Herkese merhabalar efenim,
Dün eve geç saatlerde geldiğimiz için akşam postunu yazamadım.Dün kardeşim ve kuzenimle birlikte kurumlara CV bırakmaya gittik ve daha ilk günden neredeyse bi kurumla olumlu bir görüşme de bulundum daha ilk gün tabi tam olarak belli değil daha hiç bir şey.Oturduğumuz yere yine biraz uzak yarım saatlik bir mesafede ve YKS kurumu.Samsun'un eğitim anlayışı ve çalışma şartları falan İzmir'den çok farklı öğrenci profili Allah bilir nasıl hiç bilemiyorum ama pandeminin de etkisi var elbette kayıtlar falan özel kurumlarda zor durumda sınavlar yapılmaya devam ediliyor,okullar da Eylül'ün 6'sında açılacakmış eğer burada işe başlarsam Eylül 1 gibi her şey netleşicekmiş bugün kurumun koordinatör rehber öğretmeni ile görüşücem asıl onunla işler hakkında görüşürüz tabi.Neyse o kadar görüşmenin akşamına da kuzenim devlet tiyatrosunda bi oyunun yer aldığını söyleyince biz de oraya bi bakalım dedik."Otello - Kara Yazgı" diye bir oyuna girdik.Tiyatroya neredeyse 3 yıldır falan gitmiyorum burası İzmir gibi olmadığı için her yer birbirine yakın o yüzden her şeye ulaşmak çok zahmetli değil kuzenimin altında arabası da var o yüzden bundan sonra bol bol gezeceğiz :)
Bugünün sabah postunda dünün şerefine uzun bir süreden sonra Netflix de yer alan Norveç Distopya-Gerilim filmi var.ben filmi beklentimin biraz altında buldum ama yinede kendini sonuna kadar atlatmadan izletmeyi başardı bence ilkel ihtiyaçlar mı yoksa ahlak mı önce gelir gibi soruları seyirciye sordurtmayı başaran ve bence finali tatmin eden bir filmdi.
Nükleer bir felaketin ardından açlık çeken bir aile, bir otel sahibinden umut bulur. Otel sahibi aileyi ücretsiz bir akşam yemeğine davet eder. Akşam yemeğinin cazibesine kapılan aile, bir süre sonra tuhaf durumlarla karşı karşıya kalır. Otelde gerçekleşen eğlenceye dahil olan aile, çok geçmeden performans ve gerçeklik arasındaki sınırların bulanıklaştığını fark eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder