Herkese merhabalar efenim,
Bugün iş yerindeyim ve gergin bir şekilde güne başladı şu sıralar iş yerinde çok yoğun ve gerginim zaten her şeye çok çabuk alınıyor ve sinirleniyorum bu süreç nereye kadar böyle devam edicek bilmiyorum vallahi buradan da istifa edip gitmekten korkuyorum bilmiyorum benim ruh halim hiç belli olmaz malum eserekli kafasına göre hareket eden bir insanım.Çalışmayı seviyorum ama bazen gereksiz boğuluyorum cidden özel sektör cidden çok zor bir türlü de devlete kapıyı atamadık gitti gerçi benim için hayırlısı bu yönde herhalde bilemiyorum ki.
Neyse güne tatsız başladım ama kısa bir mola verirken sizlere dün okuyup bitirdiğim bir Murakami kitabı olan "Dans Dans Dans" dan bahsetmek istiyorum.İlk çıktığında 52 lira gibi bir fiyatla çıktığı için bütçemi zorlayacağından alamadım ama daha sonra indirimlerde 26 TL ye kadar düştü ve nihayet alıp okuyabildim kitap her zaman ki gibi Murakami tarzında.Büyüleyici,durağan ama bir anda heyecanlanan tam da dans ritimleri gibi yazılmış bir kitap (Murakami nasıl bir üstatsın sen ! ) . Yine kitabın bitişinde tavana boş boş baktım çünkü bir anda o dünyada kopup kendi dünyasına dönemiyor insan ayrıca yine ucu açık kalan ve kafamda zilyonlarca soru işareti bırakan bir kitap oldu.Hayatımın yazarı diye boşuna demiyorum Murakamiye :)
Bu dünya sandığımızdan daha kırılgan ve tekinsiz bir yer...
Adını bilmiyordum. Onunla aylarca birlikte yaşadığım halde. Aslında onunla ilgili gerçekte tek bir şey bile bilmiyordum. Pahalı bir telekız servisinde çalıştığı dışında. Servis, üyelik sistemiyle hizmet veriyordu; kimliği belli düzgün müşteriler dışında kimseyi kabul etmiyordu. Bunun dışında başka işler de yapıyordu. Normal iş saatlerinde küçük bir yayıncıda yarı zamanlı düzeltmenlik, ayrıca yarı zamanlı kulak modelliği.
Özetle çok meşgul bir iş yaşamı vardı. Bir adı vardı elbette. Aslında birkaç ad kullanıyordu. Ama yine de bir adı yok gibiydi. Yağmur gibiydi, bir yerlerden çıkıp gelmiş ve sonra ortadan kaybolmuştu. Geride sadece hatırası kalmıştı.
Haruki Murakami’nin en sevilen romanlarından biri olan Dans Dans Dans’la gizemli bir dünyanın kapılarını açıyoruz. Ortadan kaybolan çekici bir kadın... Yalnızlığını anlamlandırma çabası içindeki bir adam... Sezgileri gelişmiş sıradışı küçük bir kız... Müzik... Ve kült Murakami romanlarından artık “tanışımız” olan Koyun Adam da bu romandaki yol arkadaşlarımız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder