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün işe geri döndüm.O kadar yoğun bir gündü ki buraya bakacak zamanım asla olmadı 2.dönemin çok daha yoğun geçeceğini zaten tahmin ediyordum bugün de bu tezimi kanıtlamış oldum kendime.

Bugün dizi postumuzda yine mini bir Japon dizisi var.Bu diziyi izleyince içime bi su serpilti açıkçası.Sevgilimden ayrıldıktan sonra uzun bir süre o kişiyi unutamayıp onun hayaleti ve anıları ile yaşayan enayi bir ben değilmişim şükür :D

Baş roldeki adam ne kadar nazik ve tatlı olsa da kendisine acayip sinir oldum çünkü kendisi bir erkek ve her erkeğin yaptığı salaklıkları itinayla yapılıyor ve kırılan yine kızların ponçik kalpleri oluyor :/ Anlayacağınız bu diziyle fazlasıyla empati kurmuş durumdayım :)

Nanba Yurika, beş yıl önce ayrıldığı Saito Makoto ile geçmiş hatıralarına dalmış durumda. Eski bir manisi, eski sevgilisinin hayranı olduğunu iddia ediyor ve sık sık hayal ettiği hayali Makoto'nun yaşamını sürdürmesine yardımcı olduğunu düşünüyor. Sonunda yeni işyerinde gerçek Makoto ile tekrar bir araya geldiğinde ne kadar şok oldu.

15 Şubat 2021 Pazartesi

Çin Dizisi : Mr. Honesty

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün tatilimin son günü yarın işe başlıyorum :/ Hayırlısı ile 2.dönemi de bitirmek nasip olursa tez zamanda biran önce Samsun'a taşınmak istiyorum.Zaman çabuk geçti vallahi ne ara başladı tatilim ne ara bitti anlayamadım bile ikinci dönem daha sıkı çalışarak geçeceği için daha çabuk geçer genelde şu korona da biraz hafiflerse en azından vurulan aşılar bir halta yarar da bi rahata erebilirsek her şey daha güzel olucakmış gibi geliyor bana :)

Bugünün dizi postunda yine aynı youtube kanalından izleyip bitirdiğim Çin dizisi var.Bu dizileri 1-2 içinde izleyip tüketiyorum resmen benim için çerezlik dizi kategorisindeler anca böyle tatilim falan olursa sarıyorum bu tarz dizilere.Genelde hep 2020-2021 yılında yayınlamış taze diziler oluyor ama konuları hep aynı maalesef ki bu dizi de onlardan biri.Yine zengin CEO muz var ve bu CEO muz fazla dürüst olma hastalığından muzdarip asla yalan söyleyemiyor bu yalan söyleyememe olayı bazen patavatsızlığa kadar neden oluyor elbette asistanı olan kızda yalancının Allahı :) Gerisini siz tahmin ettiniz bile dizinin tek eksisi yine 16 bölümden fazla olup konuyu sakız gibi uzatmış olmaları :/

İşinden kovulan Xu Yiren başka bir iş bulmuştur. Fakat patronu Fang Zhiyou asla yalan söylemeyen bir insandır. Ne yazık ki Xu Yiren'a verilen görev ise "yalan söylemek"tir. Birbirine tamamen zıt olan bu ikili zamanla kendilerini bir ilişki içinde bulacaklardır.

14 Şubat 2021 Pazar

Çin Dizisi : Forever Love

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün 14 Şubat sevgililer günü :) İnanır mısınız bilmiyorum ama hayatımda hiç bir sevgilimle sevgililer gününü kutlamak nasip olmadı o yüzden içimde bir uktedir bugün 25 yaşıma geldim hala da yalnız kutluyorum ilerde ilk olarak kutlayacağım kişi böyle günlere değer vermeyip kutlamayan biri olursa cidden çok üzülürüm sanırım "aman bir gün mü bize her gün sevgililer günüü" diye diye hiç bir zaman bir şeyi kutlamayan insanları cidden hiç sevmiyorum.Hayır kutlamıyorsun abi işte itaraf et yani her gün sanki özel bir günmüş gibi davranmıyorsun hayatında ilişki sırasında sonuçta ayda yılda bir olan şeyleri de bi zahmet kutla ne olucak yani karşındakini sevindirsen neyse hayal kurmayalım şimdi :)

Hayatta sevgililik anlamında en özendiğim şeylerden biri de ilişkileri liseden başlayıp evlendikleri yaşa gelinceye kadar ilişkisi sürmüş insanlar.Cidden onca yıl bir ilişkiyi nasıl sürdürebiliyorlar hayranım öyle kişilere benim en uzun ilişkim 3 ayı geçmiyor maalesef en sonunda yine benim elimde patlıyor ya bana denk gelmiyor adam gibisi ya da ben geçinilmesi zor bir kadınım bilemedim bu işi vallahi neyse efenim şimdilik bu korona zamanında özellikle de yapacak zaten bir şey yok yalnız kovboy olarak takılmak en iyisi gibi duruyor :)

Jiang Zhen Han ve Xia Lin Xi'nin lisede  başlayıp evliliğe giden büyük aşk hikayesi var bugün ki dizi postumuzda tam da.Şu sıra dizi bulamayınca yine Çin dizilerine sardım sanırım Kore dizileri gibi 16 bölümde bitseler bir de keşke saçma sapan sakız gibi uzatıyorlar diziyi tek sinir olduğum noktaları bu herhalde.Bu arada ben diziyi WeTV Turkish  Youtube kanalından izledim orada hazır Türkçe çevirisi var oradan rahat rahat izleyebilirsiniz diziyi :)

13 Şubat 2021 Cumartesi

Aksiyon Filmi : Angel Of Death

Herkese merhabalar efenim,

Evde tembellik yaparak geçirdiğim son hafta sonum olucak uzun bir süre sanırım.Tatilimin bitmesine son 2 gün kaldığını inanamıyorum zamanında biran önce akıp geçmesi bir yandan iyi elbette ama bu kadar zaman evde tembellik yapmaya alıştım sanırım işe gitmek çok zor gelicek gibi salı günü :/

Netflix in derinliklerinde ucuz bir aksiyon filmi buldum.Size daha önceki postta da söylemiştim kadın ajanların olduğu izlemediğim aksiyon filmi araştırma işine girdim ve bu filmi buldum.Baş roldeki ablamız aslında bir oyuncu değil kendisi bir dublör.Çok ünlü filmlerde ünlü kadın oyuncuların dublörlüğünü yapmış özellikle filmin dövüş sahneleri sanırım sırf bu bilgiden dolayı bana çok gerçekçi ve havalı geldi.Filmin senaryosu ve çekimleri elbette biraz ucuz ama sonuna kadar izlettirdi beni :)

Kiralık katil olarak işini ustaca yapan bir katilin son işinde 14 yaşında bir kızı yanlışlıkla öldürmesi sonucu ustalığını kendisini tutan insanlara karşı konuşturması bol ölüm ve bol kavga sahnesi ile anlatılmış.

11 Şubat 2021 Perşembe

Aksiyon Filmi : Duplicity

 Herkese merhabalar efenim,

Netflix de ki  aksiyon filmlerine sardım şu sıra.Özellikle de ünlü oyuncuların kıyıda köşe de kalmış izlemediğim filmlerini izliyorum.Angelina ablamızdan sonra Julia ablamızın baş rolde olduğu hem romantik hem de aksiyon filmi buldum yine ajan filmi elbette başlar da Mr and Mrs Smith gibi bir film olduğunu düşünsem de ondan bı tık daha vasat bi filmdi bence aksiyon kategorisinde olmasına rağmen öyle çok fazla aksiyonu yoktu daha çok sahtekarlık,dolandırıcılık filmine benziyor gibiydi tabi içinde güven olmayan romantizmlerde vardı elbette.Çok böyle canınız bu tarz film çekerse izlenebilcek bi filmdi onun dışında bı tık sıkıcı buldum sadece sonunun hiç beklemediğim gibi bitmesi biraz değişik geldi bana o kadar :)

CIA ajanı Claire Stenwick (Julia Roberts) ile MI6 ajanı Ray Koval (Clive Owen), hükümete bağlı istihbarat dünyasından ayrılarak özel sektöre geçmişlerdir. Artık birbiriyle kıyasıya rekabet halindeki iki dev şirkette çalışmaktadırlar.

Bu iki şirket arasında yüksek kazanç elde etme amaçlı soğuk savaş hüküm sürmektedir. Peki, Claire ve Ray'in görevleri nedir? Patentini ilk alan şirkete servet kazandıracak yeni bir ürünün formülünü elde etmek için kıyasıya mücadele.

Claire ile Ray'in patronları olan endüstri devi Howard Tully (Tom Wilkinson) ile CEO Dick Garsik'in (Paul Giamatti) her ikisi de sınır tanımayan işadamlarıdır.Claire ile Ray'in en büyük sorunu ise, birbirleriyle nasıl oynamaları gerektiğini bilememektir.

Önlerine çıkan engelleri teker teker aşmaya çalışırken hazırladıkları büyük soygun planını tehlikeye atacak tek şeyin bir türlü uzak duramadıkları aşk olduğunu keşfedeceklerdir.

10 Şubat 2021 Çarşamba

Gerilim Filmi : Taking Lives

 Herkese merhabalar efenim,

Ben bu filmi daha önce televizyonda annemle birlikte izlemiştim ama sanırım filmin sonuna denk gelmişim filmin sonunu izleyince daha önceden izlediğimi anladım ama buraya yazmadığım için izlememiş saydım kendimi o yüzden beynimi formatlayıp sanki ilk defa izliyormuş gibi yazacağım buraya da :)

Angelina ablamızın izlemediğim filmi pek nadirdir kendisini izlemeyi pek severim bu tarz ajan rolleri de kendisine fena yakışıyor ayrıca gençlik halleri de ayrı bi güzel.Diğer ajan filmlerine oranla bu film bi tık daha vasat kalmış elbette ama onu da Ethan Hawken abimizin olmasına bağlayalım çünkü kendisine nedense pek ısınamıyorum ben adam bana çok itici geliyor :/ Onun dışında konunun işlenişi ve tempoda bana biraz düşük geldi nedense sonlara doğru biraz biraz açılmaya başladı filmin en başından sonunu tahmin ettim elbette ondan da olabilir tabi biraz :)

lleana Scott, güzelliğiyle teşkilatındaki erkeklerin ilgisini çekebilen, işinde uzman bir analisttir. Asıl uzmanlık alanı ise bir türlü çözülemeyen cinayet davalarını nihayetlerine kavuşturması üzerine olan yetkinliğidir. Bir seri katil, Montreal'i kana bulamakta ve polis bu cinayetlere engel olamamaktadır. Scott, cinayeti çözmek üzere Montreal'e çağırılır. Bu kez karşı karşıya olduğu katil, öldürdüğü kurbanlarının kimliklerini çalmakta ve onların hayatlarını yaşamaktadır. Bu tip sıradışı yöntemlerle sürekli olarak hedef şaşırtan bu katille yüzleşmek oldukça zor olacaktır.

Absürd Film : All My Friends Are Dead

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün tatilimin 3. günü !

Wow zaman ne çabuk geçiyor bir bakmışım tatil bitmiş bile nasıl doyucam evde öyle tembel tembel yatmaya bilemiyorum işe gitmek zor gelicek sanırım bana :/ Özlemişim bu şekilde evde kalmayı.

Netflix de geri de kalmış ama dikkatimi çekmeyi başarmış filmlere bakıyorum şu sıralar.Bu filmi tek izleme sebebim Julia Wieniawa.Kendisi ınstgramda keşfettiğim Polonyalı bir oyuncu.Nedense kızı çok beğendim Netflix de filmine denk gelince izlemek istedim absürd bi film o yüzden bir çok kişinin beğenceği tarzda olduğunu zannetmiyorum.İzlerken "ben ne izliyorum Allahım" dedirten cinsten :)

Yılbaşı partisindeki bir grup arkadaşın üst üste yaşadığı olaylar; sırların açığa çıkmasına, kalplerin kırılmasına ve şoke edici bir sonuca yol açar.

Yılbaşı gecesinde her şey olabilir. Özellikle de kafa karıştırıcı ilişkiler ve duygusal gerilimlerle uyuşturucu ve tehlikeli seks bir aradaysa. İki dedektif, Yılbaşı gecesinde cesetlerle dolu bir banliyö evinde girdiklerinde tam da bu manzarayla karşılaşır. Ancak katliamın nedenini bir türlü tespit edemezler.

Teker teker olaydan önceki günlere dönüp, Yılbaşı gecesi eğlenmeye karar veren her yaştan bir grup gençle tanışıyoruz. Bu gençler arasında aklı bir karış havada Anastasia ile rapçi olmayı hayal eden sevgilisi Dżordan da var. İkili, partide ortama hiç de uygun olmayan 40 yaşlarındaki Gloria ve yanındaki ondan çok daha genç ve epey utangaç Paweł ile tanışırlar. Bu yılbaşı kutlaması vesilesiyle Daniel’ın başka büyük planları da vardır. Kız arkadaşı Andżelika’ya bu gece evlenme teklif edecektir. Tüm bu karakterler, rehabilitasyondan yeni çıkmış, içe kapanık fotoğrafçı Filip’in markajındadır.

Partinin ev sahibi Marek nevrotik bir pizza kuryesine kapıyı açtığında ve Anastasia, Filip’le biraz yalnız vakit geçirmek istediğinde, art arda gerçekleşecek sıra dışı olaylar ve gecenin beklenmedik şekilde katliamla sona ereceği hiç birinin aklının ucundan geçmez.

9 Şubat 2021 Salı

Kore Dizisi : Run On

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün tatilimin 2.günündeyiz ! Bol bol film izlemeli ve kitap okumalı bir tatil oluyor tam da hayal ettiğim gibi :)

Bugün yine taze bitirdiğim bir Kore dizisinden bahsedicem.Shin Se-Kyung'un soğuk nevale oyunculuğuna hiç bir dizi de alışamıcam sanırım ben kızın dizilerinden kaçmaya çalışsam da ne var ki bir şekilde izlerken buluyorum kendimi ama asla oyunculuğundan ve o soğuk nevale tipinden memnun olamıyorum.Değişik diyalogların ve atlet ve bağımsız sanat filmleri çevirmeni gibi değişik mesleklere mensup iki kişinin sıradan bir hikayesini anlatıyor.Genelde bu tarz sıradan insanları anlatan dizileri çok seviyorum alışılmışın daha dışında ve daha gerçekçi oluyorlar ama bu dizi de çok fazla yan rol ve yan rollerinde çok fazla rolü vardı baş roller neredeyse çok yoklar gibiydiler ayrıca baş rollerin kimyası da tartışılır da bence (gerçi o kızın herhangi bir baş rol erkekle kimyasının oturduğunu hiç görmedim).Belki daha boş ve geniş bir zamanınız varsa şans verebileceğiniz bir dizi diyebiliriz.

Konusu:

Dizi, daha önce tamamen farklı dünyalarda yaşayan, birbirlerini tanıdıkça ve birlikte olgunlaşmaya başladıkça, kendilerini hapsettikleri kalıpları kıran iki kişinin arasındaki romantik ilişkiyi konu almaktadır.

Karakterleri:

Im Si-Wan dizide bir spor menajeri olan Ki Sun-Gyeom karakterini canlandırmaktadır. Bir zamanlar, milli takımda yer alan popüler bir kısa mesafe koşucusuydu. Yaşadığı bir olaydan sonra, atletlizmi bırakarak spor menajeri olur. Oh Mi-Joo (Shin Se-Kyung) ile tanıştıktan sonra hiç tanımadığı bir hayatın içine adım atar.

Shin Se-Kyung dizide film çevirmeni olan Oh Mi-Joo karakterini canlandırmaktadır. Filmler için altyazı çevirileri yapmaktadır. Kalbini insanlara açmakta zorlanmasına rağmen, duygularına sadık birisidir. Ki Sun-Gyeom (Im Si-Wan) ile karşılaşmasının, ikisinin de kaderleri olduğunu düşünmektedir.

Choi Soo-Young dizide bir spor ajansının CEO’su olan Seo Dan-A karakterini canlandırmaktadır. 'Seomyung Group'un başkanının tek çocuğudur. Ancak kadın olduğu için 'Seomyung Group'un potansiyel halefleri listesine en son sıralara konulmuştur. Ona ait olan makamı geri alabilmek için büyük bir mücadele vermektedir.

Kang Tae-Oh dizide güzel sanatlar fakültesinde okuyan Lee Young-Hwa karakterini canlandırmaktadır. Okulunda popüler bir öğrencidir. Film izlemek ve eskiz çizimleri yapmaktan hoşlanmaktadır. Bir gün, ondan kendisi için çizim yapmasını isteyen, garip bir kadınla, Seo Dan-A (Choi Soo-Young) ile karşılaşır. Seo Dan-A adındaki bu kadın onun oldukça ilgisini çeker.

7 Şubat 2021 Pazar

Kore Dizisi : True Beauty

 Herkese merhabalar efenim,

Evde geçireceğim 8 günlük tatilim başlamış bulunmaktadır !

Tatilin ilk gününde daha taze bitirdiğim aşırı tatlı bir Kore dizisinden bahsedicem sizlere.Webtoondan diziye çevirilen diziler nedense ayrı bir güzel oluyor.Yine bi lise dizisi ama en az yetişkinlerin dizilerini izlemek kadar güzel ve her bölümünü her hafta heyecanla beklediğim bir diziydi.Mun Ka-Young genelde hep yan rollerde olurdu nihayet kızı baş rol yapmışlar aşırı güzel ve tatlı bir kız bence rolüne de çok yakışmış.Cha Eun-Woo hep bu tür dizilerde ve bu tür bir rolde oynuyor zaten o yüzden alışıktık kendisini bu tarzda izlemeye ama adama da yakışıyor yani zaten soğuk nevale bi tip gibi duruyor başka başka apır sapır adam rollerinde biraz tuhaf durur :D Heykel gibi çocuk mahşallah ona düşmeyen de ne bileyim derken herkes ikinci adama yükseldi asıl bu dizi de ben sırf saç stilinden dolayı sevmedim :D Ama bence bu dizi de patladı gitti bundan sonra kendisini başka dizilerde baş rollerde görücez gibime geliyor :)

Konusu:

Dizi, görünüşü konusunda kendine güveni olmayan ve kendini güzel göstermek için makyaj yapan Lim Joo-Kyung'un (Mun Ka-Young) hikâyesini konu almaktadır. Kalbinde derin bir yara ile yaşayan Lee Su-Ho (Mun Ka-Young) ile karşılaşır. Sırlarını birbirleri ile paylaştıkça olgunlaşırlar.

Karakterleri:

Mun Ka-Young dizide Saebom Lisesi'nin bir öğrencisi olan Im Joo-Kyung karakterini canlandırmaktadır. Parlak bir kişiliğe sahiptir. Ancak, görünüşü konusunda aşağılık kompleksi vardır. Bu yüzden, diğer insanlardan, yüzünü saklamak için her zaman makyaj yapmaktadır.

Cha Eun-Woo dizide bir lise öğrencisi olan Lee Su-Ho karakterini canlandırmaktadır. Saebom Lisesi'ne yeni transfer olmuştur. Görünüşü, iyi notları ve hatta harika basketbol yeteneği ile tepeden tırnağa mükemmel biri gibi görünmektedir. Herkesten gördüğü büyük ilgiye rağmen, Lee Su-Ho kimseyle ilgilenmez.

Hwang In-Yeop dizide Saebom Lisesi'nin bir öğrencisi olan Han Seo-Joon karakterini canlandırmaktadır. Yüzü ve keskin vücut hatları ile iyi bir görünüme sahiptir. Dış görünüşü, ona vahşi biri izlenimi verse de aslında kibar ve sıcak kalpli birisidir. Lee Su-Ho (Cha Eun-Woo) ile aralarında Lim Joo-Kyung (Mun Ka-Young) için bir rekabet başlar.

6 Şubat 2021 Cumartesi

Müzik : Becky G - Shower

Herkese merhabalar efenim,

Bugün dopdolu zorlu bir haftanın son günü yarından itibaren 1 haftalık tatilim başlıyor.Bi sürrü kitap okuyup,film ve dizi izlemeyi düşündüğüm için buraları önümüzdeki hafta daha şenlendirmeyi planlıyorum o yüzden bunun şerefine bugün de bi müzik postu yapalım dedim.Şu sıralar çok beğendiğim bana yazı özlettiren eğlenceli bir şarkı dinleyelim istedim , iyi dinlemeler :)

3 Şubat 2021 Çarşamba

Müzik : Sunmi - Pporappippam

Herkese merhabalar efenim,

Şu sıralar bende bi blog yazma aşkı var ama elimde arşivde şu sıralar evde çok bir şey yapmadığım için bir şey kalmadı bu yüzden yazacak bir şey bulmakta da zorlanıyorum o yüzden müzik postları yapıyorum sırf buraya yazabilmek için.Sanırım şu sıra çok fazla içimi dökme ihtiyacı hissediyorum ...

Sunmi çok sevdiğim Koreli solo kadın şarkıcılarından biri bu şarkısını ilk dinlediğimde çok saçma gelmişti bana nedense ama sonradan dinleye dinleye sevmeye başladım ilk başta nedense sanırım adından dolayı biraz ön yargılı yaklaştım şarkıya :) Bugün ki iç dökme o zaman ilk başlarda ön yargılı yaklaştığımız ama sonradan o şeyi ya da kişileri tanıdıkça hiç de hayal ettiğiniz gibi olmadığını görmemiz olsun.Sanırım ben bunu en çok Buca ya gelince iş anlamında yaşadım buraya gelince yeni bit yılla birlikte güzel bir başlangıç yapacağımı ve her şeyin daha iyiye gideceğini düşündüm ama pekte öyle olmuyor gibi sanki en azından şu sıralar öyle gelecek ne gösterir bizde elbette bilemiyorum aslında belki de önümüzdeki şu 1 haftalık tatil bana iyi gelecektir sonrasında tamamen yüz yüze eğitime dönecek olursak biraz da Marta doğru havalar ısınmaya başlarsa benim de psikolojik olarak daha iyi olabileceğimi düşünüyorum.Çoktan Şubat ayına girdik bile hatta Şubat 28 çektiği için bu yıl ayrı bir şanslıyız nedense içimde Marta doğru ya da Mart ayından sonra her şey iyi olacakmış gibi geliyor o zaman biraz Pporappippam diyelim de keyfimiz yerine gelsin :)

2 Şubat 2021 Salı

Gerilim Filmi : Sightless

 Herkese merhabalar efenim,

Dün deprem oldu bugün İzmir'i sel aldı üstüne üstlük sabah entübe olan yengemi koronadan dolayı kaybettik.Olaylar üst üste gelirmiş hep gelince morallar bozuk bugün ki öğleden soneraki dersleri online yapma kararı aldık sabahtan gelen öğrenciler dersini yapıp gidecek bende resmen yüzerek geldim kuruma botum ,çoraplarım falan battı hep Şok dan gidip kendime çorap,dandik bi spor ayakkabı falan aldım o şekilde idare ediyorum artık eve nasıl dönücem orasını da pek bilemiyorum açıkçası yarın durmayacakmış sanırım bu yağış naparız hiç bilmiyorum vallahi oturdum hayırlısını bekliyorum artık ne olsa boynumu eğip susmaya ve bir şekilde hayata devam etmeye çalışıcam.

Dün izin günüm olduğu için Netflix den bir şeyler izleyeyim dedim.Bu filmi daha öncede bazı bloglar da gördüm ama yorumları kötü olduğu için ön yargılı yaklaştım başta ama daha filmin 2.sahnesinde filmin sonuna tahmin etsem de sonuna kadar izlettirdi bence film kendini ki Riverdale dizisinden ayılıp bayıldığım Madelaıne Petsch baş rolde olunca daha da izlemek istedim :)

Ellen Ashland, uğradığı adi bir saldırının ardından kör olur. Büyük bir travma yaşayan Ellen, iyileşebilmek için insanlardan izole bir yaşam sürmeye başlar. Yavaş yavaş iyileşen Ellen, bir süre sonra paranoya görmeye başlar. Saldırganın kendisini terörize etmek için geri döndüğüne inanan Ellen, kimseyi bu durumun gerçekliğine ikna edemez.

1 Şubat 2021 Pazartesi

Kitap - Koşmasaydım Yazamazdım Haruki Murakami

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün pazartesi nihayet benim için upuzun geçen zorlu bir haftadan sonra izin günümdeyim !

Bugün ayrıca Şubat ayının da ilk günü ! Ocak ayından kalan son kitabımı da bugün nihayet bitirdim artık Şubat ayı kitaplarına gönül rahatlığı ile başlayabilirim.Bence Ocak ayı kitap okuyabilme açısından benim için pek verimli geçmedi tabi bunda seçilen kitaplarında etkisi olduğunu düşünüyorum biraz daha zor okunan ve akmayan kitaplar okumak durumunda kaldım.Bunlardan biri de maalesef ki Murakami'nin bu kitabıydı :(

Bir Murakami kitabı hakkında böyle bir şeyi ilk defa söylüyorum sanırım ama bu kitabın bir roman değilde "deneme" türünde yazılmasına bağlamak istiyorum.Genellikle kurgu dışı bir şey okuyamıyorum okurken beni çok sıkıyor sadece "biyografi ya da otobiyografi" türünü okuyabiliyorum.Murakami'nin bu kitabı daha çok adından da belli olduğu üzere "koşmak" ya da yaptığı diğer sporlar üzerine bilen bilir benimde sporla hiç aram yoktur o yüzden sanım biraz da okurken sıkıldım bu kitabı.Murakami iyi bir yazar olmasının yanında iyi bir de koşucuymuş aklımda kalan tek şey bu oldu sanırım.Bu kitabı alırken Murakami Bey'in özel hayatıyla da ilgili daha çok bilgi sahibi olmak istedim ama bunun için yanlış bir kitabı seçtiğimi düşünüyorum.

"Murakami Bey, insan sizin gibi sağlıklı bir yaşam sürünce zamanla roman yazamaz hale gelmez mi?"

Arada sırada insanlar bu soruyu sorar bana. Roman yazmak, sağlıksız bir eylem; yazar olan kişi de sağlıklı olmak dediğimiz çemberden uzak bir yerde, mümkün olduğunca sağlıklı denemeyecek bir yaşam sürmek zorundaymış gibi.

Biz roman yazmaya çalıştığımızda, insanlığın temelinde bulunan zehir gibi bir şeyi istemesek de çekip çıkarır, görünür kılarız. Yazarlar az çok bu zehre maruz kalır. Bu zehir işin içine girmediği sürece, gerçek anlamda yaratıcılık eylemi ortaya konulamaz çünkü (tuhaf bir benzetmeyle söyleyeceğim ama balonbalığının zehirli kısmının aynı zamanda en lezzetli kısmı olmasıyla tıpatıp benzeyen bir durum galiba). Ama gerçekten sağlıksız olan şeylerle uğraşmak için insan mümkün olduğunca sağlıklı olmak zorundadır. Bu, benim tezim. Yani sağlıksız bir ruh bile, yine sağlıklı bir vücuda gereksinim duyar. İşte bu yüzden, böyle biri sanatçı olamaz, dense bile ben koşmaya devam ediyorum.

Haruki Murakami'den bir tutku olarak koşmak ve bu tutkuyla terbiye edilen yazma eylemi üzerine eşsiz bir metin... Koşmasaydım Yazamazdım kendini "utangaç biri" olarak tanımlayan yazarın belki de en kişisel kitabı.

(Tanıtım Bülteninden)

Gerilim Filmi : The Substance

 Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...