Herkese merhabalar efenim,
Nihayet şu postu paylaşmanın haklı gururunu yaşıyorum ! Çünkü bu kitap aslında bizim Temmuz ayı kitabımızdı ben de Temmuz ayı içinde okudum ama taşınma telaşından söyleyişiyi kaçırdım o yüzden uzun bi süre Youtube'a yüklenmesini bekledim sonra araya yine taşınma telaşı girdi ben bu sefer izleyemedim dün nihayet zaman bulup izleyebildim çok keyifli bir söyleşi olmuş.Ahmet Ümit'in daha önce "Aşkımız Eski Bir Roman ve Agatha'nın Anahtarı" kitaplarını okumuş ve çok beğendiğimi ve başka kitaplarını da okumak istediğimi o postlarda da belirtmiştim.Bu kitabı yeni çıkan bir Nevzat Komiser kitabı ama baş kahraman kendisi değil Ümit bizi şaşırtarak yabancı ve kadın bir baş komiser yaratmış ve ben bu karakteri de oldukça sevdim.Kitabın içinde yine yok yok aslında , arkeoloji,tarih,ırkçılık,cinayet,aşk ve aile ilişkileri.Bu romanın oluşum hikayesini bizzat Ahmet Ümit'in ağzından dinlemek ayrı bir keyifliydi bu arada Sude'ye de okuttum o da Ahmet Ümit fanı oldu hatta benden daha çok sevdi ve benim listemde olan diğer kitaplarını da kendi kütüphanesi için aldı sanırım artık bana da onun kütüphanesinden diğer kitaplarını aşırıp okumak kaldı :)
Bu arada aşağı tarafa sizin için söyleşiyi bıraktım.Kulüp ile Ağustos ayı kitabı olarak bir kitap seçildi ama ben o kitaba ve söyleyişiye yetişemicem sanırım eğer yine söyleyişiyi Youtube'a koyarlarsa zaman olarak biraz geç kalsam da onu da sizinle paylaşmak istiyorum.
Ahmet Ümit’ten polisiyeyi arkeoloji ve mitolojiyle harmanlayan usta işi bir roman.
Berlin Emniyet Müdürlüğü’nün cevval başkomiseri Yıldız Karasu ve yardımcısı Tobias Becker, göçmenlerin, işgal evlerinin ve sokak sanatçılarının renklendirdiği Berlin sokaklarından Bergama’ya uzanan bir macerada, hayatı ve insanları yok etmeye muktedir sırların peşinde bir seri cinayetler dizisini çözmeye çalışıyor. Soruşturmanın Türkiye ayağında sürpriz bir ismin olaya dahil olmasıyla heyecanın dozu gitgide artıyor.
Kayıp Tanrılar Ülkesi, Zeus Altarı ve Pergamon Tapınağı’nın gölgesinde mitlere günümüzde yeniden hayat verirken, suçun çağlar ve kültürler boyu değişmeyen doğasını bir tokat gibi yüzümüze çarpıyor.
“O yüzden unuttuk dediğiniz yerden başlayacağım. Unutmanın bedelini ödeyecek unutanlar. Cezaların en şiddetlisiyle ödüllendirilecek saygısızlık yapanlar, kalbi yerinden çıkarılacak beni kalbinden çıkaranların, yüzlerinin derisi yüzülecek benden yüz çevirenlerin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder